1 |
indoors |
içeride |
adv. |
|
- Does Tom wear shoes indoors?
- Tom içeride ayakkabı giyer mi?
- I prefer to stay indoors.
- Ben içeride kalmayı tercih ederim.
- I told her to stay indoors.
- Ona içeride kalmasını söyledim.
- We spent all day indoors.
- Bütün günü içeride geçirdik.
- During hay fever season, Tom usually tries to stay indoors.
- Saman nezlesi mevsiminde Tom genellikle içeride kalmaya çalışır.
- I always wear sunglasses, even indoors.
- Ben her zaman güneş gözlüğü takıyorum, hatta içeride bile.
- It rained heavily all day, during which time I stayed indoors.
- Bütün gün şiddetli yağmur yağdı, bu süre boyunca içeride kaldım.
- I told him to stay indoors.
- Ona içeride kalmasını söyledim.
- I think it's cruel to keep a cat indoors.
- Bence bir kediyi içeride tutmak zalimlik.
- Tom worked indoors.
- Tom içeride çalıştı.
- My children have to stay indoors after dark.
- Benim çocuklarım hava karardıktan sonra içeride kalmak zorundalar.
- When Shishir comes out to translate, it's best to remain indoors.
- Shishir çeviri yapmak için dışarı çıktığında, en iyisi içeride kalmak.
- I prefer spending time indoors.
- İçeride vakit geçirmeyi tercih ederim.
- I told you to stay indoors.
- Sana içeride kalmanı söyledim.
- I told them to stay indoors.
- Onlara içeride kalmalarını söyledim.
- Tom thought it would be safer to stay indoors.
- Tom içeride kalmanın daha güvenli olacağını düşündü.
- Keep the kids indoors.
- Çocukları içeride tut.
- Tom certainly spends a lot of time indoors.
- Tom kesinlikle içeride çok zaman geçiriyor.
- I work indoors.
- Ben içeride çalışıyorum.
- Tom works indoors.
- Tom içeride çalışıyor.
- Since it was raining, we had to eat our picnic lunch indoors.
- Yağmur yağdığı için piknik yemeğimizi içeride yemek zorunda kaldık.
- My children have to stay indoors after dark.
- Çocuklarım hava karardıktan sonra içeride kalmak zorunda.
- Do you wear shoes indoors?
- İçeride ayakkabı giyer misin?
- We spent all day indoors.
- Biz bütün günü içeride geçirdik.
- The best bet on a rainy day is to remain indoors.
- Yağmurlu bir günde yapılacak en iyi şey içeride kalmaktır.
- It was very cold last night, so we didn't go outside, but stayed indoors.
- Dün gece hava çok soğuktu, bu yüzden dışarı çıkmadık, içeride kaldık.
- Because it started raining hard, we played indoors.
- Şiddetli yağmur yağmaya başladığı için içeride oynadık.
- This kind of weather makes me want to stay indoors.
- Böyle havalarda içeride kalmak istiyorum.
- We are eating breakfast indoors.
- Kahvaltıyı içeride yapıyoruz.
- I told Tom to stay indoors.
- Tom'a içeride kalmasını söyledim.
- I prefer to stay indoors.
- İçeride kalmayı tercih ederim.
- When I was a child, I spent most of my time indoors reading.
- Çocukken zamanımın çoğunu içeride kitap okuyarak geçirirdim.
- It was raining hard, so we played indoors.
- Çok yağmur yağıyordu, o yüzden içeride oynadık.
- Keep the kids indoors.
- Çocukları içeride tutun.
- Because it started raining hard, we played indoors.
- Çok yağmur yağdığı için içeride oynadık.
- It was raining hard, so we played indoors.
- Çok yağmur yağıyordu, biz de içeride oynadık.
- We are eating breakfast indoors.
- Biz içeride kahvaltı ediyoruz.
Show More (34)
|
2 |
indoors |
evde |
adv. |
|
- When Shishir comes out to translate, it's best to remain indoors.
- Shishir çeviri yapmak için dışarı çıktığı zaman, en iyisi evde kalmaktır.
- When I was a child, I spent most of my time indoors reading.
- Ben çocukken, zamanımın çoğunu evde okuyarak geçirdim.
- Who wants to be cooped up indoors on a nice day like this?
- Böyle güzel bir günde kim eve kapanmak ister ki?
- Does Tom wear shoes indoors?
- Tom evde ayakkabı giyer mi?
- It rained heavily all day, during which time I stayed indoors.
- Tüm gün şiddetli yağmur yağdı, bu zaman zarfında evde kaldım.
- I stayed indoors because it rained.
- Yağmur yağdığı için evde kaldım.
- It's too hot indoors.
- Evde hava çok sıcak.
- I usually stay indoors on Sunday.
- Pazar günü genellikle evde kalırım.
- I usually stay indoors on Sunday.
- Pazar günleri genelde evde olurum.
- I was sick and had to stay indoors.
- Hastaydım ve evde kalmak zorunda kaldım.
- It was very cold last night, so we didn't go outside, but stayed indoors.
- Dün gece hava çok soğuktu, bu yüzden dışarıya çıkmadık, evde kaldık.
- Why don't we go indoors?
- Neden eve girmiyoruz?
Show More (9)
|
3 |
indoors |
içeriye |
adv. |
|
- Why don't we go indoors?
- Neden içeriye girmiyoruz?
- Let's go indoors.
- İçeriye gidelim.
- Let's go indoors.
- İçeriye girelim.
Show More (0)
|
4 |
indoors |
iç mekanlar |
n. |
|
- Tom sometimes wears sunglasses indoors.
- Tom bazen iç mekanlarda güneş gözlüğü takar.
- Tom always wears sunglasses, even indoors.
- Tom her zaman güneş gözlüğü takar, iç mekanlarda bile.
- I always wear sunglasses, even indoors.
- Her zaman güneş gözlüğü takarım, iç mekanlarda bile.
Show More (0)
|
5 |
indoors |
içeri |
adv. |
|
- Let's go indoors.
- Hadi içeri girelim.
- It's too hot indoors.
- İçerisi çok sıcak.
Show More (-1)
|