infamous - Inglés Turco Frases
Inglés Turco
infamous kötü şöhretli adj.
  • Millions more lost their lives during the slave hunt or one of the infamous cargo ships.
  • Milyonlarcası da köle avı sırasında ya da kötü şöhretli kargo gemilerinden birinde hayatını kaybetti.
  • A man characterised in the European press as "the internationally infamous and hounded holocaust denier".
  • Avrupa basınında "uluslararası alanda kötü şöhretli ve takip edilen holokost inkârcısı" olarak nitelendirilen bir adam.
  • While in jail, Tom befriended John, an infamous car thief.
  • Tom, hapiste iken, kötü şöhretli bir araba hırsızı olan John'la arkadaş oldu.
Show More (0)
infamous meşhur (kötü bir şeyden dolayı) adj.
  • The infamous female burglar was never caught.
  • Meşhur kadın hırsız hiç yakalanmadı.
  • That news website is infamous for its ragebait headlines.
  • Bu haber sitesi infial yaratarak ilgi çekmeye çalıştığı provokatif başlıklarıyla meşhur.
Show More (-1)
infamous adı kötüye çıkmış adj.
  • Scot is infamous for his arrogance.
  • Scot'un kibri yüzünden adı kötüye çıkmıştı.
Show More (-2)