extraordinary - Inglés Turco Frases
Inglés Turco
extraordinary olağanüstü adj.
  • It takes an extraordinary amount of heat to melt sand into glass.
  • Kumu eritip cama dönüştürmek için olağanüstü miktarda ısı gerekir.
  • On 10 December 2001, the Research Council responded, in an extraordinary manner, to many of our requests and proposals.
  • 10 Aralık 2001 tarihinde Araştırma Konseyi, talep ve önerilerimizin birçoğuna olağanüstü bir şekilde yanıt verdi.
  • The Liberal Democrats in this House welcome the decisions of the extraordinary European Council.
  • Bu Meclisteki Liberal Demokratlar olağanüstü Avrupa Konseyi kararlarını memnuniyetle karşılamaktadır.
Show More (127)
extraordinary sıra dışı adj.
  • That is quite extraordinary, considering that we are one of the most stable and peaceful regions in the world.
  • Dünyanın en istikrarlı ve barışçıl bölgelerinden biri olduğumuz düşünüldüğünde bu oldukça sıra dışı bir durum.
  • We have very clear examples of families which are not traditional but which are extraordinary families.
  • Geleneksel olmayan ama sıra dışı olan ailelere dair çok net örneklerimiz var.
  • They are ordinary men and women made extraordinary by society's preoccupation with their sex lives.
  • Onlar, toplumun cinsel yaşamlarıyla meşgul olması nedeniyle sıra dışı hale gelen sıradan erkek ve kadınlardır.
Show More (20)
extraordinary sıradışı adj.
  • Tom is an extraordinary jumper.
  • Tom sıradışı bir atlayıcı.
  • Something extraordinary happened.
  • Sıradışı bir şey oldu.
  • Tom was extraordinary.
  • Tom sıradışıydı.
Show More (7)
extraordinary olağandışı adj.
  • Tom is an extraordinary jumper.
  • Tom olağandışı bir atlamacıdır.
  • Call the police if you see any extraordinary situation.
  • Olağandışı bir şey görürsen polisi ara.
Show More (-1)
extraordinary eşi benzeri olmayan adj.
  • He is an extraordinary cellist.
  • O eşi benzeri olmayan bir çellist.
Show More (-2)