Tureng - faults - Inglés Turco Frases

Historia

	Inglés	Turco
1	faults	hatalar	n.
	The UN system has its faults, but we have no other such system on a global basis. BM sisteminin hataları var ancak küresel bazda böyle başka bir sistemimiz yok. It is by no means absolved, but the faults are not entirely on one side. Hiçbir şekilde aklanmış değildir, ancak hatalar tamamen bir tarafta değildir. It is by no means absolved, but the faults are not entirely on one side. Hiçbir şekilde aklanmış değildir ancak hatalar tamamen tek tarafın değildir. He's aware of his own faults. Kendi hatalarının farkında. For all his faults, Sam is still a very likable person. Tüm hatalarına rağmen Sam hala çok sevilen bir insandı. He acknowledged his faults. O, hatalarını kabul etti. Few people will admit their faults. Çok az insan hatalarını kabul eder. Despite all his faults, everybody likes him. Bütün hatalarına rağmen, herkes onu sever. Everybody has some faults. Herkesin bazı hataları vardır. For all his faults, Tom had a fundamental sense of decency. Tüm hatalarına rağmen, Tom'un temel bir ahlak anlayışı vardı. By other's faults wise men correct their own. Akıllı insanlar başkalarının hatalarıyla kendi hatalarını düzeltirler. They have no faults. Onların hataları yok. She has many faults. Onun birçok hatası var. I like her none the less for her faults. Hatalarına rağmen onu seviyorum. He's aware of his own faults. O, hatalarının farkındadır. I have no faults. Benim hatalarım yok. He is not conscious of his own faults. Kendi hatalarının bilincinde değil. There is no shame in admitting one's faults. Birinin hatalarını kabul etmede utanç yok. People often don't notice their own faults. İnsanlar genellikle kendi hatalarını fark etmezler. We forget our faults easily if no one knows them as well as us. Hatalarımızı kimse bizim kadar iyi bilmezse kolayca unuturuz. I love him despite his faults. Hatalarına rağmen onu seviyorum. I cannot help liking him in spite of his many faults. Birçok hatasına rağmen onu sevmekten kendimi alamıyorum. Don't blame another for his faults. Hataları için başkasını suçlama. Few people will admit their faults. Çok az sayıda insan hatalarını kabul eder. He acknowledged his faults. Hatalarını kabul etti. I love Tom despite his faults. Hatalarına rağmen Tom'u seviyorum. He has some faults, but I like him none the less. Onun bazı hataları var ama buna rağmen ben onu seviyorum. He has no faults. Onun hataları yok. Despite all his faults he is popular. Hatalarına rağmen popüler biridir. By other's faults wise men correct their own. Bilge insanlar başkalarının hatalarına bakarak kendininkileri düzeltirler. Human beings often lack insight into their own faults and failings. İnsanoğlu çoğunlukla kendi hatalarına ve başarısızlıklarına karşı iç görüden yoksundur. I love you all the more for your faults. Hataların yüzünden seni daha çok seviyorum. He is not conscious of his own faults. Kendi hatalarının farkında değil. She has no faults. Onun hiçbir hatası yok. There is no shame in admitting one's faults. Birinin hatalarını kabul etmesinde utanılacak bir şey yoktur. Acknowledge your own faults before criticizing others. Başkalarını eleştirmeden önce kendi hatalarını kabul et. I know that I have many faults. Birçok hatam olduğunu biliyorum. He has no faults. Onun hiç hatası yok. Even your faults do not lessen my respect for you, and in friendship this is what counts. Hatalarınız bile size olan saygımı azaltmıyor ve dostlukta önemli olan budur. It was all our faults. Hepsi bizim hatamız. Every man has his faults. Her insanın hataları vardır. I do not love him the less for his faults. Onu, hataları yüzünden daha az sevmiyorum. The experiment failed because of some minor faults. Bazı küçük hatalardan dolayı deney başarısız oldu. Faults are thick where love is thin. Aşkın zayıf olduğu yerde hatalar ağırdır. He is a mass of faults. Bir yığın hatası var. For all his faults, he is a good fellow. Bütün hatalarına rağmen iyi bir adamdır. I cannot help loving her in spite of her many faults. Birçok hatasına rağmen onu sevmekten kendimi alamıyorum. I love him despite his faults. Ben, hatalarına rağmen onu seviyorum. Human beings often lack insight into their own faults and failings. İnsanlar genellikle kendi hataları ve başarısızlıkları konusunda içgörüden yoksundurlar. One is apt to forget his own faults. Kişi kendi hatalarını unutmaya yatkındır. I have no faults. Hiç hatam yok. You always excuse your faults by blaming others. Kendi hatalarınızı hep başkalarını suçlayarak mazur gösteriyorsunuz. She has faults, too. Onun da hataları var. I like him the better for his faults. Hatalarına rağmen onu daha çok seviyorum. I do not love him the less for his faults. Hataları yüzünden onu daha az sevmiyorum. With all his faults, he is respected by everybody. Tüm hatalarına rağmen herkes tarafından saygı görür. I admire him, in spite of his faults. Ben onun hatalarına rağmen, ona hayranım. I can't help liking him in spite of his many faults. Birçok hatasına rağmen onu sevmekten kendimi alamıyorum. Even your faults do not lessen my respect for you, and in friendship this is what counts. Senin hataların bile sana olan saygımı azaltmaz ve arkadaşlıkta önemli olan budur. Everyone has faults. Herkesin hataları vardır. You always excuse your faults by blaming others. Diğerlerini suçlayarak hep hatalarını mazur görüyorsun. The experiment failed because of some minor faults. Deney bazı küçük hatalar yüzünden başarısız oldu. Faults are thick where love is thin. Sevginin zayıf olduğu yerde hatalar ağırdır. Acknowledge your own faults before criticizing others. Başkalarını eleştirmeden önce kendi hatalarınızı kabul edin. He had faults, but despite that I loved him. Onun hataları vardı, ama buna rağmen onu sevdim. You don't think he has many faults? Sence çok hatası yok mu? She has no faults. Onun hiç hatası yok. Be generous; don't think only of his faults. Cömert ol; sadece hatalarını düşünme. She has her faults, but I like her. Onun hataları var, ama onu seviyorum. I cannot help liking him in spite of his many faults. Çok sayıda hatasına rağmen ondan hoşlanmamak elimde değil. People liked him all the better for his faults. İnsanlar onu hatalarından dolayı daha çok seviyorlardı. Don't blame another for his faults. Onun hataları için başka birini suçlama. As it was written in haste, the book has many faults. Acele ile yazıldığı için kitabın birçok hatası var. Tom is aware of his own faults. Tom kendi hatalarının farkında. Despite all his faults, everybody likes him. Tüm hatalarına rağmen, herkes onu seviyor. She has her faults, but I like her. Hataları var ama onu seviyorum. She loves him all the more because he has faults. Onu daha çok seviyor çünkü hataları var. I like her none the less for her faults. Hataları yüzünden onu daha az sevmiyorum. I love him all the more for his faults. Hatalarına rağmen onu gittikçe daha çok seviyorum. I love you all the more for your faults. Hatalarına rağmen seni gittikçe daha çok seviyorum. One is apt to forget his own faults. İnsan kendi hatalarını unutmaya meyillidir. Show More (78)
2	faults	kusurlar	n.
	She is a beauty, admittedly, but she has her faults. Kuşkusuz güzel bir kadın ama kusurları da var. I can't help liking him in spite of his many faults. Onca kusuruna rağmen yine de kendime söz geçiremeyip onu seviyorum. I like him the better for his faults. Kusurları yüzünden onu daha çok seviyorum. They have no faults. Kusurları yok. I cannot help liking him in spite of his many faults. Birçok kusuruna rağmen onu sevmekten kendimi alamıyorum. She has many faults. Birçok kusuru var. I know that I have many faults. Çok kusurum olduğunu biliyorum. She has some faults, but I love her all the more because of them. Bazı kusurları var, ama bu kusurları yüzünden onu daha çok seviyorum. Love sees no faults. Aşk kusur görmez. Love sees no faults. Aşk kusurları görmez. I admire him, in spite of his faults. Kusurlarına rağmen ona hayranım. He has some faults, but I like him none the less. Bazı kusurları var ama yine de onu seviyorum. He had faults, but despite that I loved him. Kusurları vardı ama buna rağmen onu sevdim. Show More (10)
3	faults	yanlışlar	n.
	With all his faults, he is respected by everybody. Tüm yaptığı yanlışlarına rağmen, herkes tarafından saygı duyulur. Show More (-2)