| 1 |
giant |
dev |
adj. |
|
- The giant Nokia, for example, considers them to be very important.
- Örneğin dev Nokia, bunların çok önemli olduğunu düşünüyor.
- There is an enormous discrepancy between the citizen and the giant.
- Vatandaş ile dev arasında muazzam bir tutarsızlık var.
- We are thus a giant trading partner of Russia.
- Bu nedenle Rusya'nın dev bir ticaret ortağıyız.
- The giant Nokia, for example, considers them to be very important.
- Örneğin dev Nokia bunları çok önemli görüyor.
- With the euro, European integration is taking a giant step forward.
- Avro ile birlikte Avrupa entegrasyonu ileriye doğru dev bir adım atıyor.
- Last thing I need to worry about is my daughter getting eaten by a giant space slug.
- Endişelenmem gereken son şey kızımı dev bir uzay sümüklüböceğinin yemesi.
- Congrats for not dying when a giant space cat gave you brain surgery.
- Dev bir uzaylı kedi size beyin ameliyatı yaptığında ölmediğiniz için tebrikler.
- Last thing I need to worry about is my daughter getting eaten by a giant space slug.
- Endişelenmem gereken son şey kızımın dev bir uzay sümüklüböceği tarafından yenmesi.
- She is a giant cold virus after all.
- Sonuçta o dev bir soğuk algınlığı virüsü.
- Congrats for not dying when a giant space cat gave you brain surgery.
- Dev bir uzaylı kedi sana beyin ameliyatı yaptığında ölmediğin için tebrikler.
- You two break down and clear out the giant boulders.
- Siz ikiniz dev kayaları parçalayın ve temizleyin.
- Congrats for not dying when a giant space cat gave you brain surgery.
- Dev bir uzaylı kedi sana beyin ameliyatı yaparken ölmediğin için tebrikler.
- I have a giant stuffed panda bear.
- Doldurulmuş dev bir panda ayım var.
- Jupiter's Great Red Spot is a giant storm.
- Jüpiter'in Büyük Kırmızı Lekesi dev bir fırtınadır.
- The thieves stole the giant gold coin without being noticed by security guards or activating the alarm system.
- Hırsızlar dev altın sikkeyi güvenlik görevlilerince fark edilmeden ya da alarm sistemini çalıştırmadan çalmışlardır.
- The Great Dane is a breed of domestic dog known for its giant size.
- Danua, dev cüssesiyle bilinen evcil bir köpek cinsidir.
- A giant wave flooded the canoe.
- Dev bir dalga kanoyu sular altında bıraktı.
- The giant weta is one of the world's largest insects.
- Dev weta dünyanın en büyük böceklerinden biridir.
- This giant table occupies the entire room.
- Bu dev masa tüm odayı kaplıyor.
- The bridge was destroyed by a giant robot.
- Köprü dev bir robot tarafından yıkıldı.
- Tsunamis are giant waves caused by earthquakes or volcanic eruptions under the sea.
- Tsunamiler, deniz altındaki depremlerin veya volkanik patlamaların neden olduğu dev dalgalardır.
- I am a giant!
- Ben bir devim!
- The largest kind of clam is the giant clam.
- En büyük midye türü dev midyedir.
- That's one small step for man, one giant leap for mankind.
- Bu, bir kişi için küçük bir adımdır ama insanlık için dev bir sıçramadır.
- Tom was killed by a giant hornet.
- Tom dev bir eşek arısı tarafından öldürüldü.
- Jupiter's Great Red Spot is a giant storm.
- Jüpiter'in Büyük Kırmızı Leke'si dev bir fırtınadır.
- The giant was not loved by anybody.
- Dev kimse tarafından sevilmiyordu.
- We had beaten a football giant.
- Bir futbol devini yenmiştik.
- I live in a giant bucket.
- Dev bir kovanın içinde yaşıyorum.
- Giant snails have invaded Florida.
- Dev salyangozlar Florida'yı istila ettiler.
- The mayor cut the ribbon with a pair of giant scissors.
- Belediye başkanı dev bir makasla kurdeleyi kesti.
- The first footage of a giant squid was captured in 2012 off the coast of Japan.
- Dev bir kalamarın ilk görüntüleri, Japonya kıyılarında 2012'de yakalandı.
- The sun will become a red giant in about 5 billion years.
- Güneş yaklaşık 5 milyar yıl içinde kırmızı bir dev olacak.
- After the goal was scored, the crowd turned to the giant TV to watch the action replay.
- Gol atıldıktan sonra kalabalık dev televizyona dönerek pozisyonun tekrarını izledi.
- This machine can dig giant holes.
- Bu makine dev çukurlar kazabiliyor.
- The mayor cut the ribbon with a pair of giant scissors.
- Belediye başkanı kurdeleyi dev bir makasla kesti.
- The giant awoke!
- Dev uyandı!
- Tom was sitting at his desk when a giant asteroid collided with the earth.
- Dev bir asteroit dünya ile çarpıştığında Tom masasında oturuyordu.
- After the goal was scored, the crowd turned to the giant TV to watch the action replay.
- Golden sonra kalabalık pozisyonun tekrarını izlemek için dev ekrana odaklandı.
- The Greeks built a giant wooden horse.
- Yunanlılar dev ahşap bir at inşa ettiler.
- A giant wave flooded the canoe.
- Dev dalga Kanoyu sular altında bıraktı.
- The first footage of a giant squid was captured in 2012 off the coast of Japan.
- Dev bir kalamarın ilk görüntüleri 2012 yılında Japonya açıklarında çekildi.
- The giant weta is endemic to New Zealand.
- Dev weta Yeni Zelanda'ya özgüdür.
- A giant lizard is destroying the city!
- Dev bir kertenkele şehri yok ediyor!
- The sun will become a red giant in about 5 billion years.
- Güneş yaklaşık 5 milyar yıl içinde kırmızı bir dev olacaktır.
- Tom was sitting at his desk when a giant asteroid collided with the earth.
- Dev bir asteroid dünyaya çarptığında Tom masasında oturuyordu.
- There used to be a giant statue of Athena inside the Parthenon.
- Parthenon'un içinde dev bir Athena heykeli vardı.
- Giant snails have invaded Florida.
- Dev salyangozlar Florida'yı istila etmiş.
- The thieves used a wheelbarrow to transport the giant gold coin to nearby Monbijou Park.
- Hırsızlar dev altın sikkeyi yakındaki Monbijou Park'a taşımak için bir el arabası kullanmıştır.
- Jupiter is a giant planet.
- Jüpiter dev bir gezegendir.
- The Greeks built a giant wooden horse.
- Yunanlılar dev bir tahta at yaptılar.
- A giant lizard is destroying the city!
- Dev bir kertenkele kenti yok ediyor!
- There used to be a giant statue of Athena inside the Parthenon.
- Parthenon'un içinde eskiden dev bir Athena heykeli vardı.
Show More (50)
|
| 2 |
huge |
dev |
adj. |
|
- A huge tanker just pulled out from the dock.
- Dev bir tanker rıhtımdan ayrıldı.
- This car has a huge engine.
- O araba dev bir motora sahip.
- I saw a huge dog lying in front of Mr Hill's house.
- Bay Hill'in evinin önünde yatan dev bir köpek gördüm.
- The huge tanker has just left the dock.
- Dev tanker az önce rıhtımdan ayrıldı.
- A huge federal budget deficit has been plaguing the American economy for many years.
- Dev bir federal bütçe açığı, yıllardır Amerikan ekonomisinin başına bela oldu.
Show More (2)
|
| 3 |
gigantic |
dev |
adj. |
|
- The bureaucrats maintain solid ties with the gigantic corporations.
- Bürokratlar dev şirketler ile sağlam bağları sürdürürler.
- The universe is a gigantic atom and everything is affected by it.
- Evren dev bir atom ve her şey ondan etkilenir.
Show More (-1)
|
| 4 |
leviathan |
dev |
n. |
|
- The building stood tall like a leviathan, dominating the city skyline.
- Bina, şehrin siluetine hükmeden bir dev gibi ayakta duruyordu.
Show More (-2)
|
| 5 |
goliath |
dev |
n. |
|
- Russia is a Goliath on the world stage.
- Rusya dünya çapında bir devdir.
Show More (-2)
|
| 6 |
ogre |
dev |
n. |
|
- If you go into the forest, watch out for the ogres who eat children!
- Ormana giderseniz, çocukları yiyen devlere dikkat edin!
Show More (-2)
|
