1 |
encouragement |
teşvik |
n. |
|
- I hope they will be given every encouragement to do so.
- Umarım bunu yapmaları için kendilerine her türlü teşvik verilir.
- The Commission can only offer encouragement in this field.
- Komisyon bu alanda sadece teşvikte bulunabilir.
- The new government is worth much encouragement and support on our part.
- Yeni hükümet bizim açımızdan büyük bir teşvik ve desteğe layıktır.
- We must be guided by the need for adaptation of the mechanisms for encouragement and support.
- Teşvik ve destek mekanizmalarının uyarlanması ihtiyacı bize yol göstermelidir.
- It certainly needs to monitor how MHP is developing and to see whether that needs further encouragement.
- MHP'nin nasıl geliştiğini kesinlikle izlemeli ve bunun daha fazla teşvike ihtiyacı olup olmadığını görmelidir.
- We must be guided by the need for adaptation of the mechanisms for encouragement and support.
- Teşvik ve destek mekanizmalarının uyarlanması ihtiyacı bize rehberlik etmelidir.
- Those who are standing up for a multiparty system and for democracy in Moldavia deserve our esteem and encouragement.
- Moldavya'da çok partili bir sistem ve demokrasi için mücadele edenler, saygımızı ve teşvikimizi hak etmektedir.
- We need Europe-wide cooperation and encouragement in all areas of education.
- Eğitimin her alanında Avrupa çapında işbirliği ve teşvike ihtiyacımız var.
- The new government is worth much encouragement and support on our part.
- Yeni hükümet bizim açımızdan büyük bir teşvik ve desteğe değer.
- We shall spare no effort or encouragement in this direction.
- Bu yönde hiçbir çaba ve teşvikten kaçınmayacağız.
- Thank you for your encouragement.
- Teşvikiniz için teşekkürler.
- Thanks for your encouragement.
- Teşvikin için teşekkürler.
- Your words of encouragement meant a lot to me.
- Senin teşvik sözlerinin benim için çok şey ifade ediyordu.
- In spite of our encouragement, he decided to throw in the towel.
- Teşviğimize rağmen, o pes etmeye karar verdi.
- Thank you for your encouragement.
- Teşviğiniz için teşekkür ederiz.
- Thanks for your encouragement.
- Teşviğin için için teşekkür ederim.
- Thank you for your encouragement.
- Teşviğiniz için teşekkürler.
- In spite of our encouragement, he decided to throw in the towel.
- Teşviklerimize rağmen havlu atmaya karar verdi.
Show More (15)
|
2 |
encouragement |
teşvik etme |
n. |
|
- It is good that the report asks for extra attention for the encouragement of voluntary donation.
- Raporda gönüllü bağışların teşvik edilmesine daha fazla önem verilmesinin istenmesi sevindiricidir.
- The encouragement of entrepreneurship and business creation is essential to building European competitiveness.
- Girişimciliğin ve iş yaratmanın teşvik edilmesi Avrupa'nın rekabet gücünün arttırılması için elzemdir.
Show More (-1)
|
3 |
encouragement |
cesaretlendirme |
n. |
|
- In many circumstances in life, false encouragement can be very costly to another person.
- Hayattaki pek çok durumda, hatalı cesaretlendirme öteki kişi için çok pahalıya mal olabilir.
Show More (-2)
|