glitter - Inglés Turco Frases
Inglés Turco
glitter parlamak v.
  • Her blue eyes were glittering with anger.
  • Mavi gözleri öfkeyle parlıyordu.
  • The pieces of broken glass glittered in the sun.
  • Kırık cam parçaları güneşte parlıyordu.
  • The sun glittered on the water in front of the old sailboat.
  • Güneş eski yelkenlinin önündeki suda parlıyordu.
Show More (2)
glitter ışıltı n.
  • The glitter of her gold watch caught my eye.
  • Altın saatinin ışıltısı gözüme çarptı.
  • We are all amazed at the glitter of her life.
  • Hepimiz onun hayatının ışıltısına hayran kaldık.
Show More (-1)
glitter parıltı n.
  • The glitter of the sun hurts my eyes.
  • Güneşin parıltısı gözlerimi acıtıyor.
  • This ring has lost its glitter.
  • Bu yüzük parıltısını kaybetmiş.
Show More (-1)
glitter ışıltı v.
  • We enjoyed watching the sea glittering.
  • Denizin ışıltısını izlemekten keyif alıyorduk.
Show More (-2)
glitter parlama n.
  • The glitter in his eyes showed his joy.
  • Gözlerindeki parlama sevincini gösteriyordu.
Show More (-2)
glitter sim n.
  • They decorated the house with glitter for the birthday.
  • Doğum günü için evi simlerle süslediler.
Show More (-2)
glitter parlaklık n.
  • This ring has lost its glitter.
  • Bu yüzük parlaklığını kaybetti.
Show More (-2)
glitter parıldamak v.
  • The sun glittered on the water in front of the old sailboat.
  • Güneş, eski yelkenlinin önündeki suda parıldıyordu.
Show More (-2)