1 |
come by |
uğramak |
v. |
|
- I came by to say hi.
- Merhaba demek için uğradım.
- I'm sorry I didn't come by last night.
- Dün gece uğramadığım için üzgünüm.
- I'll tell them you came by.
- Onlara uğradığını söyleyeceğim.
- We came by to see how Tom was doing.
- Tom'un nasıl olduğunu görmek için uğradık.
- I promise I'll come by to see you on Monday.
- Pazartesi günü seni görmek için uğrayacağıma söz veriyorum.
- Tom said you might be coming by.
- Tom uğrayabileceğini söyledi.
- Tom came by my house yesterday morning.
- Tom dün sabah evime uğradı.
- Come by later, I have something for you.
- Daha sonra uğra, senin için bir şeyim var.
- Why don't you just come by my place after school?
- Neden sadece okuldan sonra benim yerime uğramıyorsun?
- Why don't you come by sometime after ten?
- Neden saat ondan sonra uğramıyorsun?
- We came by to wish you luck.
- Size şans dilemek için uğradık.
- You should come by sometime.
- Bir ara uğramalısın.
- I just came by to tell you I'm moving to Boston.
- Sana Boston'a taşınacağımı söylemek için uğradım sadece.
- I came by to see how you were doing.
- Nasıl olduğunuzu görmek için uğradım.
- I'll come by later.
- Sonra uğrarım.
- I'll tell her you came by.
- Ona uğradığını söyleyeceğim.
- I came by to say hi.
- Selam vermek için uğradım.
- I just came by to tell you that I won't be able to attend this week's meeting.
- Ben sadece bu haftaki toplantıya katılamayacağımı sana söylemek için uğradım.
- I just came by to tell you that I won't be able to attend this week's meeting.
- Bu haftaki toplantıya katılamayacağımı söylemek için uğradım.
- I'll tell her you came by.
- Uğradığını ona söyleyeceğim.
- I didn't know you were coming by.
- Uğrayacağını bilmiyordum.
- Come by later, I have something for you.
- Sonra uğra, senin için bir şeyim var.
- Please tell Tom that I came by.
- Lütfen Tom'a uğradığımı söyleyin.
- I'll tell Tom you came by.
- Tom'a uğradığını söylerim.
- You will see them come by.
- Onların uğradığını göreceksin.
- I just came by to see how you were.
- Nasıl olduğunu görmek için uğradım.
- I'll come by.
- Uğrayacağım.
- Thank you so much for coming by.
- Uğradığın için çok teşekkür ederim.
- Come by and see me sometimes.
- Bazen uğra ve beni gör.
- I'll tell him you came by.
- Uğradığını ona söyleyeceğim.
- I came by to see how you're doing.
- Nasıl olduğunu görmek için uğradım.
- I'll tell them you came by.
- Uğradığını onlara söyleyeceğim.
- Tom said you'd be coming by.
- Tom senin uğrayacağını söyledi.
- Thanks for coming by.
- Uğradığın için teşekkürler.
- I'll tell him you came by.
- Ona uğradığını söyleyeceğim.
- I came by to see how you were doing.
- Nasıl olduğuna bakmak için uğradım.
- We'll come by tonight.
- Bu gece uğrayacağız.
- Please tell her that I came by.
- Lütfen ona uğradığımı söyle.
- I just came by to tell you that I'm moving to Boston.
- Boston'a taşındığımı söylemek için uğradım.
- Tom told me you might come by.
- Tom bana uğrayabileceğini söyledi.
- Tom said you were coming by.
- Tom senin uğrayacağını söyledi.
- I came by to apologize.
- Özür dilemek için uğradım.
- You should come by sometime.
- Bazen uğramalısın.
- I came by to see how you were doing.
- Nasıl olduğunu görmek için uğradım.
- Come by and see me sometimes.
- Ara sıra uğrayıp beni gör.
- I'll tell Tom you came by.
- Uğradığınızı Tom'a söyleyeceğim.
- I came by to feed Tom's fish.
- Tom'un balıklarına yem vermek için uğramıştım.
- I came by to water Tom's plants.
- Tom'un bitkilerini sulamak için uğradım.
- I'll tell Tom you came by.
- Uğradığını Tom'a söyleyeceğim.
- Dan wanted to come by to see Linda's son.
- Dan Linda'nın oğlunu görmek için uğramak istedi.
- I came by to check on you.
- Ben seni kontrol etmek için uğradım.
- Tom will come by.
- Tom uğrayacak.
Show More (50)
|
2 |
come by |
bulmak |
v. |
|
- No, but they're hard to come by.
- Hayır, ama bunları bulmak zor.
- Then I asked him how he came by these goods.
- Sonra ona bu malları nasıl bulduğunu sordum.
- No, but they're hard to come by.
- Hayır, ama onları bulması zor.
- Jobs are hard to come by these days.
- Bugünlerde iş bulmak zor.
- This rare stamp is hard to come by.
- Bu nadir pulu bulmak çok zor.
- How did you come by these books?
- Bu kitapları nasıl buldun?
- How did he come by this money?
- Bu parayı nereden buldu?
- How did you come by all this money?
- Bu kadar parayı nereden buldun?
- Don't forget that good jobs are very hard to come by these days.
- Unutmayın ki bugünlerde iyi iş bulmak çok zor.
- Spacious apartments in Tokyo are hard to come by.
- Tokyo'da geniş daireler bulmak zor.
- How did you come by this painting?
- Bu resimi nereden buldunuz?
- Jobs are hard come by these days.
- Bu günlerde iş bulmak zordur.
- How did you come by the money?
- Parayı nasıl buldun?
- How did you come by such a large sum of money?
- Bu kadar çok parayı nasıl buldun?
- How did you come by such a big sum of money?
- Bu kadar parayı nereden buldun?
- How did you come by this money?
- Bu parayı nereden buldun?
- How did you come by such a large sum of money?
- Bu kadar çok parayı nereden buldun?
- This rare stamp is hard to come by.
- Bu nadir pulu bulmak zordur.
- Jobs are hard to come by with so many people out of work.
- Bu kadar insan işsizken iş bulmak çok zor.
- Jobs are hard come by these days.
- Bugünlerde iş bulmak çok zor.
- How did you come by those rare books?
- Bu nadir kitapları nereden buldun?
Show More (18)
|
3 |
come by |
kazanmak |
v. |
|
- How did you come by the money?
- Parayı nasıl kazandın?
- How did you come by this money?
- Bu parayı nasıl kazandın?
- How did he come by this money?
- Bu parayı nasıl kazandı?
Show More (0)
|
4 |
come by |
ziyaret etmek |
v. |
|
- I didn't know you were coming by.
- Ziyaret edeceğini bilmiyordum.
- We'll come by tonight.
- Bu gece ziyaret edeceğiz.
- Tom came by here earlier.
- Tom burayı daha önce ziyaret etti.
Show More (0)
|
5 |
come by |
(belli bir ulaşım aracıyla) gelmek |
v. |
|
- Tom doesn't know whether Mary will come by car or by bicycle.
- Tom Mary'nin arabayla mı yoksa bisikletle mi geleceğini bilmiyor.
- Tom doesn't know whether Mary will come by car or by bicycle.
- Tom, Mary'nin arabayla mı yoksa bisikletle mi geleceğini bilmiyor.
- If Sue is coming by air, she ought to arrive very soon.
- Sue uçakla geliyorsa, yakında varması gerek.
Show More (0)
|
6 |
come by |
elde etmek |
v. |
|
- No, but they're hard to come by.
- Hayır, fakat onları elde etmesi zor.
Show More (-2)
|
7 |
come by |
edinmek |
v. |
|
- How did you come by these books?
- Bu kitapları nasıl edindin?
Show More (-2)
|