| 1 |
intersection |
kavşak |
n. |
|
- Take the left turn at the next intersection.
- Bir sonraki kavşaktan sola dön.
- We ran out of gas in the middle of the intersection.
- Kavşağın ortasında benzinimiz bitti.
- This is always a very busy intersection.
- Burası her zaman çok yoğun bir kavşaktır.
- The accident happened at that intersection.
- Kaza o kavşakta oldu.
- He failed to see the stop sign at the intersection and hit an oncoming car.
- Kavşaktaki dur işaretini göremedi ve karşıdan gelen bir arabaya çarptı.
- What's the name of this intersection?
- Bu kavşağın adı nedir?
- The accident took place near that intersection.
- Kaza kavşağın yanında oldu.
- Turn left at the first intersection.
- İlk kavşaktan sola dön.
- This intersection is dangerous.
- Bu kavşak tehlikeli.
- A stop sign tells motorists to stop before a crosswalk at an intersection.
- Bir dur işareti sürücülere bir kavşakta yaya geçidinden önce durmalarını söyler.
- This is always a very busy intersection.
- Bu her zaman çok yoğun bir kavşak.
- A stop sign instructs drivers to stop before a crosswalk at an intersection.
- Bir dur işareti bir kavşakta yaya geçidinden önce sürücülerin durmasını bildirir.
- Drive to the next intersection and make a left turn.
- Bir sonraki kavşağa sür ve sola dön.
- The accident took place near that intersection.
- Kaza o kavşağın yakınında meydana geldi.
- Unfortunately, increasing the number of traffic signals at intersections didn't help decrease the number of traffic accidents.
- Ne yazık ki, kavşaklardaki trafik sinyali sayısının artırılması trafik kazalarının sayısını azaltmaya yardımcı olmadı.
- Jamal is directing the traffic at the intersection.
- Jamal kavşakta trafiği yönlendiriyor.
- What's the name of this intersection?
- Bu kavşağın adı ne?
- Three motorcyclists have died at this intersection this year.
- Bu yıl bu kavşakta üç motosikletli öldü.
- The crash at the intersection in front of the post office killed three people.
- Postanenin önündeki kavşakta meydana gelen kazada üç kişi öldü.
- I think we should've turned left at that last intersection.
- Bence son kavşaktan sola dönmeliydik.
- I was lucky that the policeman didn't give me a ticket for making a U-turn at an intersection that had a no U-turn sign.
- U dönüşü yapılmaz işareti olan bir kavşaktan U dönüşü yaptığım için polis bana ceza kesmediği için şanslıydım.
- The intersection where the accident happened is near here.
- Kazanın olduğu kavşak buraya yakın.
- There was an accident at the intersection.
- Kavşakta bir kaza oldu.
- Please turn right at the next intersection.
- Lütfen bir sonraki kavşaktan sağa dönün.
- What happened at that intersection?
- O kavşakta ne oldu?
- That's a really dangerous intersection.
- Bu gerçekten tehlikeli bir kavşak.
- Drive to the next intersection and make a left turn.
- Bir sonraki kavşağa kadar sürün ve sola dönün.
- The accident happened at that intersection.
- Kaza kavşakta oldu.
- Turn right at the next intersection.
- Bir sonraki kavşaktan sağa dön.
- There was an accident at the intersection.
- Kavşakta bir kaza vardı.
- He was nearly run over at an intersection.
- Neredeyse kavşakta eziliyordu.
- He was nearly run over at an intersection.
- Kavşakta neredeyse eziliyordu.
- I think we should have turned left at that last intersection instead of right.
- Sanırım son kavşakta sağ yerine sola dönmeliydik.
- He failed to see the stop sign at the intersection and hit an oncoming car.
- Kavşaktaki dur işaretini göremedi ve gelen bir arabaya vurdu.
- I think we should have turned left at that last intersection instead of right.
- Bence son kavşaktan sağa dönmek yerine sola dönmeliydik.
- Jamal is directing the traffic at the intersection.
- Jamal kavşaktaki trafiği yönetiyor.
- A stop sign tells motorists to stop before a crosswalk at an intersection.
- Bir dur işareti bir kavşakta yaya geçidinde önce sürücülere durmalarını söyler.
- There have been many accidents at that intersection.
- O kavşakta birçok kaza oldu.
Show More (35)
|
| 2 |
intersection |
yol kavşağı |
n. |
|
- Roundabouts are both safer and more efficient than four-way intersections.
- Dönel kavşaklar dört yollu kavşaklardan daha güvenli ve verimlidir.
- You should slow down when you approach a four-way intersection.
- Dört yol kavşağına yaklaştığında yavaşlamalısın.
Show More (-1)
|
| 3 |
intersection |
kesişim |
n. |
|
- The old man lives at the intersection of these two principles.
- Yaşlı adam bu iki kavşağın kesiştiği yerde yaşıyor.
Show More (-2)
|
