|
- It's important to me to be understood.
- Anlaşılmak benim için çok önemli.
- You don't need to sound like a native speaker to be understood.
- Anlaşılmak için anadiliniz gibi konuşmanıza gerek yok.
- It's important to me to be understood.
- Anlaşılmak benim için önemlidir.
- This phenomenon is being understood slowly.
- Bu olay yavaş yavaş anlaşılıyor.
- Women are meant to be loved, not to be understood.
- Kadınlar sevilmek içindir, anlaşılmak için değil.
- Matthew understands me, and it's so nice to be understood.
- Matthew beni anlıyor ve anlaşılmak çok güzel.
- Her answer couldn't be understood.
- Cevabı anlaşılamadı.
- You don't need to sound like a native speaker in order to be understood.
- Anlaşılmak için ana dili İngilizce olan biri gibi konuşmanıza gerek yok.
- People want to be understood.
- İnsanlar anlaşılmak istiyor.
- I know a few words of French, just enough to be understood.
- Birkaç kelime Fransızca biliyorum, anlaşılacak kadar.
- Her answer couldn't be understood.
- Onun cevabı anlaşılamadı.
- It is not easy to be understood by everybody.
- Herkes tarafından anlaşılmak kolay değildir.
- Women are meant to be loved, not to be understood.
- Kadınlar sevilmek için yaratılmıştır, anlaşılmak için değil.
- This phenomenon is being understood slowly.
- Bu fenomen yavaş yavaş anlaşılıyor.
- He who remains silent is understood to consent.
- Sessiz kalanın rızası olduğu anlaşılır.
Show More (12)
|