1 |
besides |
ayrıca |
adv., prep. |
|
- Besides, the compromise amendments submitted resolve any problems there may be.
- Ayrıca, sunulan uzlaşmacı değişiklikler, olabilecek tüm sorunları çözmektedir.
- That is not really a comment about the Minutes, and besides, there is going to be a debate on that subject.
- Bu gerçekten Tutanaklar hakkında bir yorum değil ve ayrıca bu konuda bir tartışma olacak.
- Besides, it is up to them to encourage artistic creativity.
- Ayrıca sanatsal yaratıcılığı teşvik etmek de onlara bağlıdır.
- Besides, the Commission proposal is not a market mechanism.
- Ayrıca, Komisyon teklifi bir piyasa mekanizması değildir.
- Besides, Arafat channelled hundreds of millions into secret accounts.
- Ayrıca Arafat yüz milyonlarca doları gizli hesaplara aktarmıştır.
- Besides, unfair trading practices damage confidence in the market.
- Ayrıca, haksız ticaret uygulamaları piyasaya olan güveni zedelemektedir.
- Besides, they all, including the European Union, agreed in Prague on the preventive strike.
- Ayrıca, Avrupa Birliği de dahil olmak üzere hepsi Prag'da önleyici grev konusunda anlaştı.
- Besides, the compromise amendments submitted resolve any problems there may be.
- Ayrıca, sunulan uzlaşma değişiklikleri olabilecek tüm sorunları çözmektedir.
- They were fruitful and, besides, they were quite enjoyable too.
- Verimli oldular ve ayrıca oldukça da keyifliydi.
- Besides, it is a pilot programme and we need to see how it progresses.
- Ayrıca, bu bir pilot programdır ve nasıl ilerlediğini görmemiz gerekmektedir.
- Besides, ethical issues rarely arise in isolation in some moral vacuum.
- Ayrıca, etik meseleler nadiren ahlaki bir boşlukta tek başına ortaya çıkar.
- Besides, most of these countries are not true and fully functioning democracies with properly elected parliaments.
- Ayrıca, bu ülkelerin çoğu doğru seçilmiş parlamentolara sahip, gerçek ve tam anlamıyla işleyen demokrasiler değildir.
- Besides, you can even check out the products on sale.
- Ayrıca, indirimde olan ürünlere bile göz atabilirsiniz.
- Besides, you'll write me another one, I'm sure.
- Ayrıca, bana bir tane daha yazacağından eminim.
- Besides, we see that the influencer marketing budgets will also grow.
- Ayrıca etkileyici pazarlama bütçelerinin de büyüyeceğini görüyoruz.
- Besides, check out their body language.
- Ayrıca, vücut dillerine baksana.
- Besides, I told my parents I'd be home early tonight.
- Ayrıca aileme bu akşam eve erken döneceğimi söyledim.
- Besides, I told my parents I'd be home early tonight.
- Ayrıca anne ve babama bu akşam eve erken geleceğimi söyledim.
- Besides, I told my parents I'd be home early tonight.
- Ayrıca, aileme bu gece eve erken geleceğimi söyledim.
- Besides, we see that the influencer marketing budgets will also grow.
- Ayrıca influencer pazarlama bütçelerinin de artacağını görüyoruz.
- Every rare thing is expensive, besides a cheap horse is rare, therefore a cheap horse is expensive.
- Her nadir şey pahalıdır, ayrıca ucuz bir at nadirdir, bu nedenle ucuz bir at pahalıdır.
- Besides, I do not know how to dance.
- Ayrıca, nasıl dans edeceğimi bilmiyorum.
- Besides, it's a really interesting problem.
- Ayrıca, bu gerçekten ilginç bir sorundur.
- Besides, it's a really interesting problem.
- Ayrıca, bu gerçekten ilginç bir sorun.
- Besides, we will lose too much time to talk about the various topics.
- Ayrıca, çeşitli konular hakkında konuşmak için çok fazla zaman kaybedeceğiz.
- I don't want to go, and besides it's too late.
- Gitmek istemiyorum, ayrıca artık çok geç.
- Besides, we will lose too much time to talk about the various topics.
- Ayrıca çeşitli konular hakkında konuşmakla çok fazla zaman kaybedeceğiz.
- Besides, I do not know how to dance.
- Ayrıca, nasıl dans edileceğini bilmiyorum.
- The weather was cold that day, and besides, it was raining.
- O gün hava soğuktu ve ayrıca yağmur yağıyordu.
- Besides that, I don't know how to dance.
- Ayrıca, nasıl dans edileceğini bilmiyorum.
- I don't want to go, and besides it's too late.
- Gitmek istemiyorum ve ayrıca çok geç.
Show More (28)
|
2 |
besides |
dışında |
prep. |
|
- Besides that, nothing, except for a long exile to my room.
- Bunun dışında odama uzun bir sürgün dışında hiçbir şey olmadı.
- Three of my friends, besides me, were admitted to the bar.
- Benim dışımda üç arkadaşım daha bara kabul edildi.
- Was there anybody else besides you?
- Senin dışında, başka kimse var mıydı?
- Did Mary have any other children besides Jesus?
- Mary'nin İsa dışında başka çocukları var mı?
- Do you play any other instruments besides the piano?
- Piyano dışında başka bir enstrüman çalıyor musunuz?
- There was no one in the room besides Tom and Mary.
- Tom ve Mary'nin dışında odada hiç kimse yoktu.
- That store sells many things besides furniture.
- O mağazada mobilya dışında birçok şey satılıyor.
- Besides music, what else do you do?
- Müzik dışında, başka ne yapıyorsun?
- He speaks two languages besides English.
- İngilizce dışında iki dil daha konuşuyor.
- He doesn't speak in other languages besides Esperanto!
- Esperanto dışında başka bir dilde konuşmaz!
- It's time for Tom to make a new friend besides Mary.
- Tom'un Mary dışında yeni bir arkadaş edinmesinin zamanı geldi.
- Besides the piano, can you play any other instruments?
- Piyano dışında başka bir enstrüman çalabiliyor musunuz?
- Besides music, what else do you do?
- Müzik dışında başka ne yaparsın?
- I don't have any other hobbies besides football.
- Futbol dışında başka hiçbir hobim yoktur.
- What's the point of studying foreign languages besides English?
- İngilizce dışında yabancı dil öğrenmenin ne anlamı var?
- Besides French, he can obviously speak English.
- Fransızca dışında İngilizce de konuşabiliyor.
- Do you read something besides the Bible?
- İncil'in dışında bir şey okur musun?
- Was there anybody else besides Tom?
- Tom'un dışında başka biri var mıydı?
- Besides tennis, what else do you do?
- Tenis dışında başka neler yaparsın?
- Is anyone coming besides your friends?
- Arkadaşlarının dışında kimse geliyor mu?
- It's unlikely that anyone besides Tom would consider taking that job.
- Tom'un dışında birinin o işi almayı istemesi pek olası değil.
- There was no one in the room besides Mary and John.
- Mary ve John'un dışında odada kimse yoktu.
- There was no one in the room besides Mary and John.
- Mary ve John dışında odada kimse yoktu.
- Besides a sofa and a table, there wasn't any furniture in the living room.
- Bir koltuk ve masa dışında, oturma odasında hiç mobilya yoktu.
Show More (21)
|
3 |
besides |
yanı sıra |
prep. |
|
- Besides penta, two other bromide-based flame retardants are available on the market, namely decaBDE and octaBDE.
- Pentanın yanı sıra, decaBDE ve octaBDE olmak üzere iki bromür bazlı alev geciktirici daha piyasada mevcuttur.
- Who finances this regime besides the revenue obtained from the illegal sale of drugs?
- Yasadışı uyuşturucu satışından elde edilen gelirin yanı sıra bu rejimi kim finanse ediyor?
- Besides its unity, Europe is also characterised by its cultural diversity.
- Avrupa, bütünlüğünün yanı sıra kültürel çeşitliliğiyle de öne çıkmaktadır.
- Besides those policy aspects, our immediate concern today is the recent cases of restructuring.
- Bu politika konularının yanı sıra, bugünkü acil endişemiz son zamanlarda yaşanan yeniden yapılandırma vakalarıdır.
- In my opinion, besides the safety of shipping, it is important to facilitate practical procedures.
- Bana göre, nakliye güvenliğinin yanı sıra, pratik prosedürlerin kolaylaştırılması da önemlidir.
- Besides its unity, Europe is also characterised by its cultural diversity.
- Avrupa, birliğinin yanı sıra kültürel çeşitliliğiyle de öne çıkmaktadır.
- Besides self-supply within the Union, this is the voluntary and unpaid provision of blood and blood products.
- Birlik içinde kendi kendine tedarikin yanı sıra bu, kan ve kan ürünlerinin gönüllü ve ücretsiz olarak sağlanmasıdır.
- Sport has many important social, cultural and, besides, very significant economic dimensions.
- Sporun çok önemli sosyal, kültürel ve bunların yanı sıra çok önemli ekonomik boyutları vardır.
- Besides being a surgeon, he was a famous writer.
- Bir cerrah olmanın yanı sıra, o ünlü bir yazardı.
- Besides being a businessman, he is a musician.
- İş adamı olmasının yanı sıra bir müzisyen.
- He speaks two languages besides English.
- İngilizcenin yanı sıra iki dil bilmekte.
- Besides being beautiful, she is kind and intellectual.
- Güzel olmasının yanı sıra nazik ve entelektüel.
- Besides being a great statesman, Sir Winston Churchill was a great writer.
- Sir Winston Churchill, büyük bir devlet adamı olmanın yanı sıra, büyük bir yazardı.
- Besides being an actress, she was a famous painter.
- Aktris olmasının yanı sıra ünlü bir ressamdı.
- Besides the rain, we experienced heavy winds.
- Yağmurun yanı sıra şiddetli rüzgarlar da vardı.
- Besides tennis, what else do you do?
- Tenisin yanı sıra başka ne yapıyorsun?
- That store sells many things besides furniture.
- O mağaza mobilyanın yanı sıra birçok şey satmaktadır.
- Besides English, she also speaks German.
- İngilizcenin yanı sıra Almanca da konuşuyor.
- Besides a living room in the house, there were also two bedrooms and, of course, a kitchen and a bathroom.
- Evde bir oturma odasının yanı sıra iki yatak odası ve tabii ki bir mutfak ve banyo da vardı.
- Besides the piano, can you play any other instruments?
- Piyanonun yanı sıra, herhangi başka enstrüman çalabilir misin?
- Besides a living room in the house, there were also two bedrooms and, of course, a kitchen and a bathroom.
- Evde bir oturma odasının yanı sıra iki yatak odası ve tabii ki bir mutfak ve bir banyo vardı.
- Besides Arabic, Turkish, and Persian, the colonial languages of English and French remain in use.
- Arapça, Türkçe ve Farsçanın yanı sıra sömürge dilleri olan İngilizce ve Fransızca da kullanılmaya devam etmektedir.
- Besides being a surgeon, he was a famous writer.
- Cerrah olmasının yanı sıra ünlü bir yazardı.
Show More (20)
|
4 |
besides |
bunun yanı sıra |
adv. |
|
- Besides, we see that the influencer marketing budgets will also grow.
- Bunun yanı sıra etkileyici pazarlama bütçelerinin de büyüyeceğini görmekteyiz.
- The weather was cold that day, and besides, it was raining.
- Hava o gün soğuktu, ve bunun yanı sıra, yağmur yağıyordu.
- Besides that, unemployment is increasing.
- Bunun yanı sıra, işsizlik artıyor.
- Besides that, I don't know how to dance.
- Bunun yanı sıra, nasıl dans edilir bilmiyorum.
Show More (1)
|
5 |
besides |
ayrıca |
adv. |
|
- I don't want to go to that party, and besides, I feel too tired.
- O partiye gitmek istemiyorum, ayrıca kendimi çok yorgun hissediyorum.
Show More (-2)
|
6 |
besides |
daha fazlası |
adv. |
|
- The park has stunning landscaping, private pool, and much more besides.
- Parkın muhteşem peyzajı, özel havuzu ve çok daha fazlası var.
Show More (-2)
|