| 1 |
impolite |
kaba |
adj. |
|
- I thought it was rather impolite not to give the Belgian Presidency the opportunity to answer.
- Belçika Başkanlığına cevap verme fırsatı vermemenin oldukça kaba olduğunu düşündüm.
- Tom was impolite.
- Tom kabaydı.
- It's very impolite of you to decline her invitation.
- Davetini geri çevirmeniz çok kaba bir davranış.
- Are you saying I'm impolite?
- Kaba olduğumu mu söylüyorsun?
- I think Tom is impolite.
- Sanırım Tom kaba.
- Tom said that Mary had been impolite.
- Tom, Mary'nin kaba olduğunu söyledi.
- Tom told me that he thought Mary had been impolite.
- Tom bana Mary'nin kaba olduğunu düşündüğünü söyledi.
- What is impolite in one culture may not be impolite in another.
- Bir kültürde kaba olan şey, başka bir kültürde kaba olmayabilir.
- The only thing that mattered to Tom was that we weren't impolite to his boss.
- Tom için önemli olan tek şey patronuna kaba davranmamamızdı.
- It is very impolite of you to decline their invitation.
- Onların davetini reddetmeniz çok kaba bir davranış.
- Tom told me that he thought Mary had been impolite.
- Tom bana Mary'nin kaba davrandığını düşündüğünü söyledi.
- Tom is very impolite.
- Tom çok kaba.
- It is very impolite of him to decline our invitation.
- Davetimizi reddetmesi çok kaba bir davranış.
- Tom was extremely impolite.
- Tom çok kabaydı.
- You're being very impolite.
- Çok kaba davranıyorsun.
- Tom was extremely impolite.
- Tom son derece kabaydı.
- I think it is best not to be impolite.
- Kaba olmamak en iyisi.
- That is a very impolite question.
- Bu çok kaba bir soru.
- It is very impolite of him to decline her invitation.
- Davetini reddetmesi çok kaba bir davranış.
- What is impolite in one culture may not be impolite in another.
- Bir kültürde kaba olan başka bir kültürde kaba olmayabilir.
- Nobody likes impolite salesmen.
- Kimse kaba satıcıları sevmez.
- Do you not know that it's impolite to ask a woman how old she is?
- Bir kadına kaç yaşında olduğunu sormanın kaba olduğunu bilmiyor musun?
- You are impolite.
- Çok kabasın.
- You're impolite.
- Çok kabasın.
- It is very impolite of her to decline their invitation.
- Davetlerini reddetmesi çok kaba bir davranış.
- Due to his impolite behavior toward a customer, Tom was immediately fired.
- Bir müşteriye karşı kaba davranışı nedeniyle Tom hemen kovuldu.
- It is very impolite of them to decline my invitation.
- Davetimi reddetmeleri çok kaba bir davranış.
- Tom was very impolite.
- Tom çok kabaydı.
- It is very impolite of them to decline our invitation.
- Davetimizi reddetmeleri çok kaba bir davranış.
- What you said was impolite.
- Söylediğin şey kabaydı.
- It is very impolite of him to decline my invitation.
- Davetimi reddetmesi çok kaba bir davranış.
- I think Tom is impolite.
- Bence Tom kaba biri.
- It is very impolite of him to decline their invitation.
- Davetlerini reddetmesi çok kaba bir davranış.
- I think it is best not to be impolite.
- Sanırım kaba olmamak en iyisi.
- You're being impolite.
- Kaba davranıyorsun.
- It is very impolite of her to decline my invitation.
- Onun davetimi reddetmesi çok kaba bir davranış.
- Tom is impolite.
- Tom kabadır.
- Because of his impolite reply, she got angry and slapped his face.
- Kaba cevabı yüzünden sinirlendi ve yüzüne tokat attı.
- What Tom said was impolite.
- Tom'un söylediği şey kabaydı.
- I was impolite.
- Ben kabaydım.
- Tom had no idea that he was being impolite.
- Tom'un kaba olduğuna dair hiçbir fikri yoktu.
- Tom apologized to Mary for his son's impolite remarks.
- Tom, oğlunun kaba sözleri için Mary'den özür diledi.
- I was impolite.
- Çok kabaydım.
- It is very impolite of you to decline my invitation.
- Davetimi reddetmeniz çok kaba bir davranış.
- I think it is best not to be impolite.
- Bence kaba olmamak en iyisi.
- Tom said that Mary had been impolite.
- Tom, Mary'nin kaba davrandığını söyledi.
Show More (43)
|
| 2 |
impolite |
terbiyesiz |
adj. |
|
- It was impolite of him to do so.
- Öyle yapması terbiyesizlikti.
Show More (-2)
|
| 3 |
impolite |
kibar olmayan |
adj. |
|
- It is impolite, or even gross, to smell food in Tanzania.
- Tanzanya'da yiyecek koklamak, kibar olmayan hatta çok görgüsüzce bir davranıştır.
Show More (-2)
|
| 4 |
impolite |
nezaketsiz |
adj. |
|
- You are impolite.
- Sen nezaketsizsin.
Show More (-2)
|
