| 1 |
commonplace |
olağan |
adj. |
|
- Such actions were regarded as commonplace during the war.
- Bu tür eylemler savaş sırasında olağan kabul ediliyordu.
- In the UK it is commonplace that consumers can and do benefit from sales promotions, for example coupon vouchers.
- Birleşik Krallık'ta tüketicilerin kupon gibi satış promosyonlarından faydalanması olağan bir durumdur.
- Boredom is commonplace.
- Sıkıntı olağandır.
Show More (0)
|
| 2 |
commonplace |
sıradan |
adj. |
|
- These are all commonplace ideas that we could all suggest, of course.
- Bunların hepsi hepimizin önerebileceği sıradan fikirler elbette.
- These are all commonplace ideas that we could all suggest, of course.
- Elbette bunların hepsi hepimizin önerebileceği sıradan fikirler.
Show More (-1)
|
| 3 |
commonplace |
sıradan bir şey |
n. |
|
- Boredom is commonplace.
- Can sıkıntısı sıradan bir şey.
Show More (-2)
|
