headline - Inglés Turco Frases
Inglés Turco
headline manşet n.
  • The headline reads, 'He made a big mistake.'
  • Manşette 'Büyük hata yaptı' yazıyordu.
  • We do not need an escalation of press headlines.
  • Basın manşetlerinin tırmanmasına ihtiyacımız yok.
  • All the people who feature in today's headlines are flooding into Sangatte.
  • Bugünün manşetlerinde yer alan tüm insanlar Sangatte'ye akın ediyor.
Show More (4)
headline başlık n.
  • In the German press preview there was a headline that is very apt for this dossier.
  • Alman basınında bu dosya için çok uygun bir başlık vardı.
  • Could this be an arresting and, therefore, not very truthful headline?
  • Bu dikkat çekici ve dolayısıyla pek de gerçekçi olmayan bir başlık olabilir mi?
  • And the next headline will become the priority.
  • Ve bir sonraki başlık öncelik haline gelecektir.
Show More (3)
headline haber başlığı n.
  • Everyone was delighted by this morning's headlines.
  • Herkes bu sabahki haber başlıklarından memnundu.
  • Have you seen the headlines?
  • Haber başlıklarını gördün mü?
Show More (-1)
headline (gösteride) baş sanatçı olarak yer almak v.
  • Who is headlining this time at the concert?
  • Konserde bu defa ana grup hangisi?
Show More (-2)
headline manşet olmak v.
  • When the first man walked on the moon, it was headlined in all newspapers.
  • İlk insan Ay'da yürüdüğünde, bu tüm gazetelerde manşet olmuştu.
Show More (-2)