|
- To sum up, a good piece of Community legislation is one which chooses between what is desirable and what is feasible.
- Özetle, iyi bir Topluluk mevzuatı, arzu edilen ile uygulanabilir olan arasında seçim yapan bir mevzuattır.
- They ought therefore to be identified so that consumers are free to choose between them.
- Bu nedenle, tüketicilerin aralarında seçim yapmakta özgür olabilmeleri için tanımlanmalıdırlar.
- There is very little to choose between him and some of our allies in the war on terror.
- Terörle savaşta müttefiklerimizden bazıları ile arasında seçim yapmak için çok az neden var.
- You will choose between either health or the market.
- Ya sağlık ya da piyasa arasında seçim yapacaksınız.
- The women of Europe must not be forced to choose between professional life and having a family.
- Avrupalı kadınlar iş hayatı ile aile sahibi olmak arasında seçim yapmaya zorlanmamalıdır.
- The competition is forced to choose between cheaper deliveries or going under.
- Rekabet, daha ucuz teslimat ya da batma arasında seçim yapmaya zorlanmaktadır.
- This will provide consumers with the freedom to choose between GM and non-GM products.
- Bu, tüketicilere GDO'lu ve GDO'suz ürünler arasında seçim yapma özgürlüğü sağlayacaktır.
- Everything gives you the opportunity to choose between fear and love.
- Her şey size korku ve sevgi arasında seçim yapma fırsatı veriyor.
- Clients will have an opportunity to choose between two engines.
- Müşterilerin iki motor arasında seçim yapma şansı olacak.
- Everything gives you the opportunity to choose between fear and love.
- Her şey sana korku ve sevgi arasında seçim yapma fırsatı verir.
- Clients will have an opportunity to choose between two engines.
- Müşteriler iki motor arasında seçim yapma fırsatına sahip olacak.
- Clients will have an opportunity to choose between two engines.
- Müşterilerin iki motor arasında seçim yapma imkanı olacak.
- Please don't ask me to choose between you and my family.
- Lütfen sen ve ailem arasında seçim yapmamı isteme.
- If you had to choose between piano and violin, which would you prefer?
- Piyano ve keman arasında seçim yapmak zorunda kalsaydınız, hangisini tercih ederdiniz?
- Choose between this and that.
- Bu ve bunun arasında seçim yap.
- Please choose between this one and that one.
- Lütfen bununla onun arasında seçim yap.
- Choose between these two.
- Bu ikisi arasında seçim yapın.
- You have to choose between honor and death.
- Sen onur ve ölüm arasında seçim yapmak zorundasın.
- I have to choose between the two.
- İkisi arasında seçim yapmak zorundayım.
- Tom must choose between honor and death.
- Tom şeref ve ölüm arasında seçim yapmalı.
- If I had to choose between those two books, I would choose the one with the yellow cover.
- Bu iki kitap arasında seçim yapmak zorunda kalsaydım sarı kapaklı olanını tercih ederdim.
- I have to choose between these two.
- Ben bu ikisinin arasında seçim yapmak zorundayım.
- Fadil was forced to choose between love and self-preservation.
- Fadıl aşk ve kendini koruma arasında seçim yapmak zorunda kaldı.
- It is sometimes hard to choose between dreams and reality.
- Bazen rüyalar ve gerçekler arasında seçim yapmak zordur.
- You must choose between honor and death.
- Onur ve ölüm arasında seçim yapmalısın.
- It is sometimes hard to choose between dreams and reality.
- Rüyalar ve gerçeklik arasında seçim yapmak bazen zordur.
- Please choose between this one and that one.
- Lütfen bununla bunun arasında seçim yapın.
- I had to choose between A and B, but I wanted C.
- A ve B arasında seçim yapmak zorundaydım, ancak C'yi istedim..
- Tom had to choose between his family and the bottle.
- Tom ailesi ve şişe arasında seçim yapmak zorunda kaldı.
- Choose between the two.
- İkisi arasında seçim yap.
- I can choose between tea and coffee.
- Çay ve kahve arasında seçim yapabilirim.
- I have to choose between the two.
- Ben ikisinin arasında seçim yapmak zorundayım.
- You have to choose between honor and death.
- Onur ve ölüm arasında seçim yapmak zorundasınız.
- Choose between these two.
- Bu ikisi arasında seçim yap.
- If I had to choose between those two books, I would choose the one with the yellow cover.
- Bu iki kitap arasında seçim yapmak zorunda kalsaydım, sarı kapaklı olanı seçerdim.
- I had to choose between the two.
- İkisi arasında seçim yapmak zorundaydım.
- I had to choose between A and B, but I wanted C.
- A ve B arasında seçim yapmak zorundaydım ama ben C'yi istedim.
- Don't ask me to choose between you and my children.
- Sen ve çocuklarım arasında seçim yapmamı isteme.
- I had to choose between A and B.
- A ve B arasında seçim yapmak zorundaydım.
- I have to choose between these two.
- Bu ikisi arasında seçim yapmak zorundayım.
- He must choose between honor and death.
- Onur ve ölüm arasında seçim yapmalı.
- It's difficult choosing between what's right and what's wrong, but you have to choose.
- Neyin doğru ve neyin yanlış olduğu arasında seçim yapmak zordur ama seçim yapmak zorundasın.
- Don't ask me to choose between you and my job.
- Sen ve işim arasında seçim yapmamı isteme.
- Fadil was forced to choose between love and self-preservation.
- Fadıl sevgi ve kendini koruma arasında seçim yapmaya zorlandı.
- Choose between this and that.
- Bununla şunun arasında seçim yap.
- I had to choose between the two.
- İkisi arasında seçim yapmak zorunda kaldım.
Show More (43)
|