|
- In this way, we can be certain that, in future, children only touch a football to play and to have fun with.
- Bu şekilde gelecekte çocukların futbol topuna sadece oynamak ve eğlenmek için dokunacaklarından emin olabiliriz.
- Learning, having fun and loving one another in your free time is a pleasure.
- Boş zamanlarınızda öğrenmek, eğlenmek ve birbirinizi sevmek bir zevktir.
- If you really want to have fun, bring your friends.
- Eğer gerçekten eğlenmek istiyorsanız, arkadaşlarınızı getirin.
- If I had the money, I would often go out and have fun.
- Param olsa, sık sık dışarı çıkar ve eğlenirim.
- We were always able to have fun.
- Her zaman eğlenebiliyorduk.
- Everybody except Tom seems to be having fun.
- Tom dışında herkes eğleniyor gibi görünüyor.
- Tom is having fun, isn't he?
- Tom eğleniyor, değil mi?
- I had fun playing cards with Tom.
- Tom'la kart oynarken çok eğlendim.
- Tom doesn't think that Mary is having fun.
- Tom, Mary'nin eğlendiğini düşünmüyor.
- I'm fairly certain Tom would have fun there.
- Tom'un orada eğleneceğinden oldukça eminim.
- Tom is having fun now, isn't he?
- Tom şimdi eğleniyor, değil mi?
- I'm having fun watching the children playing.
- Çocukların oyununu izlerken eğleniyorum.
- Now I'm having fun.
- Şimdi eğleniyorum.
- Didn't you have fun?
- Eğlenmedin mi?
- I like to have fun.
- Eğlenmeyi severim.
- I had fun dancing with Tom.
- Tom'la dans ederken çok eğlendim.
- I hope you guys had fun.
- İnşallah sizler eğlenmişsinizdir.
- We always had fun.
- Biz her zaman eğlendik.
- We always had fun.
- Hep eğlendik.
- Time flies when you're having fun.
- Eğlenirken zaman akıp gider.
- Tom doesn't seem to be having fun.
- Tom pek eğleniyor gibi görünmüyor.
- Let him have fun.
- Onun eğlenmesine izin ver.
- Tom said he wasn't having fun.
- Tom eğlenmediğini söyledi.
- Tom, Mary, John and Alice all seem to be having fun.
- Tom, Mary, John ve Alice hepsi eğleniyor gibi görünüyor.
- Are you having fun?
- Eğleniyor musun?
- You can't have fun all the time.
- Her zaman eğlenemezsin.
- It looks like Tom is having fun now.
- Tom şimdi eğleniyor gibi görünüyor.
- We had fun with it.
- Onunla eğlendik.
- Tom had fun talking to Mary.
- Tom, Mary ile konuşurken çok eğlendi.
- Did you have fun over the weekend?
- Hafta sonunda eğlendin mi?
- I promise we'll have fun.
- Eğleneceğimize söz veriyorum.
- I think Tom is having fun.
- Tom'un eğlendiğini düşünüyorum.
- She wanted to have fun.
- O, eğlenmek istedi.
- I had fun out there.
- Orada eğlendim.
- I'll go see if people are having fun in the other room.
- Diğer odada insanlar eğleniyor mu diye bakmaya gidiyorum.
- Tom had fun with it.
- Tom bununla eğlendi.
- Tom and Mary had fun together.
- Tom ve Mary birlikte eğlendi.
- Tom likes to have fun.
- Tom eğlenmeyi seviyor.
- Both Tom and Mary seemed to be having fun.
- Hem Tom hem de Mary eğleniyor gibiydi.
- I have fun teaching.
- Öğretirken eğleniyorum.
- Tom is going to have fun, too.
- Tom da eğlenecek.
- We lost, but we had fun.
- Kaybettik ama eğlendik.
- People really knew how to have fun in those days.
- O günlerde insanlar nasıl eğleneceklerini gerçekten biliyorlardı.
- We needed to have fun.
- Eğlenmeye ihtiyacımız vardı.
- Tom is probably going to have fun doing that.
- Tom muhtemelen bunu yaparken eğlenecek.
- We have fun here.
- Burada eğleniyoruz.
- Tom and Mary look like they're having fun.
- Tom ve Mary eğleniyor gibi görünüyorlar.
- Tom had fun talking with Mary.
- Tom, Mary ile konuşurken çok eğlendi.
- I wanted to have fun.
- Eğlenmek istedim.
- I hope you two have fun.
- Umarım eğleniyorsunuzdur.
- He had fun with her.
- Onunla eğlendi.
- Just have fun.
- Eğlenmene bak.
- Having fun keeps you young.
- Eğlenmek seni genç tutar.
- We did have fun together, didn't we?
- Biz birlikte eğlendik, değil mi?
- Did you have fun with Tom?
- Tom'la eğlendin mi?
- Tom had fun dancing with Mary.
- Tom, Mary ile dans ederken çok eğlendi.
- We had fun, didn't we?
- Eğlendik, değil mi?
- I wonder if Tom is having fun.
- Acaba Tom eğleniyor mu?
- He's always laughing and having fun.
- O her zaman güler ve eğlenir.
- You'd have fun.
- Eğlenirsin.
- Do you think Tom is having fun?
- Tom'un eğlendiğini düşünüyor musun?
- Are we having fun yet?
- Eğleniyor muyuz bakalım?
- Now have fun.
- Şimdi eğlenmene bak.
- Tom had fun with Mary and her friends.
- Tom, Mary ve arkadaşlarıyla eğlendi.
- Try to have fun at least once tonight.
- Bu gece en azından bir kere eğlenmeye çalış.
- We let them have fun.
- Bıraktık eğlensinler.
- We had fun dancing.
- Dans ederken eğlendik.
- They're all having fun now.
- Şimdi hepsi eğleniyor.
- Tom thought that Mary was having fun.
- Tom, Mary'nin eğlendiğini düşünüyordu.
- You'd have fun.
- Eğlenirdin.
- I'm sure you'd have fun doing that.
- Bunu yaparken eğleneceğinizden eminim.
- I'm here to have fun.
- Ben eğlenmeye geldim.
- No one lets me have fun anymore.
- Artık kimse eğlenmeme izin vermiyor.
- They're having fun.
- Onlar eğleniyorlar.
- Tom did have fun.
- Tom eğlendi.
- Try to look like you're having fun.
- Eğleniyormuş gibi görünmeye çalış.
- I just came here to have fun.
- Buraya sadece eğlenmeye geldim.
- Didn't you have fun?
- Sen eğlenmedin mi?
- Tom said Mary wasn't having fun.
- Tom Mary'nin eğlenmediğini söyledi.
- Yesterday we had fun.
- Dün eğlendik.
- We're having fun.
- Eğleniyoruz.
- I want Tom to have fun.
- Tom'un eğlenmesini istiyorum.
- As far as I can tell, Tom is having fun.
- Söyleyebileceğim kadarıyla Tom eğleniyor.
- I had fun at school today.
- Bugün okulda eğlendim.
- Aren't you having fun yet?
- Daha eğlenmiyor musun?
- Did you have fun last night?
- Dün gece eğlendin mi?
- Aren't you having fun?
- Eğlenmiyor musunuz?
- Did you have fun?
- Eğlendiniz mi?
- You guys having fun?
- Eğleniyor musunuz?
- I'm glad you had fun.
- Ben eğlendiğine memnun oldum.
- They seem to be having fun.
- Onlar eğleniyor gibi görünüyor.
- We have fun here.
- Biz burada eğleniriz.
- Tom just wanted to have fun.
- Tom sadece eğlenmek istedi.
- Tom had fun with it.
- Tom onunla eğlendi.
- I wasn't really having fun.
- Pek eğlenmiyordum.
- Is everyone having fun?
- Herkes eğleniyor mu?
- We have fun together.
- Birlikte eğleniyoruz.
- This is not exactly my idea of having fun.
- Bu tam olarak benim eğlenme fikrim değil.
- They seem to be having fun.
- Eğleniyor gibi görünüyorlar.
- We had fun at the party.
- Partide çok eğlendik.
- You don't seem to be having fun.
- Eğleniyor gibi görünmüyorsun.
- They look like they're having fun.
- Onlar eğleniyor gibi görünüyor.
- Tom may even be having fun.
- Tom eğleniyor bile olabilir.
- Are you ready to have fun?
- Eğlenmeye hazır mısın?
- I just like to have fun.
- Eğlenmeyi seviyorum.
- Let's have fun.
- Eğlenelim.
- I'm having fun.
- Ben eğleniyorum.
- I wasn't having fun.
- Ben eğlenmiyordum.
- I'm sure you'll have fun at Tom's party.
- Tom'un partisinde eğleneceğinden eminim.
- Have you been having fun?
- Eğleniyor musun?
- Except for Tom, everybody seems to be having fun.
- Tom dışında herkes eğleniyor gibi görünüyor.
- I'm glad you had fun.
- Eğlenmene sevindim.
- It's not that I don't like to have fun - I don't have time.
- Eğlenmeyi sevmediğimden değil, zamanım yok.
- Tom will have fun.
- Tom eğlenecek.
- We had fun that night!
- O gece çok eğlenmiştik!
- Try to look like you're having fun.
- Eğleniyorsun gibi görünmeye çalış.
- Tom said Mary seemed to be having fun.
- Tom, Mary'nin eğleniyor gibi göründüğünü söyledi.
- Time flies when you are having fun.
- Eğlenirken zaman uçup gidiyor.
- Tom says he's having fun.
- Tom eğlendiğini söylüyor.
- You guys must be having fun.
- Eğleniyor olmalısınız.
- We had fun playing cards.
- Kart oynarken çok eğlendik.
- They're all having fun now.
- Şimdi onların hepsi eğleniyor.
- They did have fun.
- Onlar eğlendi.
- Tom said Mary seemed to be having fun.
- Tom Mary'nin eğleniyor gibi göründüğünü söyledi.
- Do you want to have fun?
- Eğlenmek ister misin?
- I wonder if Tom is having fun.
- Tom'un eğlenip eğlenmediğini merak ediyorum.
- Tom appeared to be having fun.
- Tom eğleniyor gibi görünüyordu.
- Tom is going to have fun.
- Tom eğlenecek.
- He had fun with it.
- Onunla eğlendi.
- I had fun doing this.
- Bunu yaparken eğlendim.
- Tom and Mary said they had fun at your party.
- Tom ve Mary partinde eğlendiklerini söylediler.
- He just wants to have fun.
- O sadece eğlenmek istiyor.
- Time flies when you're having fun.
- Eğlenirken zaman uçup gidiyor.
- It sounds like you're having fun.
- Sen eğleniyorsun gibi görünüyor.
- I had fun dancing.
- Dans ederken çok eğlendim.
- You're going to have fun.
- Eğleneceksin.
- We've had fun, haven't we?
- Eğlendik, değil mi?
- We sure had fun, didn't we?
- Çok eğlendik, değil mi?
- I want to have fun.
- Eğlenmek istiyorum.
- Now that we're alone, let's have fun.
- Madem yalnızız, hadi eğlenelim.
- Aren't you having fun yet?
- Hâlâ eğlenmiyor musun?
- Tom and Mary said they had fun at your party.
- Tom ve Mary partinizde eğlendiklerini söylediler.
- It sounds like you're having fun.
- Eğleniyormuşsunuz gibi görünüyor.
- We were having fun.
- Eğleniyorduk.
- Tom must be having fun.
- Tom eğleniyor olmalı.
- Tom had fun walking in the park with Mary.
- Tom, Mary ile parkta yürürken çok eğlendi.
- Tom, Mary, John and Alice all seem to be having fun.
- Tom, Mary, John ve Alice eğleniyor gibi görünüyorlar.
- Tom thought that Mary was having fun.
- Tom Mary'nin eğlendiğini düşündü.
- Did you have fun at the party last night?
- Dün geceki partide eğlendin mi?
- They had fun with us.
- Bizimle eğlendiler.
- Tom said he was having fun, too.
- Tom kendisinin de eğlendiğini söyledi.
- I want you to have fun.
- Eğlenmeni istiyorum.
- I'm going to have fun.
- Ben eğlenmeye gidiyorum.
- She did have fun.
- O eğlendi.
- I thought we'd have fun together.
- Birlikte eğleneceğimizi düşündüm.
- Are you still having fun?
- Hâlâ eğleniyor musun?
- You seem to be having fun.
- Eğleniyor gibi görünüyorsun.
- Are you kids having fun?
- Siz çocuklar eğleniyor musunuz?
- We're going to have fun with this.
- Bununla eğleneceğiz.
- I'm here to have fun.
- Ben eğlenmek için buradayım.
- The boys just want to have fun.
- Çocuklar sadece eğlenmek istiyor.
- I always have fun when I go to Boston.
- Ben Boston'a gittiğimde her zaman eğlenirim.
- I had fun last night.
- Dün gece çok eğlendim.
- Didn't you ever put on rubber boots as a kid and have fun splashing water in puddles?
- Sen hiç bir çocuk olarak lastik çizmelerini giymedin mi ve su birikintisinde su sıçratarak eğlenmedin mi?
- We want you to have fun.
- Biz eğlenmeni istiyoruz.
- Why don't you just relax and have fun?
- Neden sadece rahatlayıp eğlenmiyorsun?
- We were always able to have fun.
- Biz her zaman eğlenebildik.
- You two look like you're having fun.
- İkiniz eğleniyor gibi görünüyorsunuz.
- It seems that everyone's having fun.
- Görünüşe göre herkes eğleniyor.
- If you were able to go camping with us, I think we'd all have fun.
- Bizimle kampa gelebilirseniz, sanırım hepimiz çok eğleniriz.
- How could you tell Tom wasn't having fun?
- Tom'un eğlenmediğini nasıl söyleyebilirsin?
- We did have fun together, didn't we?
- Beraber eğlendik, değil mi?
- Tom had fun with Mary.
- Tom, Mary ile eğlendi.
- We're probably going to have fun doing that.
- Muhtemelen bunu yaparken eğleneceğiz.
- I had fun in Boston.
- Boston'da çok eğlendim.
- It looked like Tom was having fun.
- Tom eğleniyormuş gibi görünüyordu.
- It seems that everybody's having fun.
- Herkes eğleniyormuş gibi görünüyor.
- We're going to have fun.
- Eğleneceğiz.
- You guys must be having fun.
- Siz eğleniyor olmalısınız.
- Even Tom was having fun today.
- Bugün Tom bile eğleniyordu.
- Go have fun.
- Eğlenmeye git.
- Tom said he thought Mary was having fun.
- Tom, Mary'nin eğlendiğini düşündüğünü söyledi.
- He had fun with it.
- O onunla eğlendi.
- Did you have fun in Boston?
- Boston'da eğlendin mi?
- Tom and Mary are going to have fun.
- Tom ve Mary eğlenecekler.
- Having fun keeps you young.
- Eğlenmek sizi genç tutar.
- You were too busy having fun to notice what was happening.
- Neler olduğunu fark edemeyecek kadar eğlenmekle meşguldün.
- Tom and Mary seem to be having fun.
- Tom ve Mary eğleniyor gibi görünüyorlar.
- Let them have fun.
- Onların eğlenmesine izin ver.
- I'm sure you'd have fun doing that.
- Eminim bunu yaparken eğlenirsin.
- Tom and Mary had fun together.
- Tom ve Mary birlikte eğlendiler.
- We had fun yesterday.
- Dün çok eğlendik.
- Tom is still having fun.
- Tom hâlâ eğleniyor.
- Tom actually seemed to be having fun.
- Tom gerçekten eğleniyor gibi görünüyordu.
- At least we had fun.
- En azından eğlendik.
- I thought we'd have fun together.
- Birlikte eğleniriz diye düşünmüştüm.
- We're still having fun.
- Hâlâ eğleniyoruz.
- Are you having fun yet?
- Eğleniyor musun?
- Have fun, but don't get lost.
- Eğlenin ama kaybolmayın.
- He was having fun.
- O eğleniyordu.
- Did you have fun over the weekend?
- Hafta sonu eğlendiniz mi?
- We did have fun.
- Biz eğlendik.
- He's always laughing and having fun.
- O her zaman gülüyor ve eğleniyor.
- They look like they're having fun.
- Eğleniyor gibi görünüyorlar.
- We had fun at Disneyland.
- Disneyland'de çok eğlendik.
- I hope they all have fun.
- Ben hepsinin eğlendiğini umuyorum.
- Have fun!
- Eğlenmenize bakın.
- Tom had fun with Mary.
- Tom, Mary ile birlikte eğlendi.
- I was having fun.
- Eğleniyordum.
- I'm actually having fun tonight.
- Aslında bu gece eğleniyorum.
- Aren't you having fun?
- Eğlenmiyor musun?
- I did have fun.
- Eğlendim.
- It seems like Tom is having fun.
- Tom eğleniyor gibi görünüyor.
- I had fun out there.
- Dışarıda çok eğlendim.
- Both Tom and Mary said that they had fun at your party.
- Hem Tom hem de Mary partinizde eğlendiklerini söylediler.
- I know how to have fun.
- Nasıl eğleneceğimi biliyorum.
- Everyone had fun.
- Herkes eğlendi.
- Tom had fun playing cards.
- Tom kart oynarken çok eğlendi.
- We were having fun.
- Biz eğleniyorduk.
- Did you have fun with Tom and Mary today?
- Bugün Tom ve Mary ile eğlendin mi?
- You two look like you're having fun.
- İkiniz çok eğleniyor gibi gözüküyorsunuz.
- Did you two have fun?
- Eğlendin mi?
- Are you still having fun?
- Hâlâ eğleniyor musunuz?
- I had fun with Tom.
- Tom'la eğlendim.
- Are you ready to have fun?
- Eğlenmek için hazır mısın?
- Let Tom have fun.
- Tom'un eğlenmesine izin ver.
- They're having fun.
- Eğleniyorlar.
- They said they were having fun.
- Eğlendiklerini söylediler.
- I'm sure that you'll have fun at Tom's party.
- Tom'un partisinde eğleneceğinden eminim.
- I'll go see if people are having fun in the other room.
- İnsanların diğer odada eğlenip eğlenmediklerini görmeye gideceğim.
- I hope you guys had fun.
- Umarım eğlenmişsinizdir.
- Did you have fun tonight?
- Bu gece eğlendin mi?
- I just tried to have fun.
- Eğlenmeye çalıştım.
- I'm sure you'll have fun at Tom's party.
- Tom'un partisinde eğleneceğinize eminim.
- Why don't you just relax and have fun?
- Neden sadece dinlenmiyorsun ve eğlenmiyorsun?
- Tom is going to have fun, isn't he?
- Tom eğlenecek, değil mi?
- The girls just want to have fun.
- Kızlar sadece eğlenmek istiyor.
- Let the kids have fun.
- Bırakın çocuklar eğlensin.
- It seems that you're not having fun in here.
- Görünüşe göre burada eğlenmiyorsunuz.
- We're having fun, right?
- Eğleniyoruz, değil mi?
- You seem to be having fun.
- Sen eğleniyor gibi görünüyorsun.
- We would have had fun if we had gone to the party.
- Partiye gitseydik eğlenirdik.
- Are you really having fun?
- Gerçekten eğleniyor musun?
- Did you two have fun?
- Siz ikiniz eğlendiniz mi?
- Tom could tell that Mary was having fun.
- Tom Mary'nin eğlendiğini söyleyebilirdi.
- Did Tom look like he was having fun?
- Tom eğleniyormuş gibi görünüyor muydu?
- We had fun yesterday.
- Dün eğlendik.
- He was having fun.
- Eğleniyordu.
- Tom doesn't know how to have fun.
- Tom nasıl eğleneceğini bilmiyor.
- I know how to have fun.
- Nasıl eğlenileceğini biliyorum.
- Tom had fun.
- Tom eğlendi.
- I had fun at school today.
- Bugün okulda çok eğlendim.
- I hope Tom has fun.
- Umarım Tom eğlenir.
- If you were able to go camping with us, I think we'd all have fun.
- Bizimle kamp yapmaya gidebilseydin, sanırım hepimiz eğlenirdik.
- Tom seemed to be having fun.
- Tom eğleniyor gibiydi.
- The kids are having fun.
- Çocuklar eğleniyor.
- They're having fun with it.
- Onunla eğleniyorlar.
- Tom appeared to be having fun.
- Tom eğleniyormuş gibi görünüyordu.
- Didn't you have fun tonight?
- Bu gece eğlenmedin mi?
- She wanted to have fun.
- Eğlenmek istiyordu.
- It's great to see Tom having fun again.
- Tom'u tekrar eğlenirken görmek harika.
- How could you tell Tom wasn't having fun?
- Tom'un eğlenmediğini nasıl anladın?
- I actually had fun tonight.
- Bu gece çok eğlendim.
- I came here to have fun.
- Buraya eğlenmeye geldim.
- I do like to have fun.
- Eğlenmekten hoşlanıyorum.
- We just want to have fun.
- Biz sadece eğlenmek istiyoruz.
- Tom and Mary look like they're having fun.
- Tom ve Mary eğleniyor gibi görünüyor.
- I'm probably going to have fun doing that.
- Muhtemelen bunu yaparken eğleneceğim.
- I hope you have fun.
- Eğlendiğini umuyorum.
- Tom is still having fun.
- Tom hala eğleniyor.
- Tom said that Mary seemed to be having fun.
- Tom, Mary'nin eğleniyormuş gibi göründüğünü söyledi.
- Let's have fun tonight.
- Bu gece eğlenelim.
- Did you have fun with Tom and Mary today?
- Bugün Tom ve Mary ile eğlendiniz mi?
- Tom didn't think that Mary was having fun.
- Tom Mary'nin eğlendiğini düşünmüyordu.
- It's great to see Tom having fun again.
- Tom'un tekrar eğlendiğini görmek harika.
- As far as I can tell, Tom is having fun.
- Anladığım kadarıyla Tom eğleniyor.
- Did Jane have fun at the concert last night?
- Jane dün geceki konserde eğlendi mi?
- We had fun with Tom.
- Tom'la çok eğlendik.
- It's not that I don't like to have fun, but I don't have time.
- Eğlenmeyi sevmediğimden değil, ama zamanım yok.
- I want to meet people and have fun.
- İnsanlarla tanışmak ve eğlenmek istiyorum.
- At least we had fun.
- En azından biz eğlendik.
- Tom knows how to have fun.
- Tom nasıl eğleneceğini biliyor.
- Let Tom have fun.
- Bırak Tom eğlensin.
- We had fun dancing.
- Dans ederek eğlendik.
- I had fun with it.
- Ben eğlendim.
- No one lets me have fun anymore.
- Artık hiç kimse eğlenmeme izin vermiyor.
- Let's have fun!
- Hadi eğlenelim!
- Let them have fun.
- Bırakın eğlensinler.
- They're having fun with it.
- Bununla eğleniyorlar.
- It's time to have fun.
- Eğlenme zamanı.
- We always have fun together.
- Hep birlikte eğleniriz.
- We all had fun.
- Hepimiz eğlendik.
- Mike had fun talking to Yumi.
- Mike Yumi ile konuşurken eğlendi.
- Tom just wanted to have fun.
- Tom sadece eğlenmek istiyordu.
- Aren't you having fun yet?
- Henüz eğlenmiyor musun?
- I had fun out there today.
- Bugün orada çok eğlendim.
- Now go have fun.
- Şimdi eğlenmeye git.
- Both Tom and Mary seemed to be having fun.
- Tom ve Mary'nin ikisi de eğleniyor gibi görünüyordu.
- You should have fun in Boston.
- Boston'da eğlenmelisin.
- Did Tom look like he was having fun?
- Tom eğleniyor gibi görünüyor muydu?
- Have fun.
- Eğlenmenize bakın.
- I had fun here.
- Burada eğlendim.
- I always have fun.
- Ben hep eğlenirim.
- Tom seems to be having fun.
- Tom eğleniyor gibi görünüyor.
- You can't have fun all the time.
- Sürekli eğlenemezsin.
- They did have fun.
- Onlar da eğlendi.
- We are not here to have fun.
- Biz eğlenmek için burada değiliz.
- We just have fun.
- Sadece eğleniyoruz.
- You should be having fun.
- Eğleniyor olmalısın.
- I always have fun when I go to Boston.
- Boston'a gittiğimde hep eğlenirim.
- Everyone wanted Tom to have fun.
- Herkes Tom'un eğlenmesini istiyordu.
- Tom said he was having fun, too.
- Tom da eğlendiğini söyledi.
- Are you having fun?
- Sen eğleniyor musun?
- We want to have fun with this.
- Bununla eğlenmek istiyoruz.
- We were just having fun.
- Sadece eğleniyorduk.
- We're not here to have fun.
- Buraya eğlenmeye gelmedik.
- Tom is having fun now.
- Tom şimdi eğleniyor.
- Both Tom and Mary said that they had fun at your party.
- Hem Tom hem de Mary partinde eğlendiklerini söylediler.
- I knew Tom wouldn't have fun doing that.
- Tom'un bunu yaparken eğlenmeyeceğini biliyordum.
- I'm going to have fun.
- Ben eğleneceğim.
- Did you have fun with her?
- Onunla eğlendin mi?
- I hope you're having fun.
- İnşallah eğleniyorsun.
- Tom may be having fun.
- Tom eğleniyor olabilir.
- Did you have fun with them?
- Onlarla eğlendin mi?
- Tom didn't think that Mary was having fun.
- Tom, Mary'nin eğlendiğini düşünmüyordu.
- At least you had fun.
- En azından eğlendin.
- Do you want to have fun?
- Eğlenmek istiyor musun?
- You'd tell me if you weren't having fun, right?
- Eğlenmiyor olsaydın bana söylerdin, değil mi?
- Tom had fun walking in the park with Mary.
- Tom Mary ile parkte yürüyerek eğlendi.
- I had fun doing that.
- Bunu yaparken eğlendim.
- Tom said that Mary wasn't having fun.
- Tom, Mary'nin eğlenmediğini söyledi.
- We had fun playing chess.
- Satranç oynarken çok eğlendik.
- We would have had fun if we had gone to the party.
- Partiye gitmiş olsaydık çok eğlenirdik.
- You were too busy having fun to notice what was happening.
- Sen ne olduğunu fark edemeyecek kadar eğlenmekle meşguldün.
- Even Tom was having fun today.
- Tom bile bugün eğleniyordu.
- I tried to make sure that everyone had fun.
- Herkesin eğlendiğinden emin olmaya çalıştım.
- Tom is obviously having fun.
- Tom belli ki eğleniyor.
- We're not here to have fun.
- Eğlenmek için burada değiliz.
- Tom said he was having fun.
- Tom eğlendiğini söyledi.
- Are we having fun yet?
- Eğleniyor muyuz?
- Tom and I had fun together.
- Tom ve ben birlikte çok eğlendik.
- We had fun at the party.
- Partide eğlendik.
- It looked like Tom was having fun.
- Tom eğleniyor gibi görünüyordu.
- Tom was having fun.
- Tom eğleniyordu.
- Tom had fun talking to Mary.
- Tom Mary ile konuşurken eğlendi.
- Tom and Mary seem to be having fun.
- Tom ve Mary eğleniyor gibi görünüyorlardı.
- I do like to have fun.
- Eğlenmeyi seviyorum.
- Have fun while you can.
- Yapabiliyorken eğlen.
- Do I look like I'm having fun?
- Eğleniyor gibi görünüyor muyum?
- Everybody seems to be having fun.
- Herkes eğleniyor gibi görünüyor.
- I wasn't really having fun.
- Ben gerçekten eğlenmiyordum.
- Tom had fun playing cards with Mary.
- Tom, Mary ile kart oynayarak eğlendi.
- Did you have fun?
- Eğlendin mi?
- Do I look like I'm having fun?
- Eğleniyor gibi mi görünüyorum?
- I hope they all have fun.
- Umarım hepsi eğlenir.
- Tom is having fun, right?
- Tom eğleniyor, değil mi?
- As far as I can tell, Tom is having fun.
- Bildiğim kadarıyla Tom eğleniyor.
- We're going to have fun, too.
- Biz de eğleneceğiz.
- It looks like Tom is having fun now.
- Tom şu an eğleniyor gibi görünüyor.
- It looks like Tom is having fun.
- Tom eğleniyor gibi görünüyor.
- It is easier to have fun than to work.
- Eğlenmek çalışmaktan daha kolaydır.
- Tom said Mary was having fun.
- Tom, Mary'nin eğlendiğini söyledi.
- You did have fun, didn't you?
- Eğlendin, değil mi?
- I had fun with Tom.
- Tom'la çok eğlendim.
- We had fun with Tom.
- Tom'la eğlendik.
- I thought we were having fun.
- Eğlendiğimizi sanıyordum.
- Now that we're alone, let's have fun.
- Artık yalnız olduğumuza göre, biraz eğlenelim.
- Try to have fun.
- Eğlenmeye çalış.
- Tom was also having fun.
- Tom aynı zamanda eğleniyordu.
- Have fun at the ball!
- Baloda eğlen.
- Tom isn't having fun.
- Tom eğlenmiyor.
- It is easier to have fun than to work.
- Eğlenmek, çalışmaktan daha kolaydır.
- We were having fun until you came.
- Sen gelene kadar eğleniyorduk.
- I think you'll have fun at Tom's party.
- Bence Tom'un partisinde eğleneceksiniz.
- We let them have fun.
- Onların eğlenmesine izin verdik.
- Tom actually seemed to be having fun.
- Tom gerçekten eğleniyor gibiydi.
- Tom said he thought that Mary was having fun.
- Tom, Mary'nin eğlendiğini düşündüğünü söyledi.
- We're going to have fun.
- Biz eğleneceğiz.
- We all have fun.
- Hepimiz eğleniyoruz.
- We want to have fun, too.
- Biz de eğlenmek istiyoruz.
- I hope you and your friend have fun here.
- Umarım sen ve arkadaşın burada eğlenirsiniz.
- Let the kids have fun.
- Çocukların eğlenmesine izin verin.
- Tom won't have fun there.
- Tom orada eğlenmeyecek.
- It's a school holiday tomorrow, so I'm planning to go somewhere and have fun.
- Yarın okullar tatil, o yüzden bir yerlere gidip eğlenmeyi planlıyorum.
- Everybody except Tom seems to be having fun.
- Tom hariç herkes eğleniyor gibi görünüyor.
- Tom taught me how to have fun.
- Tom bana nasıl eğleneceğimi öğretti.
- Have fun and come back soon.
- Eğlen ve yakında geri gel.
- You did have fun, didn't you?
- Sen eğlendin, değil mi?
- I'm probably going to have fun doing that.
- Muhtemelen onu yaparken eğleneceğim.
- Mike had fun talking to Yumi.
- Mike Yumi ile konuşurken çok eğlendi.
- I had fun last night.
- Dün gece eğlendim.
- Try to have fun at least once tonight.
- Bu gece en az bir kez eğlenmeye çalış.
- I have had fun.
- Ben eğlendim.
- Tom likes to have fun.
- Tom eğlenmeyi sever.
- We were just having fun.
- Biz sadece eğleniyorduk.
- Tom said that Mary had fun at your party.
- Tom, Mary'nin partinizde eğlendiğini söyledi.
- Don't you want to be having fun right now?
- Şu anda eğlenmek istemiyor musun?
- I wonder whether Tom is really having fun.
- Acaba Tom gerçekten eğleniyor mu?
- Try to have fun tonight.
- Bu gece eğlenmeye çalış.
- Tom did have fun.
- Tom çok eğlendi.
- I'll try to have fun tomorrow.
- Yarın eğlenmeye çalışacağım.
- Tom thinks Mary isn't having fun.
- Tom, Mary'nin eğlenmediğini düşünüyor.
- Mary did have fun.
- Mary eğlendi.
- Tom said Mary wasn't having fun.
- Tom, Mary'nin eğlenmediğini söyledi.
- I hope you're having fun.
- Umarım eğleniyorsunuzdur.
- Except for Tom, everybody seems to be having fun.
- Tom hariç, herkes eğleniyor gibi görünüyor.
- I'm having fun watching the children playing.
- Çocukların oynamasını izleyerek eğleniyorum.
- Now go have fun.
- Şimdi git eğlen.
- We are not here to have fun.
- Eğlenmek için burada değiliz.
- We had fun at Disneyland.
- Biz Disneyland'da eğlendik.
- They both seemed to be having fun.
- İkisi de eğleniyor gibiydi.
- We have fun together.
- Biz birlikte eğleniriz.
- We like to have fun.
- Eğlenmeyi severiz.
- We did have fun, didn't we?
- Eğlendik, değil mi?
- Tom had fun playing cards with Mary.
- Tom, Mary ile kart oynarken çok eğlendi.
- Do you think Tom is having fun?
- Sence Tom eğleniyor mu?
- I wonder whether Tom is really having fun.
- Tom'un gerçekten eğlenip eğlenmediğini merak ediyorum.
- We want you to have fun.
- Eğlenmenizi istiyoruz.
- Relax, have fun, and enjoy yourself.
- Rahatlayın, eğlenin ve keyfinize bakın.
- I hope you have fun.
- Umarım eğlenirsin.
- We're still having fun.
- Biz hâlâ eğleniyoruz.
- If I had the money, I would often go out and have fun.
- Eğer param olsaydı, sık sık dışarı çıkar ve eğlenirdim.
- I wasn't having fun, so I went home early.
- Eğlenmiyordum, bu yüzden eve erken gittim.
- I think you'll have fun at Tom's party.
- Tom'un partisinde eğleneceğini düşünüyorum.
- They both seemed to be having fun.
- İkisi de eğleniyor gibi görünüyordu.
- You guys go and have fun.
- Siz gidin ve eğlenin arkadaşlar.
- They're just jealous that we're having fun.
- Eğlenmemizi kıskanıyorlar sadece.
- I had fun in Boston.
- Boston'da eğlendim.
- Tom is having fun.
- Tom eğleniyor.
- Are we having fun yet?
- Eğleniyor muyuz bari?
- Everyone's having fun.
- Herkes eğleniyor.
- Now have fun.
- Şimdi eğlen.
- Tom could tell that Mary was having fun.
- Tom, Mary'nin eğlendiğini söyleyebilirdi.
- I wasn't having fun, so I went home early.
- Ben eğlenmiyordum, bu yüzden eve erken gittim.
- Tom looks like he's having fun.
- Tom eğleniyor gibi görünüyor.
- You'd tell me if you weren't having fun, right?
- Eğer eğlenmeseydin bana söylerdin, değil mi?
- It's a school holiday tomorrow, so I'm planning to go somewhere and have fun.
- Yarın okul tatil, bu yüzden bir yere gitmeyi ve eğlenmeyi planlıyorum.
- I had fun talking with Tom.
- Tom'la konuşurken eğlendim.
- We all have fun.
- Hepimiz eğleniriz.
- You were having fun, weren't you?
- Eğleniyordun, değil mi?
- I think Tom is having fun.
- Bence Tom eğleniyor.
- We had fun with them.
- Onlarla eğlendik.
- Didn't you ever put on rubber boots as a kid and have fun splashing water in puddles?
- Çocukken hiç lastik çizme giyip su birikintilerine su sıçratarak eğlenmediniz mi?
- We're here to have fun.
- Biz eğlenmek için buradayız.
- She did have fun.
- Çok eğlendi.
- Tom doesn't know how to have fun.
- Tom eğlenmeyi bilmiyor.
- We just relaxed and had fun.
- Rahatladık ve eğlendik.
- It's not that I don't like to have fun, but I don't have time.
- Ben eğlenmeyi sevmiyorum değil ama zamanım yok.
- Tom said that Mary seemed to be having fun.
- Tom, Mary'nin eğleniyor gibi göründüğünü söyledi.
- I had fun dancing.
- Dans ederek eğlendim.
- Let him have fun.
- Bırakın eğlensinler.
- Let's have fun!
- Eğlenelim!
- I'm actually having fun tonight.
- Bu gece gerçekten eğleniyorum.
- Tom thinks Mary wasn't having fun.
- Tom, Mary'nin eğlenmediğini düşünüyor.
- We're here to have fun.
- Eğlenmek için buradayız.
- Tom thinks Mary was having fun.
- Tom, Mary'nin eğlendiğini düşünüyor.
- Relax, have fun, and enjoy yourself.
- Rahatla, eğlen ve keyfine bak.
- We had fun playing chess.
- Satranç oynarken eğlendik.
- We like to have fun.
- Biz eğlenmeyi seviyoruz.
- Tom and I had fun together.
- Tom ve ben birlikte eğlendik.
- Did you have fun with him?
- Onunla eğlendin mi?
- I have had fun.
- Çok eğlendim.
- I had fun while it lasted.
- O sürerken eğlendim.
- It seems that everybody's having fun.
- Görünüşe göre herkes eğleniyor.
- We had fun that night!
- Biz o gece eğlendik!
- Aren't you having fun, Tom?
- Eğlenmiyor musun, Tom?
- Tom and I are having fun.
- Tom ve ben eğleniyoruz.
- I'm having fun.
- Eğleniyorum.
- It seems that you're not having fun in here.
- Burada eğlenmiyormuşsun gibi görünüyor.
- I wasn't having fun.
- Eğlenmiyordum.
- I had fun out there today.
- Bugün orada eğlendik.
- Tom had fun playing cards.
- Tom kart oynayarak eğlendi.
- As far as I can tell, Tom is having fun.
- Eğer yanılmıyorsam Tom eğleniyor.
- Tom knows how to have fun.
- Tom nasıl eğleneceğini bilir.
- Tom had fun dancing with Mary.
- Tom, Mary ile dans ederek eğlendi.
Show More (477)
|