engagement - Inglés Turco Frases
Inglés Turco
engagement nişan n.
  • Tom has broken our engagement.
  • Tom nişanımızı bozdu.
  • I'm reconsidering my engagement.
  • Nişanımı yeniden gözden geçiriyorum.
  • Tom and Mary called off their engagement.
  • Tom ve Mary nişanlarını iptal ettiler.
Show More (33)
engagement angajman n.
  • We have embarked on a policy in Iran of tough-minded but constructive engagement.
  • İran konusunda sert ama yapıcı bir angajman politikası izlemeye başladık.
  • There is a need for intensive intellectual engagement here, which requires that state education be made a priority.
  • Burada yoğun bir entelektüel angajmana ihtiyaç vardır ve bu da devlet eğitimine öncelik verilmesini gerektirmektedir.
  • That is, however, the optimum option ahead of any military engagement in the Gulf.
  • Ancak bu, Körfez'de herhangi bir askeri angajman öncesinde en uygun seçenektir.
Show More (2)
engagement söz n.
  • I have a prior engagement.
  • Önceden verilmiş bir sözüm var.
  • I'm sorry, but I have a prior engagement.
  • Üzgünüm ama önceden verilmiş bir sözüm var.
  • Tom couldn't attend the meeting because of a previous engagement.
  • Tom toplantıya katılamadı çünkü önceden verilmiş bir sözü vardı.
Show More (1)
engagement katılım n.
  • The EU, with other partners, is currently looking at how best to promote a process of engagement.
  • AB, diğer ortaklarıyla birlikte şu anda bir katılım sürecinin en iyi nasıl teşvik edilebileceğini araştırmaktadır.
  • Engagement does not mean abandoning principle.
  • Katılım, ilkelerden vazgeçmek anlamına gelmez.
  • What works is engagement and dialogue.
  • İşe yarayan şey katılım ve diyalogdur.
Show More (0)
engagement sözleşme n.
  • Details about the salary will be specified in the terms of engagement.
  • Maaşla ilgili ayrıntılar sözleşme şartlarında belirtilecektir.
  • I have a previous engagement.
  • Bir önceki sözleşmem var.
Show More (-1)
engagement nişanlılık n.
  • Tom promised Mary that he'd keep their engagement secret.
  • Tom Mary'ye nişanlılıklarını gizli tutacağına dair söz verdi.
  • Tom promised Mary that he'd keep their engagement secret.
  • Tom, Mary'ye nişanlılıklarını gizli tutacağına dair söz verdi.
Show More (-1)
engagement n.
  • Because of his previous engagements, he was unable to attend the event.
  • Önceki işleri nedeniyle etkinliğe katılamadı.
  • I'm sorry, I have another engagement.
  • Üzgünüm, başka bir işim var.
Show More (-1)
engagement görev n.
  • I feel excited; this is my first speaking engagement in years.
  • Heyecanlıyım, bu yıllardır üzerime düşen ilk konuşma görevi.
Show More (-2)
engagement etkileşim n.
  • The new mayor's engagement with the community proved beneficial.
  • Yeni belediye başkanının toplumla etkileşimi faydalı oldu.
Show More (-2)
engagement nişanlanma n.
  • They announced their engagement at the charity ball last night.
  • Dün akşamki yardım balosunda nişanlandıklarını duyurdular.
Show More (-2)
engagement çatışma n.
  • Two countries agreed to have no military engagement on international waters.
  • İki ülke uluslararası sularda askeri çatışmaya girmeme konusunda anlaştı.
Show More (-2)
engagement bağlılık n.
  • We will miss your engagement, your visions and your good sense of humour.
  • Bağlılığınızı, vizyonunuzu ve iyi mizah anlayışınızı özleyeceğiz.
Show More (-2)
engagement sorumluluk n.
  • I have another engagement.
  • Başka bir sorumluluğum var.
Show More (-2)