|
- The MEDIA plus programme invests in promotion, distribution and digital training.
- MEDIA plus programı tanıtım, dağıtım ve dijital eğitime yatırım yapmaktadır.
- Digital broadcasting can reach those with sensory deprivation just as well as it can reach the mass audience.
- Dijital yayıncılık, duyusal yoksunluk yaşayanlara olduğu kadar kitlesel izleyicilere de ulaşabilir.
- This digital divide applies mainly to women.
- Bu dijital uçurum esas olarak kadınlar için geçerlidir.
- One good example of these services is the re-use of digital maps for mobile applications.
- Bu hizmetlere iyi bir örnek, dijital haritaların mobil uygulamalar için yeniden kullanılmasıdır.
- The digital knowledge-based society turns the world into a single coherent whole.
- Dijital bilgi tabanlı toplum, dünyayı tek bir tutarlı bütüne dönüştürür.
- The Commission needs to encourage what I call a toolkit for digital authors.
- Komisyon, dijital yazarlar için bir araç seti olarak adlandırdığım şeyi teşvik etmelidir.
- The proper response to this digital divide is integration into the other European instruments.
- Bu dijital uçuruma verilecek doğru yanıt, diğer Avrupa araçlarına entegrasyondur.
- Public service broadcasters have a crucial role to play in the digital world.
- Kamu hizmeti yayıncılarının dijital dünyada oynayacakları çok önemli bir rol vardır.
- Initially, in the Commission's proposal, 25% of the budget was dedicated to fighting the digital divide.
- Başlangıçta Komisyonun teklifinde bütçenin %25'i dijital uçurumla mücadeleye ayrılmıştı.
- We must lend unstinting support to the transfer from analogue to digital.
- Analogdan dijitale geçişe kesintisiz destek vermeliyiz.
- It is difficult to buy digital cards for existing pay TV.
- Mevcut ödemeli TV için dijital kart satın almak zordur.
- Initially, in the Commission's proposal, 25% of the budget was dedicated to fighting the digital divide.
- Başlangıçta, Komisyon'un teklifinde bütçenin %25'i dijital uçurumla mücadeleye ayrılmıştı.
- The digital divide is further raising the level of antagonism between the rich and poor within a single nation.
- Dijital uçurum, tek bir ulus içindeki zengin ve fakir arasındaki düşmanlık seviyesini daha da yükseltmektedir.
- Digital literacy must therefore be a part of lifelong learning.
- Dolayısıyla dijital okuryazarlık yaşam boyu öğrenmenin bir parçası olmalıdır.
- Where the Seville Summit is concerned, digital TV will be included in the Europe 2005 action plan.
- Sevilla Zirvesi söz konusu olduğunda, dijital TV Avrupa 2005 eylem planına dahil edilecektir.
- I hope that, from 2004, the digital tachograph will prevent black sheep from finding new boltholes!
- Umarım 2004'ten itibaren dijital takograf, kara koyunların yeni sığınaklar bulmasını engelleyecektir!
- But I can reassure you that we do not mean digital fingerprinting.
- Ancak sizi temin ederim ki dijital parmak izini kastetmiyoruz.
- The underworld is threatening society with new methods from a digital platform.
- Yeraltı dünyası dijital platformdan yeni yöntemlerle toplumu tehdit ediyor.
- The digital knowledge-based society turns the world into a single coherent whole.
- Dijital bilgi temelli toplum dünyayı tek ve tutarlı bir bütün haline getirmektedir.
- But I can reassure you that we do not mean digital fingerprinting.
- Ancak dijital parmak izinden kastımızın bu olmadığı konusunda sizi temin edebilirim.
- The problem, however, is the digital divide, which probably affects about one third of our population.
- Ancak sorun, muhtemelen nüfusumuzun yaklaşık üçte birini etkileyen dijital uçurumdur.
- In fact, we are in something of a 'chicken and egg' situation where developments within digital TV are concerned.
- Aslında, dijital TV'deki gelişmeler söz konusu olduğunda bir tür 'tavuk ve yumurta' durumundayız.
- The underworld is threatening society with new methods from a digital platform.
- Yeraltı dünyası dijital platformdan yeni yöntemlerle toplumu tehdit etmektedir.
- The digital revolution will improve the quality of their lives and access to services.
- Dijital devrim yaşam kalitesini ve hizmetlere erişimi arttıracaktır.
- Accordingly, rules and regulations on printed information also apply to digital information.
- Buna göre, basılı bilgilere ilişkin kural ve düzenlemeler dijital bilgiler için de geçerlidir.
- I hope that, from 2004, the digital tachograph will prevent black sheep from finding new boltholes.
- Umarım 2004 yılından itibaren dijital takograf, kara koyunların yeni sığınaklar bulmasını engelleyecektir.
- Schools are well placed to bridge the digital divide.
- Okullar dijital uçurumu kapatmak için iyi bir konumdadır.
- The first is digital literacy, a new range of essential skills for the knowledge-based society.
- Bunlardan ilki, bilgi temelli toplum için yeni bir dizi temel beceri olan dijital okuryazarlıktır.
- Next year, the Commission also intends to adopt a communication on digital switch-over.
- Komisyon ayrıca önümüzdeki yıl dijital geçiş konusunda bir tebliğ kabul etmeyi planlamaktadır.
- It offers citizen security and fair freedoms in the digital world.
- Vatandaşa dijital dünyada güvenlik ve adil özgürlükler sunar.
- One of NEPAD’s concerns is digital solidarity.
- Afrika'nın Kalkınması için Yeni Ortaklık kaygılarından biri de dijital dayanışmadır.
- Bizerba develops the first digital evaluation and display system for industry.
- Bizerba, endüstriye yönelik ilk dijital değerlendirme ve görüntüleme sistemini geliştiriyor.
- Get infinite space in the cloud for your entire digital life.
- Tüm dijital yaşamınız için bulutta sonsuz alan elde edin.
- This technology has since come to dominate the digital imaging industry.
- Bu teknoloji o zamandan beri dijital görüntüleme sektörüne hakim oldu.
- This technology has since come to dominate the digital imaging industry.
- Bu teknoloji o zamandan beri dijital görüntüleme endüstrisine hakim oldu.
- Bizerba develops the first digital evaluation and display system for industry.
- Bizerba, endüstriyel kullanım için ilk dijital değerlendirme ve görüntüleme sistemini geliştirir.
- Influencer marketing continues to grow rapidly and integrate into the digital world.
- Etkileyici pazarlama hızla büyümeye ve dijital dünyaya entegre olmaya devam ediyor.
- Bizerba develops the first digital evaluation and display system for industry.
- Bizerba, sektöre yönelik ilk dijital değerlendirme ve görüntüleme sistemini geliştirmektedir.
- This technology has since come to dominate the digital imaging industry.
- Bu teknoloji o zamandan beri dijital görüntüleme endüstrisine hâkim oldu.
- Get infinite space in the cloud for your entire digital life.
- Dijital yaşamınızın tamamı için bulutta sonsuz alana sahip olun.
- Influencer marketing continues to grow rapidly and integrate into the digital world.
- Etkileyici pazarlama hızla büyüyerek dijital dünyaya entegre olmaya devam ediyor.
- Get infinite space in the cloud for your entire digital life.
- Tüm dijital yaşamınız için bulut içinde sonsuz boş alanınız olsun.
- Because of my bad eyesight, I can only read digital books with very large font sizes.
- Görüşümün kötü olması yüzünden yalnızca çok büyük fontlu dijital kitapları okuyabilirim.
- Tom is a digital native.
- Tom dijital bir yerli.
- He purchased a digital one.
- O dijital bir tane satın aldı.
- Digital music is becoming more and more popular.
- Dijital müzik gittikçe daha popüler oluyor.
- Data hoarding is a digital disease.
- Veri istifçiliği dijital bir hastalıktır.
- Digital music is becoming more and more popular.
- Dijital müzik giderek daha popülerleşiyor.
- Data hoarding is a digital disease.
- Veri istifçiliği dijital bir hastalık.
- He purchased a digital one.
- Dijital bir tane satın aldı.
- Which kind of watch do you prefer, digital or analog?
- Hangi türde saat tercih edersin, dijital mi yoksa analog mu?
- He's bought a digital camera.
- Dijital bir kamera aldı.
- We live in a digital age.
- Dijital bir çağda yaşıyoruz.
- Tom is a digital native.
- Tom bir dijital yerli.
- Tom is a digital immigrant.
- Tom dijital bir göçmen.
- He's bought a digital camera.
- O, dijital bir kamera satın aldı.
- Data hoarding is a digital disease.
- Veri istifçiliği bir dijital hastalıktır.
- Which kind of watch do you prefer, digital or analog?
- Hangi tür saati tercih edersiniz, dijital mi analog mu?
- All of my books are digital.
- Tüm kitaplarım dijital.
- Because of my bad eyesight, I can only read digital books with very large font sizes.
- Görme bozukluğum nedeniyle sadece çok büyük puntolarla yazılmış dijital kitapları okuyabiliyorum.
- All of my books are digital.
- Bütün kitaplarım dijital.
Show More (58)
|