| 1 |
chart |
çizelge |
n. |
|
- What's this chart?
- Bu çizelge nedir?
- I'd like to look at that chart.
- O çizelgeye bakmak istiyorum.
- I don't understand this chart.
- Bu çizelgeyi anlamıyorum.
- Would you explain that chart to me?
- O çizelgeyi bana açıklar mısın?
- I've been going over Tom's chart.
- Tom'un çizelgesini inceliyordum.
- Tom showed Mary the chart.
- Tom Mary'ye çizelgeyi gösterdi.
- I want to take a closer look at those charts.
- O çizelgelere daha yakından bakmak istiyorum.
Show More (4)
|
| 2 |
chart |
tablo |
n. |
|
- Would you explain that chart to me?
- Şu tabloyu bana açıklar mısın?
- Someday, dear language learner, you must stop poring over IPA charts and start listening to people.
- Bir gün, sevgili dil öğrencisi, IPA tablolarını incelemeyi bırakıp insanları dinlemeye başlamalısın.
- The chart illustrates how the body works.
- Tablo, vücudun nasıl çalıştığını göstermektedir.
- Tom loves charts and graphs.
- Tom tabloları ve grafikleri sever.
- This chart illustrates the function of ozone layer.
- Bu tablo ozon tabakasının işlevini gösteriyor.
- What's this chart?
- Bu tablo ne?
Show More (3)
|
| 3 |
chart |
grafik |
n. |
|
- This chart illustrates the function of ozone layer.
- Bu grafik ozon tabakasının işlevini göstermektedir.
- I'd like to look at that chart.
- Şu grafiğe bakmak istiyorum.
- I don't understand this chart.
- Bu grafiği anlamıyorum.
Show More (0)
|
| 4 |
chart |
plan |
n. |
|
- They finalized the seating chart for the wedding.
- Düğün için oturma planına son şeklini verdiler.
Show More (-2)
|
| 5 |
chart |
harita |
n. |
|
- All major star clusters are shown on the chart.
- Tüm büyük yıldız kümeleri haritada gösterilmiştir.
Show More (-2)
|
| 6 |
chart |
kaydetmek |
v. |
|
- They are closely charting the movement of asteroids.
- Asteroitlerin hareketlerini dikkatle kaydediyorlar.
Show More (-2)
|
| 7 |
chart |
planlamak |
v. |
|
- He was charting a course to destroy the Lannisters.
- Lannisterları yok edecek bir rota planlıyordu.
Show More (-2)
|
| 8 |
chart |
haritasını yapmak |
v. |
|
- I was in charge of charting the course of the ship.
- Gemi rotasının haritasını yapmaktan ben sorumluydum.
Show More (-2)
|
| 9 |
chart |
liste başı olmak |
v. |
|
- Their new single charted across Europe.
- Yeni teklileri Avrupa çapında liste başı oldu.
Show More (-2)
|
| 10 |
chart |
şema |
n. |
|
- The assistant simply belongs in the organisational chart.
- Asistan sadece organizasyon şemasına aittir.
Show More (-2)
|
