|
- The procedure runs completely counter to the Egyptian Constitution, especially to its Article 40.
- Bu prosedür Mısır Anayasasına, özellikle de 40. Maddesine tamamen aykırıdır.
- Unfortunately, the Egyptian Government is refusing to move him to Greece.
- Ne yazık ki Mısır Hükümeti onu Yunanistan'a götürmeyi reddediyor.
- This is the first visit by representatives from the Egyptian Parliament since 1987.
- Bu, 1987'den bu yana Mısır Parlamentosu'ndan temsilcilerin gerçekleştirdiği ilk ziyarettir.
- There is also the analysis of Egyptian legislation, which shows that homosexuality is not a crime there.
- Ayrıca Mısır'da eşcinselliğin suç olmadığını gösteren bir mevzuat analizi de var.
- The European Parliament as a whole must take a stand against these barbaric practices of the Egyptian regime.
- Avrupa Parlamentosu bir bütün olarak Mısır rejiminin bu barbarca uygulamalarına karşı tavır almalıdır.
- That is precisely why we owe it to both Professor Ibrahim and the Egyptian people to get involved here.
- İşte tam da bu nedenle hem Profesör İbrahim'e hem de Mısır halkına burada yer almayı borçluyuz.
- That is precisely why we owe it to both Professor Ibrahim and the Egyptian people to get involved here.
- İşte tam da bu nedenle, burada yer almayı hem Profesör İbrahim'e hem de Mısır halkına borçluyuz.
- All in all, the Egyptian interpretation of freedom of expression is highly selective politically.
- Sonuç olarak, Mısır'ın ifade özgürlüğü yorumu siyasi açıdan oldukça seçicidir.
- Bear in mind that at least six million Egyptian citizens are involved.
- En az altı milyon Mısır vatandaşının bu sürece dahil olduğunu unutmayın.
- Justice in the best Egyptian judicial traditions has now been done, and has been seen to be done.
- Mısır'ın en iyi yargı geleneklerine göre adalet şimdi yerini bulmuş ve yerini bulduğu görülmüştür.
- The Council knows that conditions in Egyptian prisons can be harsh.
- Konsey, Mısır hapishanelerindeki koşulların çok ağır olabileceğini bilmektedir.
- By the same token, we take this opportunity to denounce the torture practiced in Egyptian police stations.
- Aynı şekilde bu vesileyle Mısır polis karakollarında uygulanan işkenceyi de kınıyoruz.
- In any case this peace process is incompatible with the general political tenor of the Egyptian state press.
- Her halükarda bu barış süreci, Mısır devlet basınının genel siyasi çizgisiyle bağdaşmamaktadır.
- The Council knows that conditions in Egyptian prisons can be harsh.
- Konsey Mısır hapishanelerindeki koşulların ne kadar ağır olduğunu bilmektedir.
- What is more, homosexuality is not illegal according to Egyptian law.
- Dahası, Mısır yasalarına göre eşcinsellik yasadışı değil.
- Homosexuality remains a sensitive issue for Egyptian society.
- Eşcinsellik Mısır toplumu için hassas bir konu olmaya devam ediyor.
- What is more, homosexuality is not illegal according to Egyptian law.
- Dahası, eşcinsellik Mısır yasalarına göre yasadışı değildir.
- There is also the analysis of Egyptian legislation, which shows that homosexuality is not a crime there.
- Ayrıca, eşcinselliğin orada bir suç olmadığını gösteren Mısır mevzuatının analizi de var.
- Unfortunately, the Egyptian Government is refusing to move him to Greece.
- Ne yazık ki Mısır Hükûmeti onu Yunanistan'a götürmeyi reddediyor.
- The Ibrahim case casts a long, but hopefully temporary, shadow over the Egyptian human rights and democracy movement.
- İbrahim davası Mısır insan hakları ve demokrasi hareketinin üzerine uzun ama umarız geçici bir gölge düşürmüştür.
- Archeologists have found pots of perfectly preserved honey while excavating an ancient Egyptian tomb.
- Arkeologlar eski bir Mısır mezarını kazarken mükemmel korunmuş bal küpleri buldular.
- Where is the Egyptian embassy?
- Mısır elçiliği nerede?
- Ramses II was an Egyptian pharaoh.
- Ramses II bir Mısır firavunuydu.
- Mary dressed as an ancient Egyptian priestess.
- Mary eski bir Mısır rahibesi gibi giyinmişti.
- Sami arrived safely on the Egyptian border.
- Sami güvenli biçimde Mısır sınırına ulaştı.
- Layla settled in to her new life in an Egyptian prison cell.
- Leyla bir Mısır cezaevindeki hücrede yeni yaşamına yerleşti.
- Sami likes Egyptian food.
- Sami Mısır yemeklerini sever.
- Sami served in the Egyptian navy.
- Sami Mısır donanmasında görev yaptı.
- I've always loved Egyptian culture.
- Mısır kültürünü hep sevmişimdir.
- Sami was mocking Layla's Egyptian accent.
- Sami, Layla'nın Mısır aksanıyla alay ediyordu.
- Almost all the world condemns Hosni Mubarak because he made the Egyptian people poor.
- Neredeyse tüm dünya Hüsnü Mübarek'i Mısır halkını fakirleştirdiği için kınıyor.
- Sami was mocking Layla's Egyptian accent.
- Sami, Leyla'nın Mısır aksanıyla alay ediyordu.
- Tom can read Egyptian hieroglyphs.
- Tom Mısır hiyerogliflerini okuyabilir.
- Almost all the world condemns Hosni Mubarak because he made the Egyptian people poor.
- Tüm Mısır halkını fakirleştirdiğinden dolayı neredeyse tüm dünya Hüsnü Mübarek'i kınıyor.
- Sami can't do an Egyptian accent.
- Sami Mısır aksanı yapamaz.
- Layla settled in to her new life in an Egyptian prison cell.
- Layla Mısır'da bir hapishane hücresindeki yeni hayatına alıştı.
- Tom can read Egyptian hieroglyphs.
- Tom Mısır hiyerogliflerini okuyabiliyor.
- Sami is being held by the Egyptian intelligence services.
- Sami Mısır istihbarat servisi tarafından tutuluyor.
- I've always loved Egyptian culture.
- Mısır kültürünü her zaman sevmişimdir.
- I'm learning Egyptian.
- Mısır dili öğreniyorum.
- Sami was taken to an Egyptian hospital.
- Sami bir Mısır hastanesine götürüldü.
- Mary dressed as an ancient Egyptian princess.
- Mary eski bir Mısır prensesi gibi giyinmişti.
- Sami arrived safely on the Egyptian border.
- Sami Mısır sınırına güvenli bir şekilde ulaştı.
- Sami can't do an Egyptian accent.
- Sami bir Mısır aksanı yapamaz.
- Sami was taken to an Egyptian hospital.
- Sami bir Mısır hastanesine kaldırıldı.
Show More (42)
|