|
- Later on I paid 1 000 Ugandan shillings in the Sheraton Hotel for just one cup of coffee!
- Daha sonra Sheraton Otel'de sadece bir fincan kahve için 1 000 Uganda şilini ödedim!
- If you go down to the Sheraton in Kampala, you pay one thousand Ugandan shillings for one single cup of coffee.
- Kampala'daki Sheraton'a gittiğinizde tek bir fincan kahve için bin Uganda şilini ödüyorsunuz.
- Have another cup of coffee.
- Bir fincan kahve daha iç.
- Please bring us two cups of tea and one cup of coffee.
- Lütfen bize iki fincan çay ve bir fincan kahve getirin.
- Do you want another cup of coffee?
- Bir fincan daha kahve ister misin?
- I took two cups of coffee.
- İki fincan kahve içtim.
- From now on, I want a hot cup of coffee on my desk when I arrive at the office.
- Şu andan itibaren, ofise geldiğimde masamın üzerinde sıcak bir fincan kahve istiyorum.
- He inadvertently put salt into his cup of coffee.
- Kahve fincanına kazara tuz attı.
- Tom just drank the last cup of coffee.
- Tom az önce son fincan kahveyi içti.
- I want another cup of coffee.
- Bir fincan daha kahve istiyorum.
- Tom drank three cups of coffee before he left for work.
- Tom işe gitmeden önce üç fincan kahve içti.
- Let me get you another cup of coffee.
- Sana bir fincan kahve daha getireyim.
- There's nothing better than a good cup of coffee to start off the day.
- Güne başlamak için güzel bir fincan kahveden daha iyi bir şey yoktur.
- Do we have time for another cup of coffee?
- Bir fincan daha kahve için zamanımız var mı?
- How many cups of coffee a day are too many?
- Günde kaç fincan kahve çok fazladır?
- He put salt into his cup of coffee by mistake.
- Kahve fincanına yanlışlıkla tuz koymuş.
- Please can we have two cups of tea and one cup of coffee.
- Lütfen iki fincan çay ve bir fincan kahve alabilir miyiz?
- A strong cup of coffee helps me wake up.
- Koyu bir fincan kahve uyanık kalmama yardım eder.
- There's nothing better than a good cup of coffee to start off the day.
- Güne başlamak için iyi bir fincan kahveden iyisi yoktur.
- She would like to have another cup of coffee.
- Bir fincan kahve daha içmek istiyor.
- How about cup of tea or something, if you aren't in a hurry?
- Aceleniz yoksa bir fincan çaya falan ne dersiniz?
- Let me get you another cup of coffee.
- Sana bir fincan daha kahve getireyim.
- Can I get another cup of coffee?
- Bir fincan daha kahve alabilir miyim?
- I'd like another cup of coffee.
- Bir fincan daha kahve istiyorum.
- I like a good cup of coffee.
- İyi bir fincan kahveyi severim.
- Pour me another cup of coffee and I'll eat another doughnut.
- Bana bir fincan daha kahve doldur ve bir çörek daha yiyeceğim.
- I've already drank three cups of coffee.
- Şimdiden üç fincan kahve içtim.
- Would you like another cup of tea?
- Bir fincan daha çay ister misiniz?
- He would like to have another cup of coffee.
- Bir fincan kahve daha içmek istiyor.
- The cup of coffee is full to the brim.
- Kahve fincanı ağzına kadar dolu.
- How much do I owe you for the cup of coffee?
- Bir fincan kahve için sana ne kadar borçluyum?
- I've already drunk three cups of coffee.
- Şimdiden üç fincan kahve içtim.
- I've already drank three cups of coffee.
- Ben zaten üç fincan kahve içtim.
- I could really go for another cup of coffee.
- Gerçekten bir fincan kahve daha alabilirim.
- Give me another cup of tea.
- Bana bir fincan daha çay verin.
- So as to keep himself awake, Tom drunk a few cups of coffee.
- Tom kendini uyanık tutmak için birkaç fincan kahve içti.
- I always drink two cups of coffee in the morning.
- Ben her zaman sabahları iki fincan kahve içerim.
- Have another cup of coffee.
- Bir fincan kahve daha alın.
- Tom came in carrying three cups of espresso.
- Tom elinde üç fincan espresso ile geldi.
- I had two cups of coffee.
- İki fincan kahve içtim.
- Will you have another cup of tea?
- Bir fincan çay daha ister misin?
- I took two cups of coffee.
- İki fincan kahve aldım.
- Please bring us two cups of coffee.
- Lütfen bize iki fincan kahve getir.
- Tom drinks three cups of coffee a day.
- Tom günde üç fincan kahve içer.
- I'd like to drink another cup of coffee.
- Bir fincan daha kahve içmek isterim.
- How about another cup of coffee?
- Bir fincan daha kahveye ne dersin?
- Tom drank a few cups of coffee to keep himself awake.
- Tom kendini uyanık tutmak için birkaç fincan kahve içti.
- I poured myself a third cup of coffee.
- Kendime üçüncü bir fincan kahve koydum.
- I drink five cups of coffee a day.
- Günde beş fincan kahve içerim.
- Give me another cup of tea.
- Bana bir fincan çay daha ver.
- Would you care for another cup of coffee?
- Bir fincan kahve daha ister misiniz?
- Would you have another cup of tea?
- Bir fincan daha çay alır mısınız?
- It's no wonder Tom's sleeping poorly; he drinks up to twelve cups of coffee a day.
- Tom'un yetersiz uyuması şaşılacak bir şey değil; o, günde on iki fincana kadar kahve içer.
- Do you want to grab a quick cup of coffee?
- Hızlıca bir fincan kahve içmek ister misin?
- Tom was in a hurry so he left his second cup of coffee undrunk.
- Tom'un acelesi vardı, bu yüzden ikinci fincan kahvesini içmeden bıraktı.
- Would you like to have another cup of tea?
- Bir fincan daha çay içmek ister misiniz?
- Cook 2 Japanese cups of rice.
- 2 Japon fincanı pirinç pişir.
- One cup of coffee commits one to forty years of friendship.
- Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır.
- I want another cup of tea.
- Bir fincan daha çay istiyorum.
- How many cups of coffee did you drink today?
- Bugün kaç fincan kahve içtin?
- Could I get another cup of coffee?
- Bir fincan daha kahve alabilir miyim?
- Give me another cup of coffee.
- Bana bir fincan kahve daha verin.
- He's already drunk three cups of coffee.
- Şimdiden üç fincan kahve içti.
- I'd like another cup of tea before I go.
- Gitmeden önce bir fincan daha çay istiyorum.
- Tom told me that he drinks at least three cups of coffee a day.
- Tom bana günde en az üç fincan kahve içtiğini söyledi.
- Tom only wants one cup of tea.
- Tom sadece bir fincan çay istiyor.
- Tom said he'd like to have another cup of coffee.
- Tom bir fincan kahve daha içmek istediğini söyledi.
- Tom drinks several cups of coffee every morning before he goes to work.
- Tom her sabah işe gitmeden önce birkaç fincan kahve içer.
- You've drunk three cups of coffee.
- Üç fincan kahve içtin.
- Usually I drink two cups of coffee with lunch.
- Genellikle öğle yemeğinde iki fincan kahve içerim.
- Would you all like another cup of tea?
- Bir fincan çay daha ister misiniz?
- Can I get another cup of coffee?
- Bir fincan kahve daha alabilir miyim?
- Would you care for another cup of coffee?
- Bir fincan daha kahve ister misin?
- Tom drinks several cups of coffee every morning before he goes to work.
- Tom işe gitmeden önceki her sabah birkaç fincan kahve içer.
- Tom has already drunk three cups of coffee.
- Tom şimdiden üç fincan kahve içti.
- Will you have another cup of tea?
- Bir fincan daha çay alır mısınız?
- This isn't your cup of tea.
- Bu, senin çay fincanın değil.
- It is hard to wake up without a strong cup of coffee.
- Bir fincan koyu kahve olmadan uyanmak zordur.
- Usually I drink two cups of coffee with lunch.
- Genellikle öğle yemeği ile iki fincan kahve içerim.
- I also drink two cups of tea.
- Ben de iki fincan çay içiyorum.
- Give me another cup of coffee.
- Bana bir fincan kahve daha ver.
- Tom always drinks at least three cups of coffee in the morning.
- Tom her zaman sabahları en az üç fincan kahve içer.
- I drink at least three cups of coffee a day.
- Günde en az üç fincan kahve içerim.
- I would like another cup of tea before I go.
- Ben gitmeden önce bir fincan daha çay istiyorum.
- Would you mind my drinking another cup of coffee?
- Bir fincan daha kahve içmemin bir sakıncası var mı?
- It's no wonder Tom's sleeping poorly; he drinks up to twelve cups of coffee a day.
- Tom'un az uyumasına şaşmamalı; günde bazen on iki fincan kahve içiyor.
- Would you care for another cup of tea?
- Bir fincan daha çay ister misin?
- I'd like to have another cup of coffee.
- Bir fincan kahve daha içmek istiyorum.
- How many cups of tea do you drink a day?
- Bir günde kaç fincan çay içersin?
- I think I still have time for another cup of coffee.
- Ben hâlâ bir fincan daha kahve için zamanımın olduğunu düşünüyorum.
- Tom always says the best way to ruin a good cup of coffee is to put cream and sugar in it.
- Tom her zaman iyi bir fincan kahveyi mahvetmenin en iyi yolunun içine krema ve şeker koymak olduğunu söyler.
- Tom always says the best way to ruin a good cup of coffee is to put cream and sugar in it.
- Tom her zaman iyi bir fincan kahveyi mahvetmenin en iyi yolunun içine krema ve şeker koymak olduğunu söylüyor.
- Would you care for another cup of tea?
- Bir fincan çay daha ister misiniz?
- I drank three cups of coffee this morning.
- Bu sabah üç fincan kahve içtim.
- Would you like another cup of coffee?
- Bir fincan kahve daha ister misiniz?
- Do we have time for another cup of coffee?
- Bir fincan kahve için daha vaktimiz var mı?
- Would you like another cup of coffee?
- Bir fincan daha kahve ister misiniz?
- I think I still have time for another cup of coffee.
- Sanırım bir fincan kahve için daha zamanım var.
- I poured Tom another cup of coffee.
- Tom'a bir fincan kahve daha doldurdum.
- What I'd really like is a hot cup of coffee.
- Gerçekten istediğim şey bir fincan sıcak kahve.
- How many cups of coffee a day are too many?
- Günde kaç fincan kahve fazla kaçar?
- I poured myself a third cup of coffee.
- Kendime üçüncü bir fincan kahve doldurdum.
- She would like to have another cup of coffee.
- O bir fincan daha kahve içmek istiyor.
- I always have two cups of coffee in the morning.
- Ben sabahleyin her zaman iki fincan kahve içerim.
- Won't you have another cup of coffee?
- Bir fincan daha kahve almaz mısınız?
- Give me the cup of coffee!
- Bana bir fincan kahve ver!
- One cup of coffee, please.
- Bir fincan kahve, lütfen.
- How many cups of coffee did you drink?
- Kaç fincan kahve içtin?
- He put salt into his cup of coffee by mistake.
- Yanlışlıkla kahve fincanına tuz koydu.
- Will you drink another cup of coffee?
- Bir fincan daha kahve alır mısınız?
- I liked my cup of tea.
- Bir fincan çayımı sevdim.
- I'd like to drink another cup of coffee.
- Bir fincan kahve daha içmek istiyorum.
- Tom wants only one cup of tea.
- Tom sadece bir fincan çay istiyor.
- I'll bring you another cup of coffee.
- Sana bir fincan kahve daha getireceğim.
- I drink three or four cups of coffee a day.
- Günde üç ya da dört fincan kahve içerim.
- How many cups of coffee do you drink a day?
- Günde kaç fincan kahve içiyorsun?
- How many cups of coffee do you drink every day?
- Her gün kaç fincan kahve içiyorsun?
- Please can we have two cups of tea and one cup of coffee.
- Lütfen iki bardak çay ve bir fincan kahve alabilir miyiz?
- What I want now is a hot cup of coffee.
- Şimdi istediğim şey bir fincan sıcak kahve.
- I want another cup of coffee.
- Bir fincan kahve daha istiyorum.
- He's already drunk three cups of coffee.
- O zaten üç fincan kahve içti.
- Do you have time for one more cup of coffee?
- Bir fincan kahve için daha vaktin var mı?
- Do you have time for one more cup of coffee?
- Bir fincan daha kahve için zamanın var mı?
- I'd like another cup of tea before I go.
- Ben gitmeden önce bir fincan daha çay istiyorum.
- What I want now is a hot cup of coffee.
- Şimdi istediğim şey sıcak bir fincan kahve.
- Tom poured himself a second cup of coffee.
- Tom kendine ikinci bir fincan kahve doldurdu.
- Bring us two egg sandwiches, two cups of coffee and two pieces of apple pie, please.
- Bize iki yumurtalı sandviç, iki fincan kahve ve iki parça elmalı turta getirin lütfen.
- Do you want another cup of coffee?
- Bir fincan kahve daha ister misin?
- I could really go for another cup of coffee.
- Bir fincan daha kahve içebilirim.
- There's nothing like a good cup of tea.
- İyi bir fincan çay gibisi yoktur.
- This is not my cup of tea.
- Bu benim çay fincanım değil.
- A strong cup of coffee helps me wake up.
- Sert bir fincan kahve uyanmama yardımcı oluyor.
- Tom and I had a cup of coffee together this morning.
- Tom ve ben bu sabah birlikte birer fincan kahve içtik.
- I've drunk my cup of tea.
- Bir fincan çayımı içtim.
- I like a good cup of coffee.
- İyi bir fincan kahve istiyorum.
- I poured myself another cup of coffee.
- Kendime bir fincan kahve daha doldurdum.
- Please bring us two cups of coffee.
- Lütfen bize iki fincan kahve getirin.
- She drunk three cups of coffee.
- O, üç fincan kahve içti.
- From now on, I want a hot cup of coffee on my desk when I arrive at the office.
- Bundan sonra, ofise geldiğimde masamda sıcak bir fincan kahve istiyorum.
- I'd like to have another cup of coffee.
- Bir fincan kahve daha istiyorum.
- She drunk three cups of coffee.
- Üç fincan kahve içti.
- I drink five cups of coffee a day.
- Bir günde beş fincan kahve içerim.
- Cook about one and a half cup of rice.
- Yaklaşık bir buçuk fincan pirinç pişirin.
- A well-made cup of coffee should require no cream or sugar.
- Bir fincan iyi yapılmış kahve krema veya şeker gerektirmemeli.
- Will you drink another cup of coffee?
- Bir fincan daha kahve içer misiniz?
- Would you like to have another cup of tea?
- Bir fincan çay daha ister misiniz?
- How many cups of coffee do you drink a day?
- Günde kaç fincan kahve içersin?
- I would like to have another cup of coffee.
- Bir fincan kahve daha almak istiyorum.
- That's not my cup of tea.
- Bu benim çay fincanım değil.
- A well-made cup of coffee should require no cream or sugar.
- İyi yapılmış bir fincan kahve krema veya şeker gerektirmemelidir.
- Pour me another cup of coffee and I'll eat another doughnut.
- Bana bir fincan daha kahve koy, ben de bir çörek daha yiyeyim.
- Tom has been trying to learn how to brew the perfect cup of coffee.
- Tom mükemmel bir fincan kahvenin nasıl demleneceğini öğrenmeye çalışıyor.
- Tom just drank the last cup of coffee.
- Tom az önce son kahve fincanını içti.
- I would like to have another cup of coffee.
- Bir fincan kahve daha istiyorum.
- Tom drank a second cup of coffee and ate another doughnut.
- Tom ikinci bir fincan kahve içti ve bir çörek daha yedi.
- How many cups of coffee did you drink?
- Kaç fincan kahve içtiniz?
- One cup of coffee, please.
- Bir fincan kahve lütfen.
- Tom usually starts his day with a hot cup of coffee.
- Tom güne genellikle sıcak bir fincan kahve ile başlar.
- Please bring us two cups of tea and one cup of coffee.
- Lütfen bize iki fincan çay ve bir fincan kahve getir.
- How many cups of tea do you drink a day?
- Günde kaç fincan çay içersin?
- Tom drinks six cups of coffee a day.
- Tom günde altı fincan kahve içer.
- He's put salt into his cup of coffee by mistake.
- Kahve fincanına kazara tuz attı.
- He would like to have another cup of coffee.
- O bir fincan daha kahve içmek istiyor.
- Tom asked the waiter for another cup of coffee.
- Tom garsondan bir fincan kahve daha istedi.
- Thanks for the cup of coffee.
- Bir fincan kahve için teşekkürler.
- What I'd really like is a hot cup of coffee.
- Asıl istediğim sıcak bir fincan kahve.
- Could I get another cup of coffee?
- Ben bir fincan kahve daha alabilir miyim?
- Would you mind my drinking another cup of coffee?
- Bir fincan kahve daha içmemin sakıncası var mı?
- So as to keep himself awake, Tom drunk a few cups of coffee.
- Tom, kendini uyanık tutmak için birkaç fincan kahve içti.
- Will you have another cup of tea?
- Bir fincan daha çay alır mısın?
- I've drunk three cups of coffee already.
- Şimdiden üç fincan kahve içtim.
- Will you have another cup of coffee?
- Bir fincan kahve daha alır mısın?
- I always have two cups of coffee in the morning.
- Sabahları her zaman iki fincan kahve içerim.
- I would like another cup of tea before I go.
- Gitmeden önce bir fincan daha çay istiyorum.
- I always drink two cups of coffee in the morning.
- Sabahleyin her zaman iki fincan kahve içerim.
- I've drunk my cup of tea.
- Bir fincan çay içtim.
- Please give me another cup of coffee.
- Lütfen bana bir fincan kahve daha ver.
- One cup of coffee commits one to forty years of friendship.
- Bir fincan kahve kırk yıllık dostluk demektir.
- How many cups of tea do you drink a day?
- Günde kaç fincan çay içersiniz?
Show More (176)
|
