| 1 |
in the back |
arkasında |
expr. |
|
- Tom usually sits in the back of the classroom.
- Tom genellikle sınıfın arkasında oturur.
- I took Tom to the hospital in the back of my pickup truck.
- Tom'u kamyonetimin arkasında hastaneye götürdüm.
- Tom said he thought he heard Mary snoring in the back of the classroom.
- Tom, Mary'nin sınıfın arkasında horladığını duyduğunu söyledi.
- Sami and Layla had sex in the back of the car.
- Sami ve Layla arabanın arkasında seks yaptılar.
- Black people had to sit in the back of the bus, or stand if the back was full.
- Siyahlar otobüsün arkasında oturmak ya da arka taraf doluysa ayakta durmak zorundaydı.
- He has eyes in the back of his head.
- Kafasının arkasında gözleri var.
- They told me I had to sit in the back of the bus.
- Bana otobüsün arkasında oturmam gerektiğini söylediler.
- I prefer to sit in the back of the classroom.
- Sınıfın arkasında oturmayı tercih ederim.
- Tom slept in the back of the minivan.
- Tom minibüsün arkasında uyudu.
- I really don't want to sit in the back of the bus.
- Otobüsün arkasında oturmak istemiyorum.
- I think what you're looking for is in the back of the closet.
- Sanırım aradığın şey dolabın arkasında.
- The child sits in the back of the car while the parents sit in front.
- Ebeveynleri önde otururken çocuk arabanın arkasında oturur.
- The police told Tom to sit in the back of the patrol car.
- Polis Tom'a devriye arabasının arkasında oturmasını söyledi.
- Sami and Layla had sex in the back of the car.
- Sami ve Leyla arabanın arkasında seks yaptılar.
- Several students in the back of the classroom laughed quietly.
- Sınıfın arkasındaki birkaç öğrenci sessizce güldüler.
- Sami was in the back of the store.
- Sami mağazanın arkasındaydı.
- I always sit in the back of the classroom.
- Her zaman sınıfın en arkasında otururum.
- I found this in the back of the pantry.
- Bunu kilerin arkasında buldum.
- Dan had a huge garage in the back of his house.
- Dan'in evinin arkasında büyük bir garajı vardı.
- They kissed in the back of the car.
- Arabanın arkasında öpüştüler.
- Several students in the back of the classroom laughed quietly.
- Sınıfın arkasındaki birkaç öğrenci sessizce güldü.
- Tom found what he was looking for in the back of the closet.
- Tom aradığı şeyi dolabın arkasında buldu.
- Tom sat in the back of the classroom, looking bored.
- Tom sınıfın arkasında oturdu, sıkılmış görünüyordu.
- Several students in the back of the classroom were texting.
- Sınıfın arkasındaki birkaç öğrenci mesajlaşıyordu.
- They told me I had to sit in the back of the bus.
- Onlar bana otobüsün arkasında oturmam gerektiğini söylediler.
- They kissed in the back of the car.
- Onlar arabanın arkasında öpüştüler.
- They were suddenly aware of a noise in the back of the room.
- Onlar aniden odanın arkasındaki bir gürültünün farkındaydılar.
- Tom likes to sit in the back of the classroom next to the door.
- Tom kapının yanındaki sınıfın arkasında oturmayı seviyor.
- Several students in the back of the classroom were sleeping.
- Sınıfın arkasındaki birkaç öğrenci uyuyordu.
- I always sit in the back of the classroom.
- Ben hep sınıfın arkasında otururum.
- I took Tom to the hospital in the back of my pickup truck.
- Tom'u pikap kamyonumun arkasında hastaneye götürdüm.
- I couldn't find a seat, so I stood in the back of the auditoriumn.
- Bir koltuk bulamadım, o yüzden de oditoryumun arkasında durdum.
- Tom is in the back of the auditorium.
- Tom oditoryumun arkasında.
- Tom always sits in the back of the classroom.
- Tom her zaman sınıfın en arkasında oturur.
- Tom is standing in the back of the room.
- Tom odanın arkasında duruyor.
- He usually sits in the back of the classroom.
- Genelde sınıfın arkasında oturur.
- Tom sat in the back of the classroom.
- Tom sınıfın en arkasında oturuyordu.
- I usually try to sit in the back of the classroom.
- Genellikle sınıfın arkasında oturmaya çalışırım.
- He was fighting for his life in the back of an ambulance.
- Ambulansın arkasında yaşam savaşı veriyordu.
- Several students in the back of the classroom were sleeping.
- Sınıfın arkasındaki birkaç öğrenci uyuyorlardı.
- Tom found what he was looking for in the back of the closet.
- Tom aradığını dolabın arkasında buldu.
- The child sits in the back of the car while the parents sit in front.
- Anne baba önde otururken çocuk arabanın arkasında oturuyor.
- I usually try to sit in the back of the classroom.
- Genelde sınıfın en arkasında oturmaya çalışırım.
- He has eyes in the back of his head.
- Onun başının arkasında gözleri vardır.
- I really don't want to sit in the back of the bus.
- Gerçekten otobüsün arkasında oturmak istemiyorum.
- Dan had a huge garage in the back of his house.
- Dan'ın evinin arkasında büyük bir garajı vardı.
- Tom was born in the back of a taxi.
- Tom bir taksinin arkasında doğdu.
Show More (44)
|
| 2 |
in the back |
arkada |
expr. |
|
- Please check out these customers while I see if we have any more of those items in the back.
- Ben arkada başka ürünümüz olup olmadığına bakarken lütfen bu müşterilerin ödemesini alın.
- I wasn't sure if I should sit in the front or in the back.
- Önde mi arkada mı oturmam gerektiğinden emin değildim.
- Why does Tom have to sit in the back today?
- Tom bugün neden arkada oturmak zorunda?
- You have to sit in the back.
- Arkada oturmak zorundasın.
- Tom will be sitting in the back.
- Tom arkada oturuyor olacak.
- Tom is in the back with Mary.
- Tom arkada Mary ile birlikte.
- Please park in the back.
- Lütfen arkada park edin.
- Tom is in the back with Mary.
- Tom, Mary ile arkada.
- Tom is sitting in the back.
- Tom arkada oturuyor.
- Let's sit in the back.
- Arkada oturalım.
- Tom told Mary she could sit in the back.
- Tom Mary'ye arkada oturabileceğini söyledi.
- Tom plans on sitting in the back.
- Tom arkada oturmayı planlıyor.
- Tom will be sitting in the back.
- Tom arkada oturacak.
- I sat in the back.
- Ben arkada oturdum.
- Why does Tom have to sit in the back today?
- Tom neden bugün arkada oturmak zorunda?
- I wasn't sure whether I should sit in the front or in the back.
- Önde mi arkada mı oturmam gerektiğinden emin değildim.
- Sami was in the back.
- Sami arkadaydı.
- I sat in the back.
- Arkada oturdum.
- Tom told Mary she could sit in the back.
- Tom, Mary'ye arkada oturabileceğini söyledi.
- Tom sat in the back.
- Tom arkada oturdu.
- Tom wants to sit in the back.
- Tom arkada oturmak istiyor.
- Tom always sits in the back.
- Tom her zaman arkada oturur.
- You have to sit in the back.
- Arkada oturmak zorundasınız.
- Tom always sits in the back.
- Tom hep arkada oturur.
- Tom and Mary sat way in the back.
- Tom ve Mary epey arkalarda oturuyorlardı.
Show More (22)
|
| 3 |
in the back |
arkadan |
adv. |
|
- I trusted them, and they stabbed me in the back.
- Onlara güvenmiştim ve beni arkadan bıçakladılar.
- I trusted him, and he stabbed me in the back.
- Ona güvendim ve o beni arkadan bıçakladı.
- One of them hit me in the back.
- Bunlardan biri bana arkadan vurdu.
- I trusted her, and she stabbed me in the back.
- Ona güvendim ve o beni arkadan bıçakladı.
- You can't shoot Tom in the back.
- Tom'u arkadan vuramazsın.
- He tried to stab me in the back.
- O beni arkadan bıçaklamaya çalıştı.
Show More (3)
|
