1 |
increasingly |
artan bir şekilde |
adv. |
|
- We are increasingly getting documents at the last moment.
- Belgeleri giderek artan bir şekilde son anda alıyoruz.
- Moreover, you are increasingly bending Europe’s will to US and Soviet .
- Dahası, Avrupa'nın iradesini giderek artan bir şekilde ABD ve Sovyetler Birliği'ne boyun eğdiriyorsunuz.
- However, they are increasingly becoming a complement to Community development aid policy.
- Bununla birlikte giderek artan bir şekilde Topluluk kalkınma yardımı politikasının tamamlayıcısı haline gelmektedirler.
- Public opinion is increasingly calling for the total withdrawal of Syrian troops from Lebanon.
- Kamuoyu giderek artan bir şekilde Suriye askerlerinin Lübnan'dan tamamen çekilmesini istiyor.
- Increasingly, of course, we are all living in a continent of minorities.
- Elbette giderek artan bir şekilde hepimiz bir azınlıklar kıtasında yaşıyoruz.
- The EU must increasingly work in partnership with the Americans, and not in opposition to them.
- AB giderek artan bir şekilde Amerikalılarla muhalefet değil ortaklık içinde çalışmalıdır.
- Increasingly, of course, we are all living in a continent of minorities.
- Elbette giderek artan bir şekilde, hepimiz bir azınlıklar kıtasında yaşıyoruz.
- However, they are increasingly becoming a complement to Community development aid policy.
- Bununla birlikte, giderek artan bir şekilde Topluluk kalkınma yardımı politikasının tamamlayıcısı haline gelmektedirler.
- In the USA, and increasingly in Japan, patents have unfortunately been granted for what is essentially pure software.
- ABD'de ve giderek artan bir şekilde Japonya'da esasen saf yazılım olan şeylere ne yazık ki patentler verilmiştir.
- These are increasingly being brought to the attention of Members of Parliament.
- Bunlar giderek artan bir şekilde Parlamento Üyelerinin dikkatine sunulmaktadır.
- Public opinion is increasingly calling for the total withdrawal of Syrian troops from Lebanon.
- Kamuoyu giderek artan bir şekilde Suriye askerlerinin Lübnan'dan tamamen çekilmesi çağrısında bulunuyor.
Show More (8)
|
2 |
increasingly |
gittikçe |
adv. |
|
- During the past years Turkey has increasingly participated in European research activities.
- Geçen yıllarda, Türkiye, Avrupa araştırma faaliyetlerine gittikçe daha fazla katılmıştır.
- The status of women in Turkey is increasingly in line with that prevailing in most EU countries.
- Türkiye'de kadınların statüsü, AB ülkelerinin çoğunda geçerli olan duruma gittikçe daha uygun hale gelmektedir.
- Naked yoga is becoming increasingly popular.
- Çıplak yoga gittikçe daha popüler hale geliyor.
Show More (0)
|
3 |
increasingly |
giderek daha çok |
adv. |
|
- I increasingly need your help.
- Yardımınıza giderek daha çok ihtiyacım oluyor.
- He was getting increasingly anxious.
- O, giderek daha çok kaygılanıyordu.
Show More (-1)
|
4 |
increasingly |
gitgide |
adv. |
|
- Now, I recognise that we are in an increasingly complicated situation.
- Şimdi, gitgide daha da karmaşık hale gelen bir durumla karşı karşıya olduğumuzun farkındayım.
Show More (-2)
|