|
- Why they built the bike is not a hard question to answer.
- Bisikleti neden yaptıkları, cevaplanması zor bir soru değil.
- Louise, check out this cool bike I got!
- Louise, aldığım şu havalı bisiklete bak!
- Why they built the bike is not a hard question to answer.
- Bisikleti neden yaptıkları sorusunu cevaplamak zor değil.
- Copenhagen is a bike-friendly city.
- Kopenhag bisiklet dostu bir şehirdir.
- I went around Hokkaido by bike this summer.
- Bu yaz bisikletle Hokkaido'yu dolaştım.
- My bike was stolen at the museum.
- Müzede bisikletim çalındı.
- My father goes to work by bike.
- Babam işe bisikletle gider.
- I ride my bike to school.
- Ben okula bisikletimle gidiyorum.
- You stole my bike, and now I'm going to break your face.
- Bisikletimi çaldın ve şimdi suratını dağıtacağım.
- Maurice Ravel had a nice bike.
- Maurice Ravel'in hoş bir bisikleti vardı.
- You always leave your bikes filthy.
- Bisikletlerini hep kirli bırakıyorsun.
- Tom borrowed my bike.
- Tom bisikletimi ödünç aldı.
- I've got a bike.
- Bisikletim var.
- Could you lend me your bike?
- Bana bisikletini ödünç verebilir misin?
- I like my bike.
- Bisikletimi seviyorum.
- I accused her of having stolen the bike.
- Onu bisikleti çalmakla suçladım.
- I was planning to go there by bike, but it rained.
- Oraya bisikletle gitmeyi planlıyordum ama yağmur yağdı.
- She has a bike.
- Bisikleti var.
- I will give you a bike for your birthday.
- Doğum günün için sana bir bisiklet vereceğim.
- I can't afford to buy a new bike, so I'll have to manage with this old one.
- Yeni bir bisiklet almayı göze alamıyorum, bu yüzden bu eski bisikletle idare etmek zorunda kalacağım.
- I have to push my bike because one of the tyres is flat.
- Lastiklerden biri patlak olduğu için bisikletimi itmek zorundayım.
- Neither Tom nor Mary has a bike.
- Ne Tom'un ne de Mary'nin bir bisikleti var.
- My father bought me this bike on my birthday.
- Babam, bana doğum günümde bu bisikleti almıştı.
- This city has a public bike share program.
- Bu şehrin kamusal bisiklet paylaşım programı vardır.
- Tom locked his bike to the bike rack.
- Tom bisikletini bisiklet taşıma aparatına kilitledi.
- Felipe has two cars and one bike.
- Felipe'nin iki arabası ve bir bisikleti vardır.
- Fadil was fixing his bike in the backyard.
- Fadıl arka bahçede bisikletini tamir ediyordu.
- I just bought a bike.
- Daha yeni bir bisiklet aldım.
- Keep your hands off my bike!
- Çek ellerini bisikletimden!
- Fadil's bike was his joy.
- Fadıl'ın bisikleti onun neşesiydi.
- My bike broke down.
- Bisikletim bozuldu.
- Tom and Mary bought their granddaughter a bike for Christmas.
- Tom ve Mary torunlarına Noel için bisiklet satın aldı.
- I want a new bike.
- Yeni bir bisiklet istiyorum.
- You always leave your bike filthy.
- Bisikletini her zaman kirli bırakıyorsun.
- The boy begged for a new bike.
- Çocuk yeni bir bisiklet için yalvardı.
- I want to buy my bike back.
- Ben bisikletimi geri almak istiyorum.
- Could you lend me your bike?
- Bana bisikletini ödünç verir misin?
- Tom doesn't have a bike.
- Tom'un bir bisikleti yok.
- She got on her bike and rode away.
- O, bisikletine bindi ve uzaklaştı.
- I just tried a new bike.
- Yeni bir bisiklet denedim.
- My brother uses that bike.
- Erkek kardeşim o bisikleti kullanır.
- My bike was stolen when I went shopping.
- Alışverişe gittiğimde bisikletim çalındı.
- I don't like cars, so I always ride a bike.
- Arabaları sevmem, bu yüzden hep bisiklet kullanırım.
- Tom dropped out of the race when he fell off his bike.
- Tom bisikletinden düşünce yarışı bıraktı.
- I've got a bike.
- Bir bisikletim var.
- I went around Hokkaido by bike this summer.
- Bu yaz Hokkaido'yu bisikletle dolaştım.
- I'll ride my bike to work.
- İşe bisikletimle gideceğim.
- Tom works at a local bike shop.
- Tom bölgedeki bir bisiklet mağazasında çalışır.
- That bike really is quite old.
- Bu bisiklet gerçekten çok eski.
- I can't buy a bike.
- Bisiklet alamam.
- Tom and Mary bought their granddaughter a bike for Christmas.
- Tom ve Mary Noel için torunlarına bir bisiklet aldılar.
- Is that bike Tom's?
- O bisiklet Tom'un mu?
- I have a red bike.
- Kırmızı bir bisikletim var.
- I bought an electric bike.
- Elektrikli bir bisiklet aldım.
- That's my bike.
- Bu benim bisikletim.
- Keep your hands off my bike!
- Bisikletime dokunma!
- You must not ride your bike on the sidewalk.
- Bisikletini kaldırımda sürmemelisin.
- He washes the bike every week.
- Her hafta bisikletini yıkar.
- You accused him of having stolen the bike.
- Onu bisikleti çalmakla suçladınız.
- Tom wants a new bike.
- Tom yeni bir bisiklet istiyor.
- Copenhagen is a bike-friendly city.
- Kopenhag bisiklet dostu bir kenttir.
- The bike parked over there is my brother's.
- Şuraya park edilmiş bisiklet kardeşimin.
- I want to buy my bike back.
- Bisikletimi geri almak istiyorum.
- Have you got a bike?
- Bisikletin var mı?
- I need a bike pump.
- Bir bisiklet pompasına ihtiyacım var.
- I gave my bike away.
- Bisikletimi verdim.
- Maybe I'll buy a bike.
- Belki bir bisiklet alırım.
- Tom accused him of having stolen the bike.
- Tom onu bisikleti çalmakla suçladı.
- Do you know whose bike this is?
- Bunun kimin bisikleti olduğunu biliyor musun?
- I've bought an electric bike.
- Elektrikli bir bisiklet aldım.
- She rides her bike to school.
- Okula bisikletle gider.
- This bike belongs to my younger brother.
- Bu bisiklet erkek kardeşime ait.
- I have a new bike.
- Yeni bir bisikletim var.
- Tom locked his bike to a tree.
- Tom bisikletini bir ağaca kilitledi.
- She got on her bike and rode away.
- Bisikletine bindi ve uzaklaştı.
- My bike was stolen.
- Bisikletim çalındı.
- Is it your bike?
- Bu senin bisikletin mi?
- Maria usually goes to school on bike.
- Maria genellikle okula bisikletle gider.
- Fadil went nowhere without his bike.
- Fadıl bisikleti olmadan hiçbir yere gidemezdi.
- They bought their grandson a bike for his birthday.
- Torunlarına doğum günü için bir bisiklet aldılar.
- Is this bike Tom's?
- Bu bisiklet Tom'un mu?
- He accused her of having stolen the bike.
- Onu bisikleti çalmakla suçladı.
- You must not ride your bike on the sidewalk.
- Bisikletini kaldırıma sürmemelisin.
- I found my bike.
- Bisikletimi buldum.
- Tom rides a bike to work.
- Tom işe bisikletle gidiyor.
- Someone broke the lock and stole my bike.
- Biri kilidi kırdı ve bisikletimi çaldı.
- He took his bike to the store.
- Bisikletini mağazaya götürdü.
- I bought the black bike instead of the red one.
- Kırmızı olanın yerine siyah bisikleti aldım.
- Tom locked his bike to the bike rack.
- Tom bisikletini bisiklet park yerine kilitledi.
- Tom works at a local bike shop.
- Tom yerel bir bisiklet dükkanında çalışıyor.
- Why is Tom's bike in the backyard?
- Tom'un bisikleti neden arka bahçede?
- Your bike is better than mine.
- Senin bisikletin benimkinden daha iyi.
- I tore a hole in my jeans when I fell off my bike.
- Bisikletimden düştüğümde kot pantolonumda bir delik açtım.
- I don't have a bike.
- Bir bisikletim yok.
- I came to work by bike this morning.
- Bu sabah işe bisikletle geldim.
- He took his bike to the store.
- O bisikletini mağazaya götürdü.
- I can't remember where I left my bike.
- Bisikletimi nerede bıraktığımı hatırlayamıyorum.
- This is my own bike.
- Bu benim bisikletim.
- The dedicated bike zone is most often at the rear of the train.
- Özel bisiklet bölgesi çoğunlukla trenin arka tarafındadır.
- Apart from on rainy days, I always ride my bike to work.
- Yağmurlu günler dışında işe hep bisikletle giderim.
- On entering the barn, he found a missing bike.
- Ahıra girerken kayıp bir bisiklet buldu.
- His bike is better than mine.
- Onun bisikleti benimkinden daha iyidir.
- They accused her of having stolen the bike.
- Onu bisikleti çalmakla suçladılar.
- Maurice Ravel had a nice bike.
- Maurice Ravel'in güzel bir bisikleti vardı.
- I've got a new bike.
- Benim yeni bir bisikletim var.
- Marie accused him of having stolen the bike.
- Marie onu bisikleti çalmakla suçladı.
- The first time I tried out my new bike I overbalanced and fell off.
- Yeni bisikletimi ilk denediğimde dengemi kaybedip düştüm.
- Young people like to go on bike trips.
- Gençler bisiklet gezilerine çıkmayı sever.
- Do you have a bike?
- Bisikletin var mı?
- He found my lost bike.
- Kayıp bisikletimi buldu.
- I can't buy a bike.
- Bir bisiklet satın alamam.
- I would rather go there by bike than walk.
- Yürümektense oraya bisikletle gitmeyi tercih ederim.
- Tom goes to school by bike.
- Tom okula bisikletle gidiyor.
- My bike is broken.
- Bisikletim bozuldu.
- I accused him of having stolen the bike.
- Onu bisikleti çalmakla suçladım.
- Is this your bike?
- Bu senin bisikletin mi?
- Tom doesn't have a bike.
- Tom'un bisikleti yok.
- My father taught me how to ride a bike.
- Babam bana nasıl bisiklet kullanacağımı öğretti.
- That's not my bike.
- Bu benim bisikletim değil.
- Tom has a nice bike.
- Tom'un güzel bir bisikleti var.
- Maybe you could get a bike.
- Belki bir bisiklet alabilirsin.
- May I borrow your bike?
- Bisikletinizi ödünç alabilir miyim?
- She died in a bike accident.
- O bir bisiklet kazasında öldü.
- I used to ride my bike to my grandparents' house.
- Büyükannem ve büyükbabamın evine bisikletle giderdim.
- Is that your bike?
- Bu senin bisikletin mi?
- I fell off my bike.
- Bisikletimden düştüm.
- Somebody stole my bike.
- Biri bisikletimi çaldı.
- She bikes to school.
- Okula bisikletle gidiyor.
- I ride my bike to work.
- İşe bisikletimle giderim.
- Where did you leave your bike?
- Bisikletini nereye bıraktın?
- Tom took off on his bike.
- Tom bisikletiyle yola çıktı.
- This bike is awful; it's too heavy.
- Bu bisiklet berbat; çok ağır.
- The thief escaped with my bike.
- Hırsız bisikletimi alıp kaçtı.
- Tom usually goes to school by bike.
- Tom genellikle okula bisikletle gider.
- This bike is used by my brother.
- Bu bisiklet erkek kardeşim tarafından kullanılıyor.
- My bike is broken.
- Benim bisikletim bozuk.
- Most of the students here go to school on bike.
- Buradaki öğrencilerin çoğu okula bisikletle gider.
- I have to push my bike because one of the tyres is flat.
- Bisikletimi itmek zorundayım çünkü lastiklerden biri patladı.
- My brother uses this bike.
- Kardeşim bu bisikleti kullanıyor.
- I have a bike.
- Bisikletim var.
- I was thinking to go there by bike, but it began to rain.
- Oraya bisikletle gitmeyi düşünüyordum ama yağmur başladı.
- I put my bike in a safe place.
- Bisikletimi güvenli bir yere koydum.
- My father bought me this bike on my birthday.
- Babam doğum günümde bana bu bisikleti almıştı.
- Have you ever seen a foldable bike?
- Hiç katlanabilir bir bisiklet gördün mü?
- I must use this bike.
- Bu bisikleti kullanmalıyım.
- I gave away my bike.
- Bisikletimi verdim.
- Hey, get off my bike.
- Hey, bisikletimden in.
- Whose bike is it?
- Bu kimin bisikleti?
- Lots of people get around by bike in Peking.
- Pekin'de birçok insan bisikletle dolaşıyor.
- Neither Tom nor Mary has a bike.
- Ne Tom'un ne de Mary'nin bisikleti var.
- How many bikes do you have?
- Kaç tane bisikletin var?
- I gave away my bike.
- Bisikletimi hediye ettim.
- My bike has a flat tire.
- Bisikletimin lastiği patlak.
- He goes by bike.
- O, bisikletle gider.
- Did she learn to ride a bike?
- O, bisiklet kullanmayı öğrendi mi?
- This bike needs to be repaired.
- Bu bisikletin tamire ihtiyacı var.
- Tom sold his bike on craigslist.
- Tom bisikletini Craigslist'te sattı.
- I have an awful bike.
- Berbat bir bisikletim var.
- Tom got on his bike and left.
- Tom bisikletine binip gitti.
- Father bought me a new bike.
- Babam bana yeni bir bisiklet aldı.
- I was thinking to go there by bike, but it began to rain.
- Oraya bisikletle gitmeyi düşünüyordum ama yağmur yağmaya başladı.
- She died in a bike accident.
- Bisiklet kazasında öldü.
- Whose bike is this?
- Kimin bisikleti bu?
- How long does it take from here to your house by bike?
- Bisikletle buradan evine gitmek ne kadar sürer?
- We accused him of having stolen the bike.
- Biz onu bisiklet çalmakla suçladık.
- Tom bikes to school.
- Tom okula bisikletle gider.
- Is that bike Tom's?
- Bu bisiklet Tom'un mu?
- I bought this bike four years ago.
- Bu bisikleti dört sene önce satın aldım.
- You must not ride your bike on the sidewalk.
- Bisikletinizi kaldırımda sürmemelisiniz.
- Do you have a bike?
- Bisikletiniz var mı?
- Fadil went nowhere without his bike.
- Fadıl, bisikleti olmadan hiçbir yere gitmedi.
- I'd love to travel by bike, but I'm afraid of getting mauled by a bear.
- Bisikletle seyahat etmeyi severim ama bir ayı tarafından parçalanmaktan korkuyorum.
- I bought the black bike instead of the red one.
- Kırmızı yerine siyah bisiklet aldım.
- They bought their grandson a bike for his birthday.
- Torunlarına doğum gününde bisiklet aldılar.
- We jumped off our bikes and sat in the grass.
- Bisikletlerimizden atladık ve çimlere oturduk.
- Have you ever seen a foldable bike?
- Hiç katlanabilir bisiklet gördün mü?
- I am giving my bike away.
- Bisikletimi veriyorum.
- I got a new bike for my birthday.
- Doğum günüm için yeni bir bisiklet aldım.
- Is this bike yours?
- Bu bisiklet senin mi?
- I saw Tom fall off his bike.
- Tom'un bisikletten düştüğünü gördüm.
- I bike to school.
- Okula bisikletle gidiyorum.
- I ride my bike to work.
- İşe bisikletle gidiyorum.
- I'd love to travel by bike, but I'm afraid of getting mauled by a bear.
- Bisikletle seyahat etmek isterdim ama bir ayı tarafından parçalanmaktan korkuyorum.
- Whose bike is this?
- Bu kimin bisikleti?
- You always leave your bikes filthy.
- Bisikletlerini her zaman kirli bırakıyorsun.
- You must not ride your bike on the sidewalk.
- Bisikletinizi kaldırımda kullanmamalısınız.
- My bike is not anything like yours.
- Benim bisikletim seninki gibi değil.
- Tom found my bike.
- Tom benim bisikletimi buldu.
- I don't have a bike.
- Bisikletim yok.
- Tom and Mary bought their grandson a bike for Christmas.
- Tom ve Mary Noel için torunlarına bir bisiklet aldılar.
- My bike is not anything like yours.
- Benim bisiklet seninki gibi bir şey değil.
- Sometimes I walk to work, and sometimes I ride my bike, because I live very close to work.
- İşe bazen yürüyerek bazen de bisikletle gidiyorum, çünkü işe çok yakın oturuyorum.
- My brother uses that bike.
- O bisikleti kardeşim kullanıyor.
- I used to ride my bike to school.
- Okula bisikletimle giderdim.
- She accused her of having stolen the bike.
- Onu bisikleti çalmakla suçladı.
- Don't touch my bike.
- Bisikletime dokunma.
- I don't know how much those two bikes cost.
- O iki bisikletin ne kadar tuttuğunu bilmiyorum.
- Where is my bike?
- Bisikletim nerede?
- My bike is nothing like yours.
- Benim bisikletim seninkine hiç benzemiyor.
- Tom is very proud of his custom bike.
- Tom özel bisikletiyle gurur duyuyor.
- Her bike is blue.
- Onun bisikleti mavi.
- He accused him of having stolen the bike.
- Onu bisikleti çalmakla suçladı.
- He used her bike without asking permission.
- İzin almadan onun bisikletini kullandı.
- This city has a bike-sharing service.
- Bu kentin bisiklet paylaşım hizmeti vardır.
- I gave Tom my old bike.
- Tom'a eski bisikletimi verdim.
- Tom stole your bike.
- Tom senin bisikletini çaldı.
- I ride my bike to school.
- Okula bisikletle gidiyorum.
- This bike belongs to my little brother.
- Bu bisiklet küçük kardeşime ait.
- One of my friends repaired my bike for me yesterday.
- Arkadaşlarımdan biri dün benim için bisikletimi tamir etti.
- Is it your bike?
- Senin bisikletin mi?
- I can't afford to buy a new bike, so I'll have to manage with this old one.
- Yeni bir bisiklet alacak param yok, o yüzden bu eski bisikletle idare etmek zorundayım.
- I will get you a bike for your birthday.
- Doğum günün için sana bir bisiklet alacağım.
- My bike was stolen at the museum.
- Bisikletim müzede çalındı.
- That is not my bike.
- Bu benim bisikletim değil.
- Can I use this bike?
- Bu bisikleti kullanabilir miyim?
- This bike is awful; it's too heavy.
- Bu bisiklet çok kötü; çok ağır.
- He washes the bike every week.
- O her hafta bisikleti yıkar.
- Tom was in a bike accident.
- Tom bir bisiklet kazası geçirdi.
- Most of the students here go to school on bike.
- Buradaki öğrencilerin çoğu okula bisikletle gidiyor.
- I found my bike behind Tom's house.
- Bisikletimi Tom'un evinin arkasında buldum.
- Somebody stole my bike.
- Birisi bisikletimi çaldı.
- This city has a bike-sharing service.
- Bu şehirde bisiklet paylaşım hizmeti var.
- This is my own bike.
- Bu benim kendi bisikletim.
- I have an awful bike.
- Müthiş bir bisikletim var.
- Her bike is blue.
- Bisikleti mavi.
- They accused him of having stolen the bike.
- Onu bisikleti çalmakla suçladılar.
- I bike to work.
- İşe bisikletle gidiyorum.
- How many bikes do you have?
- Kaç tane bisikletiniz var?
- It's a new bike.
- Bu yeni bir bisiklet.
- I got a new bike for my birthday.
- Doğum günümde yeni bir bisiklet aldım.
- I bike to work.
- İşe bisikletle giderim.
- You're crazy to buy such an expensive bike.
- Bu kadar pahalı bir bisiklet almak için delirmiş olmalısın.
- I ride a bike to work.
- İşe bisikletle gidiyorum.
- Don't you have a bike?
- Bir bisikletin yok mu?
- Apart from on rainy days, I always ride my bike to work.
- Yağışlı günler hariç, ben işe her zaman bisikletimle giderim.
- My bike is in the bike shop.
- Bisikletim bisikletçide.
- This bike belongs to my younger brother.
- Bu bisiklet küçük kardeşime ait.
- I've got a brand new bike.
- Yepyeni bir bisikletim var.
- I have a bike.
- Bir bisikletim var.
- You accused him of having stolen the bike.
- Sen onu bisikleti çalmakla suçladın.
- He went there by bike.
- Oraya bisikletle gitti.
- His bike is better than mine.
- Onun bisikleti benimkinden daha iyi.
- Tom admitted that he had stolen the bike.
- Tom bisikleti çaldığını itiraf etti.
- The bike's mine.
- Bisiklet benim.
- My bike is in the bike shop.
- Benim bisikletim, bisiklet dükkanındadır.
- Tom's bike was stolen by a drug addict.
- Tom'un bisikleti bir uyuşturucu bağımlısı tarafından çalındı.
- We accused him of having stolen the bike.
- Onu bisikleti çalmakla suçladık.
- He propped his bike against the wall.
- Bisikletini duvara dayadı.
- I can't buy you the bike.
- Sana bisiklet alamam.
- Tom goes to school by bike.
- Tom bisikletle okula gider.
- He found my lost bike.
- O, kayıp bisikletimi buldu.
- My bike was stolen yesterday.
- Dün bisikletim çalındı.
- He propped his bike against the wall.
- Bisikletini duvara yasladı.
- Lots of people get around by bike in Peking.
- Birçok kişi Pekin'de bisikletle dolaşır.
- One of my friends repaired my bike for me yesterday.
- Arkadaşlarımdan biri dün bisikletimi tamir etti.
- On entering the barn, he found a missing bike.
- Ahıra girdiğinde kayıp bir bisiklet buldu.
- This bike is used by my brother.
- Bu bisikleti kardeşim kullanıyor.
- Tom and Mary bought their grandson a bike for Christmas.
- Tom ve Mary torunlarına Noel için bisiklet satın aldı.
- My brother uses this bike.
- Erkek kardeşim bu bisikleti kullanır.
- Is that bike yours?
- Şu bisiklet sizinki mi?
- Where did you leave your bike?
- Bisikletini nerede bıraktın?
- She bikes to school.
- O, okula bisikletle gider.
- Sometimes I walk to work, and sometimes I ride my bike, because I live very close to work.
- İşe bazen yürüyerek bazen de bisikletle gidiyorum, zira yaşadığım yer işime çok yakın.
- I locked my bike.
- Bisikletimi kilitledim.
- Her bike is better than mine.
- Onun bisikleti benimkinden daha iyi.
- This bike belongs to my little brother.
- Bu bisiklet küçük erkek kardeşime ait.
- My bike was stolen last week.
- Bisikletim geçen hafta çalındı.
- My bike has been stolen.
- Bisikletim çalındı.
- I accused him of having stolen the bike.
- Ben onu bisikleti çalmakla suçladım.
- Is that your bike?
- O senin bisikletin mi?
- She has a bike.
- Onun bir bisikleti var.
- How long does it take from here to your house by bike?
- Buradan evinize bisikletle gitmek ne kadar sürer?
- This bike is the same as mine.
- Bu bisiklet benimkiyle aynı.
- The boy begged for a new bike.
- Oğlan yeni bir bisiklet için yalvardı.
- She accused him of having stolen the bike.
- Onu bisikleti çalmakla suçladı.
- I've got a new bike.
- Yeni bir bisikletim var.
- Tom bikes to school.
- Tom okula bisikletle gidiyor.
- Where can I leave my bike?
- Bisikletimi nereye bırakabilirim?
- This is my old bike.
- Bu benim eski bisikletim.
- Is that bike yours?
- Bu bisiklet senin mi?
- This bike is the same as mine.
- Bu bisiklet benimkinin aynısı.
- This is my bike.
- Bu benim bisikletim.
- This bike needs to be repaired.
- Bu bisikletin onarılması gerekiyor.
- I took the wheels off Tom's bike.
- Tom'un bisikletinin tekerleklerini söktüm.
- Tom has a bike.
- Tom'un bir bisikleti var.
- I saw Tom fall off his bike.
- Tom'un bisikletinden düştüğünü gördüm.
- I gave my old bike to Tom.
- Eski bisikletimi Tom'a verdim.
- I would rather go there by bike than walk.
- Oraya yürümek yerine bisikletle gitmeyi tercih ederim.
- I need a new bike.
- Bana yeni bir bisiklet lazım.
- I need a bike pump.
- Bana bir bisiklet pompası lazım.
- Tom got on his bike and left.
- Tom bisikletine bindi ve gitti.
- The children are riding their bikes.
- Çocuklar bisikletlerini kullanıyorlar.
- Tom dropped out of the race when he fell off his bike.
- Tom bisikletten düşünce yarışı bıraktı.
- I bought this bike four years ago.
- Bu bisikleti dört yıl önce aldım.
- I'm going to give you a bike for your birthday.
- Ben senin doğum günün için sana bir bisiklet vereceğim.
- The air got cooler when I was coming back home on my bike.
- Bisikletimle eve dönerken hava serinledi.
- My bike has been stolen.
- Benim bisikletim çalındı.
- Is it your bike?
- O, sizin bisikletiniz mi?
- I don't know how much those two bikes cost.
- Bu iki bisikletin kaça mal olduğunu bilmiyorum.
- May I borrow your bike?
- Bisikletini ödünç alabilir miyim?
- Fadil was fixing his bike in the backyard.
- Fadıl arka bahçede bisikletini onarıyordu.
- Tom is very proud of his custom bike.
- Tom özel bisikleti ile çok gurur duyuyor.
- This city has a public bike share program.
- Bu şehirde halka açık bir bisiklet paylaşım programı var.
- The bike parked over there is my brother's.
- Oraya park edilmiş bisiklet benim erkek kardeşimindir.
- Tom stole your bike.
- Tom bisikletini çaldı.
- Gonzales offers a bike to all his employees in Europe.
- Gonzales, Avrupa'daki tüm çalışanlarına bisiklet veriyor.
- I forgot to lock my bike.
- Bisikletimi kilitlemeyi unuttum.
- The dedicated bike zone is most often at the rear of the train.
- Özel bisiklet bölgesi çoğunlukla trenin arkasındadır.
- Don't you have a bike?
- Bisikletin yok mu senin?
- Tom got off his bike.
- Tom bisikletinden indi.
- That's not my bike.
- O benim bisikletim değil.
- Do you know whose bike this is?
- Bu bisikletin kimin olduğunu biliyor musun?
- The thief escaped with my bike.
- Hırsız, benim bisikletimle kaçtı.
- I don't have money to buy a new bike for myself.
- Kendime yeni bir bisiklet alacak param yok.
- I hope my bike doesn't get stolen.
- Umarım bisikletim çalınmaz.
- I really like riding my bike to school.
- Okula bisikletle gitmeyi çok seviyorum.
- My bike was stolen last night.
- Dün gece bisikletim çalındı.
- I used to ride my bike to school.
- Okula bisikletle giderdim.
- If you want a new bike, you'd better start saving up.
- Yeni bir bisiklet istiyorsanız, para biriktirmeye başlasanız iyi olur.
- Tom fell from his bike.
- Tom bisikletinden düştü.
- Every day I either ride a bike or get the bus to work.
- Her gün işe ya bisikletle giderim ya da otobüsle.
- You always leave your bike filthy.
- Bisikletini hep kirli bırakıyorsun.
- Do you think I'll get the bike?
- Sence bisikleti alabilir miyim?
- Whose bike is it?
- Kimin bisikleti bu?
- Let's rent a bike there.
- Oradan bir bisiklet kiralayalım.
- Tom found my bike.
- Tom bisikletimi buldu.
- Tom fell off his bike.
- Tom bisikletinden düştü.
- Maria usually goes to school on bike.
- Maria okula genellikle bisikletle gider.
- Where's my bike?
- Bisikletim nerede?
- I borrowed Tom's bike.
- Tom'un bisikletini ödünç aldım.
- He found my bike.
- Bisikletimi buldu.
- I was on a bike.
- Bir bisikletteydim.
- I took the wheels off Tom's bike.
- Tom'un bisikletinden tekerleri çıkardım.
- I can't remember where I left my bike.
- Bisikletimi nereye bıraktığımı hatırlayamıyorum.
- A computer is to the brain like a bike is to the legs.
- Bilgisayar beyin için, bisiklet bacaklar için neyse odur.
- Do you know how to ride a bike?
- Bir bisiklete nasıl binileceğini biliyor musun?
- I can't bike very fast.
- Bisikletle çok hızlı gidemiyorum.
- Each boy has a bike.
- Her çocuğun bir bisikleti vardır.
- She rides her bike to school.
- Okula bisikletle gidiyor.
- What a nice bike!
- Ne güzel bir bisiklet!
- Can you fix my bike?
- Bisikletimi tamir edebilir misin?
- We accused her of having stolen the bike.
- Biz onu bisikleti çalmakla suçladık.
- My house is near a bike trail.
- Benim evim bir bisiklet patikasının yanında.
- I'm going to give you a bike for your birthday.
- Doğum günün için sana bir bisiklet vereceğim.
- She is going to wash the bike this afternoon.
- Bu öğleden sonra bisikleti yıkayacak.
- Dan found Linda's bike in the basement.
- Dan, Linda'nın bisikletini bodrumda buldu.
- We accused her of having stolen the bike.
- Onu bisikleti çalmakla suçladık.
- Young people like to go on bike trips.
- Genç insanlar bisiklet gezilerine gitmekten hoşlanırlar.
- I want a new bike.
- Ben yeni bir bisiklet istiyorum.
- It was Tom who stole Mary's bike.
- Mary'nin bisikletini çalan Tom'du.
- That is not my bike.
- O benim bisikletim değil.
- I need a new bike.
- Yeni bir bisiklete ihtiyacım var.
Show More (350)
|