1 |
good luck |
iyi şans |
n. |
|
- Thank you and good luck for the rest of your term of office.
- Teşekkürler ve görev sürenizin geri kalanı için iyi şanslar.
- We wish you good luck on the way ahead, in any case.
- Her halükarda, önümüzdeki süreçte size iyi şanslar diliyoruz.
- I wish you good luck in implementing it.
- Uygulamada iyi şanslar dilerim.
- Thank you and good luck for the rest of your term of office.
- Teşekkür ediyor ve görev sürenizin geri kalanında iyi şanslar diliyorum.
- Thank you very much and good luck.
- Çok teşekkürler ve iyi şanslar.
- I nonetheless wish you good luck over the next six months.
- Yine de önümüzdeki altı ay boyunca size iyi şanslar diliyorum.
- I nonetheless wish you good luck over the next six months.
- Ben yine de önümüzdeki altı ay boyunca size iyi şanslar diliyorum.
- Mr Martin, I wish you good luck.
- Bay Martin, size iyi şanslar diliyorum.
- Thank you very much and good luck.
- Çok teşekkür ederim ve iyi şanslar.
- I would like to wish you good luck, because we know full well how demanding your political task is.
- Size iyi şanslar dilemek istiyorum, çünkü siyasi görevinizin ne kadar zorlu olduğunu çok iyi biliyoruz.
- I wish you good luck and success in your work.
- Size çalışmalarınızda iyi şanslar ve başarılar diliyorum.
- We wish you good luck on the way ahead, in any case.
- Her halükarda, önünüzdeki yolda size iyi şanslar diliyoruz.
- I will not join in the German polemic, but wish the Danish Presidency good luck.
- Alman polemiğine katılmayacağım ancak Danimarka Dönem Başkanlığına iyi şanslar diliyorum.
- Well, if I must be a solitary drinker, good luck, kid.
- Eğer tek başıma içmem gerekiyorsa, iyi şanslar evlat.
- Well, if I must be a solitary drinker, good luck, kid.
- Eh, madem tek içen benim, iyi şanslar, ufaklık.
- Various talismans for good luck and money can dramatically change the life of every human being.
- İyi şans ve para için çeşitli tılsımlar her insanın hayatını önemli ölçüde değiştirebilir.
- Goodbye and good luck.
- Hoşça kalın ve iyi şanslar.
- Sami was hoping for good luck.
- Sami iyi şans umut ediyordu.
- I wish you all good luck.
- Hepinize iyi şanslar diliyorum.
- Good luck on the test!
- Testte iyi şanslar!
- Some men are born to good luck.
- Bazı erkekler iyi şansla doğarlar.
- Good luck on your test.
- Sınavında iyi şanslar.
- Good luck on your date with Mary.
- Mary ile randevunda iyi şanslar.
- Good luck convincing her.
- Onu ikna etmekte iyi şanslar.
- A horseshoe and a four-leaf clover bring good luck.
- At nalı ve dört yapraklı yonca iyi şans getirir.
- I just wanted to stop by and wish you good luck.
- Ben sadece uğramak ve sana iyi şans dilemek istedim.
- Good luck for the future.
- Gelecek için iyi şanslar.
- Good luck convincing her.
- Onu ikna etmede iyi şanslar.
- Good luck at the meeting.
- Toplantıda iyi şanslar.
- I just wanted to say good luck.
- Sadece iyi şanslar demek istedim.
- Sami was hoping for good luck.
- Sami iyi şans umuyordu.
- Good luck on your exam.
- Sınavında iyi şanslar.
- Some men are born to good luck.
- Bazı erkekler iyi şans için doğar.
- I had the good luck to find him at home.
- Onu evde bulacak kadar iyi şansım vardı.
- Good luck convincing him.
- Onu ikna etmekte iyi şanslar.
- He attributes his success to good luck.
- Başarısını iyi şansa bağlar.
- She attributed her success to good luck.
- Başarısını iyi şansa bağladı.
- I wish you good luck in the exam!
- Sınavda iyi şanslar dilerim!
- Good luck in life.
- Hayatta iyi şanslar.
- Good luck, you guys.
- İyi şanslar, çocuklar.
- Good luck on your date with Tom.
- Tom'la buluşmanda iyi şanslar.
- Good luck, you guys.
- İyi şanslar beyler.
- Good luck on your date.
- Randevunda iyi şanslar.
- I wish you all good luck.
- Hepinize iyi şanslar dilerim.
- Don't envy others for their good luck.
- İyi şanslarından dolayı diğerlerini kıskanma.
- He owes his success both to working hard and to good luck.
- Başarısını hem çok çalışmaya hem de iyi şansa borçlu.
- The people exulted over their good luck.
- İnsanlar iyi şanslarından ötürü sevinç içindeydiler.
- His success was mostly due to good luck.
- Onun başarısı çoğunlukla iyi şansa bağlıydı.
- Tom couldn't believe his good luck.
- Tom iyi şansına inanamadı.
- I wish you good luck.
- Sana iyi şanslar diliyorum.
- Tom wished Mary good luck.
- Tom Mary'ye iyi şans diledi.
- Wish you good luck on the exam.
- Sınavda iyi şanslar dilerim.
- Wish you good luck on the exam.
- Size sınavda iyi şans dilerim.
- Good luck on your date.
- Randevunuzda iyi şanslar.
- Goodbye and good luck.
- Güle güle ve iyi şanslar.
- He attributed his success to good luck.
- Başarısını iyi şansa bağladı.
- I came to wish you good luck.
- Sana iyi şanslar dilemeye geldim.
- Good-bye and good luck.
- Güle güle ve iyi şanslar.
- His success was mostly due to good luck.
- Başarısı çoğunlukla iyi şansa bağlıydı.
- This amulet brings me good luck.
- Bu muska bana iyi şans getirir.
- Good luck on your date with Tom.
- Tom'la randevunuzda iyi şanslar.
- We wished each other good luck.
- Birbirimize iyi şanslar diledik.
- I wish you good luck.
- Size iyi şanslar diliyorum.
- This coin will bring you good luck.
- Bu para size iyi şans getirecek.
- Tom wished Mary good luck.
- Tom Mary'ye iyi şanslar diledi.
- This is my good luck charm.
- Bu benim iyi şans tılsımım.
- He attributes his success to good luck.
- Başarısını iyi şansa bağlıyor.
- This coin will bring you good luck.
- Bu para sana iyi şans getirecek.
- I wish you good luck in the exam!
- Size sınavda iyi şans diliyorum.
- We wanted to wish you good luck.
- Sana iyi şanslar dilemek istedik.
- I've had good luck with this.
- Bununla ilgili iyi şansım vardı.
- He owes his success to good luck.
- Başarısını iyi şansa borçlu.
- Good luck, Tom.
- İyi şanslar, Tom.
- Good luck on the test!
- Sınavda iyi şanslar!
- Good-bye and good luck.
- Hoşça kal ve iyi şanslar.
- The people exulted over their good luck.
- İnsanlar iyi şansları için sevindiler.
- I wish Tom good luck.
- Tom'a iyi şanslar dilerim.
- Good luck this weekend.
- Bu hafta sonu iyi şanslar.
Show More (78)
|
2 |
good luck |
şans |
n. |
|
- I just want to say good luck.
- Sana sadece "iyi şanslar" demek istiyorum.
- Our success was due in part to good luck.
- Başarımız kısmen şans eseriydi.
- I don't have good luck, so I don't play pachinko or buy lottery tickets.
- Şansım iyi değil, bu yüzden pachinko oynamıyorum ya da piyango bileti almıyorum.
- Tom couldn't believe his good luck.
- Tom şansına inanamıyordu.
- As good luck would have it, a steamer passed by and they were saved.
- Şans eseri bir gemi geçti ve onlar kurtarıldı.
- Sami couldn't believe his good luck.
- Sami şansına inanamadı.
- Damn you, you always have good luck!
- Lanet olsun sana, şansın hep yaver gidiyor!
- You're my good luck charm.
- Sen benim şans meleğimsin.
- He owes his success both to working hard and to good luck.
- O, başarısını hem çok çalışmaya hem de şansına borçlu.
Show More (6)
|
3 |
good luck |
başarılar |
interj. |
|
- Thank you, and good luck in your next job.
- Teşekkür eder, bir sonraki işinizde başarılar dilerim.
- Good luck on the test!
- Testte başarılar!
- Good luck on your exam.
- Sınavında başarılar.
- Our success was due in part to good luck.
- Başarımız kısmen şansa bağlıydı.
Show More (2)
|
4 |
good luck |
bol şans |
n. |
|
- Good luck to anyone who can explain this to citizens in the European Union.
- Bunu Avrupa Birliği'ndeki vatandaşlara açıklayabilecek herkese bol şans.
- I wish the ombudsman courage and good luck in the future.
- Ombudsmana gelecekte cesaret ve bol şans diliyorum.
Show More (-1)
|
5 |
good luck |
kolay gelsin |
expr. |
|
- Good luck with that, Tom.
- Sana kolay gelsin, Tom.
Show More (-2)
|
6 |
good luck |
baht |
n. |
|
- Don't envy others for their good luck.
- Bahtları açık diye başkalarına haset etmeyiniz.
Show More (-2)
|
7 |
good luck |
uğur |
n. |
|
- You're my good luck charm.
- Sen benim uğurumsun.
Show More (-2)
|