| 1 |
ditch |
hendek |
n. |
|
- I have never seen a cow by a ditch, looking for fish.
- Hendek kenarında balık arayan bir inek hiç görmedim.
- I have never seen a cow by a ditch looking for fish.
- Hendek kenarında balık arayan bir inek hiç görmedim.
- I have never seen a cow by a ditch, looking for fish.
- Hendek kenarında balık arayan bir inek hiç görmemiştim.
- Tom jumped over the big ditch.
- Tom büyük hendeğin üzerinden atladı.
- Tom jumped over the shallow ditch.
- Tom sığ hendeğin üzerinden atladı.
- The ditch is ten feet deep.
- Hendek 3 metre derinliğinde.
- Tom fell into the ditch.
- Tom hendeğe düştü.
- The ditch is ten feet wide.
- Hendek on fit genişliğinde.
- Tom tried to jump over the ditch.
- Tom hendeğin üzerinden atlamaya çalıştı.
- Tom jumped over the huge ditch.
- Tom büyük hendeğin üzerinden atladı.
- The ditch is ten feet deep.
- Hendek on fit derinliğinde.
- He jumped over a ditch.
- Bir hendeğin üzerinden atladı.
- The ditch is ten feet long.
- Hendek 10 feet uzunluğunda.
- I can't jump over that ditch.
- O hendeğin üzerinden atlayamam.
- Tom jumped over the ditch.
- Tom hendeğin üzerinden atladı.
- He jumped over a ditch.
- O hendekten atladı.
- There is a ditch on each side of the road.
- Yolun her iki tarafında da hendek var.
- He leaped over the shallow ditch.
- Sığ hendek üzerinden atladı.
- He fell into the ditch.
- Hendeğe düştü.
- Tom tried jumping over the ditch.
- Tom hendeğin üzerinden atlamaya çalıştı.
- The ditch is ten feet wide.
- Hendek 3 metre genişliğinde.
- He leaped over the shallow ditch.
- Sığ hendeğin üzerinden atladı.
- The ditch is ten feet long.
- Hendek on fit uzunluğunda.
- The ditch is ten feet deep.
- Hendek 10 feet derinliğinde.
- Fill up the ditch.
- Hendeği doldur.
- He fell into the ditch.
- O, hendeğe düştü.
- I am afraid to jump over the ditch.
- Hendeğin üzerinden atlamaya korkuyorum.
Show More (24)
|
| 2 |
ditch |
kurtulmak |
v. |
|
- Let's ditch him.
- Ondan kurtulalım.
- What do you say we ditch this bozo and have some fun?
- Bu mankafadan kurtulup biraz eğlenmeye ne dersin?
- Sami ditched the stolen car.
- Sami çalıntı arabadan kurtuldu.
- Let's ditch them.
- Onlardan kurtulalım.
- What do you say we ditch this bozo and have some fun?
- Bu aptaldan kurtulup biraz eğlenmeye ne dersiniz?
Show More (2)
|
| 3 |
ditch |
caymak |
v. |
|
- I ditched all plans to buy a house and went traveling.
- Ev alma planlarımdan cayarak seyahate çıktım.
Show More (-2)
|
| 4 |
ditch |
(bir yeri) terk etmek |
v. |
|
- He ditched her at the worst time ever.
- Onu olabilecek en kötü zamanda terk etti.
Show More (-2)
|
| 5 |
ditch |
dersi asmak |
v. |
|
- Did my brother tell you I ditched class today?
- Kardeşim bugün dersi astığımı söyledi mi?
Show More (-2)
|
| 6 |
ditch |
(uçağı) suya indirmek |
v. |
|
- The pilots had no choice but to ditch the plane.
- Pilotların uçağı suya indirmekten başka çaresi kalmamıştı.
Show More (-2)
|
| 7 |
ditch |
kanal |
n. |
|
- They didn't put a fence around the damn ditch.
- Lanet olası kanalın etrafına çerçeve yapmamışlar.
Show More (-2)
|
| 8 |
ditch |
başından savmak |
v. |
|
- Why did you ditch me?
- Neden beni başından savdın?
Show More (-2)
|
| 9 |
ditch |
(arabayı) hendeğe sürmek |
v. |
|
- Tom underestimated the slickness and drove into the ditch.
- Tom kayganlığı hafife aldı ve arabayı hendeğe sürdü.
Show More (-2)
|
| 10 |
ditch |
sepetlemek |
v. |
|
- Let's ditch them.
- Onları sepetleyelim.
Show More (-2)
|
