|
- Togo is asking for financial support to hold parliamentary elections in October.
- Togo Ekim ayında yapılacak parlamento seçimleri için mali destek istiyor.
- This is the second session that we are holding in October.
- Bu, Ekim ayında düzenlediğimiz ikinci oturumdur.
- The Data Protection Act should have entered into force in the Member States in October.
- Veri Koruma Yasası'nın Ekim ayında Üye Devletlerde yürürlüğe girmesi gerekiyordu.
- This was blatantly obvious at the last meeting of the ACP/EU joint parliamentary assembly in Brussels in October.
- ACP/AB ortak parlamenter asamblesinin Ekim ayında Brüksel'de yapılan son toplantısında bu durum açıkça görülmüştür.
- The issue will be tackled at the meeting of the Justice and Home Affairs Council in October.
- Konu Ekim ayında yapılacak Adalet ve İçişleri Konseyi toplantısında ele alınacaktır.
- Togo is asking for financial support to hold parliamentary elections in October.
- Togo, Ekim ayında parlamento seçimlerini gerçekleştirmek için mali destek istiyor.
- That rule states that the Commission shall present its Annual Legislative Programme in October.
- Bu kural, Komisyon'un Yıllık Yasama Programını Ekim ayında sunacağını belirtmektedir.
- At the last European Council meeting, in October, the EU welcomed the new reform work in Turkey.
- Ekim ayındaki son Avrupa Konseyi toplantısında AB, Türkiye'deki yeni reform çalışmalarını memnuniyetle karşılamıştır.
- As you know, in October ISIS published the news that four of the Community's cod stocks are close to collapse.
- Bildiğiniz gibi Ekim ayında IŞİD, Topluluğun morina rezervlerinden dördünün tükenmeye yakın olduğu haberini yayınladı.
- So it is not the case that in October they only received 11%.
- Yani Ekim ayında sadece %11'ini almış olmaları söz konusu değildir.
- The report the Commission presented on Turkey in October was based on objective information that no one disputed.
- Komisyon'un Ekim ayında Türkiye hakkında sunduğu rapor, kimsenin itiraz etmediği objektif bilgilere dayanıyordu.
- Item 2 states that, in October, 25% of the Fund must be available as a matter of obligation.
- Madde 2, Ekim ayında Fon'un %25'inin bir zorunluluk olarak hazır bulundurulması gerektiğini belirtmektedir.
- The second year's report was made only 11 months later, and this year the report is actually in October.
- İkinci yılın raporu sadece 11 ay sonra hazırlandı ve bu yıl rapor aslında Ekim ayında hazırlandı.
- He then released the song "Sofa" in October.
- Daha sonra Ekim ayında "Sofa" şarkısını çıkardı.
- He then released the song "Sofa" in October.
- Ekim ayında "Sofa" adlı şarkısını yayınladı.
- He then released the song "Sofa" in October.
- Daha sonra Ekim ayında "Sofa" şarkısını yayınladı.
- We have a lot of very fine days in October.
- Ekim ayında çok güzel günlerimiz var.
- I'm getting married in October.
- Ekim ayında evleniyorum.
- Tom died in October three years ago.
- Tom üç yıl önce ekim ayında öldü.
- My wife left me in October.
- Karım ekim ayında beni terk etti.
- They were married in October of 1975.
- 1975'in Ekim ayında evlendiler.
- I hope to see you in October.
- Seni ekim ayında görmeyi umuyorum.
- We're getting married in October.
- Ekim ayında evleniyoruz.
- Do you get much rain here in October?
- Burada ekim ayında çok yağmur yağar mı?
- There was a suggestion that the general meeting should take place in October.
- Genel kurulun Ekim ayında yapılması önerisi vardı.
- Tom was killed in October.
- Tom Ekim ayında öldürüldü.
- I was in Boston in October.
- Ekim ayında Boston'daydım.
- Tom pled not guilty in October.
- Tom ekim ayında suçu kabul etmedi.
- Tom and Mary plan to get married in October.
- Tom ve Mary Ekim ayında evlenmeyi planlıyorlar.
- One day in October, when Sadako awoke, she found her mother crying.
- Ekim ayında bir gün Sadako uyandığında annesinin ağladığını fark etti.
- Tom and Mary have decided to get married in October.
- Tom ve Mary ekim ayında evlenmeye karar verdiler.
- Ask me again in October.
- Ekim ayında yine bana sor.
- Tom's trial started in October.
- Tom'un davası ekim ayında başladı.
- Tom told Mary that he'd go to Boston in October.
- Tom Mary'ye Ekim ayında Boston'a gideceğini söyledi.
- I'll be retiring in October.
- Ekim ayında emekli olacağım.
- I'll leave in October.
- Ekim ayında ayrılacağım.
- See you in October.
- Ekim ayında görüşürüz.
- Are there any national holidays in October?
- Ekim ayında resmî tatil var mı?
- Tom told Mary that he'd go to Boston in October.
- Tom, Mary'ye Ekim ayında Boston'a gideceğini söyledi.
- Dues are collected in October.
- Aidatlar ekim ayında toplanır.
- Tom was released from prison in October.
- Tom ekim ayında hapishaneden serbest bırakıldı.
- Tom and Mary were still married to each other in October, but I think they are divorced now.
- Tom ve Mary Ekim ayında hâlâ evliydiler ama sanırım artık boşandılar.
- I return to Boston in October.
- Ekim ayında Boston'a geri dönüyorum.
- Tom's wife left him in October.
- Tom'un karısı onu ekim ayında terk etti.
- Tom is going to go to Boston in October.
- Tom Ekim ayında Boston'a gidecek.
- In October of 2013, Tom retired from coaching.
- 2013 yılının Ekim ayında Tom koçluktan emekli oldu.
- This picture was taken in October.
- Bu resim Ekim ayında çekildi.
- Tom and Mary plan on getting married in October.
- Tom ve Mary Ekim ayında evlenmeyi planlıyorlar.
- Tom visited Mary in Boston in October.
- Tom Ekim ayında Mary'i Boston'da ziyaret etti.
- In October, I was in Boston.
- Ekim ayında Boston'daydım.
- If I remember correctly, Tom and Mary got married in October of 2003.
- Yanlış hatırlamıyorsam, Tom ve Mary 2003 yılının Ekim ayında evlendiler.
- I'm retiring in October.
- Ekim ayında emekliye ayrılıyorum.
- Tom got out of jail in October.
- Tom Ekim ayında hapisten çıktı.
Show More (50)
|
|
- This important work led the Commission to amend its own Rules of Procedure in October 2000.
- Bu önemli çalışma Komisyon'un Ekim 2000'de kendi İç Tüzüğünü değiştirmesine yol açtı.
- Paragraph 2 legitimises the regime following the recent elections in October 2002.
- Paragraf 2, Ekim 2002'de yapılan son seçimlerin ardından rejimi meşrulaştırmaktadır.
- After the Tampere Summit in October 1999, however, the Commission approached the task with a positive outlook.
- Ancak Ekim 1999'daki Tampere Zirvesi'nden sonra Komisyon, göreve olumlu bir bakış açısıyla yaklaşmıştır.
- Let me remind you that ICANN was created in October 1998 in order to stand up to American hegemony in Internet running.
- ICANN'in Ekim 1998'de İnternet yönetiminde Amerikan hegemonyasına karşı durmak için kurulduğunu hatırlatmak isterim.
- Two have died, the most recent from tonsillitis in October 2001.
- En sonuncusu Ekim 2001'de bademcik iltihabından olmak üzere iki kişi ölmüştür.
- Two have died, the most recent from tonsillitis in October 2001.
- İkisi öldü, en sonuncusu Ekim 2001'de bademcik iltihabından öldü.
- Paragraph 2 legitimises the regime following the recent elections in October 2002.
- Paragraf 2, Ekim 2002'deki son seçimlerin ardından rejimi meşrulaştırmaktadır.
- This important work led the Commission to amend its own Rules of Procedure in October 2000.
- Bu önemli çalışma Komisyon'un Ekim 2000'de kendi İçtüzüğünü değiştirmesine yol açmıştır.
- EU Heads of Mission visited the region in October 2001.
- AB Misyon Başkanları Ekim 2001'de bölgeyi ziyaret etti.
- This evaluation concerns the situation in October 1998.
- Bu değerlendirme, Ekim 1998'deki durumla ilgilidir.
- Since Tampere in October 1999, the European Commission has brought forward a number of proposals for directives.
- Ekim 1999'da Tampere'den bu yana Avrupa Komisyonu bir dizi yönerge önerisi getirmiştir.
- Tom left Boston in October of 2013.
- Tom 2013 Ekim'inde Boston'dan ayrıldı.
- Fall begins in October.
- Güz, Ekim'de başlar.
- Tom and Mary got married in October.
- Tom ve Mary Ekimde evlendiler.
- The unemployment rate in the US in october 2015 was 5 percent, the lowest level since April 2008.
- ABD'de işsizlik oranı Ekim 2015'te yüzde 5 ile Nisan 2008'den bu yana en düşük seviyeye indi.
- I heard that Tom and Mary will get married in October.
- Tom ve Mary'nin Ekim'de evleneceğini duydum.
- I'll leave in October.
- Ekim'de ayrılacağım.
- Tom said that he'd be back in October.
- Tom Ekim'de döneceğini söyledi.
- Tom's birthday is in October and mine is in November.
- Tom'un doğum günü ekim'de, benimki kasım'da.
- We'll meet again in October.
- Ekim'de tekrar buluşacağız.
- Tom resigned in October.
- Tom Ekim'de istifa etti.
- Tom and Mary plan to get married in October.
- Tom ve Mary Ekim'de evlenmeyi planlıyorlar.
- Tom started his blog in October.
- Tom blogunu ekimde açtı.
- Tom will be ready in October.
- Tom Ekim'de hazır olacak.
- The German unemployment rate was 4.5 percent in October 2015, the lowest level since 1981.
- Almanya'da işsizlik oranı Ekim 2015'te yüzde 4,5 ile 1981'den bu yana en düşük seviyede gerçekleşmiştir.
- Recruitment starts in October.
- İşe alım ekim'de başlıyor.
- Tom has a birthday in October.
- Tom'un Ekim'de doğum günü var.
- Construction started in October.
- İnşaat Ekim'de başladı.
- Tom left the band in October.
- Tom Ekim'de gruptan ayrıldı.
- Tom and Mary will get married in October.
- Tom ve Mary Ekim'de evlenecekler.
- Classes started in October.
- Dersler ekimde başladı.
- Did Tom go to Boston in October?
- Tom Ekim'de Boston'a gitti mi?
- Tom died in October 2013.
- Tom Ekim 2013'te öldü.
- Tom's birthday is in October.
- Tom'un doğum günü Ekim'de.
- Tom and Mary got married in October 2013.
- Tom ve Mary Ekim 2013'te evlendiler.
- Tom's trial will begin in October.
- Tom'un davası ekimde başlayacak.
- I'm getting married in October.
- Ekim'de evleniyorum.
- Tom said he'll go to Boston in October.
- Tom ekimde Boston'a gideceğini söyledi.
- My birthday is in October.
- Doğum günüm Ekim'de.
- Tom and Mary are going to get hitched in October.
- Tom ve Mary Ekim'de evlenecekler.
- We're going to get married in October.
- Ekim'de evleneceğiz.
- Tom is going to be thirty years old in October.
- Tom Ekim'de otuz yaşında olacak.
- I return to Boston in October.
- Boston'a Ekim'de döneceğim.
- Ask me again in October.
- Ekim'de tekrar sor.
- Tom and I are getting married in October.
- Tom ve ben Ekim'de evleniyoruz.
- I'm going to be thirty in October.
- Ekim'de otuz olacağım.
- Tom was diagnosed with colon cancer in October of 2013.
- Tom'a Ekim 2013'te kolon kanseri teşhisi kondu.
Show More (44)
|