1 |
dedication |
bağlılık |
n. |
|
- My sister's dedication to her job is astonishing.
- Kız kardeşimin işine olan bağlılığı hayret verici.
- I welcome this report's dedication to a policy to vaccinate to live.
- Bu raporun yaşamak için aşı politikasına olan bağlılığını memnuniyetle karşılıyorum.
- We are well aware of his dedication to the cause of international development cooperation.
- Sayın Komisyon Üyesi'nin uluslararası kalkınma işbirliğine olan bağlılığının farkındayız.
- I welcome this report's dedication to a policy to vaccinate to live.
- Bu raporun, yaşamak için aşılama politikasına olan bağlılığını memnuniyetle karşılıyorum.
- We like some of your answers more than others, but we are grateful for your dedication.
- Bazı cevaplarınızı diğerlerinden daha çok beğendik, ancak bağlılığınız için minnettarız.
- I admire Tom's dedication.
- Tom'un bağlılığına hayranım.
- I love that kind of dedication.
- O tür bağlılığı seviyorum.
Show More (4)
|
2 |
dedication |
vakıf |
n. |
|
- The dedication ceremony is scheduled for tomorrow.
- Vakıf töreninin yarın yapılması planlanıyor.
Show More (-2)
|
3 |
dedication |
ithaf |
n. |
|
- She wrote a half-page dedication for her book.
- Kitabı için yarım sayfalık bir ithaf yazmış.
Show More (-2)
|
4 |
dedication |
adama |
n. |
|
- Hard work and dedication will bring you success.
- Sıkı çalışma ve kendini adama sana başarıyı getirecektir.
Show More (-2)
|