|
- That is still much more the case in the market for gas than in the market for electricity.
- Bu durum gaz piyasasında elektrik piyasasına kıyasla hala çok daha geçerli.
- We should be able to conclude long-term delivery contracts for gas.
- Gaz için uzun vadeli teslimat sözleşmeleri yapabilmeliyiz.
- For gas, we are increasingly dependent on imports from third countries.
- Gaz konusunda üçüncü dünya ülkelerinden ithalata giderek daha fazla bağımlı hale geliyoruz.
- Restructuring of the gas market is being planned.
- Gaz piyasasının yeniden yapılandırılması planlanmaktadır.
- We succeeded in reaching agreement on fully opening up the EU's electricity and gas markets.
- AB'nin elektrik ve gaz piyasalarının tamamen açılması konusunda anlaşmaya varmayı başardık.
- Parliament has recently discussed, at second reading, the gas directive, which deals with security of supply.
- Parlamento kısa bir süre önce ikinci okumada, arz güvenliğini ele alan gaz direktifini görüştü.
- The EU is dependent for energy on gas imported from the east.
- AB enerji açısından doğudan ithal edilen gaza bağımlıdır.
- Liberalisation of the gas market will not guarantee investment over the next twenty or thirty years.
- Gaz piyasasının serbestleştirilmesi önümüzdeki yirmi ya da otuz yıl boyunca yatırım yapılmasını garanti etmeyecektir.
- European electricity and gas networks constitute key pieces of strategic infrastructure.
- Avrupa elektrik ve gaz şebekeleri, stratejik altyapının kilit parçalarını oluşturmaktadır.
- It is expected to promote competition in the supply of gas.
- Gaz tedarikinde rekabeti teşvik etmesi beklenmektedir.
- Right at that moment, however, the gas ran out and there could be no more cooking.
- Ancak tam o anda gaz bitti ve daha fazla yemek pişirilemedi.
- This is to be supported in order to foster the internal market in electricity and gas.
- Elektrik ve gazda iç pazarın desteklenmesi için bunun desteklenmesi gerekmektedir.
- We should spend them on gas pipelines, because that will bring more competition and security of supply.
- Bu paraları gaz boru hatlarına harcamalıyız, çünkü bu daha fazla rekabet ve arz güvenliği getirecektir.
- This is to be supported in order to foster the internal market in electricity and gas.
- Elektrik ve gazda iç piyasayı geliştirmek için bu desteklenmelidir.
- Without them we can forget the word 'competition' when we talk about the electricity and gas markets.
- Bunlar olmadan elektrik ve gaz piyasalarından bahsederken 'rekabet' kelimesini unutabiliriz.
- European electricity and gas networks constitute key pieces of strategic infrastructure.
- Avrupa elektrik ve gaz şebekeleri stratejik altyapının kilit parçalarını oluşturmaktadır.
- We have to remember that the world's largest gas reserves are in Russia.
- Dünyanın en büyük gaz rezervlerinin Rusya'da olduğunu unutmamalıyız.
- Key laws for the power and gas sectors are still pending.
- Elektrik ve gaz sektörlerine ilişkin temel yasalar henüz kabul edilmemiştir.
- One cannot merely rely on gas imported from Russia.
- Bir ülke sadece Rusya'dan ithal edilen gaza bel bağlanamaz.
- New gas-fired plants have already contributed to the UK meeting its targets.
- Yeni gaz yakıtlı santraller Birleşik Krallık'ın hedeflerine ulaşmasına şimdiden katkıda bulunmuştur.
- Gas-fuelled cars emit lower levels of most hydrocarbons but more methane.
- Gaz yakıtlı araçlar daha düşük seviyede hidrokarbon ancak daha fazla metan yaymaktadır.
- The EU's demand for gas has to be met with exports from the east.
- AB'nin gaz talebi doğudan yapılacak ihracatla karşılanmalıdır.
- That is what our main problem will be with gas over the next ten or twenty years.
- Önümüzdeki on ya da yirmi yıl boyunca gaz ile ilgili temel sorunumuz bu olacaktır.
- The gas supply is literally at stake here.
- Burada söz konusu olan tam anlamıyla gaz arzıdır.
- Terrorists could switch off both gas and water, increasing the damage caused in connection with a physical attack.
- Teröristler hem gazı hem de suyu kapatarak fiziksel bir saldırıyla bağlantılı olarak verilen zararı artırabilir.
- We must open up the markets for gas and electricity, both wholesale and domestic, by 2005 at the latest.
- En geç 2005 yılına kadar hem toptan satış hem de evsel gaz ve elektrik piyasalarını açmalıyız.
- Nor has the equally important liberalisation of, for example, the gas and electricity markets taken place.
- Aynı derecede önemli olan gaz ve elektrik piyasalarının serbestleştirilmesi de henüz gerçekleşmedi.
- This is why, according to the ELDR, the current gas market proposals go way too far.
- Bu nedenle Avrupa Liberal Demokratlar ve Reform Partisi'ne göre mevcut gaz piyasası önerileri çok ileri gitmektedir.
- There are five clear priorities in this respect, namely postal services, transport, electricity, gas and water.
- Bu bağlamda posta hizmetleri, ulaştırma, elektrik, gaz ve su olmak üzere beş açık öncelik bulunmaktadır.
- The ammonium and nitrate molecules break down, and a large amount of oxygen gas is suddenly formed.
- Amonyum ve nitrat molekülleri parçalanır ve aniden büyük miktarda oksijen gazı oluşur.
- Our solar system is formed inside clouds of gas and dust like these.
- Güneş sistemimiz bunun gibi gaz ve toz bulutlarının içinde oluşmuştur.
- Cut off the gas!
- Gazı kes!
- Tom couldn't remember whether or not he'd turned off the gas.
- Tom gazı kapatıp kapatmadığını hatırlayamadı.
- The fire is spreading to the gas tank.
- Yangın gaz tankına yayılıyor.
- I smelled gas.
- Gaz kokusu aldım.
- I remembered I was late and stepped on the gas.
- Geciktiğimi hatırlayıp gaza bastım.
- Boiling water evaporates and turns into a gas.
- Kaynayan su buharlaşır ve gaza dönüşür.
- It takes a long time, and a lot of money, to fill that tank with gas.
- O tankı gazla doldurmak, bir sürü para ve uzun bir zaman alır.
- The gas tank suddenly blew up.
- Gaz tankı aniden patladı.
- Tom checked to make sure the gas was turned off.
- Tom gazın kapalı olduğundan emin olmak için kontrol etti.
- We're running out of gas.
- Gazımız bitiyor.
- Have you turned off the gas yet?
- Henüz gazı kapatmadın mı?
- Don't forget to turn off the gas before leaving the house.
- Evden ayrılmadan önce gazı kapatmayı unutma.
- In case of an earthquake, turn off the gas.
- Deprem olursa gazı kapatın.
- It smells like gas.
- Bu gaz gibi kokuyor.
- Turn off the gas.
- Gazı kapat.
- Tom hit the gas.
- Tom gaza bastı.
- This is a volatile gas.
- Bu uçucu bir gazdır.
- Tom didn't have enough money for gas.
- Tom'un gaza yetecek kadar parası yoktu.
- How much is your monthly gas bill?
- Aylık gaz faturanız ne kadar?
- Tom took his foot off the gas.
- Tom ayağını gazdan çekti.
- Gas is an important natural resource.
- Gaz önemli bir doğal kaynaktır.
- I needed a job to pay for gas.
- Gazı ödemek için bir işe ihtiyacım vardı.
- Tom couldn't remember whether or not he'd paid the gas bill.
- Tom gaz faturasını ödeyip ödemediğini hatırlayamadı.
- Arsine is a poisonous gas.
- Arsin zehirli bir gazdır.
- Gas was escaping from a crack in the pipe.
- Borudaki bir çatlaktan gaz kaçıyordu.
- In case of an earthquake, turn off the gas.
- Bir deprem durumunda, gazı kapatın.
- Matter can exist as a solid, liquid, or gas.
- Madde katı, sıvı ya da gaz olarak var olabilir.
- Turn off the gas.
- Gazı kapatın.
- Argon is a noble gas.
- Argon asil bir gazdır.
- This room smells of gas.
- Bu oda gaz kokuyor.
- Please turn off the gas.
- Lütfen gazı kapa.
- I can smell gas.
- Gazın kokusunu alabiliyorum.
- He puts aside some gas.
- Kenara biraz gaz koyar.
- When was the last time you smelled gas in this room?
- Bu odada en son ne zaman gaz kokusu aldınız?
- Matter can exist as a solid, liquid, or gas.
- Madde katı, sıvı veya gaz olarak bulunabilir.
- Do you cook by gas or electricity?
- Yemeklerinizi gazla mı yoksa elektrikle mi pişiriyorsunuz?
- I'm sure I turned off the gas.
- Gazı kapattığıma eminim.
- How much gas is left in the tank?
- Depoda ne kadar gaz kaldı?
- Helium is a gas.
- Helyum bir gazdır.
- Tom carefully checked that the gas was turned off.
- Tom gazın kapalı olup olmadığını dikkatlice kontrol etti.
- It smells like gas.
- Gaz gibi kokuyor.
- Why are gas prices so high?
- Neden gaz fiyatları bu kadar yüksek?
- Tom cooks with gas.
- Tom gazla yemek pişiriyor.
- Before you go out remember to check the gas is turned off.
- Dışarı çıkmadan önce gazın kapalı olup olmadığımı kontrol etmeyi unutma.
- You can't see gas; it's invisible.
- Gazı göremezsin; o görünmezdir.
- Don't take your foot off the gas.
- Ayağını gazdan çekme.
- The gas tank is empty.
- Gaz tankı boş.
- See if the gas is turned off.
- Gazın kapalı olup olmadığına bak.
- Ammonia is a colorless liquid or gas with a very strong smell.
- Amonyak çok güçlü kokusu olan renksiz bir sıvı veya gazdır.
- Sami needed gas.
- Sami'ye gaz lazımdı.
- That would lead to the production of more carbon dioxide, the main gas responsible for global warming.
- Bu, küresel ısınmaya neden olan gazların başında gelen karbondioksitin daha fazla üretilmesine yol açacaktır.
- I cook with gas.
- Ben gazla yemek pişiririm.
- No sooner had I entered the room than I noticed the smell not only of tobacco but of gas.
- Odaya girer girmez sadece tütün değil, gaz kokusunu da fark ettim.
- Check if the gas tap is closed.
- Gaz musluğunun kapalı olup olmadığını kontrol et.
- Do you cook by gas or electricity?
- Gazla mı yoksa elektrikle mi yemek pişirirsin?
- This heater burns gas.
- Bu ısıtıcı gaz yakar.
- Do you smell gas?
- Sen gaz kokusu alıyor musun?
- Tom smelled gas.
- Tom gaz kokusu aldı.
- Before you go out remember to check the gas is turned off.
- Dışarı çıkmadan önce gazın kapalı olduğunu kontrol etmeyi unutma.
- Europe can't do without Russian gas.
- Avrupa Rus gazı olmadan yapamaz.
- I forgot to turn off the gas!
- Gazı kapatmayı unuttum!
- This is a volatile gas.
- Bu uçucu bir gaz.
- Jupiter and Saturn are gas giants with over 60 moons each.
- Jüpiter ve Satürn, her birinin 60'tan fazla uydusu olan gaz devleridir.
- My gas bill for last month was very high.
- Geçen ayki gaz faturam çok yüksek geldi.
- Do you smell gas?
- Gaz kokusu alıyor musun?
- Gas seems to be escaping from the pipe.
- Borudan gaz kaçıyor gibi görünüyor.
- A gas stove provides the most even heat for cooking.
- Gaz ocağı yemek pişirmek için en eşit ısıyı sağlamaktadır.
- The lawn mower needs gas to operate.
- Çim biçme makinesinin çalışması için gaza ihtiyacı var.
- Don't forget to turn off the gas before leaving the house.
- Evden çıkmadan önce gazı kapatmayı unutma.
- Don't forget to turn off the gas before you leave the house.
- Evden ayrılmadan önce gazı kapatmayı unutma.
- An irregular galaxy has an undefined shape and is full of young stars, dust, and gas.
- Düzensiz bir galaksi tanımlanmamış bir şekle sahiptir ve genç yıldızlar, toz ve gazla doludur.
- The black hole is surrounded by a rotating disk of ionized gas.
- Kara delik, iyonize gazdan oluşan dönen bir diskle çevrilidir.
- Don't forget to turn off the gas before going out.
- Dışarı çıkmadan önce gazı kapatmayı unutmayın.
- Tom didn't have enough money for gas.
- Tom'un gaz için yeterli parası yoktu.
- It was careless of me to leave the gas on.
- Gazı açık bırakmakla dikkatsizlik ettim.
- We ran out of gas.
- Gazımız bitti.
- I remembered I was late and stepped on the gas.
- Geç kaldığımı hatırladım ve gaza bastım.
- Did you turn off the gas?
- Gazı kapattın mı?
- I can smell gas.
- Gaz kokusu alabiliyorum.
- I smell gas.
- Gaz kokusu alıyorum.
- Tom carefully checked that the gas was turned off.
- Tom gazın kapalı olduğunu dikkatli kontrol etti.
- An irregular galaxy has an undefined shape and is full of young stars, dust, and gas.
- Düzensiz bir galaksi, belirsiz bir şekle sahiptir ve genç yıldızlar, toz ve de gazla doludur.
- Jupiter and Saturn are gas giants.
- Jüpiter ve Satürn'ün gaz bulutundan oluşan gezegenleri var.
- When was the last time you smelled gas in this room?
- En son ne zaman bu odada gaz kokusu aldın?
- How much is your monthly gas bill?
- Aylık gaz faturan ne kadar?
- Jupiter and Saturn are gas giants with over 60 moons each.
- Jüpiter ve Satürn her birinin 60'dan fazla uydusuyla birlikte gaz devidirler.
- Make sure that the gas has been turned off.
- Gazın kapatıldığından emin ol.
- Is the gas turned on?
- Gaz açık mı?
- Don't forget to turn off the gas before you leave the house.
- Evden çıkmadan önce gazı kapatmayı unutmayın.
- Did you remember to turn off the gas?
- Gazı kapatmayı hatırladın mı?
- Tom turned on the gas.
- Tom gazı açtı.
- I turned on the gas.
- Gazı açtım.
- I cook with gas.
- Gazla pişiriyorum.
- Arsine is a poisonous gas.
- Arsine zehirli bir gazdır.
- See if the gas is turned off.
- Gazın kapalı olup olmadığına bakın.
- Jupiter and Saturn are gas giants.
- Jüpiter ve Satürn gaz devleridir.
- Europe can't do without Russian gas.
- Avrupa, Rusya'nın gazı olmadan yapamaz.
- Are gas prices going to go down?
- Gaz fiyatları düşecek mi?
- I can't remember whether I turned off the gas or not.
- Gazı kapatıp kapatmadığımı hatırlayamıyorum.
- Remember to check to make sure the gas has been turned off before you go out.
- Dışarı çıkmadan önce gazın kapatılıp kapatılmadığını kontrol etmeyi unutmayın.
- Don't take your foot off the gas.
- Ayağınızı gazdan çekmeyin.
- Cut off the gas!
- Gazı kesin!
- Have you turned off the gas yet?
- Gazı kapattın mı?
- Don't forget to turn off the gas before going out.
- Dışarı çıkmadan önce gazı kapatmayı unutma.
- Tom forgot to turn off the gas.
- Tom gazı kapatmayı unuttu.
- Saturn is a very large gas planet which spins very rapidly on its axis.
- Satürn kendi ekseni üzerinde çok hızlı dönen çok büyük bir gaz gezegendir.
- Be sure to turn off the gas before you go out.
- Dışarı çıkmadan önce gazı kapattığınızdan emin olun.
- Tom cooks with gas.
- Tom gaz ile pişirir.
- You can't see gas; it's invisible.
- Sen gazı göremezsin; görünülmezdir.
- Sami needed gas.
- Sami'nin gaza ihtiyacı vardı.
- I can't remember whether I turned off the gas or not.
- Gazı kapatıp kapatmadığımı hatırlamıyorum.
- Gas has been found below the sea.
- Denizin altında gaz bulundu.
- Saturn is a very large gas planet which spins very rapidly on its axis.
- Satürn kendi ekseni etrafında çok hızlı dönen çok büyük bir gaz gezegendir.
- Gas has been found below the sea.
- Gaz denizin altında bulundu.
- Make sure that the gas has been turned off.
- Gazın kapalı olduğundan emin olun.
- Check if the gas tap is closed.
- Gaz musluğunun kapalı olup olmadığını kontrol edin.
- Please turn off the gas.
- Lütfen gazı kapatın.
- This gas gives off a bad smell.
- Bu gaz, kötü bir koku yayıyor.
Show More (147)
|
|
- Sarge, this guy is eating organic food, he's using green ammo and he's targeting gas guzzlers.
- Çavuş, bu adam organik gıda yiyor, yeşil cephane kullanıyor ve benzinli araçları hedef alıyor.
- Sarge, this guy is eating organic food, he's using green ammo and he's targeting gas guzzlers.
- Çavuş, bu adam organik besleniyor, yeşil cephane kullanıyor ve benzin yakan araçları hedef alıyor.
- Where do I pay for the gas?
- Benzin için nerede ödeme yapacağım?
- I'm pretty sure we have enough gas to get home.
- Eve dönecek kadar benzinimiz olduğuna eminim.
- I wish you'd told me the car was out of gas.
- Keşke arabanın benzininin bittiğini söyleseydin.
- I'm out of gas.
- Benzinim bitti.
- The gas tank is almost empty.
- Benzin tankı neredeyse boş.
- Can we drive to Miami on half a tank of gas?
- Yarım depo benzinle Miami'ye gidebilir miyiz?
- Tom puts gas in his car twice a week.
- Tom arabasına haftada iki kez benzin koyuyor.
- We ran out of gas on the way to downtown Tokyo.
- Tokyo şehir merkezine giderken benzinimiz bitti.
- I wish you'd told me the car was out of gas.
- Keşke arabanın benzininin bittiğini bana söyleseydin.
- I smell gas.
- Benzin kokusu alıyorum.
- I can drive to Boston and back on one tank of gas.
- Bir depo benzinle Boston'a gidip gelebilirim.
- Give me five gallons of gas, please.
- Bana beş galon benzin verin, lütfen.
- I need to put some gas in my car.
- Arabama biraz benzin koymam lazım.
- Gas prices are up.
- Benzin fiyatları yüksek.
- We have run out of gas.
- Benzinimiz bitti.
- Tom didn't have enough money for gas.
- Tom'un benzin için yeterli parası yoktu.
- I needed a job to pay for gas.
- Benzin parası için bir işe ihtiyacım vardı.
- We ran out of gas in the middle of the desert.
- Çölün ortasında benzinimiz bitti.
- He contrived a new engine that does not use gas.
- O, benzin kullanmayan yeni bir motor icat etti.
- I need to put some gas in my car.
- Arabama biraz benzin koymam gerekiyor.
- Give me five gallons of gas, please.
- Bana beş galon benzin ver, lütfen.
- This car uses more gas than these other two cars.
- Bu araba diğer iki arabadan daha fazla benzin kullanıyor.
- He puts aside some gas.
- Kenara biraz benzin koyuyor.
- I think we're out of gas.
- Bence benzinimiz bitti.
- My car has run out of gas.
- Benim arabamın benzini tükendi.
- This car is very economical on gas.
- Bu araba benzin konusunda çok ekonomik.
- Tom stopped at the convenience store for gas and water.
- Tom benzin ve su almak için markette durdu.
- I've run out of gas.
- Benzinim bitti.
- Gas prices have dropped.
- Benzin fiyatları düştü.
- How much gas is left in the tank?
- Depoda ne kadar benzin kaldı?
- The price of gas is rising.
- Benzin fiyatı artıyor.
- It takes a long time, and a lot of money, to fill that tank with gas.
- O depoyu benzinle doldurmak uzun zaman ve çok para alıyor.
- We ran out of gas in the middle of the intersection.
- Kavşağın ortasında benzinimiz bitti.
- The price of gas is rising.
- Benzin fiyatı yükseliyor.
- My car burns a lot of gas.
- Arabam çok benzin yakıyor.
- You seem to be out of gas.
- Benzininiz kalmamış gibi görünüyorsunuz.
- My car burns a lot of gas.
- Arabam çok benzin yakar.
- Let's see if our cars have enough gas.
- Arabamızın yeterli benzini olup olmadığına bakalım.
- How much does a gallon of gas cost in Boston?
- Boston'da bir galon benzin ne kadar tutar?
- I pumped five gallons of gas into my car.
- Arabama beş galon benzin pompaladım.
- How much does he pay for gas each month?
- Her ay benzine ne kadar ödüyor?
- We're running out of gas.
- Benzinimiz bitiyor.
- Tom put gas in the car.
- Tom arabaya benzin koydu.
- The other day I ran out of gas in the middle of a busy Interstate.
- Geçen gün yoğun bir eyaletler arası yolun ortasında benzinim bitti.
- An SUV typically uses more gas than a car.
- Bir SUV genellikle bir arabadan daha fazla benzin kullanır.
- Is gas available in this neighborhood?
- Bu civarda benzin var mı?
- He puts gas in his car twice a week.
- Arabasına haftada iki kez benzin koyuyor.
- Gas is cheap now.
- Benzin artık ucuz.
- We've run out of gas.
- Benzinimiz bitti.
- We ran out of gas on our way there.
- Oraya giden yolda benzinimiz bitti.
- Higher gas prices cause inflation.
- Yüksek benzin fiyatları enflasyona neden olur.
- Larger cars use more gas.
- Büyük arabalar daha çok benzin kullanır.
- How much does a gallon of gas cost in Boston?
- Boston'da bir galon benzinin fiyatı ne kadardır?
- Tom stopped at the convenience store for gas and water.
- Tom benzin ve su için bir markette durdu.
- I put gas in the car.
- Arabaya benzin koydum.
- We've run out of gas.
- Benzinimiz tükendi.
- We're out of gas.
- Benzinimiz bitti.
- I think we've run out of gas.
- Sanırım benzinimiz bitti.
- We ran out of gas on the way there.
- Yolda benzinimiz bitti.
- Is there gas in the tank?
- Depoda benzin var mı?
- Large cars use lots of gas.
- Büyük arabalar çok benzin kullanır.
- Tom couldn't remember whether or not he'd paid the gas bill.
- Tom benzin faturasını ödeyip ödemediğini hatırlayamadı.
- Why are gas prices so high?
- Benzin fiyatları neden bu kadar yüksek?
- We're almost out of gas.
- Benzinimiz bitmek üzere.
- A truck typically uses more gas than a car.
- Bir kamyon genellikle bir arabadan daha fazla benzin kullanır.
- It looks like we're out of gas.
- Benzinimiz bitti gibi görünüyor.
- We don't have any gas left.
- Hiç benzinimiz kalmadı.
- Our car ran out of gas after two minutes.
- Arabamızın benzini iki dakika sonra bitti.
- Has the motorcycle run out of gas yet?
- Motosikletin benzini daha bitmedi mi?
- Our car ran out of gas after ten minutes.
- Arabamızın benzini on dakika sonra bitti.
- Who's paying for the gas?
- Benzini kim ödüyor?
- He puts gas in his car twice a week.
- Haftada iki kez arabasına benzin doldurur.
- I ran out of gas.
- Benzinim bitti.
- Tom filled the car with gas.
- Tom arabaya benzin koydu.
- I think we've run out of gas.
- Sanırım benzinimiz tükendi.
- Do we have enough gas for the trip?
- Yolculuk için yeterli benzinimiz var mı?
- A truck typically uses more gas than a car.
- Bir kamyon, genellikle bir arabadan daha fazla benzin kullanır.
- We ran out of gas on the way to the theater.
- Tiyatroya giderken benzinimiz bitti.
- We ran out of gas on the way to downtown Tokyo.
- Biz Tokyo şehir merkezine giderken benzinimiz bitti.
- The car ran out of gas before reaching the city.
- Arabanın benzini şehre varmadan bitti.
- Sami needed gas.
- Sami'nin benzine ihtiyacı vardı.
- This car uses the most gas.
- Bu araba en çok benzin kullanan araba.
- The other day I ran out of gas in the middle of a busy Interstate.
- Geçen gün işlek bir otoyolun ortasında benzinim bitti.
- Are gas prices going to go down?
- Benzin fiyatları düşecek mi?
- Where do I pay for the gas?
- Benzini nereye ödeyeceğim?
- I'm pretty sure we have enough gas to get home.
- Eve varmaya yetecek kadar benzinimiz olduğuna eminim.
- Tom smelled gas.
- Tom benzin kokusu aldı.
- Gas seems to be escaping from the pipe.
- Borudan benzin kaçıyor gibi görünüyor.
- I think we're out of gas.
- Sanırım benzinimiz bitti.
- Gas prices are up.
- Benzin fiyatları arttı.
- This car gets good gas mileage.
- Bu arabanın benzin tüketimi iyi.
- We ran out of gas.
- Benzinimiz bitti.
- Let's see if our cars have enough gas.
- Bakalım arabalarımızda yeterli benzin var mı?
- Tom filled the car with gas.
- Tom arabaya benzin doldurdu.
Show More (93)
|
