| 1 |
gig |
iş |
n. |
|
- Maybe this whole general counsel gig isn't for you.
- Belki de bu genel danışmanlık işi size göre değildir.
- You got a low maitenance gig in human resources industry.
- İnsan kaynakları sektöründe düşük maaşlı bir işiniz var.
- Maybe this whole general counsel gig isn't for you.
- Belki de bu genel danışman işi sana göre değildir.
- Maybe this whole general counsel gig isn't for you.
- Belki de bu genel danışmanlık işi sana uygun değildir.
- You got a low maitenance gig in human resources industry.
- İnsan kaynakları sektöründe düşük maaşlı bir işin var.
Show More (2)
|
| 2 |
gig |
konser |
n. |
|
- The band started to play the gig.
- Grup konseri vermeye başladı.
- Save for the cold in the hall, the gig was good.
- Salondaki soğuk hariç konser iyiydi.
- Save for the cold in the hall, the gig was good.
- Salondaki soğuk dışında konser iyiydi.
- We have a gig at the club tomorrow night.
- Yarın akşam kulüpte konserimiz var.
Show More (1)
|
| 3 |
gig |
kısa süreli iş |
n. |
|
- He has lived on gigs for years.
- Yıllarca kısa süreli işlerle geçindi.
Show More (-2)
|
| 4 |
gig |
konser |
v. |
|
- The guitarist gigged with most of the popular bands.
- Gitarist popüler grupların çoğuyla konser verdi.
Show More (-2)
|
| 5 |
gig |
gb (gigabayt) |
n. |
|
- I need at least 32 gigs of the flash disc.
- En az 32 gb flash diske ihtiyacım var.
Show More (-2)
|
