|
- It does not give me the right or an Irish farmer the right to pick grapes or olives in the south of Spain.
- Bu bana ya da İrlandalı bir çiftçiye İspanya'nın güneyinde üzüm ya da zeytin toplama hakkı vermez.
- We can, of course, recognise the legitimacy of wine produced from organically grown grapes.
- Elbette organik olarak yetiştirilen üzümlerden üretilen şarabın meşruiyetini tanıyabiliriz.
- This wine is made from grapes.
- Bu şarap üzümden yapılıyor.
- She tossed me grapes and I tried to catch them with my mouth.
- Bana üzüm attı ve ben de ağzımla yakalamaya çalıştım.
- I don't like grapes.
- Üzüm sevmem.
- These grapes taste sour.
- Bu üzümlerin tadı ekşi.
- We grow grapes, corn and fruit trees.
- Üzüm, mısır ve meyve ağaçları yetiştiriyoruz.
- The black grapes are as sweet as the white ones.
- Siyah üzümler de beyazlar kadar tatlı.
- We spent the afternoon eating grapes.
- Biz öğleden sonrayı üzüm yiyerek geçirdik.
- We make grapes into wine.
- Üzümden şarap yapıyoruz.
- Tom read The Grapes of Wrath in high school.
- Tom lisede Gazap Üzümleri'ni okumuştu.
- These grapes are so sour that I can't eat them.
- Bu üzümler o kadar ekşi ki yiyemiyorum.
- Who bought these grapes?
- Bu üzümleri kim aldı?
- In September the grapes are ripe.
- Eylül'de üzümler olgunlaşır.
- I like grapes, but I can't eat too many of them.
- Üzümü severim ama çok fazla yiyemem.
- Those grapes look sweet, but in fact they're sour.
- Şu üzümler tatlı görünüyor ama aslında onlar ekşiler.
- How much is a kilo of grapes?
- Bir kilo üzüm ne kadar?
- I don't like grapes.
- Ben üzüm sevmem.
- The grapes of this vine are very good.
- Bu asmanın üzümleri çok güzel.
- The best time for grapes is September.
- Üzüm için en iyi zaman eylüldür.
- These grapes don't taste good.
- Bu üzümlerin tadı güzel değil.
- My dog is eating the grapes.
- Köpeğim üzümleri yiyor.
- In the years to come, the vine will give many grapes.
- Gelecek yıllarda, asma çok üzüm verecek.
- The black grapes are as sweet as the white ones.
- Siyah üzümler beyaz olanlar kadar tatlı.
- Turpan grapes are famous worldwide.
- Turpan üzümleri dünya çapında ünlüdür.
- The grapes are so sour that I can't eat them.
- Üzümler o kadar ekşi ki yiyemiyorum.
- The grapes from this vine are good.
- Bu asmanın üzümleri iyidir.
- Help yourself to some grapes.
- Kendine biraz üzüm al.
- She tossed me grapes and I tried to catch them with my mouth.
- O bana üzümleri attı ve ben ağzım ile onları yakalamaya çalıştım.
- We got many grapes.
- Bir sürü üzümümüz var.
- These grapes are so sour that I can't eat them.
- Bu üzümler o kadar ekşi ki onları yiyemem.
- Grapes are made into wine.
- Üzümler, şarap haline getirilir.
- Tomorrow I will harvest grapes.
- Yarın üzüm toplayacağım.
- Next year the vines will produce many grapes.
- Gelecek yıl bu asmalar çok üzüm üretecek.
- Grapes grow in bunches.
- Üzümler, salkımla yetişir.
- We spent the afternoon eating grapes.
- Öğleden sonrayı üzüm yiyerek geçirdik.
- Who brought these grapes?
- Bu üzümleri kim getirdi?
- Someone has brought us some grapes.
- Birisi bize üzüm getirmiş.
- Grapes grow in bunches.
- Üzümler, salkım halinde büyür.
- Tom doesn't like grapes.
- Tom üzüm sevmez.
- In September the grapes are ripe.
- Eylül ayında üzümler olgundur.
- Tomorrow I will harvest grapes.
- Yarın üzüm hasat edeceğim.
- Help yourself to some grapes.
- Üzümlerden alsanıza.
- Wine is made from grapes.
- Şarap üzümden yapılır.
- She is picking over a basket of grapes.
- Bir sepet üzüm topluyor.
- The grapes seem to be sour.
- Üzümler ekşi gibi görünüyor.
- Those grapes look sweet, but in fact they're sour.
- O üzümler tatlı görünüyor ama aslında ekşi.
- Which do you like best, apples, oranges or grapes?
- Elma, portakal ya da üzümden hangisini en çok seversin?
- These grapes are ripe.
- Bu üzümler olgunlaşmış.
- He was too short to get at the grapes.
- Üzümlere ulaşamayacak kadar kısaydı.
- Which do you like best, apples, oranges or grapes?
- En çok hangisini seviyorsun, elmayı mı, portakalı mı, üzümü mü?
- The grapes from this vine are good.
- Bu asmanın üzümleri güzel.
- Why don't we buy some grapes?
- Neden biraz üzüm almıyoruz?
- I like fruit such as grapes and peaches.
- Üzüm ve şeftali gibi meyveleri severim.
- Next year the vines will produce many grapes.
- Gelecek yıl asmalar çok üzüm verecek.
- How much are those grapes?
- Bu üzümler ne kadar?
- Who picked all the grapes?
- Bütün üzümleri kim topladı?
- These grapes are too sour to eat.
- Bu üzümler yemek için çok ekşi.
- The grapes of this vine are very good.
- Bu asmanın üzümleri çok iyi.
- The grapes are sour.
- Üzümler ekşi.
- My dog eats grapes.
- Köpeğim üzüm yiyor.
- I like fruit such as grapes and peaches.
- Üzüm ve şeftali gibi meyvelerden hoşlanırım.
- He makes wine from grapes.
- Üzümden şarap yapıyor.
- I like neither apples nor grapes.
- Ne elmayı ne de üzümü severim.
- Ria fed Tom with grapes.
- Ria, Tom'u üzümle besledi.
- Do you want some grapes?
- Biraz üzüm ister misin?
- Turpan grapes are famous worldwide.
- Turpan üzümleri dünyaca tanınmıştır.
- There are some grapes in the refrigerator.
- Buzdolabında biraz üzüm var.
- Someone has brought us some grapes.
- Birisi bize bir miktar üzüm getirdi.
- We grow grapes, corn and fruit trees.
- Biz üzüm, mısır ve meyve ağaçları yetiştiririz.
- We make grapes into wine.
- Üzümleri şarap yapıyoruz.
- I like grapes, but I can't eat so many.
- Üzümü severim ama o kadar çok yiyemem.
- He makes wine from grapes.
- O üzümlerden şarap yapar.
- Does Tom eat grapes?
- Tom üzüm yer mi?
- I like grapes.
- Üzümü severim.
- These grapes are too sour to eat.
- Bu üzümler yenmeyecek kadar ekşi.
- How much are the grapes?
- Üzüm ne kadar?
- These grapes are ripe.
- Bu üzümler olgun.
- Help yourself to some grapes.
- Üzümden alsana.
- The best time for grapes is September.
- Üzüm için en iyi zaman Eylül ayıdır.
- I like grapes.
- Üzüm severim.
- Grapes are made into wine.
- Üzümden şarap yapılır.
- These grapes are too sour to eat.
- Bu üzümler yenemeyecek kadar ekşi.
- The grapes seem to be sour.
- Üzümler ekşi görünüyor.
- This wine is made from grapes.
- Bu şarap üzümlerden yapılmıştır.
- Who ate all the grapes?
- Bütün üzümleri kim yedi?
- How much are the grapes?
- Üzümler ne kadar?
- I like grapes, but I can't eat so many.
- Üzüm severim fakat çok fazla yiyemem.
- I want to eat some grapes.
- Biraz üzüm yemek istiyorum.
- Tomorrow I will pick grapes.
- Yarın üzüm toplayacağım.
Show More (87)
|