|
- The second obvious fact is that Côte d'Ivoire is in not facing a civil war.
- İkinci açık gerçek ise Fildişi Sahili'nin bir iç savaşla karşı karşıya olmadığıdır.
- The country has experienced a terrible civil war.
- Ülke korkunç bir iç savaş yaşadı.
- We have the case of Liberia, for example, which is also currently experiencing civil war.
- Örneğin şu anda bir iç savaş yaşayan Liberya örneğinde olduğu gibi.
- This is a sad legacy of the civil war.
- Bu iç savaşın üzücü bir mirasıdır.
- Civil war has been raging there for 19 years.
- İç savaş 19 yıldır orada devam ediyor.
- One issue that separates us is the civil war in Chechnya.
- Bizi ayıran bir konu da Çeçenistan'daki iç savaştır.
- One issue that separates us is the civil war in Chechnya.
- Bizi ayıran bir konu da Çeçenistan'daki iç savaş.
- The Maoist rebellion evokes the risk of civil war, which would obviously be supported by the Communists in China.
- Maoist isyan, Çin'deki Komünistler tarafından destekleneceği açık olan bir iç savaş riskini beraberinde getirmektedir.
- There is, alas, a huge danger of civil war in this enormous and densely populated African country.
- Ne yazık ki bu devasa ve yoğun nüfuslu Afrika ülkesinde büyük bir iç savaş tehlikesi var.
- It is still possible to avoid an all-out civil war in FYROM.
- FYROM'da topyekûn bir iç savaştan kaçınmak hâlâ mümkündür.
- In a civil war situation, we first need to concentrate aid on conflict resolution and on humanitarian aid.
- Bir iç savaş durumunda öncelikle yardımları çatışma çözümüne ve insani yardıma yoğunlaştırmamız gerekir.
- How can we extinguish the fires of conflict and civil war in these developing countries?
- Gelişmekte olan bu ülkelerdeki çatışma ve iç savaş ateşini nasıl söndürebiliriz?
- One issue that separates us is the civil war in Chechnya.
- Bizi ayıran konulardan biri Çeçenistan'daki iç savaştır.
- Tourism must not run dry, which is exactly what will happen if there is a civil war.
- Turizm bitmemeli, ki iç savaş çıkarsa tam da bu olacak.
- Angola is a devastated country, which has experienced twenty-six long years of civil war without a break.
- Angola, yirmi altı yıl boyunca aralıksız iç savaş yaşamış, harap olmuş bir ülkedir.
- The Commission agrees that there is a risk that the country is drifting towards civil war.
- Komisyon, ülkenin iç savaşa doğru sürüklenme riski bulunduğu konusunda hemfikir.
- That is, since independence on 11 November 1975 there has been a civil war in Angola, and it is still going on.
- Yani 11 Kasım 1975'teki bağımsızlıktan bu yana Angola'da bir iç savaş yaşandı ve hala devam ediyor.
- Bouteflika managed to end the civil war in Algeria.
- Buteflika Cezayir'deki iç savaşı bitirmeyi başardı.
- These people said the war was a civil war.
- Bu insanlar savaşın bir iç savaş olduğunu söyledi.
- They said it would lead to civil war.
- Bunun iç savaşa yol açacağını söylediler.
- The Civil War lasted from 1861 to 1865.
- İç Savaş 1861'den 1865'e kadar sürmüştü.
- The United States' Civil War lasted four years.
- Amerika Birleşik Devletleri'nin İç Savaşı dört yıl sürdü.
- Throughout its history, Yemen has experienced 11 civil wars.
- Yemen, tarihi boyunca 11 iç savaş yaşadı.
- The Civil War lasted from 1861 to 1865.
- İç Savaş 1861'den 1865 yılına kadar sürdü.
- He was the military hero of the Civil War.
- İç Savaş'ın askeri kahramanıydı.
- Davis did not want civil war.
- Davis, iç savaş istemiyordu.
- They said it would lead to civil war.
- Onun iç savaşa yol açacağını söylediler.
- The American Civil War is the main theme of the book.
- Amerikan iç savaşı kitabın ana temasıdır.
- I wonder how many horses died during the Civil War.
- İç Savaş sırasında kaç atın öldüğünü merak ediyorum.
- They had lost the Civil War.
- Onlar İç Savaşı kaybetmişti.
- Many American high-school students do not know that the Civil War took place between 1861 and 1865.
- Birçok Amerikalı lise öğrencisi İç Savaş'ın 1861 ile 1865 yılları arasında gerçekleştiğini bilmiyor.
- The American Civil War is the central theme of the book.
- Amerikan İç Savaşı kitabın ana temasıdır.
- America's Civil War lasted four years.
- Amerika'nın İç Savaşı dört yıl sürdü.
- The United States' Civil War lasted four years.
- Birleşik Devletler'in İç Savaşı dört yıl sürdü.
- The civil war in Greece ended.
- Yunanistan'daki iç savaş sona erdi.
- There was a danger of civil war.
- İç savaş tehlikesi vardı.
- Bouteflika managed to end the civil war in Algeria.
- Buteflika, Cezayir’deki iç savaşı sona erdirmeyi başardı.
- Davis did not want civil war.
- Davis iç savaş istemiyordu.
- This book gives a good picture of life in America during the Civil War.
- Bu kitap, İç Savaş sırasında Amerika'daki yaşamı iyi betimliyor.
- Many feared the start of another civil war.
- Pek çok kişi yeni bir iç savaşın başlamasından korkuyordu.
- Many feared the start of another civil war.
- Pek çoğu başka bir iç savaşın başlamasından korkuyordu.
- We're currently in the middle of a civil war.
- Biz şu anda bir iç savaşın ortasındayız.
- If it had not been for civil war, they would be wealthy now.
- Eğer iç savaş olmasaydı, şimdi zengin olurlardı.
- Climate change, civil war, financial hardship, and infrastructural chaos have all caused turmoil in this country.
- İklim değişikliği, iç savaş, mali zorluklar ve altyapı kaosu bu ülkede kargaşaya neden oldu.
- Civil wars are occurring in many countries.
- Birçok ülkede iç savaş yaşanıyor.
- The American Civil War is the central theme of the book.
- Amerikan İç Savaşı, kitabın ana temasıdır.
- They felt that now was not the time to start a civil war.
- Onlar artık bir iç savaş başlatmanın zamanı olmadığını hissettiler.
- The American Civil War is the main theme of the book.
- Amerikan İç Savaşı kitabın ana teması.
- It prevented a civil war.
- Bu bir iç savaşı önledi.
- These people said the war was a civil war.
- Bu insanlar savaşın bir iç savaş olduğunu söylüyorlardı.
- If it had not been for civil war, they would be wealthy now.
- İç savaş olmasaydı, onlar şimdi zengin olurlardı.
- They felt that now was not the time to start a civil war.
- Şimdi bir iç savaş başlatmanın zamanı olmadığını düşünüyorlardı.
- I wonder when the Civil War started.
- İç Savaşın ne zaman başladığını merak ediyorum.
- Can we avoid a civil war?
- Bir iç savaştan kaçınabilir miyiz?
- While the civil war went on, the country was in a state of anarchy.
- İç savaş sırasında, ülke anarşik bir durum içindeydi.
- We're currently in the middle of a civil war.
- Şu anda bir iç savaşın ortasındayız.
- Bouteflika managed to end the civil war in Algeria.
- Buteflika, Cezayir’deki iç savaşa son vermeyi başardı.
- There was a danger of civil war.
- Bir iç savaş tehlikesi vardı.
- Throughout its history, Yemen has experienced 11 civil wars.
- Tarihi boyunca, Yemen 11 tane iç savaş yaşadı.
- Since the start of the civil war in Syria in March 2011, more than 42,000 people have been killed.
- 2011 Mart'ında iç savaş başladığından beri Suriye'de 42.000'den fazla insan öldürüldü.
- He was the military hero of the Civil War.
- İç savaşın askeri kahramanıydı.
- Climate change, civil war, financial hardship, and infrastructural chaos have all caused turmoil in this country.
- İklim değişimi, iç savaş, finansal zorluklar ve altyapısal kargaşanın tamamı bu ülkede karışıklığa neden olmuştu.
- Since the start of the civil war in Syria in March 2011, more than 42,000 people have been killed.
- Suriye'de iç savaşın başladığı Mart 2011'den bu yana 42.000'den fazla insan öldürüldü.
- A civil war began in Bosnia-Herzegovina in 1992.
- Bosna-Hersek'te 1992'de bir iç savaş başladı.
- Civil wars are occurring in many countries.
- Pek çok ülkede iç savaşlar yaşanmaktadır.
- This book gives a good picture of life in America during the Civil War.
- Bu kitap, İç Savaş sırasında Amerika'daki yaşamın iyi bir tasviri.
- A civil war began in Bosnia-Herzegovina in 1992.
- 1992'de Bosna-Hersek'te bir iç savaş başladı.
- I wonder how many horses died during the Civil War.
- İç Savaş sırasında kaç tane atın öldüğünü merak ediyorum.
- They had lost the Civil War.
- İç Savaşı kaybetmişlerdi.
- While the civil war went on, the country was in a state of anarchy.
- İç savaş devam ederken, ülke anarşi içindeydi.
Show More (67)
|