1 |
burned |
yakılmış |
adj. |
|
- Catholics report systematic persecution, and mosques are burned down.
- Katolikler sistematik zulüm gördüğünü ve camilerin yakıldığını bildirmektedir.
- Four hundred churches and 80 mosques have been burned down.
- Dört yüz kilise ve 80 cami yakıldı.
- We are throwing away a large amount of jobs by allowing the waste to be burned.
- Atıkların yakılmasına izin vererek büyük miktarda istihdamı çöpe atıyoruz.
- She was burned at the stake.
- Kazığa oturtularak yakıldı.
- He was burned alive.
- Diri diri yakıldı.
- The homes of hundreds of families were burned.
- Yüzlerce ailenin evi yakılmıştı.
- She was burned alive.
- Diri diri yakıldı.
- The news that the school had been burned down soon spread though the town.
- Okulun yakıldığına dair haberler şehirde hemen yayıldı.
- They were burned at the stake.
- Kazıkta yakıldılar.
- Fadil's body was partially burned with gasoline.
- Fadıl'ın cesedi kısmen benzinle yakıldı.
- Ten houses were burned down.
- On ev yakılmıştır.
- He was burned at the stake.
- O, kazıkta yakıldı.
- Every burned book enlightens the world.
- Yakılan her kitap dünyayı aydınlatır.
- That ghetto should be burned down.
- O gettonun yakılması gerek.
- The news that the school had been burned down soon spread though the town.
- Okulun yakıldığı haberi kısa sürede kasabaya yayıldı.
- She was burned at the stake.
- Kazıkta yakıldı.
- Mary was burned at the stake.
- Mary kazığa bağlanıp yakıldı.
- He was burned at the stake.
- Kazığa oturtularak yakıldı.
- Joan of Arc was burned to death in 1451.
- Joan of Arc 1451'de yakılarak öldürüldü.
- We don't want to get burned.
- Yakılmak istemiyoruz.
- That ghetto should be burned down.
- O getto yakılıp yıkılmalı.
- She was burned alive.
- Canlı canlı yakıldı.
- He was burned alive.
- O, canlı canlı yakıldı.
- Fadil's body was partially burned with gasoline.
- Fadıl'ın cesedi kısmen benzinle yakılmıştı.
- The homes of hundreds of families were burned.
- Yüzlerce ailenin evi yakıldı.
Show More (22)
|
2 |
burned |
yanmış |
adj. |
|
- We have already had our fingers burned once with the Lamfalussy report.
- Lamfalussy raporundan zaten bir kere ağzımız yanmıştı.
- Cool the burned finger in running water.
- Yanmış parmağı akan suda soğut.
- The one whose butt got burned has to sit on the blisters.
- Poposu yanan kişi kabarcıkların üstünde oturmak zorundadır.
- The pieces of toast were burned.
- Kızarmış ekmekler yanmıştı.
- Some were pretty badly burned.
- Bazıları çok kötü yanmıştı.
- Sami's body was badly burned.
- Sami'nin cesedi çok kötü yanmıştı.
- The body was burned beyond recognition.
- Ceset tanınmayacak kadar yanmıştı.
- The pieces of toast were burned.
- Tostlar yanmıştı.
- My hand was burned.
- Elim yanmıştı.
- I was badly burned.
- Çok kötü yanmıştım.
- Tom's leg was badly burned.
- Tom'un bacağı çok kötü yanmış.
- Tom was badly burned.
- Tom kötü yanmıştı.
- The one whose butt got burned has to sit on the blisters.
- Poposu yanan, kabarcıkların üzerine oturmak zorundadır.
- I was badly burned.
- Kötü şekilde yanmıştım.
- Tom's leg was badly burned.
- Tom'un bacağı fena halde yanmıştı.
- Some were pretty badly burned.
- Bazıları oldukça kötü biçimde yanmıştı.
Show More (15)
|
3 |
burned |
yanık |
adj. |
|
- Cool the burned finger in running water.
- Yanık parmağı akan suda soğutun.
- The pieces of toast were burned.
- Kızarmış ekmekler yanıktı.
Show More (-1)
|
4 |
burned |
tükenmiş |
adj. |
|
- The candle burned out.
- Mum yana yana tükendi.
Show More (-2)
|