Tureng - copy of - Inglés Turco Frases

Historia

	Inglés	Turco
1	copy of	kopya	n.
	If he will allow me, I will shortly be handing him a copy of the investigation. İzin verirse, soruşturmanın bir kopyasını birazdan kendisine vereceğim. Perhaps we should give the Finance and Economics Ministers a copy of the Treaties. Belki de Maliye ve Ekonomi Bakanlarına Antlaşmaların birer kopyasını vermeliyiz. The Commission has helped the rapporteur by providing an advance copy of the report before publication. Komisyon, raporun yayınlanmadan önce bir ön kopyasını sağlayarak sözcüye yardımcı olmuştur. I hope that in the last 24 hours you will have received a copy of the Commission's opinion. Umarım son 24 saat içinde Komisyon'un görüşünün bir kopyasını almışsınızdır. There must of course be copies of the contracts in all the firms. Elbette tüm firmalarda sözleşmelerin kopyaları bulunmalıdır. We will provide you with a copy of my speech. Konuşmamın bir kopyasını size sunacağız. Before you could say "knife" I had opened my wallet, put my money on the table and had a copy of the book. Siz daha "bıçak" demeden cüzdanımı açmış, paramı masanın üzerine koymuş ve kitabın bir kopyasını edinmiştim. I outlined in detail our concerns and I shall forward you a copy of the correspondence. Endişelerimizi detaylı bir şekilde dile getirdim ve yazışmaların bir kopyasını size ileteceğim. We will provide you with a copy of my speech. Konuşmamın bir kopyasını size vereceğiz. I will submit a copy of the full text of the joint statement to the Secretariat. Ortak açıklamanın tam metninin bir kopyasını Sekretaryaya ileteceğim. Sami gave Layla a copy of the Quran for free. Sami, Layla'ya Kuran'ın bir kopyasını ücretsiz olarak verdi. Can I have a copy of it? Bunun bir kopyasını alabilir miyim? I want to buy a copy of the book, but it is out of print. Kitabın bir kopyasını almak istiyorum ama baskısı tükenmiş. Can you make me three hundred copies of this? Bana bundan üç yüz kopya yapabilir misin? Give me a copy of this book. Bu kitabın bir kopyasını bana ver. Make a copy of your passport and leave the original in a safe at your hotel. Pasaportunuzun bir kopyasını alın ve orijinalini otelinizde bir kasada bırakın. The company asked for two copies of my C.V. Şirket, özgeçmişimin iki kopyasını istedi. Sami handed Layla a copy of the Quran. Sami, Leyla'ya Kur'an'ın bir kopyasını uzattı. Sami gave me a copy of the Quran. Sami bana Kur'an'ın bir kopyasını verdi. Tom bought two copies of the book. Tom kitabın iki kopyasını aldı. I'd like a copy of that document as soon as possible. En kısa zamanda o belgenin bir kopyasını istiyorum. Please make three copies of this page. Lütfen bu sayfanın üç kopyasını çıkarın. Sami asked for a copy of the Quran. Sami Kuran'ın bir kopyasını istedi. The author presented a copy of his latest book to me. Yazar bana son kitabının bir kopyasını hediye etti. We found a copy of Tom's will. Tom'un vasiyetinin bir kopyasını bulduk. We ran off 50 copies of the invitation. Davetiyeden 50 kopya bastık. Sami gave me a copy of the Quran for free. Sami bana Kur'an'ın bir kopyasını ücretsiz verdi. I can give you a copy of the report, but I can't vouch for its accuracy. Sana raporun bir kopyasını verebilirim ama onun doğruluğunu garanti edemem. Make a copy of this report. Bu raporun bir kopyasını alın. Could I get a copy of these? Bunların bir kopyasını alabilir miyim? I can give you a copy of the report, but I can't vouch for its accuracy. Size raporun bir kopyasını verebilirim ama doğruluğuna kefil olamam. In her notebook, she drew a copy of the picture that was in the book. Defterine, kitaptaki resmin bir kopyasını çizdi. Can I get a copy of that? Onun bir kopyasını alabilir miyim? We ran off 50 copies of the invitation. Davetiyenin 50 kopyasını dağıttık. I need to see a copy of it right now. Şu anda onun bir kopyasını görmem gerekir. I faxed Tom a copy of the contract. Tom'a sözleşmenin bir kopyasını faksladım. Sami went to a mosque to get a copy of the Quran. Sami Kuran'ın bir kopyasını almak için bir camiye gitti. Sami found a copy of the Quran in the church library. Sami kilise kütüphanesinde Kur'an'ın bir kopyasını buldu. I need to see a copy of it right now. Hemen bir kopyasını görmem lazım. I want a copy of Tom's daily schedule. Tom'un günlük programının bir kopyasını istiyorum. I had two copies of the book. Kitabın iki kopyasına sahiptim. The company asked for two copies of my C.V. Şirket özgeçmişimin iki kopyasını istedi. I am hoping to get two copies of this book. Ben bu kitabın iki kopyasını satın almak istiyorum. Tom bought two copies of the book. Tom kitabın iki kopyasını satın aldı. Please make five copies of this document. Lütfen bu belgeden beş kopya çıkarın. I wanted Tom to have a copy of my new novel. Tom'un yeni romanımın bir kopyasına sahip olmasını istedim. Will you please order a copy of the book from the publisher? Lütfen yayıncıdan kitabın bir kopyasını sipariş eder misiniz? The imam gave Sami a copy of the Quran for free. İmam Sami'ye Kuran'ın bir kopyasını ücretsiz verdi. Will you please order a copy of the book from the publisher? Lütfen yayımcıdan kitabın bir kopyasını sipariş eder misin? You've given three copies of the report to Tom already. Raporun üç kopyasını Tom'a verdin bile. I faxed Tom a copy of the contract. Sözleşmenin bir kopyasını Tom'a faksladım. Sami wanted to get a copy of the Quran. Sami Kur'an'ın bir kopyasını edinmek istedi. Can I get a copy of that? Bunun bir kopyasını alabilir miyim? I am using a 30-day trial copy of the music software. Ben müzik yazılımının 30 günlük deneme kopyasını kullanıyorum. Can you make me three hundred copies of this? Bana bundan 300 kopya yapabilir misin? I want to buy a copy of the book, but it is out of print. Kitabın bir kopyasını satın almak istiyorum ama baskısı tükenmiş. Did you give a copy of the disk to anyone? Diskin kopyasını kimseye verdin mi? I am sending a copy of my letter to you. Mektubumun bir kopyasını sana gönderiyorum. I'm going to give Tom a copy of the book I wrote. Yazdığım kitabın bir kopyasını Tom'a vereceğim. I'd like to get a copy of that report. O raporun bir kopyasını almak istiyorum. The army decided to clone hundreds of copies of the handsome, athletic man. Ordu yakışıklı, atletik adamın yüzlerce kopyasını klonlamaya karar verdi. Sami gave Layla a copy of the Quran. Sami, Leyla'ya Kur'an'ın bir kopyasını verdi. I faxed Tom a copy of my receipt. Faturamın bir kopyasını Tom'a faksladım. I'd like a copy of that document as soon as possible. En kısa sürede o belgenin bir kopyasını istiyorum. I am sending a copy of my letter to you. Size, mektubumun bir kopyasını gönderiyorum. I'll send you a copy of that picture as soon as possible. Mümkün olan en kısa zamanda size o resmin bir kopyasını göndereceğiz. The company requested two copies of my résumé. Şirket özgeçmişimin iki kopyasını istedi. I'm going to give Tom a copy of the book I wrote. Tom'a yazdığım kitabın bir kopyasını vereceğim. Could I get a copy of the picture you took of me last night? Dün gece çektiğiniz resmin bir kopyasını alabilir miyim? You have our permission to include our software on condition that you send us a copy of the final product. Nihai ürünün bir kopyasını göndermek şartıyla bizim yazılımı dahil etmeniz için iznimiz var. Can I have a copy of it? Bir kopyasını alabilir miyim? I will send you a copy of my plans as soon as I can. Planlarımın bir kopyasını en kısa zamanda sana göndereceğim. Tom bought three copies of that book. Tom o kitaptan üç kopya aldı. I couldn't get another copy of the book. Kitabın başka bir kopyasını bulamadım. Is this your copy of the dictionary? Bu sizin sözlük kopyanız mı? Does everyone get a copy of the agenda? Herkes gündemin bir kopyasını alıyor mu? Did you give a copy of the disk to anyone? Diskin bir kopyasını kimseye verdin mi? I am using a 30-day trial copy of the music software. Müzik yazılımının 30 günlük deneme kopyasını kullanıyorum. Could I get a copy of the picture you took of me last night? Dün gece benimle ilgili çektiğin resmin bir kopyasını alabilir miyim? I am hoping to get two copies of this book. Bu kitaptan iki kopya almak istiyorum. I'll send you a copy of that picture as soon as possible. En kısa zamanda size o resmin bir kopyasını göndereceğim. I'd like a copy of the autopsy report. Otopsi raporunun bir kopyasını istiyorum. Tom gave Mary a copy of the speech he was planning to give. Tom yapmayı planladığı konuşmanın bir kopyasını Mary'ye verdi. Can I have a copy of that? Bunun bir kopyasını alabilir miyim? I wanted Tom to have a copy of my new novel. Ben Tom'un benim yeni romanımın bir kopyasına sahip olmasını istedim. Tom gave Mary a copy of the speech he was planning to give. Tom, Mary'ye yapmayı planladığı konuşmanın bir kopyasını verdi. Tom bought three copies of that book. Tom o kitaptan üç kopya satın aldı. Can I have a copy of that? Onun bir kopyasını alabilir miyim? You have our permission to include our software on condition that you send us a copy of the final product. Nihai ürünün bir kopyasını bize göndermeniz koşuluyla yazılımımızı dahil etmenize izin veriyoruz. I'd like two copies of each of these documents. Bu belgelerin her birinden iki kopya istiyorum. Can I see a copy of the rules? Kuralların bir kopyasını görebilir miyim? I need three copies of this letter. Bu mektubun üç kopyasına ihtiyacım var. Dan has a copy of the police report. Dan, polis raporunun bir kopyasına sahip. Give me a copy of this book. Bu kitabın bir kopyasını bana verin. Keep a copy of that document. O belgenin bir kopyasını sakla. I faxed Tom a copy of my receipt. Tom'a makbuzumun bir kopyasını faksladım. Would you run off twenty copies of his report? Raporunun yirmi kopyasını gönderir misiniz? Please make three copies of each page. Lütfen her sayfadan üç kopya çıkarın. The teacher gave us a copy of the syllabus in the first class. Öğretmen ilk derste bize ders programının bir kopyasını verdi. I will send you a copy of my plans as soon as I can. Planlarımın bir kopyasını en kısa sürede size göndereceğim. Make a copy of your passport and leave the original in a safe at your hotel. Pasaportunuzun bir kopyasını oluşturun ve aslını otelde bir kasada bırakın. I'd like two copies of each of these documents. Bu belgelerin her birinden ikişer kopya istiyorum. I will send you a copy of this picture as soon as I can. Bu resmin bir kopyasını en kısa zamanda sana göndereceğim. I'd like to get three copies of this book. Bu kitaptan üç kopya almak istiyorum. I asked her to make four copies of the letter. Ona mektuptan dört kopya yapmasını rica ettim. Show More (102)
2	copy of	kopyası	n.
	A copy of an authoritative specialist article giving details of that will be sent directly to the Member concerned. Bu konuda ayrıntılı bilgi veren yetkili bir uzman makalesinin bir kopyası doğrudan ilgili Üyeye gönderilecektir. This constitution cannot be a copy of any nation-state's constitution. Bu anayasa herhangi bir ulus-devletin anayasasının kopyası olamaz. Do you have a copy of that report? Raporun bir kopyası sizde var mı? Do you have a copy of that report? Sende o raporun bir kopyası var mı? There's only one copy of this document. Bu belgenin sadece bir kopyası var. Do you have more than one copy of this key? Bu anahtarın birden fazla kopyası var mı? Do you have a copy of the Quran in your library? Kütüphanenizde Kuran'ın bir kopyası var mı? Your son is almost a copy of your father. Oğlunuz neredeyse babanızın bir kopyası gibi. Sami never travels without a copy of the Quran. Sami asla Kur'an'ın bir kopyası olmadan seyahat etmez. Two copies of the current agreement were printed and will be signed by the two sides. Mevcut anlaşmanın iki kopyası basıldı ve iki tarafça imzalanacak. Do you have a copy of the Quran in your library? Kütüphanenizde Kur'an'ın bir kopyası var mı? There's only one copy of this document. Bu belgenin yalnızca bir kopyası var. I had two copies of the book. Kitabın iki kopyası bende vardı. This painting is a good copy of the original. Bu resim orijinalinin iyi bir kopyası. This painting is a good copy of the original. Bu tablo orijinalin iyi bir kopyası. This is an exact copy of the original. Bu, orijinalinin bire bir kopyası. I have a copy of the bus schedule on my phone. Telefonumda otobüs tarifesinin bir kopyası var. Enclosed is a copy of the bank transfer receipt. Banka dekontunun bir kopyası eklidir. This is an exact copy of the original. Bu, orijinalin tam bir kopyası. Two copies of the current agreement were printed and will be signed by the two sides. Mevcut anlaşmanın iki kopyası basıldı ve iki taraf tarafından imzalanacak. Enclosed is a copy of the bank transfer receipt. Banka havale makbuzunun bir kopyası ekte. Dan has a copy of the police report. Dan'de polis raporunun bir kopyası var. Do you have a copy of the new schedule? Yeni programın bir kopyası var mı? Your son is almost a copy of your father. Senin oğlun neredeyse senin babanın bir kopyası. Show More (21)
3	copy of	bunun kopyası	n.
	This copy of Windows is not genuine. Windows'un bu kopyası gerçek değil. This copy of Windows is not genuine. Windows'un bu kopyası orijinal değil. Show More (-1)