ennoble - Inglés Turco Frases
Inglés Turco
ennoble yüceltmek v.
  • She sought to ennoble herself and make a positive impact on others.
  • Kendini yüceltmeye ve başkaları üzerinde olumlu bir etki yaratmaya çalışıyordu.
  • Such action also ennobles and dignifies the European Parliament.
  • Böyle bir eylem aynı zamanda Avrupa Parlamentosunu da yüceltir ve onurlandırır.
  • Such action also ennobles and dignifies the European Parliament.
  • Böyle bir eylem aynı zamanda Avrupa Parlamentosu'nu da yüceltir ve onurlandırır.
Show More (0)
ennoble asalet unvanı vermek v.
  • The queen decided to ennoble the professor.
  • Kraliçe, profesöre asalet unvanı verme kararı aldı.
Show More (-2)