hesitant - Inglés Turco Frases
Inglés Turco
hesitant tereddütlü adj.
  • The baby goat took a hesitant step forward.
  • Yavru keçi ileri doğru tereddütlü bir adım attı.
  • The current COM in pigmeat is extremely flimsy and much too hesitant.
  • Domuz eti ile ilgili mevcut COM son derece zayıf ve çok fazla tereddütlüdür.
  • We are witnessing a hesitant global economic recovery.
  • Tereddütlü bir küresel ekonomik toparlanmaya tanık oluyoruz.
Show More (30)
hesitant kararsız adj.
  • Tom was hesitant at first.
  • Tom ilk başta kararsızdı.
  • Tom was hesitant.
  • Tom kararsızdı.
  • Tom told Mary that he'd be hesitant to do that.
  • Tom, Mary'ye bunu yapmakta kararsız olacağını söyledi.
Show More (6)