|
- But we might as well get the biological facts right.
- Ancak biyolojik gerçekleri de doğru anlamalıyız.
- Now the US has overtaken Europe in the discovery of new chemical or biological entities.
- ABD, yeni kimyasal ve biyolojik varlıkların keşfinde Avrupa'yı geride bırakmış durumda.
- The human body must not be degraded to biological material.
- İnsan vücudu biyolojik maddeye dönüştürülmemelidir.
- And that is the way to create healthy biological bans.
- Ve sağlıklı biyolojik yasaklar oluşturmanın yolu budur.
- All assessments of quotas are based on scientific and biological advice.
- Kotalara ilişkin tüm değerlendirmeler bilimsel ve biyolojik tavsiyelere dayanmaktadır.
- I wish to speak about the negotiations on the Biological and Toxin Weapons Convention.
- Biyolojik ve Toksin Silahlar Sözleşmesi müzakereleri hakkında konuşmak istiyorum.
- The Irish Box was specially recognised as an area of biological sensitivity.
- İrlanda'nın hassas bölgesi, özellikle biyolojik hassasiyete sahip bir alan olarak kabul edildi.
- The Irish Box was specially recognised as an area of biological sensitivity.
- İrlanda kutusu özellikle biyolojik hassasiyete sahip bir alan olarak kabul edilmiştir.
- I realise that there are important biological reasons for this proposal.
- Bu öneri için önemli biyolojik nedenler olduğunun farkındayım.
- This sensitive biological area deserves protection.
- Bu hassas biyolojik alan korunmayı hak ediyor.
- Today's experts are interested volunteers who have been taken away from other medical and biological research.
- Günümüzün uzmanları, diğer tıbbi ve biyolojik araştırmalardan uzaklaştırılan ilgili gönüllülerdir.
- One hundred percent purity was never possible for biological reasons and never will be in the future.
- Yüzde yüz saflık biyolojik nedenlerden dolayı hiçbir zaman mümkün olmamıştır ve gelecekte de olmayacaktır.
- Your proposal reduces human embryos to the level of a biological raw material.
- Teklifiniz insan embriyosunu biyolojik bir hammadde seviyesine indirgemektedir.
- The Irish Box was specially recognised as an area of biological sensitivity.
- İrlanda Bölgesi özellikle biyolojik hassasiyete sahip bir alan olarak kabul edildi.
- This distinction is not based on biological age but rather on the degree of self-sufficiency of an elderly person.
- Bu ayrım biyolojik yaşa değil, yaşlı bir kişinin kendi kendine yeterlilik derecesine dayanmaktadır.
- The use of biological and toxic weapons has to be tackled.
- Biyolojik ve zehirli silahların kullanımıyla mücadele edilmelidir.
- I realise that there are important biological reasons for this proposal.
- Bu önerinin önemli biyolojik nedenleri olduğunun farkındayım.
- The Biological and Toxin Weapons Convention is a crucial instrument in this process.
- Biyolojik ve Toksin Silahlar Sözleşmesi bu süreçte çok önemli bir araçtır.
- The chemical and biological conventions could also be strengthened.
- Kimyasal ve biyolojik konvansiyonlar da güçlendirilebilir.
- To date, no direct scientific or biological survey of the fishing areas has been made.
- Bugüne kadar balıkçılık alanlarına ilişkin doğrudan bilimsel ya da biyolojik bir araştırma yapılmamıştır.
- As far as biological cause and effect are concerned, music is useless.
- Biyolojik neden ve sonuç söz konusu olduğunda, müzik işe yaramaz.
- As far as biological cause and effect are concerned, music is useless.
- Biyolojik neden-sonuç söz konusu olduğunda müziğin faydası yoktur.
- As far as biological cause and effect are concerned, music is useless.
- Biyolojik neden-sonuç ilişkisi açısından müzik bir işe yaramaz.
- Tom's biological parents gave him up for adoption.
- Tom'un biyolojik ebeveynleri onu evlatlık verdi.
- Tom's biological parents gave him up for adoption.
- Tom'un biyolojik ailesi onu evlatlık verdi.
- Mary isn't Tom's biological daughter.
- Mary, Tom'un biyolojik kızı değil.
- Rainforests are one of the Earth's greatest biological treasures.
- Yağmur ormanları Dünya'nın en büyük biyolojik hazinelerinden biridir.
- Human as a biological being belongs to the animal world.
- Biyolojik bir varlık olarak insan hayvan dünyasına aittir.
- Human as a biological being belongs to the animal world.
- Biyolojik bir varlık olarak insan, hayvanlar dünyasına aittir.
- Mary isn't Tom's biological daughter.
- Mary Tom'un biyolojik kızı değil.
- Mary is Tom's biological mother.
- Mary, Tom'un biyolojik annesidir.
- Sami wanted to meet his biological mother.
- Sami biyolojik annesiyle tanışmak istiyordu.
- Sami wanted to meet his biological mother.
- Sami biyolojik annesiyle buluşmak istedi.
- We have three adopted children and two biological children.
- Üç evlatlık ve iki biyolojik çocuğumuz var.
- I want to know more about Tom's biological parents.
- Tom'un biyolojik ailesi hakkında daha fazla şey bilmek istiyorum.
- Mary is Tom's biological mother.
- Mary, Tom'un biyolojik annesi.
- We have three adopted children and two biological children.
- Üç evlatlık çocuğumuz ve iki biyolojik çocuğumuz var.
Show More (34)
|