|
- Modern administration means that the citizen is not the authorities' supplicant, but one of its customers.
- Modern yönetim, vatandaşın yetkililerin yalvaranı değil, müşterilerinden biri olduğu anlamına gelir.
- The second matter concerns the contracts airlines have with their customers.
- İkinci konu, hava yolu şirketlerinin müşterileriyle yaptıkları sözleşmelerle ilgilidir.
- On this basis, producers and eventually their customers, are being asked to sign a blank cheque.
- Bu temelde üreticilerden ve nihayetinde müşterilerinden açık bir çek imzalamaları istenmektedir.
- That means that the large majority of customers will incur higher costs.
- Bu da, müşterilerin büyük çoğunluğunun daha yüksek maliyetlere maruz kalacağı anlamına gelmektedir.
- We believe that customers have the right to be fully informed.
- Müşterilerin tam olarak bilgilendirilme hakkına sahip olduğuna inanıyoruz.
- The second matter concerns the contracts airlines have with their customers.
- İkinci konu havayolu şirketlerinin müşterileriyle yaptıkları sözleşmelerle ilgilidir.
- That means that the large majority of customers will incur higher costs.
- Bu, müşterilerin büyük çoğunluğunun daha yüksek maliyetlere maruz kalacağı anlamına gelir.
- Costs of insurance mediation must not be increased, especially when there is no benefit to customers.
- Sigorta arabuluculuğunun maliyetleri, özellikle de müşterilere hiçbir faydası yokken artırılmamalıdır.
- Traffickers demand astronomical amounts to smuggle their customers to the West.
- İnsan tacirleri müşterilerini Batı'ya kaçırmak için astronomik meblağlar talep etmektedir.
- There are strong requirements on the suppliers of electricity to inform customers in the contracts.
- Sözleşmelerde elektrik tedarikçilerinin müşterileri bilgilendirmesi yönünde güçlü şartlar bulunmaktadır.
- That, in my view, is the best solution for customers and services.
- Bana göre müşteriler ve hizmetler için en iyi çözüm budur.
- Only with price improvement will retail customers get the good prices they deserve.
- Perakende müşterileri hak ettikleri iyi fiyatları ancak fiyat iyileştirmesi ile elde edebileceklerdir.
- Today online web marketing is about communication with your customers.
- Bugün çevrimiçi internet pazarlamacılığı, müşterilerinizle iletişim kurmakla ilgilidir.
- I think your store's new big and bold marquee will bring in a lot of customers.
- Bence mağazanızın yeni büyük ve cesur tabelası çok sayıda müşteri çekecek.
- Your customers want to see you and know you better.
- Müşterileriniz sizi görmek ve daha iyi tanımak ister.
- The company also brings new collection for the customers each season.
- Şirket aynı zamanda müşterilere her sezon yeni koleksiyonlar getiriyor.
- In other words, we must first know the customers.
- Yani öncelikle müşteriyi tanımalıyız.
- However, we will continue to talk with customers and regulators as the space evolves.
- Ancak mekan geliştikçe müşteriler ve düzenleyicilerle konuşmaya devam edeceğiz.
- Please check out these customers while I see if we have any more of those items in the back.
- Ben arkada başka ürünümüz olup olmadığına bakarken lütfen bu müşterilerin ödemesini alın.
- Today online web marketing is about communication with your customers.
- Günümüzde çevrimiçi web pazarlaması, müşterilerinizle iletişim kurmakla ilgilidir.
- For example, marketing your high-margin products to your loyal customers might be an effective approach.
- Örneğin, yüksek marjlı ürünlerinizi düzenli müşterilerinize pazarlamak etkili bir yaklaşım olabilir.
- The company also brings new collection for the customers each season.
- Şirket ayrıca her sezon müşteriler için yeni koleksiyonlar getiriyor.
- Thus, the first step is to connect with your customers.
- Dolayısıyla ilk adım müşterilerinizle bağlantı kurmaktır.
- It's getting your customers and prospects to understand and know you.
- Müşterilerinizin ve potansiyel müşterilerinizin sizi anlamasını ve tanımasını sağlamaktır.
- The company also brings new collection for the customers each season.
- Şirket ayrıca her sezon müşterilerine yeni koleksiyonlar getiriyor.
- Thus, the first step is to connect with your customers.
- Bu nedenle ilk adım müşterilerinizle bağlantı kurmaktır.
- Today online web marketing is about communication with your customers.
- Bugün çevrimiçi web pazarlamacılığında mesele müşterilerinizle iletişimdir.
- We know that all customers want good products offering good value.
- Tüm müşterilerin gerçek değer sunan iyi ürünler istediğini biliyoruz.
- We know that all customers want good products offering good value.
- Tüm müşterilerin iyi değer sunan iyi ürünler istediğini biliyoruz.
- However, we will continue to talk with customers and regulators as the space evolves.
- Ancak, mekân geliştikçe müşteriler ve düzenleyicilerle konuşmaya devam edeceğiz.
- We have really loyal repeat customers.
- Sürekli gelen sadık müşterilerimiz var.
- There were no other customers in the store.
- Mağazada başka müşteriler yoktu.
- Tom sometimes rips off his customers.
- Tom, bazen müşterilerini dolandırır.
- Credit companies send their customers monthly bills.
- Kredi şirketleri müşterilerine aylık faturalar gönderir.
- The company always strives to satisfy its customers.
- Şirket, her zaman müşterilerini tatmin etmeye çalışır.
- We had no customers, so we shut the shop early.
- Müşterimiz yoktu, bu yüzden mağazayı erken kapattık.
- We found only a small number of customers in the store.
- Mağazada sadece az sayıda müşteri bulduk.
- The waiter did his best to please the customers.
- Garson müşterileri memnun etmek için elinden geleni yaptı.
- As for dogs, customers may not bring them into this store.
- Köpeklere gelince, müşteriler onları bu mağazaya getiremezler.
- He knows how to talk to customers.
- Müşterilerle nasıl konuşulacağını biliyor.
- Customers stopped coming to our shop.
- Müşteriler dükkanımıza gelmekten vazgeçtiler.
- We value our customers.
- Müşterilerimize değer veririz.
- I don't see any customers complaining.
- Şikayet eden bir müşteri göremiyorum.
- That shop has many customers.
- O dükkanın çok müşterisi var.
- He knows how to talk to customers.
- O, müşterilerle nasıl konuşacağını biliyor.
- Tom is one of our best customers.
- Tom en iyi müşterilerimizden biridir.
- We treat our customers well.
- Müşterilerimize iyi davranıyoruz.
- Were there any customers?
- Herhangi bir müşteri var mıydı?
- Since there were no customers, we closed the shop early.
- Hiç müşteri olmadığı için dükkânı erken kapattık.
- What have you been telling your customers?
- Müşterilerine ne anlatıyordun?
- I've got plenty of customers.
- Bir sürü müşterim var.
- There were not more than ten customers in the shop.
- Dükkanda ondan fazla müşteri yoktu.
- Many of our customers are from Australia.
- Müşterilerimizin çoğu Avustralya'dan.
- When do you want me to send these invitations to our customers?
- Bu davetiyeleri müşterilerimize ne zaman göndermemi istiyorsun?
- We must keep the customers satisfied.
- Müşterileri hoşnut tutmalıyız.
- Were there any customers?
- Hiç müşteri var mıydı?
- His customers dropped off.
- Onun müşterileri azaldı.
- Our company's first priority is meeting our customers' needs.
- Şirketimizin ilk önceliği, müşterilerimizin ihtiyaçlarını karşılamaktır.
- Tom and Mary were good customers.
- Tom ve Mary iyi müşteriydiler.
- In this line of work, if you make a grim face the customers won't come.
- Bu işte suratını asarsan müşteri gelmez.
- Three customers came in just as we were closing.
- Tam kapatırken içeriye üç müşteri geldi.
- I advise customers.
- Müşterilere tavsiyede bulunurum.
- We treat our customers well.
- Biz müşterilerimize iyi davranırız.
- There are no customers.
- Hiç müşteri yok.
- They need customers.
- Onların müşterilere ihtiyacı var.
- We love our customers.
- Müşterilerimizi severiz.
- A few customers have just walked into the store.
- Birkaç müşteri dükkana girdi.
- We didn't have any customers today.
- Bugün hiç müşterimiz yoktu.
- We have many customers in the summer.
- Yazın çok müşterimiz oluyor.
- The company invited their prospective customers to the party.
- Şirket, olası müşterilerini partiye davet etti.
- Tom and Mary are our best customers.
- Tom ve Mary en iyi müşterilerimiz.
- Tom flirted inappropriately with customers.
- Tom müşterilerle uygunsuz bir şekilde flört etti.
- Watch out for rowdy or drunk customers.
- Kabadayı ya da sarhoş müşterilere dikkat et.
- I've got plenty of customers.
- Pek çok müşterim var.
- Were there any other customers?
- Başka müşteri var mıydı?
- The company gained more customers.
- Şirket, daha fazla müşteri kazandı.
- Many of our customers are from Australia.
- Müşterilerimizin çoğu Avustralyalı.
- Tom is one of my best customers.
- Tom en iyi müşterilerimden biridir.
- We love our customers.
- Müşterilerimizi seviyoruz.
- There are several customers in the restaurant.
- Restoranda birkaç müşteri var.
- We value our customers.
- Müşterilerimize değer veriyoruz.
- I'll do whatever it takes to keep our customers satisfied.
- Müşterilerimizi memnun etmek için ne gerekiyorsa yapacağım.
- The investment firm tricked customers into buying worthless stock.
- Yatırım şirketi müşterileri değersiz hisse senedi almaları için kandırdı.
- He knows the names of all his customers.
- Bütün müşterilerinin isimlerini biliyor.
- Our policy is to satisfy our customers.
- Politikamız müşterilerimizi tatmin etmektir.
- Tom is one of my best customers.
- Tom benim en iyi müşterilerimden biri.
- My customers never complain.
- Müşterilerim asla şikayet etmez.
- His store is always crowded with customers.
- Mağazası her zaman müşterilerle doludur.
- Tom knows the names of all his customers.
- Tom bütün müşterilerinin adını biliyor.
- We have more customers than we can count.
- Sayamayacağımız kadar çok müşterimiz var.
- The greengrocer is very kind to his customers.
- Manav müşterilerine karşı çok nazik.
- Tom knows the names of all his customers.
- Tom tüm müşterilerinin isimlerini biliyor.
- Our company's first priority is meeting our customers' needs.
- Şirketimizin birinci önceliği müşterilerimizin ihtiyaçlarını karşılamaktır.
- About how many customers came into your shop today?
- Bugün dükkanınıza aşağı yukarı kaç tane müşteri geldi?
- Sami hates customers who act like this.
- Sami böyle davranan müşterilerden nefret eder.
- The people at this store are very friendly, and get very many customers as a result.
- Bu dükkandaki insanlar çok cana yakın ve bu yüzden çok müşteri alıyorlar.
- Take care of your customers.
- Müşterilerinle ilgilen.
- Tom and Mary were good customers.
- Tom ve Mary iyi müşterilerdi.
- Many of our customers are from Canada.
- Müşterilerimizin çoğu Kanadalı.
- They attract customers by offering high-quality goods.
- Yüksek kaliteli ürünler sunarak müşterileri çekiyorlar.
- Customers have to be satisfied.
- Müşteriler memnun olmak zorundadır.
- His store is always crowded with customers.
- Dükkânı sürekli müşteri kaynıyor.
- It was early spring, so there weren't many customers.
- Baharın başlarıydı, bu yüzden çok fazla müşteri yoktu.
- There were no other customers in the store.
- Dükkanda başka müşteri yoktu.
- The store needs more clerks to wait on customers.
- Mağazanın müşterilere bakması için daha fazla tezgahtara ihtiyacı var.
- The company gained more customers.
- Şirket daha fazla müşteri kazandı.
- There are few customers today.
- Bugün çok az müşteri var.
- The department store is always packed with customers.
- Mağaza her zaman müşterilerle dolu.
- We have a parking lot for the customers.
- Müşteriler için park yerimiz var.
- I'll sell the jewelry to customers.
- Mücevherleri müşterilere satacağım.
- Customers haven't complained.
- Müşteriler şikayet etmediler.
- Sami hates customers like these.
- Sami böyle müşterilerden nefret eder.
- Customers came one after another.
- Müşteriler birbiri ardına geldi.
- The customers have been complaining a lot lately.
- Müşteriler son zamanlarda çok şikayet ediyor.
- Customers have to be satisfied.
- Müşteriler memnun olmalı.
- The newly-opened jewelry shop took away some of my best customers.
- Yeni açılan kuyumcu dükkânı en iyi müşterilerimden bazılarını aldı.
- I wonder why we didn't have any customers today.
- Bugün neden hiç müşterimiz olmadığını merak ediyorum.
- Whether or not beer gardens get a lot of customers depends on the weather.
- Bira bahçelerinin çok müşteri çekip çekmemesi havaya bağlıdır.
- Since there were no customers, we closed the shop early.
- Müşteri olmadığı için dükkanı erken kapattık.
- His customers dropped off.
- Müşterileri azaldı.
- The company always strives to satisfy its customers.
- Şirket ,her zaman müşterilerini memnun etmek için çabalıyor.
- The customers are complaining about the service.
- Müşteriler hizmet hakkında şikayet ediyorlar.
- Many of our customers are from Canada.
- Müşterilerimizin çoğu Kanada'dan.
- The customers are complaining about the service.
- Müşteriler hizmetten şikayetçi.
- I advise customers.
- Müşterilere tavsiyelerde bulunurum.
- Not many customers come to this restaurant in the afternoon.
- Öğleyin bu restorana çok fazla müşteri gelmez.
- There just aren't enough customers.
- Yeterince müşteri yok ki.
- Our policy is to satisfy our customers.
- Politikamız müşterilerimizi memnun etmektir.
- There are few customers today.
- Bugün az müşteri var.
- We don't get as many customers as we used to.
- Eskisi kadar çok müşteri gelmiyor.
- This store will no longer give plastic bags to its customers.
- Bu mağaza artık müşterilerine plastik poşet vermeyecek.
- Tom and Mary are our best customers.
- Tom ve Mary bizim en iyi müşterilerimiz.
- There were no other customers.
- Başka müşteri yoktu.
- Many of our customers are in Australia.
- Müşterilerimizin çoğu Avustralya'da.
- The department store is always packed with customers.
- Mağaza her zaman müşterilerle ile doludur.
- He sometimes rips off his customers.
- Bazen müşterilerini kazıklar.
- I have told you how to treat customers.
- Müşterilere nasıl davranılacağını sana söyledim.
- Customers stopped coming to our shop.
- Müşteriler dükkânımıza gelmeyi bıraktı.
- When do you want me to send these invitations to our customers?
- Bu davetiyeleri müşterilerimize ne zaman göndermemi istersin?
- Take care of your customers.
- Müşterilerinize iyi bakın.
- Working part-time at a supermarket, I found that some customers were polite whereas others weren't.
- Bir süpermarkette yarı zamanlı çalışırken, bazı müşterilerin kibar olduğunu, bazılarının ise olmadığını gördüm.
- There are no customers.
- Müşteri yok.
- I have told you how to treat customers.
- Size müşterilere nasıl davranacağınızı söylemiştim.
- Tom flirted inappropriately with customers.
- Tom müşterileriyle uygunsuz bir şekilde flört etti.
- The customers were made to wait outside in the rain for several hours.
- Müşteriler saatlerce dışarıda yağmur altında bekletildi.
- We had no customers, so we shut the shop early.
- Hiç müşterimiz yoktu, bu yüzden dükkanı erken kapattık.
- I wonder why we didn't have any customers today.
- Bugün neden müşterimiz olmadığını merak ediyorum.
- Many of our customers are from Canada.
- Müşterilerimizin çoğu Kanadalıdır.
- Customers haven't complained.
- Müşteriler şikayet etmedi.
- All of Tom's customers are Canadians.
- Tom'un bütün müşterileri Kanadalıdır.
- We only had three customers today.
- Bugün sadece üç müşterimiz vardı.
- We aim to satisfy our customers' wants and needs.
- Müşterilerimizin istek ve ihtiyaçlarını karşılamayı hedefliyoruz.
- He knows the names of all his customers.
- O tüm müşterilerinin adlarını bilir.
- What have you been telling your customers?
- Müşterilerine ne söylüyorsun?
- The people at this store are very friendly, and get very many customers as a result.
- Bu mağazadaki insanlar çok cana yakınlar, haliyle de çok sayıda müşteri çekiyorlar.
- I don't see any customers complaining.
- Ben herhangi bir müşterinin şikayet ettiğini görmüyorum.
- They need customers.
- Müşterilere ihtiyaçları var.
- That shop has many customers.
- Bu mağazanın birçok müşterisi vardır.
- About how many customers came into your shop today?
- Bugün dükkânına aşağı yukarı kaç müşteri geldi?
- Many of our customers are from Canada.
- Müşterilerimizin birçoğu Kanada'dandır.
- Tom knows how to talk to customers.
- Tom müşterilerle nasıl konuşulacağını bilir.
- We must keep the customers satisfied.
- Müşterileri memnun etmeliyiz.
- We aim to satisfy our customers' wants and needs.
- Müşterilerimizin istek ve gereksinimlerini karşılamayı amaçlıyoruz.
- Not many customers come to this restaurant in the afternoon.
- Öğleden sonra bu restorana pek müşteri gelmez.
- There's not very many customers today.
- Bugün pek müşteri yok.
- All of Tom's customers are Canadians.
- Tom'un tüm müşterileri Kanadalı.
- They attract customers by offering high-quality goods.
- Onlar yüksek kalitede ürünler sunarak müşteri çekerler.
- The customers have started to come.
- Müşteriler gelmeye başladı.
- There were no customers, so we closed the shop early.
- Hiç müşteri yoktu bu yüzden dükkânı erken kapattık.
- There were no customers, so we closed the store early.
- Hiç müşteri yoktu, bu yüzden dükkanı erken kapattık.
- The newly-opened jewelry shop took away some of my best customers.
- Yeni açılan kuyumcu, en iyi müşterilerimin bir kısmını elimden aldı.
- There were no customers, so we closed the shop early.
- Müşteri yoktu, biz de dükkanı erken kapattık.
- The customers are happy.
- Müşteriler mutlu.
- Tom sometimes rips off his customers.
- Tom bazen müşterilerini kazıklıyor.
- Credit companies send their customers monthly bills.
- Kredi firmaları kendi müşterilerine aylık faturalar gönderir.
- Tom, you're scaring the customers!
- Tom, müşterileri korkutuyorsun!
- Take care of your customers.
- Müşterilerine dikkat et.
- There were no customers, so we closed the store early.
- Hiç müşteri yoktu, bu yüzden mağazayı erken kapattık.
- We have a parking lot for the customers.
- Müşteriler için bir park yerimiz var.
- The customers were made to wait outside in the rain for several hours.
- Müşteriler birkaç saat dışarıda yağmurda bekletildi.
- We have many customers in the summer.
- Yazın birçok müşterimiz vardır.
- He sometimes rips off his customers.
- Bazen müşterilerini kazıklıyor.
- Three customers came in just as we were closing.
- Tam biz kapatırken üç müşteri içeriye girdi.
Show More (180)
|
