|
- Our attitude remains the same, whether in the Chamber of the European Parliament or in the street.
- İster Avrupa Parlamentosu'nda ister sokakta olsun, tavrımız aynıdır.
- No fighting and 5 million French in the street .
- Savaş yok ve sokakta 5 milyon Fransız var.
- No fighting and 5 million French in the street .
- Kavga yok ve 5 milyon Fransız sokakta.
- In the street was total silence.
- Sokakta tam bir sessizlik vardı.
- No one was to be seen in the street.
- Sokakta kimse görünmüyordu.
- It is dangerous for children to play in the street.
- Çocukların sokakta oynaması tehlikelidir.
- I saw a drunk lying in the street.
- Sokakta yatan bir sarhoş gördüm.
- In the street, flags are flying.
- Sokakta bayraklar dalgalanıyor.
- Tom noticed a drunkard lying in the street.
- Tom sokakta yatan bir ayyaşı fark etti.
- We met our neighbor in the street.
- Sokakta komşumuzla karşılaştık.
- You know, I came across him in the street the other day, we stopped to chat.
- Biliyorsun, geçen gün sokakta onunla karşılaştık, biz konuşmak için durduk.
- Tom met his former schoolmate in the street and acted as if he hadn't known him.
- Tom eski okul arkadaşıyla sokakta karşılaştı ve sanki onu hiç tanımıyormuş gibi davrandı.
- He lectured the boy about not playing in the street.
- O, çocuğa sokakta oynamama hakkında ders verdi.
- I did not see anyone in the street.
- Ben sokakta kimseyi görmedim.
- I met her in the street.
- Onunla sokakta tanıştım.
- We could not see anyone in the street.
- Sokakta kimseyi göremedik.
- No one was to be seen in the street.
- Sokakta hiç kimse görülmedi.
- We could hear the dogs shouting in the street.
- Köpeklerin sokakta bağırdığını duyabiliyorduk.
- We could hear the dogs shouting in the street.
- Sokakta bağıran köpekleri duyabiliyorduk.
- The accident happened because a small child had been left alone in the street.
- Kaza, küçük bir çocuk sokakta yalnız bırakıldığı için oldu.
- They saw a drunk lying in the street.
- Onlar sokakta yatan bir sarhoş gördü.
- Tom met his neighbor in the street.
- Tom sokakta komşusuna rastladı.
- These days, kids no longer play in the street.
- Bugünlerde çocuklar artık sokakta oynamıyor.
- By law, begging in the street is forbidden.
- Yasalara göre, sokakta dilenmek yasaktır.
- He deliberately ignored me when I passed him in the street.
- Sokakta yanından geçerken beni kasıtlı olarak görmezden geldi.
- A big crowd stood in the street.
- Sokakta büyük bir kalabalık vardı.
- Tom noticed a drunk lying in the street.
- Tom sokakta yatan bir sarhoşu fark etti.
- I just found a nickel in the street.
- Az önce sokakta bir bozuk para buldum.
- I met your brother in the street by chance.
- Kardeşinizle sokakta tesadüfen karşılaştım.
- A crowd of people gathered in the street.
- Sokakta bir insan kalabalığı toplandı.
- A man came up to Tom in the street and started talking to him, but Tom had no idea who he was.
- Sokakta bir adam Tom'a yaklaştı ve onunla konuşmaya başladı, ancak Tom'un onun kim olduğu konusunda bir fikri yoktu.
- We met our neighbor in the street.
- Sokakta komşumuza rastladık.
- We took our clothes off and played in the street.
- Kıyafetlerimizi çıkarıp sokakta oynadık.
- We took our clothes off and played in the street.
- Elbiselerimizi çıkarıp sokakta oynadık.
- You allow your children to play in the street at night.
- Sen çocuklarının geceleri sokakta oynamalarına izin veriyorsun.
- It's dangerous to play in the street!
- Sokakta oynamak tehlikeli!
- Tom met his neighbor in the street.
- Tom komşusuyla sokakta karşılaştı.
- Don't play in the street.
- Sokakta oynama.
- You allow your children to play in the street at night.
- Çocuklarınızın gece sokakta oynamasına izin veriyorsunuz.
- He walks aimlessly in the street as a madman.
- Sokakta deli gibi amaçsızca yürüyor.
- He was shot and left to die in the street.
- Vuruldu ve sokakta ölüme terk edildi.
- Do you allow your children play in the street?
- Çocuklarınızın sokakta oynamasına izin veriyor musunuz?
- I did not see anyone in the street.
- Sokakta kimseyi görmedim.
- I do not know where to drive in the street.
- Sokakta nereye gideceğimi bilmiyorum.
- People are singing and dancing in the street.
- İnsanlar sokakta şarkı söyleyip dans ediyor.
- He lectured the boy about not playing in the street.
- Çocuğa sokakta oynamaması konusunda öğüt verdi.
- It's not safe to play in the street.
- Sokakta oynamak güvenli değil.
- If you get lost in the street, ask a policeman.
- Eğer sokakta kaybolursan, bir polise sor.
- He warned the children against playing in the street.
- Çocukları sokakta oynamamaları için uyarırdı.
- Tom met his neighbor in the street.
- Tom sokakta komşusuyla karşılaştı.
- Don't play in the street.
- Sokakta oynamayın.
- You saw a drunk lying in the street.
- Sokakta yatan bir sarhoş gördün.
- Dan's dog was sniffing a dead rat in the street.
- Dan'in köpeği sokakta ölü bir fareyi kokluyordu.
- My friend has proposed to me that I go play in the street.
- Arkadaşım bana gidip sokakta oynamamı teklif etti.
- He warned the children against playing in the street.
- O, çocukları sokakta oynamaya karşı uyardı.
- It is easier to hit on people on the Internet than in the street.
- İnternet üzerinden insanlara asılmak sokakta asılmaktan daha kolaydır.
- It was George that I met in the street this morning.
- Bu sabah sokakta karşılaştığım kişi George'du.
- Tom is fighting in the street.
- Tom sokakta kavga ediyor.
- Tom found the child crying in the street.
- Tom çocuğu sokakta ağlarken bulmuş.
- Playing in the street is dangerous.
- Sokakta oynamak tehlikelidir.
- They saw a drunk lying in the street.
- Sokakta yatan bir sarhoş görmüşler.
- She warned the children against playing in the street.
- Çocukları sokakta oynamamaları konusunda uyardı.
- He was shot and left to die in the street.
- O vuruldu ve sokakta ölüme terk edildi.
- I kept the $20 I found in the street.
- Sokakta bulduğum 20 doları sakladım.
- A group of students stood in the street.
- Bir grup öğrenci sokakta durdu.
- Tom noticed a drunk lying in the street.
- Tom sokakta yatan bir sarhoş fark etti.
- By law, begging in the street is forbidden.
- Yasaya göre, sokakta dilenmek yasaktır.
- The bicycle is in the street.
- Bisiklet sokakta.
- My friend has proposed to me that I go play in the street.
- Arkadaşım bana sokakta oynamaya gitmemi teklif etti.
- Tom honked his horn at the kids playing in the street.
- Tom sokakta oynayan çocuklara korna çaldı.
- It is dangerous to play in the street.
- Sokakta oynamak tehlikelidir.
- You know, I came across him in the street the other day, we stopped to chat.
- Geçen gün sokakta karşılaştık, durup sohbet ettik.
- We met our neighbor in the street.
- Komşumuzla sokakta tanıştık.
- The injured man lay in the street before the police arrived.
- Yaralı adam polis gelmeden önce sokakta yatıyordu.
- Disorder prevails in the street.
- Sokakta düzensizlik hakim.
- Do you allow your children play in the street?
- Çocuklarının sokakta oynamasına izin veriyor musun?
- Tom was gunned down in the street in front of the church.
- Tom kilisenin önündeki sokakta vuruldu.
- A group of students stood in the street.
- Bir grup öğrenci sokakta duruyordu.
- A man came up to Tom in the street and started talking to him, but Tom had no idea who he was.
- Sokakta bir adam Tom'un yanına geldi ve onunla konuşmaya başladı ama Tom'un kim olduğu hakkında hiçbir fikri yoktu.
- I saw a drunk lying in the street.
- Ben sokakta yatan bir sarhoş gördüm.
- A car is in the street.
- Sokakta bir araba var.
- I met him in the street.
- Onunla sokakta karşılaştım.
- In the street, flags are flying.
- Sokakta, bayraklar uçuyor.
- The accident happened because a small child had been left alone in the street.
- Küçük bir çocuk sokakta yalnız bırakıldığı için kaza oldu.
- You saw a drunk lying in the street.
- Sen sokakta yatan bir sarhoş gördün.
- These days, kids no longer play in the street.
- Bugünlerde çocuklar artık sokakta oynamıyorlar.
Show More (83)
|
|
- What do you think the Argentinians protesting in the streets will say when they read those words?
- Sizce sokaklarda protesto gösterisi yapan Arjantinliler bu sözleri okuduklarında ne diyecekler?
- There were hundreds of people milling about in the streets.
- Sokaklarda dolaşan yüzlerce insan vardı.
- People were told to stay indoors because of the violence in the streets.
- İnsanlara sokaklardaki şiddet nedeniyle evde kalmaları söylendi.
- People danced in the streets.
- İnsanlar sokaklarda dans ediyordu.
- Nazis are marching in the streets.
- Sokaklarda Naziler yürüyüş yapıyor.
- Crime in the streets is increasing.
- Sokaklardaki suç artıyor.
- People were told to stay indoors because of the violence in the streets.
- Sokaklardaki şiddet nedeniyle insanlara evlerinde kalmaları söylendi.
- The snow that accumulated in the streets blocked traffic.
- Sokaklarda biriken kar, trafiği engelledi.
- There were neither flowers nor trees in the streets of his city.
- Şehrinin sokaklarında ne çiçek ne de ağaç vardı.
- Crime in the streets is increasing.
- Sokaklarda işlenen suçlar artıyor.
- Mothers should keep their children from playing in the streets.
- Anneler çocuklarının sokakta oynamasını engellemeli.
- There are accidents in the streets.
- Sokaklarda kazalar oluyor.
- Day after day, all over the world, millions of people die of hunger in the streets.
- Her geçen gün dünyanın her yerinde milyonlarca insan sokaklarda açlıktan ölüyor.
- There was fighting in the streets.
- Sokaklarda çatışmalar vardı.
- Nazis are marching in the streets.
- Naziler sokaklarda yürüyorlar.
- People danced in the streets.
- İnsanlar sokaklarda dans etti.
- Tom is a flâneur in the streets of Boston.
- Tom Boston sokaklarında gezen bir serseri.
- Day after day, all over the world, millions of people die of hunger in the streets.
- Her gün, dünyanın her yerinde, milyonlarca insan sokaklarda açlıktan ölüyor.
- Gontran often played with Olga in the streets of Nîmes.
- Gontran sık sık Olga ile Nimes sokaklarında oynardı.
- The snow that accumulated in the streets blocked traffic.
- Sokaklarda biriken kar trafiği engelledi.
- There is violence and chaos in the streets.
- Sokaklarda şiddet ve kaos var.
- He walks aimlessly in the street as a madman.
- Sokaklarda deli gibi amaçsızca dolaşıyor.
Show More (19)
|
