blaze - Inglés Turco Frases
Inglés Turco
blaze yangın n.
  • The blaze destroyed the whole forest.
  • Yangın bütün ormanı yok etti.
  • The firemen quickly extinguished the blaze.
  • İtfaiyeciler yangını hemen söndürdüler.
  • The firemen quickly extinguished the blaze.
  • İtfaiyeciler yangını çabucak söndürdü.
Show More (4)
blaze parlamak v.
  • The big building was blazing with lights.
  • Büyük bina ışıklarla parlıyordu.
  • Tom's eyes blazed with anger.
  • Tom'un gözleri öfke ile parlıyordu.
  • The Christmas tree was blazing with lights.
  • Noel ağacı ışıklarla parlıyordu.
Show More (0)
blaze ışıltı n.
  • A blaze of happiness covered her face.
  • Yüzünü bir mutluluk ışıltısı kapladı.
Show More (-2)
blaze atın alnındaki beyazlık n.
  • The name of the one with blaze is Thunder.
  • Alnında beyazlık olanın adı Yıldırım'dır.
Show More (-2)
blaze alev alev yanmak v.
  • A huge fire was blazing in the middle of the camp.
  • Kampın ortasında büyük bir ateş alev alev yanıyordu.
Show More (-2)
blaze parlayarak yanmak v.
  • All the lights started to blaze when we entered the hall.
  • Salona girdiğimizde tüm ışıklar parlayarak yanmaya başladı.
Show More (-2)
blaze parıldamak v.
  • The manager's eyes were blazing with anger after the meeting.
  • Toplantıdan sonra yöneticinin gözleri öfkeyle parıldıyordu.
Show More (-2)
blaze ateş etmek v.
  • The minigun in the side of the helicopter was blazing toward the attackers.
  • Helikopterin yan tarafındaki mini silah saldırganlara doğru ateş ediyordu.
Show More (-2)
blaze ateş n.
  • The blaze warmed everyone in the camp.
  • Ateş, kampta bulunan herkesi ısıtıyordu.
Show More (-2)
blaze pırıltı n.
  • All the flowers together form a blaze of colour.
  • Bütün çiçekler bir arada bir renk pırıltısı oluşturur.
Show More (-2)