|
- Indeed, the report lists dogs, cats, ornamental tropical fish, amphibia, reptiles, birds and mammals.
- Nitekim raporda köpekler, kediler, süs tropikal balıkları, amfibiler, sürüngenler, kuşlar ve memeliler listelenmiştir.
- Then their working and living area will not return to primeval nature, but will go to the dogs.
- O zaman çalışma ve yaşam alanları ilkel doğaya dönmeyecek, köpeklerin eline geçecektir.
- Secondly, I would like to say something in the interests of the dogs themselves.
- İkinci olarak köpeklerin kendi çıkarları için bir şeyler söylemek istiyorum.
- It is no fun at all for dogs to be dragged about the place.
- Köpeklerin yerlerde sürüklenmesi hiç de eğlenceli değildir.
- Many dogs and other animals live, thanks to this hospital.
- Bu hastane sayesinde birçok köpek ve diğer hayvanlar hayatta.
- In simple terms, we would answer that yes dogs can eat corns.
- Basit bir ifadeyle, evet köpekler mısır yiyebilir diye yanıtlayabiliriz.
- Many dogs and other animals live, thanks to this hospital.
- Bu hastane sayesinde birçok köpek ve benzeri hayvanlar hayata tutunuyor.
- Many dogs and other animals live, thanks to this hospital.
- Bu hastane sayesinde birçok köpek ve diğer hayvanlar hayata döndü.
- In simple terms, we would answer that yes dogs can eat corns.
- Basitçe ifade edersek, evet köpeklerin mısır yiyebileceği cevabını veririz.
- You really hate dogs, don't you?
- Köpeklerden gerçekten nefret ediyorsun, değil mi?
- If you lie down with dogs, you will get up with fleas.
- Köpeklerle yatarsan, pirelerle kalkarsın.
- Tom said he had three dogs at home.
- Tom evde üç köpeği olduğunu söyledi.
- Older dogs need a lot of sleep.
- Yaşlı köpeklerin çok uykuya ihtiyacı vardır.
- Tom likes dogs more than people.
- Tom köpekleri insanlardan daha fazla seviyor.
- Is it safe for dogs to eat fish?
- Köpeklerin balık yemesi güvenli midir?
- I like dogs.
- Köpekleri severim.
- Men, dogs, fish, and birds are all animals.
- İnsanlar, köpekler, balıklar ve kuşlar birer hayvandır.
- Are these dogs Tom's?
- Bu köpekler Tom'un mu?
- Dogs have masters, cats have servants.
- Köpeklerin efendileri, kedilerin hizmetçileri vardır.
- I don't think Tom knows why Mary doesn't like dogs.
- Tom'un Mary'nin neden köpekleri sevmediğini bildiğini sanmıyorum.
- He has a cat and two dogs.
- Onun bir kedisi ve iki köpeği var.
- Those dogs are big.
- Bu köpekler büyük.
- We can have dogs, cats, birds, and so on.
- Köpeklerimiz, kedilerimiz, kuşlarımız falan olabilir.
- I like both cats and dogs.
- Hem kedilerden hem de köpeklerden hoşlanırım.
- Are cats smarter than dogs?
- Kediler köpeklerden daha mı zekidir?
- Tom won't allow dogs in his house.
- Tom köpekleri evine sokmaz.
- I have three dogs at home.
- Evde üç köpeğim var.
- I prefer cats to dogs.
- Kedileri köpeklere tercih ederim.
- Why do dogs and cats often fight?
- Köpekler ve kediler neden sık sık kavga ederler?
- He is afraid of the dogs.
- Köpeklerden korkuyor.
- I've always fed my dogs in the early evening.
- Ben köpeklerimi her zaman akşam erken saatlerde besledim.
- You must beware of strange dogs.
- Yabancı köpeklere karşı dikkatli olmalısın.
- I have three dogs; one is male and the others are female.
- Üç tane köpeğim var; birisi erkek, diğerleri dişi.
- He who sleeps with dogs wakes up with fleas.
- Köpekle uyuyan pireyle uyanır.
- Cats can climb trees, but dogs can't.
- Kediler ağaçlara tırmanabilir, ancak köpekler tırmanamaz.
- Layla heard the wild dogs howling.
- Layla vahşi köpeklerin ulumalarını duydu.
- You shouldn't feed chicken bones to dogs.
- Köpeklere tavuk kemiği vermemelisiniz.
- Older dogs need a lot of sleep.
- Yaşlı köpekler daha fazla uykuya ihtiyaç duyar.
- Our neighbor has two brown dogs.
- Komşumuzun iki tane kahverengi köpeği var.
- Nancy is scared of dogs.
- Nancy köpeklerden korkar.
- Dogs run faster than people.
- Köpekler insanlardan daha hızlı koşarlar.
- Pavlov rang a bell just before he fed his dogs.
- Pavlov köpeklerini beslemeden hemen önce zil çalardı.
- Tom had three dogs.
- Tom'un üç köpeği vardı.
- Dogs are smarter than we think.
- Köpekler düşündüğümüzden daha akıllıdır.
- Tom hated dogs and cats for his entire life.
- Tom bütün hayatı boyunca köpeklerden ve kedilerden nefret etti.
- Abandoned dogs usually end up in dog pounds.
- Terk edilmiş köpekler genellikle köpek barınaklarını boylarlar.
- Sometimes I really hate my dogs.
- Bazen gerçekten köpeklerimden nefret ediyorum.
- Tom let the dogs out of the house.
- Köpekleri evden Tom çıkardı.
- Dogs have a strong sense of smell.
- Köpeklerin güçlü bir koku alma duyusu vardır.
- Dogs like retrieving balls.
- Köpekler top yakalamayı sever.
- The dogs on this island belong to everyone.
- Bu adadaki köpekler herkese aittir.
- Who's looking after your dogs?
- Köpeklerine kim bakıyor?
- The dogs belong to her.
- Köpekler ona ait.
- All of a sudden, three dogs appeared in front of us.
- Birdenbire önümüzde üç köpek çıktı.
- Dogs aren't allowed in this hotel.
- Bu otelde köpeklere izin verilmez.
- Tom and Mary met while walking their dogs.
- Tom ve Mary köpeklerini gezdirirken tanıştılar.
- The dogs kept barking.
- Köpekler havlayıp duruyordu.
- Almost all dogs are alive.
- Hemen hemen tüm köpekler yaşıyor.
- The girl is afraid of dogs.
- Kız, köpeklerden korkuyor.
- I'm not in the least afraid of dogs.
- Köpeklerden zerre korkmam.
- Tom used to be scared of dogs.
- Tom eskiden köpeklerden korkardı.
- A cat is a miniature lion that loves mice, hates dogs and tolerates humans.
- Bir kedi; fareleri seven, köpeklerden nefret eden ve insanlara tahammül eden minyatür bir aslandır.
- Dogs can see in the dark.
- Köpekler karanlıkta görebilir.
- Kumi is the girl who likes dogs.
- Kumi köpekleri seven kızdır.
- Tom likes to play with his dogs.
- Tom köpekleriyle oynamayı sever.
- Half of my class like dogs.
- Sınıfımın yarısı köpeklerden hoşlanır.
- Tom is with his dogs in the park.
- Tom parkta köpekleriyle birlikte.
- I don't really like dogs all that much.
- Köpekleri o kadar da sevmiyorum.
- Tom has hated dogs and cats his whole life.
- Tom tüm hayatı boyunca köpeklerden ve kedilerden nefret etti.
- The dogs were closing in on the deer.
- Köpekler geyiklerin etrafını çeviriyorlardı.
- He who sleeps with dogs gets up with fleas.
- Köpeklerle yatan pirelerle kalkar.
- The dogs chased Tom through the woods.
- Köpekler ormanda Tom'u kovaladı.
- The dogs scare me.
- Köpekler beni korkutur.
- Tom's dogs killed one of Mary's goats.
- Tom'un köpekleri, Mary'nin keçilerinden birini öldürdü.
- She is afraid of dogs.
- O köpeklerden korkuyor.
- Dogs have owners, but cats have staff.
- Köpeklerin sahipleri vardır, ama kedilerin çalışanları vardır.
- Cookie is the cutest of all the dogs.
- Cookie bütün köpeklerin en şirini.
- Tom didn't like dogs when he was a kid.
- Tom, çocukken köpekleri sevmiyordu.
- The dogs are white.
- Köpekler beyaz renklidirler.
- Some people like cats, and others prefer dogs.
- Bazı insanlar kedileri sever, diğerleri köpekleri tercih eder.
- All of the dogs were alive.
- Bütün köpekler canlıydı.
- He is afraid of dogs.
- Köpeklerden korkuyor.
- I don't think Tom knows why Mary doesn't like dogs.
- Mary'nin neden köpekleri sevmediğini Tom'un bildiğini sanmıyorum.
- I see a lady and two dogs in the car.
- Arabada bir hanımefendi ve iki köpek görüyorum.
- Those dogs aren't as ferocious as they look.
- Bu köpekler göründükleri kadar vahşi değil.
- Tom is the only one in our family who likes dogs.
- Ailemizde köpekleri seven tek kişi Tom.
- That is one of the ugliest dogs I have ever seen.
- Bu şimdiye kadar gördüğüm en çirkin köpeklerden biri.
- Dogs are smarter than we think.
- Köpekler sandığımızdan daha zeki.
- I don't pet your dogs.
- Köpeklerini sevmiyorum.
- Dogs pee when they want.
- Köpekler istedikleri zaman çiş yaparlar.
- That is one of the ugliest dogs I have ever seen.
- O, şimdiye kadar gördüğüm en çirkin köpeklerden biridir.
- Tom's dogs killed one of Mary's goats.
- Tom'un köpekleri Mary'nin keçilerinden birini öldürdü.
- Tom and Mary met when they were both walking their dogs.
- Tom ve Mary her ikisi de köpeklerini gezdiriyorken tanıştılar.
- Tom is the only one in our family who likes dogs.
- Tom, ailemizde köpekleri seven tek kişi.
- He is very afraid of dogs.
- Köpeklerden çok korkar.
- You can't teach old dogs new tricks.
- Yaşlı köpeklere yeni numaralar öğretemezsin.
- I like both cats and dogs.
- Hem kedileri hem de köpekleri severim.
- We keep three dogs and a cat.
- Biz üç köpek ve bir kedi besliyoruz.
- Tom loves dogs.
- Tom köpekleri seviyor.
- Our dogs were poisoned.
- Köpeklerimiz zehirlendi.
- We have two dogs, one white and one black.
- İki köpeğimiz var, biri beyaz biri siyah.
- You're not still afraid of dogs, are you?
- Hâlâ köpeklerden korkmuyorsun, değil mi?
- She has many dogs.
- Onun bir sürü köpeği var.
- Many dogs are alive.
- Birçok köpek yaşıyor.
- I've always fed my dogs in the early evening.
- Köpeklerimi her zaman akşamın erken saatlerinde besledim.
- Fear causes aggression in dogs.
- Korku köpeklerde saldırganlığa neden olur.
- Cats usually hate dogs.
- Kediler genellikle köpeklerden nefret eder.
- Jane prefers dogs to cats.
- Jane, köpekleri kedilere tercih eder.
- Mary told me she didn't like dogs.
- Mary bana köpekleri sevmediğini söyledi.
- She likes dogs so much that even in the desert she feeds dirty dogs.
- Köpekleri o kadar çok seviyor ki çölde bile kirli köpekleri besliyor.
- Dogs run faster than people.
- Köpekler insanlardan daha hızlı koşar.
- You are not permitted to bring dogs into this building.
- Bu binaya köpek getirmeniz yasaktır.
- She likes dogs so much that even in the desert she feeds dirty dogs.
- O, köpekleri o kadar çok sever ki çölde bile kirli köpekleri besler.
- The wall wasn't high enough to keep dogs out.
- Duvar köpekleri dışarıda tutacak kadar yüksek değildi.
- Do you like dogs?
- Köpekleri sever misin?
- Dogs are white.
- Köpekler beyazdır.
- Broadly speaking, dogs are more faithful than cats.
- Genel olarak konuşursak köpekler kedilerden daha sadıktır.
- Andersen was afraid of dogs, too.
- Andersen köpeklerden de korkardı.
- Both Tom and I have dogs.
- Tom'un da benim de köpeğimiz var.
- I don't know whether Tom likes dogs or not.
- Tom'un köpekleri sevip sevmediğini bilmiyorum.
- You have four dogs.
- Senin dört köpeğin var.
- Tom trains dogs.
- Tom köpekleri eğitiyor.
- The dogs on this island belong to everyone.
- Bu adadaki köpekler herkese ait.
- Some of the dogs are alive.
- Bazı köpekler yaşıyor.
- Your problem is you think all dogs are friendly.
- Senin sorunun bütün köpeklerin dost canlısı olduğunu düşünmen.
- As for dogs, I like them.
- Köpeklere gelince, onları severim.
- The dogs are happy with their new beds.
- Köpekler yeni yataklarında mutlular.
- The dogs, the cats, and the horses are animals.
- Köpekler, kediler ve atlar birer hayvandır.
- Tom used to be scared of dogs.
- Tom köpeklerden korkardı.
- Tom doesn't like dogs.
- Tom köpekleri sevmez.
- Why do dogs not like me?
- Köpekler neden beni sevmiyor?
- In the distance can be heard voices, the slamming of shutters, and the barking of dogs.
- Uzaktan sesler, panjurların çarpması ve köpek havlamaları duyuluyordu.
- Dan has two other dogs.
- Dan'in iki köpeği daha var.
- I don't really like dogs.
- Köpekleri pek sevmem.
- Sometimes I really hate my dogs.
- Bazen köpeklerimden gerçekten nefret ediyorum.
- The guys are sleeping like dogs.
- Adamlar köpekler gibi uyuyorlar.
- The guys are sleeping like dogs.
- Çocuklar köpek gibi uyumakta.
- There are lots of different types of dogs.
- Bir sürü farklı türde köpek var.
- All of the dogs were alive.
- Köpeklerin hepsi yaşıyordu.
- I like both dogs and cats.
- Hem köpekleri hem de kedileri severim.
- The dogs are wet.
- Köpekler ıslak.
- Are those your dogs?
- Bunlar senin köpeklerin mi?
- Cats and dogs are animals.
- Kediler ve köpekler hayvandır.
- Which do you prefer, dogs or cats?
- Hangisini tercih edersin, köpekleri mi yoksa kedileri mi?
- Layla walked her dogs every day.
- Layla her gün köpeklerini gezdirirdi.
- Many of the dogs are alive.
- Köpeklerin çoğu yaşıyor.
- I don't think Tom knows whether Mary likes dogs or not.
- Tom'un Mary'nin köpekleri sevip sevmediğini bildiğini sanmıyorum.
- Tom threw a rock at one of my dogs.
- Tom köpeklerimden birine taş attı.
- That's one of the ugliest dogs I have ever seen.
- O, şimdiye kadar gördüğüm en çirkin köpeklerden biri.
- Layla enjoyed the types of dogs that Sami raised.
- Leyla, Sami'nin yetiştirdiği köpek türlerini beğeniyordu.
- All the young dogs run quickly.
- Bütün genç köpekler hızlı koşar.
- Layla was attacked and eaten by wild dogs.
- Layla vahşi köpekler tarafından saldırıya uğradı ve yenildi.
- We have two dogs, three cats, and six hens.
- İki köpeğimiz, üç kedimiz ve altı tavuğumuz var.
- Dogs aren't allowed in my apartment building.
- Apartmanıma köpeklerin girmesine izin verilmiyor.
- The farmer had several of his sheep killed by feral dogs.
- Çiftçinin birkaç koyunu vahşi köpeklerce öldürülmüş.
- Mary's cat needs to hiss only once, to scare away the neighbours' dogs.
- Mary'nin kedisinin komşuların köpeklerini korkutmak için sadece bir kez tıslaması gerekiyor.
- Do you prefer cats or dogs?
- Kedileri mi yoksa köpekleri mi tercih edersin?
- Dogs are not allowed in his city.
- Onun şehrinde köpeklere izin verilmiyor.
- Why do dogs chase squirrels?
- Köpekler neden sincapları kovalar?
- I don't know much about dogs.
- Köpekler hakkında çok şey bilmiyorum.
- I didn't know dogs did that.
- Onu köpeklerin yaptığını bilmiyordum.
- Kumi is the girl whose father likes dogs.
- Kumi, babası köpekleri seven kızdır.
- Nancy is afraid of dogs.
- Nancy köpeklerden korkar.
- Dogs like the autumn.
- Köpekler sonbaharı sever.
- She has many dogs.
- Bir sürü köpeği var.
- Pavlov rang a bell whenever he fed his dogs.
- Pavlov köpeklerini her ne zaman beslese zil çaldı.
- Abandoned dogs usually end up in dog pounds.
- Terk edilmiş köpeklerin sonu genellikle köpek barınaklarıdır.
- He owns one cat and two dogs.
- Bir kedisi ve iki köpeği var.
- He has a cat and two dogs.
- Bir kedisi ve iki köpeği var.
- No dogs are allowed.
- Köpeklere izin yok.
- I like animals, for example, cats and dogs.
- Hayvanları severim, örneğin kedileri ve köpekleri.
- Dogs can't distinguish colors.
- Köpekler renkleri ayırt edemez.
- Dogs like squeaky toys.
- Köpekler gıcırtılı oyuncakları sever.
- No one knows the real reason why we love dogs.
- Kimse köpekleri sevmemizin gerçek nedenini bilmiyor.
- You have four dogs.
- Dört köpeğiniz var.
- Dogs' faithfulness impresses us.
- Köpeklerin sadakati bizi etkiliyor.
- Dogs are like that.
- Köpekler böyledir.
- I have three cats and three dogs.
- Üç kedim ve üç köpeğim var.
- She does hate dogs.
- Köpeklerden nefret ediyor.
- I am afraid of dogs.
- Köpeklerden korkuyorum.
- I am afraid of dogs.
- Köpeklerden korkarım.
- The restaurant owner allowed her to take table scraps home to feed all of her dogs.
- Restoran sahibi, tüm köpeklerini beslemek için masa artıklarını eve götürmesine izin verdi.
- We have three dogs.
- Üç köpeğimiz var.
- My mum has three dogs.
- Annemin üç köpeği var.
- There are a lot of dogs here, aren't there?
- Burada bir sürü köpek var, değil mi?
- Dogs like playing with other dogs.
- Köpekler diğer köpeklerle oynamayı sever.
- Tom trains dogs.
- Tom köpek eğitiyor.
- You seem to be afraid of dogs.
- Köpeklerden korkuyor gibi görünüyorsun.
- We knew the dogs would bark at us.
- Köpeklerin bize havlayacağını biliyorduk.
- He is very afraid of dogs.
- O, köpeklerden çok korkar.
- I like dogs a lot.
- Köpekleri çok severim.
- I have three dogs.
- Benim üç köpeğim var.
- I like dogs a lot.
- Ben köpekleri çok seviyorum.
- All the dogs are alive.
- Bütün köpekler yaşıyor.
- No dogs or alcohol allowed.
- Köpek ya da alkole izin verilmez.
- Dogs are man's closest friends.
- Köpekler, insanların en yakın dostlarıdır.
- I like dogs, too.
- Ben de köpekleri severim.
- Layla heard the wild dogs howling.
- Leyla vahşi köpeklerin ulumasını duydu.
- Broadly speaking, dogs are more faithful than cats.
- Genellikle, köpekler kedilerden daha sadıktırlar.
- Some people have trouble getting their dogs to eat dog food.
- Bazı insanlar köpeklerine köpek maması yedirmekte zorlanır.
- We have two dogs, three cats, and six chickens.
- İki köpeğimiz, üç kedimiz ve altı tavuğumuz var.
- We could hear the dogs shouting in the street.
- Köpeklerin sokakta bağırdığını duyabiliyorduk.
- Here are two dogs; one is white and the other is black.
- İşte iki köpek; biri beyazdır, öteki kara.
- You know a lot about dogs, don't you?
- Köpekler hakkında çok şey biliyorsun, değil mi?
- Half of my class like dogs.
- Sınıfımın yarısı köpekleri sever.
- Do you like cats or dogs better?
- Kedileri mi yoksa köpekleri mi daha çok seviyorsun?
- Tom really does hate dogs.
- Tom gerçekten köpeklerden nefret eder.
- I can see a woman and two dogs in the car.
- Arabada bir kadın ve iki köpek görebiliyorum.
- Call off your dogs.
- Köpeklerinizi geri çağırın.
- She's scared of dogs.
- Köpeklerden korkar.
- Both dogs are asleep.
- Her iki köpek uykuda.
- The dogs help herd the cattle.
- Köpekler sığırları gütmeye yardım ediyor.
- Dogs can't tell colors apart.
- Köpekler renkleri birbirinden ayıramaz.
- Layla walks her dogs twice a day.
- Leyla günde iki kez köpeklerini yürütür.
- Which of these dogs is yours?
- Bu köpeklerden hangisi senin?
- Are there dogs that eat raw fish?
- Çiğ balık yiyen köpekler var mı?
- Cats and dogs yawn for different reasons.
- Kediler ve köpekler farklı nedenlerle esnerler.
- I like dogs better than cats.
- Köpekleri kedilerden daha çok severim.
- We have two dogs, one white and one black.
- İki köpeğimiz var, biri beyaz diğeri siyah.
- Anderson is very scared of dogs.
- Anderson köpeklerden çok korkuyor.
- All the young dogs run quickly.
- Tüm genç köpekler hızla koşar.
- Tom knows a lot about dogs.
- Tom köpekler hakkında çok şey biliyor.
- The dogs scared us.
- Köpekler bizi korkuttu.
- They live like dogs because they are dogs.
- Köpek gibi yaşıyorlar çünkü onlar köpek.
- The dogs are white.
- Köpekler beyaz.
- Tom and Mary met when they were both walking their dogs.
- Tom ve Mary, ikisi de köpeklerini gezdirirken tanışmışlar.
- That's what dogs do.
- Köpekler de bunu yapıyor.
- Tom likes to play with his dogs.
- Tom köpekleri ile oynamaktan hoşlanır.
- All dogs are faithful.
- Tüm köpekler sadıktır.
- Most dogs have brown eyes.
- Çoğu köpek, kahverengi gözlere sahiptir.
- I go to one of my sister-in-laws for a month and the neighbourhood has gone to the dogs.
- Bir aylığına baldızlarımdan birine gidiyorum ve mahalle köpeklere yem oluyor.
- Tom walked his dogs every morning.
- Tom her sabah köpeklerini yürütürdü.
- Dan quieted the dogs.
- Dan köpekleri yatıştırdı.
- Who let the dogs out?
- Köpekleri kim dışarıya bıraktı?
- She has great hate for dogs.
- Köpeklere karşı büyük bir nefreti var.
- Our child likes dogs, but I prefer cats.
- Bizim çocuğumuz köpekleri sever ama ben kedileri tercih ederim.
- Two dogs guard the entrance.
- İki köpek girişi koruyor.
- Tom didn't like dogs when he was a kid.
- Tom çocukken köpekleri sevmezdi.
- These people eat dogs.
- Bu insanlar köpek yiyor.
- They fight like cats and dogs.
- Kedi köpek gibi kavga ediyorlar.
- I gave some water to the dogs.
- Ben köpeklere biraz su verdim.
- He's scared of dogs.
- Köpeklerden korkuyor.
- Dogs breathe approximately 30 times a minute.
- Köpekler yaklaşık olarak dakikada otuz kez nefes alır.
- Don't set the dogs loose.
- Köpekleri serbest bırakmayın.
- I really don't like dogs.
- Gerçekten köpekleri sevmiyorum.
- Give me one good reason why I should eat cows rather than dogs.
- Köpek yerine neden inek yemem gerektiği hakkında bana iyi bir gerekçe verin.
- Some people like cats, others prefer dogs.
- Bazı insanlar kedileri sever, diğerleri köpekleri tercih eder.
- The dogs howled at the full moon.
- Köpekler dolunayda uludu.
- He has two dogs.
- Onun iki köpeği var.
- She really doesn't like dogs.
- O gerçekten köpekleri sevmez.
- Our children like dogs, but I prefer cats.
- Bizim çocuklar köpek sever ama ben kediyi tercih ederim.
- Why do dogs not like me?
- Köpekler neden benden hoşlanmıyor?
- This hotel does not take dogs.
- Bu otel köpekleri almaz.
- I have two dogs, three cats, and six chickens.
- Benim iki köpek, üç kedi ve altı tavuğum var.
- Why are dogs easier to train than cats?
- Köpekleri eğitmek neden kedileri eğitmekten daha kolay?
- Both dogs are asleep.
- İki köpek de uyuyor.
- Tom is afraid of dogs, isn't he?
- Tom köpeklerden korkuyor, değil mi?
- Don't set the dogs loose.
- Köpekleri serbest bırakma.
- Jane prefers dogs to cats.
- Jane köpekleri kedilere tercih ediyor.
- Dogs like the autumn.
- Köpekler sonbaharı severler.
- He's afraid of dogs.
- O, köpeklerden korkar.
- Dogs are a serious danger to traffic.
- Köpekler trafik için ciddi bir tehlikedir.
- The dogs barked all night.
- Köpekler bütün gece havladılar.
- Almost all of the dogs are alive.
- Neredeyse tüm köpekler yaşıyor.
- Tom told me he didn't like dogs.
- Tom bana köpekleri sevmediğini söyledi.
- Tom unleashed his dogs.
- Tom köpeklerini serbest bıraktı.
- We have three dogs.
- Bizim üç köpeğimiz var.
- Why do large dogs sometimes want to kill small dogs?
- Neden büyük köpekler bazen küçük köpekleri öldürmek ister?
- Tom didn't like dogs when he was a kid.
- Tom, bir çocukken köpekleri sevmiyordu.
- You're not still afraid of dogs, are you?
- Hala köpeklerden korkmuyorsun, değil mi?
- We really don't like dogs.
- Gerçekten köpeklerden hoşlanmıyoruz.
- Dogs are loyal animals.
- Köpekler sadık hayvanlardır.
- Cats and dogs are animals.
- Kediler ve köpekler hayvanlardır.
- He owns one cat and two dogs.
- Onun bir kedisi ve iki köpeği var.
- Old dogs can learn new tricks.
- Yaşlı köpekler yeni numaralar öğrenebilir.
- One of my friend's dogs is fat.
- Arkadaşımın köpeklerinden biri şişman.
- Dogs see in black and white.
- Köpekler siyah ve beyaz görür.
- Are you fond of Maltese dogs?
- Maltese köpeklerini sever misin?
- Tom took his dogs for a walk.
- Tom köpeklerini yürüyüşe çıkardı.
- Anderson is very scared of the dogs.
- Anderson köpeklerden çok korkuyor.
- Tom is scared of dogs.
- Tom köpeklerden korkuyor.
- The dogs died inside the hot vehicle.
- Köpekler sıcak aracın içinde öldüler.
- Her dogs were running around the house.
- Köpekleri evin içinde koşturuyorlardı.
- Tom likes dogs better than cats.
- Tom köpekleri kedilerden daha çok sever.
- I like dogs, too.
- Ben de köpekleri seviyorum.
- We see the same behaviour in cats and dogs.
- Aynı davranışı kedilerde ve köpeklerde de görüyoruz.
- Tom told me you liked dogs.
- Tom bana köpekleri sevdiğini söyledi.
- It is hypocritical to protest the consumption of dogs while being supportive of eating cow meat.
- İnek eti yemeyi desteklerken köpek eti tüketimini protesto etmek riyakârlıktır.
- Sami believes in ghost dogs.
- Sami hayalet köpeklere inanır.
- Is Tom afraid of dogs?
- Tom köpeklerden korkar mı?
- I know a lot about dogs.
- Köpekler hakkında çok şey biliyorum.
- The dogs barked furiously at the intruder.
- Köpekler, zorla giren kişiye öfkeyle havladı.
- Tom and Mary met while walking their dogs.
- Tom ve Mary köpeklerini yürütürken karşılaştılar.
- If dogs could talk, what would they say?
- Köpekler konuşabilseydi ne derlerdi?
- Dogs are permitted.
- Köpeklere izin var.
- We have a cat and several dogs.
- Bir kedimiz ve birkaç köpeğimiz var.
- The dogs were howling at the moon.
- Köpekler Ay'a karşı uluyordu.
- Sami let the dogs out.
- Sami köpekleri dışarı saldı.
- Why don't dogs like cats?
- Köpekler neden kedilerden hoşlanmaz?
- Tom and I met while we were both walking our dogs in the park.
- Tom ve ben, ikimiz de parkta köpeklerimizi gezerken tanıştık.
- The two dogs fought over the bone.
- İki köpek kemik için kavga etti.
- How many dogs do you have?
- Kaç tane köpeğin var?
- Abandoned dogs usually end up in dog pounds.
- Terk edilmiş köpekler genellikle köpek barınaklarına düşerler.
- Tom has three other dogs.
- Tom'un üç köpeği daha var.
- What do French dogs eat?
- Fransız köpekleri ne yer?
- Give me one good reason why I should eat cows rather than dogs.
- Köpek yerine inek yemem için bana iyi bir neden söyleyin.
- I don't think Tom knows whether Mary likes dogs or not.
- Mary'nin köpeklerden hoşlanıp hoşlanmadığını Tom'un bildiğini sanmıyorum.
- I usually take my dogs for a walk in the afternoon.
- Genelde öğleden sonra köpeklerimi yürüyüşe çıkarırım.
- Mary told me she didn't like dogs.
- Mary bana köpeklerden hoşlanmadığını söyledi.
- I have three dogs and three cats.
- Üç tane köpeğim ve üç tane kedim var.
- Dogs are forbidden.
- Köpekler yasaktır.
- Because dogs are more faithful than cats.
- Çünkü köpekler kedilerden daha sadıktır.
- One of the dogs started barking.
- Köpeklerden biri havlamaya başladı.
- Don't you hate dogs?
- Köpeklerden nefret etmez misin?
- Dogs are barking.
- Köpekler havlıyor.
- I didn't know that dogs swim well.
- Köpeklerin iyi yüzdüklerini bilmiyordum.
- Tom is scared of dogs, isn't he?
- Tom köpeklerden korkuyor, değil mi?
- Tom is scared of dogs.
- Tom köpeklerden korkar.
- I didn't know dogs did that.
- Köpeklerin bunu yaptığını bilmiyordum.
- Tom really doesn't like dogs.
- Tom köpekleri gerçekten sevmiyor.
- The dogs are happy with their new beds.
- Köpekler yeni yataklarından memnunlar.
- The dogs are going in the same direction.
- Köpekler aynı yöne gidiyor.
- I have three dogs; one is male and the others are female.
- Üç köpeğim var; biri erkek, diğerleri dişi.
- Who let the dogs out?
- Köpekleri kim dışarı çıkardı?
- The dogs help herd the cattle.
- Köpekler sığırları gütmeye yardım eder.
- Dogs need love.
- Köpeklerin sevgiye ihtiyacı vardır.
- Some people like cats, and others prefer dogs.
- Bazı insanlar kedileri sever ve diğerleri köpekleri tercih eder.
- Is it safe for dogs to eat fish?
- Köpeklerin balık yemeleri güvenli midir?
- The dogs were howling at the moon.
- Köpekler Ay'a uluyorlardı.
- Are these dogs yours?
- Bu köpekler senin mi?
- We have two dogs, three cats, and six hens.
- Bizim iki köpek, üç kedi ve altı tavuğumuz var.
- I'm very afraid of dogs.
- Köpeklerden çok korkarım.
- Some of the dogs are alive.
- Köpeklerden bazıları yaşıyor.
- I like cats more than dogs.
- Kedileri köpeklerden daha çok severim.
- Tom likes dogs but he hates cats.
- Tom köpekleri sever ama kedilerden nefret eder.
- There are no dogs bigger than this one.
- Bundan daha büyük köpek yok.
- Tom knows a lot about dogs.
- Tom'un köpekler hakkında çok bilgisi var.
- One of the dogs is alive.
- Köpeklerden biri yaşıyor.
- We really don't like dogs.
- Köpekleri gerçekten sevmiyoruz.
- Those are Tom's dogs.
- Bunlar Tom'un köpekleri.
- Jane likes dogs better than cats.
- Jane köpekleri kedilerden daha çok seviyor.
- I can see a woman and two dogs in the car.
- Arabada bir kadın ve iki köpek görüyorum.
- Tom and Mary have three cats and two dogs.
- Tom ve Mary'nin üç kedisi ve iki köpeği var.
- After she lost her job, she couldn't afford to feed her dogs, so she gave them away.
- İşini kaybettikten sonra köpeklerini beslemeye parası yetmedi, bu yüzden onları başkalarına verdi.
- Tom is afraid of dogs.
- Tom köpeklerden korkar.
- The dogs were happy.
- Köpekler mutluydu.
- Dogs can see in the dark.
- Köpekler karanlıkta görebilirler.
- Layla heard the wild dogs howling.
- Leyla vahşi köpeklerin uluduğunu duydu.
- She's very afraid of dogs.
- Köpeklerden çok korkuyor.
- I'm allergic to dogs.
- Köpeklere alerjim var.
- Tom and I met while we were both walking our dogs in the park.
- Tom ve ben parkta köpeklerimizi gezdirirken tanıştık.
- He is afraid of dogs.
- O, köpeklerden korkar.
- She really doesn't like dogs.
- Köpekleri gerçekten sevmiyor.
- Kumi is the girl whose father likes dogs.
- Babası köpekleri seven kız, Kumi.
- I like dogs and cats.
- Köpekleri ve kedileri severim.
- Let's just let sleeping dogs lie.
- Bırakalım da uyuyan köpekler yalan söylesin.
- I love dogs.
- Köpekleri severim.
- Release the dogs.
- Köpekleri serbest bırakın.
- The dogs are in the garden.
- Köpekler bahçede.
- Dogs see in black and white.
- Köpekler siyah beyaz görür.
- A cat is a miniature lion that loves mice, hates dogs and tolerates humans.
- Kedi, fareleri seven, köpeklerden nefret eden ve insanlara tahammül eden minyatür bir aslandır.
- You shouldn't feed chicken bones to dogs.
- Köpekleri tavuk kemikleri ile beslememelisin.
- All of the dogs were alive.
- Bütün köpekler yaşıyordu.
- Abandoned dogs usually end up in dog pounds.
- Terk edilmiş köpeklerin sonu genellikle köpek barınakları olur.
- Most dogs have brown eyes.
- Çoğu köpeğin kahverengi gözleri vardır.
- She does hate dogs.
- O, köpeklerden nefret eder.
- Aren't you afraid of dogs?
- Köpeklerden korkmuyor musun?
- Layla walks her dogs twice a day.
- Layla köpeklerini günde iki kez gezdiriyor.
- We see the same behaviour in cats and dogs.
- Aynı davranışı kedi ve köpeklerde de görüyoruz.
- My kids love dogs.
- Çocuklarım köpekleri sever.
- Our neighbor has two brown dogs.
- Komşumuzun iki kahverengi köpeği var.
- He's afraid of dogs.
- Köpeklerden korkuyor.
- I am not afraid of dogs at all.
- Köpeklerden hiç korkmam.
- Your dogs are barking.
- Köpekleriniz havlıyor.
- Both Tom and I have dogs.
- Hem Tom'un hem de benim köpeklerimiz var.
- That's what dogs do.
- Köpekler böyle yapar.
- I love both dogs and cats.
- Hem köpekleri hem de kedileri severim.
- If dogs could talk, what would they say?
- Köpekler konuşabilseydi, ne derlerdi?
- Our children like dogs, but I prefer cats.
- Çocuklarımız köpekleri seviyor ama ben kedileri tercih ediyorum.
- Our neighbor has two brown dogs.
- Komşumuzda iki kahverengi köpek var.
- I'm no longer afraid of dogs.
- Artık köpeklerden korkmuyorum.
- She is afraid of dogs.
- Köpeklerden korkuyor.
- My father didn't allow me to have dogs.
- Babam köpek sahibi olmama izin vermedi.
- Most of the dogs are alive.
- Köpeklerin çoğu hayatta.
- Are dogs more intelligent than cats?
- Köpekler kedilerden daha mı zeki?
- I've been bitten by dogs several times.
- Birkaç kez köpekler tarafından ısırıldım.
- Tom walked his dogs every morning.
- Tom her sabah köpeklerini gezdirirdi.
- Horses are bigger than dogs, but cats are smaller than dogs.
- Atlar köpeklerden daha büyüktür ama kediler köpeklerden daha küçüktür.
- I don't really like dogs.
- Ben köpekleri gerçekten sevmiyorum.
- The dogs started barking.
- Köpekler havlamaya başladı.
- The two dogs fought over the bone.
- İki köpek kemik için kavga ettiler.
- Dan quieted the dogs.
- Dan köpekleri susturdu.
- Eva likes dogs, but not cats.
- Eva köpekleri sever ama kedileri değil.
- There are three dogs sleeping on mum's carpet.
- Annemin halısında uyuyan üç köpek var.
- Most of the dogs are alive.
- Köpeklerin çoğu yaşıyor.
- Tom prefers dogs to cats.
- Tom köpekleri kedilere tercih ediyor.
- Do you like cats or dogs better?
- Kedileri mi yoksa köpekleri mi daha çok seversin?
- They live like dogs because they are dogs.
- Onlar köpek oldukları için köpek gibi yaşıyorlar.
- I like dogs, but cats I don't like.
- Ben köpekleri severim ama kedilerden hoşlanmıyorum.
- Tom hates dogs.
- Tom köpeklerden nefret eder.
- Cats usually hate dogs.
- Kediler genellikle köpeklerden nefret ediyor.
- The dogs chased Tom through the woods.
- Köpekler Tom'u ormanda kovaladı.
- You really hate dogs, don't you?
- Gerçekten köpeklerden nefret ediyorsun, değil mi?
- She is very fond of dogs.
- Köpeklere çok düşkündür.
- The dogs barked at Tom.
- Köpekler Tom'a havladı.
- The victim was crippled by dogs.
- Kurban köpekler tarafından sakat bırakılmıştır.
- Dogs are man's closest friends.
- Köpekler, insanın en yakın arkadaşlarıdır.
- Dogs are my favorite animal.
- Köpekler benim en sevdiğim hayvanlardır.
- Almost all dogs are alive.
- Neredeyse bütün köpekler yaşıyor.
- Her dogs were running around the house.
- Onun köpekleri evin etrafında koşuyorlardı.
- Merry is scared of dogs.
- Merry, köpeklerden korkar.
- Some dogs are very smart.
- Bazı köpekler çok zekidir.
- She has great hate for dogs.
- Onun köpeklere karşı büyük bir nefreti var.
- It is not easy to train dogs.
- Köpekleri eğitmek kolay değildir.
- Cats are afraid of dogs.
- Kediler köpeklerden korkar.
- That's one of the ugliest dogs I have ever seen.
- Bu şimdiye kadar gördüğüm en çirkin köpeklerden biri.
- Tom doesn't really like dogs.
- Tom köpekleri gerçekten sevmez.
- Poinsettias are poisonous to cats and dogs.
- Atatürk çiçekleri kedi ve köpekler için zehirlidir.
- They're lively dogs.
- Onlar canlı köpekler.
- Dogs like to piss on fire hydrants.
- Köpekler yangın musluklarına işemeyi severler.
- You aren't permitted to bring dogs into this building.
- Köpekleri bu binaya getirmene izin verilmez.
- Some people don't like dogs.
- Bazı insanlar köpekleri sevmez.
- Pavlov rang a bell whenever he fed his dogs.
- Pavlov köpeklerini her beslediğinde bir zil çalardı.
- I don't like big dogs.
- Büyük köpekleri sevmem.
- I think dogs feel pain just like people do.
- Bence köpekler de insanlar gibi acı hissediyor.
- Why are the dogs barking?
- Köpekler neden havlıyor?
- I like your dogs.
- Köpeklerini seviyorum.
- Cookie is the cutest of all the dogs.
- Cookie tüm köpeklerin en sevimlisi.
- Coprophagia is common in dogs.
- Dışkı ile beslenme köpeklerde yaygındır.
- I really love dogs.
- Köpekleri çok severim.
- I think dogs feel pain just like people do.
- Bence köpekler tıpkı insanlar gibi acı hissediyorlar.
- Layla walked her dogs every day.
- Leyla köpeklerini her gün yürütüyordu.
- The dogs kept barking.
- Köpekler havlamaya devam etti.
- My mother didn't like dogs.
- Annem köpeklerden hoşlanmadı.
- What kind of a monster would eat dogs?
- Ne tür bir canavar köpek yer ki?
- The dogs howled at the full moon.
- Köpekler dolunayda uludular.
- In my opinion dogs are better pets than cats.
- Bence köpekler kedilerden daha iyi evcil hayvanlardır.
- Pavlov rang a bell just before he fed his dogs.
- Pavlov köpeklerini beslemeden hemen önce bir zil çaldı.
- Dogs have owners, but cats have staff.
- Köpeklerin sahibi, kedilerin ise hizmet edeni vardır.
- Tom won't allow dogs in his house.
- Tom köpekleri evine almıyor.
- Layla unleashed her dogs.
- Leyla köpeklerini saldı.
- Tom is very afraid of dogs.
- Tom köpeklerden çok korkar.
- Dogs see in the dark.
- Köpekler karanlıkta görür.
- I don't know much about dogs.
- Köpekler hakkında pek bir şey bilmiyorum.
- I have three dogs and three cats.
- Üç köpeğim ve üç kedim var.
- The dogs died inside the hot vehicle.
- Köpekler sıcak aracın içinde öldü.
- Some farmers are using donkeys to protect their sheep from wild dogs.
- Bazı çiftçiler koyunlarını vahşi köpeklerden korumak için eşekleri kullanıyorlar.
- I didn't know that dogs swim well.
- Köpeklerin iyi yüzdüğünü bilmiyordum.
- Tom likes dogs more than people.
- Tom köpekleri insanlardan daha çok seviyor.
- The victim was crippled by dogs.
- Kurban köpekler tarafından sakat bırakılmıştı.
- I prefer dogs to cats.
- Köpekleri kedilere tercih ederim.
- As for dogs, customers may not bring them into this store.
- Köpeklere gelince, müşteriler onları bu mağazaya getiremezler.
- Stop crying or I'll throw you to the dogs.
- Ağlamayı kes yoksa seni köpeklere atarım.
- I like dogs, but cats I don't like.
- Köpekleri severim ama kedileri sevmem.
- Dogs are territorial.
- Köpekler bölgecidir.
- Humans may have co-evolved with cats and dogs, and they may identify with either.
- İnsanlar kedi ve köpeklerle birlikte evrimleşmiş olabilir ve her ikisiyle de özdeşleşebilirler.
- We keep three dogs and a cat.
- Üç köpek ve bir kedi besliyoruz.
- Dogs must be carried.
- Köpekler taşınmalı.
- The farmer had several of his sheep killed by feral dogs.
- Çiftçinin koyunlarından birkaçı, yabani köpekler tarafından öldürülmüştü.
- Are you fond of Maltese dogs?
- Malta köpeklerine düşkün müsünüz?
- Andersen was afraid of dogs, too.
- Andersen de köpeklerden korkuyordu.
- I love both cats and dogs.
- Hem kedileri hem de köpekleri severim.
- We are barking like dogs.
- Köpek gibi havlıyoruz.
- Tom doesn't really like dogs.
- Tom gerçekten köpekleri sevmiyor.
- They fight like cats and dogs.
- Onlar kedi köpek gibi didişirler.
- Skunks fear neither dogs, nor men.
- Kokarcalar ne köpeklerden ne de insanlardan korkarlar.
- The dogs seem happy.
- Köpekler mutlu gözüküyorlar.
- Why do dogs and cats often fight?
- Köpekler ve kediler neden çoğu zaman kavga eder?
- Tom told me he didn't like dogs.
- Tom bana köpekleri sevmediğini söylemişti.
- She has a cat and two dogs.
- Bir kedisi ve iki köpeği var.
- My mum has three dogs.
- Annemin üç tane köpeği var.
- He has two dogs.
- İki köpeği var.
- Men, dogs, fish, and birds are all animals.
- İnsanlar, köpekler, balıklar ve kuşların hepsi hayvandır.
- Are you afraid of dogs?
- Köpeklerden korkar mısın?
- These dogs are big.
- Bu köpekler büyük.
- Who's looking after your dogs?
- Köpeklerinize kim bakıyor?
- The Jacksons have three dogs and three cats.
- Jackson'ların üç köpeği ve üç kedisi var.
- Tom is with his dogs in the park.
- Tom köpekleriyle birlikte parkta.
- She's scared of dogs.
- Köpeklerden korkuyor.
- This hotel does not take dogs.
- Bu otel köpek kabul etmemektedir.
- You must beware of strange dogs.
- Yabancı köpeklerden sakınmalısın.
- Tom said he didn't like dogs.
- Tom köpekleri sevmediğini söyledi.
- Dogs are smart.
- Köpekler akıllıdır.
- She's very afraid of dogs.
- O, köpeklerden çok korkar.
- The dogs were closing in on the deer.
- Köpekler geyiğe yaklaşıyordu.
- Tom prefers dogs to cats.
- Tom köpekleri kedilere tercih eder.
- My mother didn't like dogs.
- Annem köpekleri sevmezdi.
- Two dogs can be different, but similar.
- İki köpek farklı ama benzer olabilir.
- Tom has hated dogs and cats his whole life.
- Tom hayatı boyunca köpeklerden ve kedilerden nefret etti.
- Dogs see in the dark.
- Köpekler karanlıkta görürler.
- I am not afraid of dogs at all.
- Köpeklerden hiç korkmuyorum.
- The dogs finally gave up and wandered away from the raccoon.
- Köpekler nihayet vazgeçti ve rakundan uzaklaştı.
- Almost all of the dogs are alive.
- Neredeyse tüm köpekler hayatta.
- I have two dogs and I try to feed them each the same amount of food.
- Benim iki köpeğim var ve her birini aynı miktarda mama ile beslemeye çalışıyorum.
- I gave some water to the dogs.
- Köpeklere biraz su verdim.
- Why don't dogs like cats?
- Neden köpekler kedileri sevmez?
- Tom really does hate dogs.
- Tom gerçekten köpeklerden nefret ediyor.
- Which do you prefer, dogs or cats?
- Hangisini tercih edersin, köpekleri mi kedileri mi?
- Dogs aren't allowed in this hotel.
- Bu otelde köpeklere izin verilmiyor.
- Tom painted his son's bedroom with images of dogs and cats.
- Tom oğlunun yatak odasını köpek ve kedi resimleriyle boyadı.
- Tom loves dogs.
- Tom köpekleri sever.
- The dogs were howling.
- Köpekler uluyordu.
- The dogs seem happy.
- Köpekler mutlu görünüyor.
- Tom and Mary both have dogs.
- Tom ve Mary'nin her ikisinin de köpeği var.
- Pochi and Moko are in the kennel, and other dogs are playing in the garden.
- Pochi ve Moko kulübede, diğer köpekler de bahçede oynuyor.
- Tom wanted to be buried beside his dogs.
- Tom köpeklerinin yanına gömülmek istiyordu.
- I'm scared of dogs.
- Köpeklerden korkuyorum.
- Dogs that bark don't bite.
- Havlayan köpekler ısırmaz.
- Dogs pee when they want.
- Köpekler istedikleri zaman işerler.
- Poinsettias are poisonous to cats and dogs.
- Atatürk çiçeği kediler ve köpekler için zehirlidir.
- I like dogs and cats.
- Ben köpekleri ve kedileri severim.
- I don't pet your dogs.
- Ben senin köpeklerini sevmiyorum.
- I don't know whether Tom likes dogs or not.
- Tom'un köpeklerden hoşlanıp hoşlanmadığını bilmiyorum.
- Cats can climb trees, but dogs can't.
- Kediler ağaca tırmanabilir ama köpekler tırmanamaz.
- You aren't permitted to bring dogs into this building.
- Bu binaya köpek getirmeniz yasak.
- What's wrong with eating dogs?
- Köpek yemenin nesi yanlış?
- Dogs carry diseases.
- Köpekler hastalık taşır.
- Anderson is very scared of dogs.
- Anderson köpeklerden çok korkar.
- I don't like big dogs.
- Ben büyük köpekleri sevmiyorum.
- Dogs breathe approximately 30 times a minute.
- Köpekler dakikada yaklaşık 30 kez nefes alır.
- Dogs aren't allowed in my apartment building.
- Benim apartmanımda köpeklere izin verilmez.
- The two dogs quarreled over the bone.
- İki köpek kemik için kavga etti.
- I'm afraid of dogs at all.
- Köpeklerden hiç korkmam.
- I like dogs more than cats.
- Köpekleri kedilerden daha çok severim.
- I hate dogs.
- Köpeklerden nefret ederim.
- The dogs barked all night.
- Köpekler bütün gece havladı.
- I didn't know you liked dogs.
- Köpekleri sevdiğini bilmiyordum.
- She has a cat and two dogs.
- Onun bir kedisi ve iki köpeği var.
- Dogs see in black and white.
- Köpekler siyah ve beyaz olarak görür.
- Are these your dogs?
- Bunlar senin köpeklerin mi?
- Tom took his dogs for a walk.
- Tom köpeğini gezdirmeye çıkardı.
- The dogs barked furiously at the intruder.
- Köpekler davetsiz misafire öfkeyle havladı.
- My dogs are white.
- Köpeklerim beyazdır.
- Layla unleashed her dogs.
- Layla köpeklerini serbest bıraktı.
- I have two dogs, three cats, and six chickens.
- İki köpeğim, üç kedim ve altı tavuğum var.
- There are a lot of dogs here, aren't there?
- Burada çok köpek var, değil mi?
- Horses are bigger than dogs, but cats are smaller than dogs.
- Atlar köpeklerden büyüktür ama kediler köpeklerden küçüktür.
- Basset hounds are gentle dogs.
- Basset tazıları kibar köpeklerdir.
- The dogs bayed at the full moon.
- Köpekler dolunayda havladı.
- All dogs are faithful.
- Bütün köpekler sadıktır.
- Tom's mother didn't like dogs.
- Tom'un annesi köpekleri sevmezdi.
- Skunks fear neither dogs, nor men.
- Kokarcalar ne köpeklerden ne de insanlardan korkar.
- Obviously my dogs will protect you!
- Tabii ki köpeklerim sizi korur!
- I'm afraid of dogs.
- Köpeklerden korkarım.
- I'm afraid of dogs.
- Ben köpeklerden korkarım.
- Tom is afraid of big dogs.
- Tom büyük köpeklerden korkuyor.
- These dogs are killers.
- Bu köpekler katil.
- Dogs like to piss on fire hydrants.
- Köpekler yangın musluklarına işemeyi sever.
- Dogs carry diseases.
- Köpekler hastalık taşırlar.
- Layla unleashed her dogs.
- Leyla köpeklerinin tasmasını çıkardı.
- Dogs like retrieving balls.
- Köpekler topları geri almayı sever.
- Some farmers are using donkeys to protect their sheep from wild dogs.
- Bazı çiftçiler koyunlarını vahşi köpeklerden korumak için eşekleri kullanıyor.
- Search dogs located the victim's body.
- Arama köpekleri kurbanın cesedini buldu.
- Dogs can't distinguish colors.
- Köpekler renkleri ayırt edemezler.
- All of the dogs were alive.
- Bütün köpekler hayattaydı.
- Merry is scared of dogs.
- Merry, köpeklerden korkuyor.
- He likes dogs better than cats.
- Köpekleri kedilerden daha çok sever.
- Those are Tom's dogs.
- Şunlar Tom'un köpekleri.
- Sami took photos of his dogs.
- Sami köpeklerinin fotoğraflarını çekti.
- We could hear the dogs shouting in the street.
- Sokakta bağıran köpekleri duyabiliyorduk.
- Two dogs guard the house.
- İki köpek evi koruyor.
- Dogs can't distinguish between colors.
- Köpekler renkleri ayırt edemez.
- Dogs are faithful.
- Köpekler sadıktır.
- There are no dogs bigger than this one.
- Bundan daha büyük köpekler yok.
- The dogs finally gave up and wandered away from the raccoon.
- Köpekler sonunda pes etti ve rakundan uzaklaştı.
- Dogs often bury bones.
- Köpekler genellikle kemikleri gömerler.
- There are three dogs sleeping on mum's carpet.
- Annemin halısının üzerinde uyuyan üç köpek var.
- Release the dogs.
- Köpekleri serbest bırak.
- I've always fed my dogs in the early evening.
- Köpeklerimi her zaman akşamın erken saatlerinde beslemişimdir.
- I really don't like dogs.
- Köpekleri gerçekten sevmiyorum.
- Stop crying or I'll throw you to the dogs.
- Ağlamayı kes, yoksa seni köpeklere atarım.
- Dogs that bark don't bite.
- Havlayan köpek ısırmaz.
- I'm not in the least afraid of dogs.
- Köpeklerden zerre kadar korkmuyorum.
- Tom and Mary both have dogs.
- Tom ve Mary'nin köpekleri var.
- Tom painted his son's bedroom with images of dogs and cats.
- Tom oğlunun yatak odasını kedi ve köpek resimleriyle boyadı.
- All the dogs are alive.
- Bütün köpekler canlı.
- He's scared of dogs.
- O, köpeklerden korkuyor.
- Our child likes dogs, but I prefer cats.
- Çocuğumuz köpekleri seviyor ama ben kedileri tercih ediyorum.
- Because dogs are more faithful than cats.
- Çünkü köpekler, kedilerden daha sadıktırlar.
- The dogs belong to her.
- Köpekler ona aittir.
- The guys are sleeping like dogs.
- Herifler köpek gibi uyuyor.
- Dan has two other dogs.
- Dan'ın iki tane daha köpeği var.
- It is not easy to train dogs.
- Köpekleri eğitmek kolay değil.
- Don't you hate dogs?
- Köpeklerden nefret etmez misiniz?
- Tom hated dogs and cats for his entire life.
- Tom hayatı boyunca kedi ve köpeklerden nefret etti.
- I'm no longer afraid of dogs.
- Ben artık köpeklerden korkmuyorum.
- Dogs need love.
- Köpeklerin sevgiye ihtiyacı var.
- People love dogs.
- İnsanlar köpekleri sever.
- I wonder why the dogs are barking.
- Köpeklerin neden havladığını merak ediyorum.
- He is afraid of the dogs.
- O, köpeklerden korkar.
- Sami and Layla's children fought like cats and dogs.
- Sami ve Layla'nın çocukları kedi köpek gibi kavga ettiler.
- We are barking like dogs.
- Köpekler gibi havlıyoruz.
- Tom is afraid of dogs.
- Tom köpeklerden korkuyor.
- Tom wanted to be buried beside his dogs.
- Tom köpeklerinin yanına gömülmek istedi.
- Tom quieted the dogs.
- Tom köpekleri susturdu.
- Dogs are faithful animals.
- Köpekler sadık hayvanlardır.
- Layla enjoyed the types of dogs that Sami raised.
- Layla, Sami'nin yetiştirdiği köpek türlerinden hoşlanıyordu.
- Is Tom afraid of dogs?
- Tom köpeklerden korkuyor mu?
- Dogs are not allowed in his city.
- Köpeklere bu şehirde izin verilmez.
- Here are two dogs; one is white and the other is black.
- Burada iki köpek var; biri beyaz, diğeri siyah.
- You are not permitted to bring dogs into this building.
- Bu binaya köpek getirmenize izin verilmez.
- Is it true that Tom has three dogs at home?
- Tom'un evde üç köpeği olduğu doğru mu?
- I can see a lady and two dogs in the car.
- Arabada bir kadın ve iki köpek görüyorum.
- Cats don't like dogs.
- Kediler köpekleri sevmez.
- How many dogs do you have?
- Kaç tane köpeğiniz var?
- Those dogs aren't as ferocious as they look.
- O köpekler göründükleri kadar vahşi değiller.
- He is especially frightened of dogs.
- Özellikle köpeklerden korkar.
- Tom is very afraid of dogs.
- Tom köpeklerden çok korkuyor.
- Some people don't like dogs.
- Bazı insanlar köpekleri sevmezler.
- This is a picture of one of my dogs.
- Bu köpeklerimden birinin fotoğrafı.
- Tom has three dogs.
- Tom'un üç köpeği var.
- Dogs are my favorite animal.
- Köpekler benim favori hayvanlarımdır.
- Which of these dogs is yours?
- Bu köpeklerden hangisi seninki?
- No dogs or alcohol allowed.
- Köpek ve alkole izin yok.
- I really love dogs.
- Ben gerçekten köpekleri severim.
- Broadly speaking, dogs are more faithful than cats.
- Genel olarak konuşursak, köpekler kedilerden daha sadıktır.
- Most dogs have brown eyes.
- Çoğu köpeğin gözleri kahverengidir.
- Tom unleashed his dogs.
- Tom köpeklerini saldı.
- Nancy is scared of dogs.
- Nancy köpeklerden korkuyor.
- Why are dogs easier to train than cats?
- Köpekler neden kedilerden daha kolay eğitiliyor?
- I usually take my dogs for a walk in the afternoon.
- Köpeklerimi genellikle öğleden sonra yürüyüşe çıkarırım.
- Dogs can swim.
- Köpekler yüzebilir.
- Are those your dogs?
- Şunlar senin köpeklerin mi?
- Dogs are barking.
- Köpekler havlıyorlar.
- Basset hounds are gentle dogs.
- Basset tazıları nazik köpeklerdir.
- He really does hate dogs.
- Köpeklerden gerçekten nefret ediyor.
- Obviously my dogs will protect you!
- Belli ki köpeklerim seni koruyacak!
- Coprophagia is common in dogs.
- Koprofaji köpeklerde yaygındır.
- I see a lady and two dogs in the car.
- Arabada bir kadın ve iki köpek görüyorum.
- I prefer dogs.
- Köpekleri tercih ederim.
- Jane likes dogs better than cats.
- Jane köpekleri kedilerden daha çok sever.
- Eva likes dogs, but not cats.
- Eva köpekleri sever ama kedileri sevmez.
- Dogs are white.
- Köpekler beyaz.
- It is hypocritical to protest the consumption of dogs while being supportive of eating cow meat.
- İnek eti yemek desteklenirken köpek tüketimini protesto etmek ikiyüzlülüktür.
- The dogs started barking at Tom.
- Köpekler Tom'a havlamaya başladı.
- The dogs scare me.
- Köpekler beni korkutuyor.
Show More (633)
|