1 |
crap |
saçmalık |
n. |
|
- Don't tell me you actually believe this crap.
- Sakın bana bu saçmalığa gerçekten inandığını söyleme.
- Cut the crap, Layla, and tell me the truth.
- Leyla, saçmalığı kes ve bana gerçeği söyle.
- Ninety percent of everything is crap.
- Her şeyin yüzde doksanı saçmalık.
- Sami was just a bunch of crap.
- Sami saçmalığın daniskasıydı.
- Don't tell me you actually believe this crap.
- Bu saçmalığa gerçekten inandığını söyleme bana.
- What's all this crap?
- Bütün bu saçmalık da ne?
- You've got to be some special kind of crazy to like this crap.
- Bu saçmalığı sevmek için özel bir tür deli olmalısın.
- What's all this crap?
- Bu saçmalık da ne?
Show More (5)
|
2 |
crap |
sıçmak |
v. |
|
- Tom kicked the crap out of John.
- Tom, John'u sıçırtana kadar tekmeledi.
- Crap in front of the stove and blame it on fate.
- Sobanın önüne sıç ve bunun için kaderi suçla.
- Crap in front of the stove and blame it on fate.
- Sobanın önünde sıç ve suçu kadere at.
- I have not crapped all week.
- Bütün hafta sıçmadım.
Show More (1)
|
3 |
crap |
pislik |
n. |
|
- You've got to be some special kind of crazy to like this crap.
- Bu pisliği sevmek için özel bir tür deli olmak zorundasın.
- Holy crap, who's the asshole who dares call me in the middle of the night?
- Kahretsin, gecenin bir yarısında beni aramaya cesaret eden pislik kim?
Show More (-1)
|
4 |
crap |
saçma |
n. |
|
- Your crap stubbornness makes people sick.
- Saçma sapan inatçılığınız insanları hasta ediyor.
- That's a crap idea.
- Bu saçma bir fikir.
Show More (-1)
|
5 |
crap |
bok |
n. |
|
- Sami was just a bunch of crap.
- Sami bir bok yığınından ibaretti.
Show More (-2)
|