|
- Water and artificial proteins are injected, as if meat were not protein in itself.
- Sanki etin kendisi protein değilmiş gibi su ve yapay proteinler enjekte ediliyor.
- The European Union cannot continue to inject money into that region while that is going on.
- Bu durum devam ederken Avrupa Birliği o bölgeye para enjekte etmeye devam edemez.
- Sami injected Layla with a pretty heavy dose of meth.
- Sami, Layla'ya oldukça yüksek dozda meth enjekte etti.
- I have to use a needle to inject this under your skin.
- Bunu derinizin altına enjekte etmek için bir iğne kullanmam gerekiyor.
- I think they've injected me with poison.
- Onların bana zehir enjekte ettiklerini düşünüyorum.
- She injected a sleeping drug into my arm.
- Koluma uyku ilacı enjekte etti.
- Sami injected bacteria in some of the pastries Layla ate.
- Sami, Layla'nın yediği bazı hamur işlerine bakteri enjekte etti.
- She injected a sleeping drug into my arm.
- Koluma bir uyku ilacı enjekte etti.
- Sami injected Layla with poison.
- Sami, Layla'ya zehir enjekte etti.
- I think they've injected me with poison.
- Sanırım bana zehir enjekte ettiler.
- I have to use a needle to inject this under your skin.
- Bunu derinizin altına enjekte etmem için iğne kullanmam gerekiyor.
Show More (8)
|