1 |
hybrid |
hibrit |
adj. |
|
- In some Member States there were no charges at all, while others used hybrid systems.
- Bazı Üye Devletlerde hiç ücret alınmazken diğerleri hibrit sistemler kullanmıştır.
- Should I buy a hybrid?
- Bir hibrit satın almalı mıyım?
- You could at least buy a hybrid.
- En azından bir hibrit alabilirsin.
- Tom encouraged Mary to buy a hybrid car.
- Tom, Mary'yi hibrit bir araba alması için teşvik etti.
- Should I buy a hybrid?
- Hibrit mi almalıyım?
- I drive a hybrid.
- Bir hibrit sürerim.
- I drive a hybrid.
- Hibrit kullanıyorum.
Show More (4)
|
2 |
hybrid |
melez |
adj. |
|
- What should we call this hybrid?
- Bu meleze ne isim vermeliyiz?
- This is a hybrid.
- Bu melez.
- This plant is a hybrid.
- Bu bitki bir melez.
- This is a hybrid.
- Bu bir melez.
- What should we call this hybrid?
- Bu meleze ne ad vermemiz gerekiyor?
Show More (2)
|
3 |
hybrid |
hibrid |
adj. |
|
- We unveil a new green initiative aimed at accelerating the adoption of plug-in hybrid electric vehicles.
- Fişli hibrid elektrikli araçların benimsenmesini hızlandırmayı amaçlayan yeni bir çevreci girişimi açıklıyoruz.
- Tom encouraged Mary to buy a hybrid car.
- Tom Mary'yi bir hibrid otomobil satın alması için teşvik etti.
- Do you drive a hybrid car?
- Hibrid bir araba mı kullanıyorsunuz?
- You could at least buy a hybrid.
- En azından bir hibrid satın alabilirdin.
Show More (1)
|
4 |
hybrid |
karma |
adj. |
|
- I find the Commission's amendment proposing a hybrid method particularly commendable.
- Komisyon'un karma bir yöntem öneren değişikliğini özellikle takdire şayan buluyorum.
Show More (-2)
|
5 |
hybrid |
hibrit araç |
n. |
|
- Do you drive a hybrid car?
- Hibrit araba mı kullanıyorsun?
Show More (-2)
|