|
- That particular item was inaccurate, unnecessary and an aggravation to a country which is seeking to join us.
- Bu madde yanlış, gereksiz ve bize katılmaya çalışan bir ülkeyi kızdıracak nitelikteydi.
- As soon as the meeting finishes she will join us.
- Toplantı biter bitmez bize katılacak.
- Some very well educated people from the new countries will also be joining us.
- Yeni ülkelerden bazı çok iyi eğitimli insanlar da bize katılacak.
- You have decided to urge her to join us.
- Bize katılması için onu teşvik etmeye karar verdiniz.
- We are doing a great deal for those countries wishing to join us, but we must redouble our efforts.
- Bize katılmak isteyen ülkeler için çok şey yapıyoruz, ancak çabalarımızı iki katına çıkarmalıyız.
- I hope this does not shock you if you join us on that extraordinary day.
- Umarım o olağanüstü günde bize katılırsanız bu sizi şaşırtmaz.
- This is also immensely important to the new countries which will be joining us.
- Bu aynı zamanda bize katılacak olan yeni ülkeler için de son derece önemlidir.
- We must welcome those who wish to join us as soon as they are ready.
- Hazır olur olmaz bize katılmak isteyenleri memnuniyetle karşılamalıyız.
- Those who are about to join us are our fellow European citizens.
- Bize katılmak üzere olanlar Avrupalı yurttaşlarımızdır.
- I know that a number of distinguished guests, including ambassadors, have joined us for that today.
- Aralarında büyükelçilerin de bulunduğu bir dizi seçkin konuğun bugün bu amaçla bize katıldığını biliyorum.
- I urge you all to join us in voting for sound science and sound sense.
- Hepinizi sağlam bilim ve sağlam mantık için oy kullanmada bize katılmaya çağırıyorum.
- This is also immensely important to the new countries which will be joining us.
- Bu, bize katılacak yeni ülkeler için de son derece önemlidir.
- He will join us and speak as soon as he arrives.
- Gelir gelmez bize katılacak ve konuşma yapacak.
- In conclusion, I invite Parliament to adopt the outcome of conciliation and to join us in moving forward.
- Sonuç olarak Parlamentoyu uzlaşı sonucunu benimsemeye ve ilerlemede bize katılmaya davet ediyorum.
- I should also like to welcome Her Majesty Queen Rania Al-Abdullah, who joins us in the official gallery.
- Ayrıca resmi salonda bize katılan Majesteleri Kraliçe Rania Al-Abdullah'a da hoş geldiniz demek istiyorum.
- We ask you to join us in the name of transparency.
- Şeffaflık adına sizlerden bize katılmanızı rica ediyoruz.
- How nice of you and this lovely lady to join us.
- Senin ve bu güzel hanımefendinin bize katılması ne kadar hoş.
- How nice of you and this lovely lady to join us.
- Sen ve bu güzel hanımın bize katılması ne kadar hoş.
- How nice of you and this lovely lady to join us.
- Bu sevimli hanımla beraber bize katılmanız ne kadar güzel.
- All you have to do is to join us.
- Tek yapmanız gereken bize katılmak.
- Do you plan to join us for a drink afterwards?
- Daha sonra bir şeyler içmek için bize katılmayı düşünüyor musun?
- Come and join us.
- Gel ve bize katıl.
- Tom, would you join us, please?
- Tom, bize katılır mısın lütfen?
- I never expected that she would join us.
- Bize katılacağını hiç beklemiyordum.
- Would either of you like to join us?
- Sizden biri bize katılmak ister mi?
- Join us to eat.
- Yemek için bize katılın.
- I asked Tom to join us.
- Tom'un bize katılmasını istedim.
- Have Tom join us.
- Tom bize katılsın.
- Would you care to join us for a drink?
- Bir şeyler içmek için bize katılmak ister misiniz?
- I thought Tom was going to join us tonight.
- Tom'un bu gece bize katılacağını sanmıştım.
- Tom, would you join us, please?
- Tom, bize katılır mısın, lütfen?
- Thanks for joining us.
- Bize katıldığınız için teşekkürler.
- You should join us.
- Bize katılmalısın.
- I thought perhaps you'd join us.
- Belki de bize katılacağını düşündüm.
- I asked her to join us.
- Ben ondan bize katılmasını istedim.
- I thought perhaps you'd join us.
- Belki bize katılırsın diye düşünmüştüm.
- Would you ask them to join us?
- Bize katılmalarını ister misin?
- I think you should join us.
- Bize katılman gerektiğini düşünüyorum.
- It would be great if you could join us.
- Bize katılırsan harika olur.
- Tom can join us if he wants.
- Eğer isterse Tom bize katılabilir.
- Come join us.
- Gel bize katıl.
- Tom can join us if he wants.
- Tom isterse bize katılabilir.
- Will you join us?
- Bize katılacak mısın?
- We hope you'll join us.
- Bize katılacağını umuyoruz.
- Would you like to join us for a game of cards?
- Kart oyunu için bize katılmak ister misiniz?
- Tom came over to join us at our table.
- Tom bize katılmak için masamıza geldi.
- I asked Tom to join us.
- Tom'dan bize katılmasını istedim.
- Will Tom be joining us?
- Tom bize katılacak mı?
- Would you like to join us for a drink later?
- Daha sonra içki içmek için bize katılmak ister misin?
- We're going for a hike later if you want to join us.
- Bize katılmak istiyorsan daha sonra yürüyüşe gidiyoruz.
- Would you like to join us for dinner?
- Akşam yemeği için bize katılmak ister misin?
- I wish I could have persuaded him to join us.
- Keşke onu bize katılmaya ikna edebilseydim.
- One more person will be joining us later.
- Daha sonra bir kişi daha bize katılıyor olacak.
- It is a pity that you can't join us.
- Bize katılamamanız çok üzücü.
- I think you should join us.
- Bence bize katılmalısın.
- Would you ask her to join us?
- Ondan bize katılmasını ister misin?
- Would you care to join us?
- Bize katılmak ister miydin?
- I wish I could have persuaded him to join us.
- Keşke bize katılması için onu ikna edebilseydim.
- Join us, won't you?
- Bize katılırsın, değil mi?
- We hope you'll join us.
- Umarız bize katılırsın.
- They joined us.
- Bize katıldılar.
- Why don't you join us?
- Niçin bize katılmıyorsun?
- Tom joined us.
- Tom bize katıldı.
- I'd like you to join us.
- Bize katılmanı isterim.
- Perhaps you'd like to join us.
- Belki sen de bize katılmak istersin.
- Do you want to join us?
- Bize katılmak ister misin?
- He joined us.
- Bize katıldı.
- We want you to join us.
- Bize katılmanızı istiyoruz.
- I didn't mean to say that you couldn't join us.
- Bize katılamayacağınızı söylemek istemedim.
- Even if you sing out of tune, join us.
- Ahenksiz şarkı söylesen bile, bize katıl.
- Why not join us for lunch?
- Neden öğle yemeği için bize katılmıyorsun?
- Won't you join us for dinner?
- Akşam yemeğinde bize katılmaz mısınız?
- I am counting on you to join us.
- Bize katılacağına güveniyorum.
- Ask him to join us.
- Bize katılmasını iste.
- Why don't you join us?
- Neden bize katılmıyorsun?
- Ask Tom to join us.
- Tom'a bize katılmasını söyle.
- I took it for granted that you would join us.
- Bize katılacağınıza kesin gözüyle bakmıştım.
- Would you care to join us?
- Bize katılmak ister misiniz?
- We're going for a hike later if you want to join us.
- Bize katılmak istersen daha sonra yürüyüşe çıkacağız.
- I want you to join us.
- Bize katılmanızı istiyorum.
- We have no objection to your joining us in our club.
- Kulübümüzde bize katılmanıza itirazımız yok.
- I didn't mean to say that you couldn't join us.
- Bize katılamayacağını söylemek istemedim.
- He joined us.
- O bize katıldı.
- All you have to do is to join us.
- Yapman gereken tek şey bize katılmak.
- Would you ask him to join us?
- Ondan bize katılmasını ister misin?
- We are breakfasting at seven, if you would like to join us.
- Bize katılmak istersen saat yedide kahvaltı yapacağız.
- Perhaps you'd like to join us.
- Belki bize katılmak istersin.
- I hope you'll join us.
- Umarım bize katılırsın.
- You can join us if you want.
- İstersen bize katılabilirsin.
- Do you want to join us for a drink afterwards?
- Daha sonra bir içki için bize katılmak ister misin?
- Tom is going to join us later.
- Tom daha sonra bize katılacak.
- Will you and Tom join us?
- Sen ve Tom bize katılır mısınız?
- We hope the public will join us.
- Halkın bize katılacağını umuyoruz.
- Even if you sing out of tune, join us.
- Detone şarkı söylüyorsanız bile, bize katılın.
- So, have you decided to join us?
- Bize katılmaya karar verdin mi?
- You should have asked her to join us.
- Onun bize katılmasını istemeliydin.
- I'm counting on you to join us.
- Bize katılacağına güveniyorum.
- Would you like to join us for dinner?
- Akşam yemeğinde bize katılmak ister misin?
- Tom told me that he'll join us later.
- Tom daha sonra bize katılacağını söyledi.
- Tom and I were wondering if you'd like to join us.
- Tom ve ben bize katılmak isteyip istemediğini merak ediyorduk.
- Won't you join us for dinner?
- Akşam yemeği için bize katılmaz mısın?
- I'm glad you could join us.
- Bize katılabildiğine memnunum.
- I think I'll go ahead and ask Tom if he'll join us.
- Sanırım gidip Tom'a bize katılıp katılmayacağını soracağım.
- Why don't you join us at our table?
- Neden masamızda bize katılmıyorsun?
- Ask Tom to join us.
- Tom'un bize katılmasını iste.
- Would you like to join us for a game of cards?
- Kağıt oynamak için bize katılmak ister misiniz?
- So, have you decided to join us?
- Peki, bize katılmaya karar verdin mi?
- Don't you want to join us?
- Bize katılmak istemiyor musun?
- Tom told me he'll join us later.
- Tom daha sonra bize katılacağını söyledi.
- Would you care to join us for lunch?
- Öğle yemeğinde bize katılmak ister misiniz?
- I want you to join us.
- Bize katılmanı istiyorum.
- Won't you join us?
- Bize katılmayacak mısın?
- Ask her to join us.
- Ondan bize katılmasını rica et.
- Would you like to join us for a drink later?
- Daha sonra bir şeyler içmek için bize katılmak ister misin?
- We thought you might want to join us.
- Bize katılmak isteyebileceğini düşündük.
- I asked him to join us.
- Onun bize katılmasını istedim.
- I think you should join us.
- Sanırım bize katılmalısın.
- Perhaps we should ask Tom to join us.
- Belki de Tom'dan bize katılmasını istemeliyiz.
- Thank you for joining us.
- Bize katıldığınız için teşekkür ederiz.
- Tom and I were wondering if you'd like to join us.
- Tom ve ben senin bize katılıp katılmayacağını merak ediyorduk.
- Would you care to join us for lunch?
- Öğle yemeği için bize katılmak ister misin?
- Come and join us.
- Gelin ve bize katılın.
- Join us to eat.
- Yemek için bize katıl.
- Come over here and join us.
- Buraya gel ve bize katıl.
- Will you and Randy join us?
- Sen ve Randy bize katılır mısınız?
- We hope the public will join us.
- Umarız halk bize katılır.
- We'd be pleased if the two of you could join us.
- Siz ikiniz bize katılabilirseniz memnun oluruz.
- Thanks for joining us.
- Bize katıldığın için teşekkürler.
- Would either of you like to join us?
- Bize katılmak ister misiniz?
- I asked her to join us.
- Ondan bize katılmasını istedim.
- Will you join us for a swim?
- Yüzmek için bize katılır mısın?
- I don't know whether he'll join us or not.
- Bize katılıp katılmayacağını bilmiyorum.
- I asked him to join us.
- Ona bize katılmasını söyledim.
- Tom will join us later.
- Tom daha sonra bize katılacak.
- I asked them to join us.
- Bize katılmalarını istedim.
- Thank you for joining us.
- Bize katıldığın için teşekkür ederim.
- Tom came over to join us at our table.
- Tom masamızda bize katılmak için uğradı.
- Would you like to join us for some drinks?
- Bir şeyler içmek için bize katılmak ister misin?
- Ask her to join us.
- Ondan bize katılmasını iste.
- We want you to join us.
- Bize katılmanı istiyoruz.
- We hope that you will be able to join us at this seminar.
- Bu seminerde bize katılabileceğinizi umuyoruz.
- She was supposed to join us for lunch.
- Öğle yemeğinde bize katılması gerekiyordu.
- Let us know if you'd like to join us.
- Bize katılmak isteyip istemediğinizi bildirin.
- I thought Tom was going to join us tonight.
- Tom'un bu gece bize katılacağını düşündüm.
- We are breakfasting at seven, if you would like to join us.
- Eğer bize katılmak isterseniz biz yedide kahvaltı yapıyoruz.
- We tried to persuade Jim to join us.
- Bize katılması için Jim'i ikna etmeye çalıştık.
- I've invited Tom to join us.
- Tom'u bize katılması için davet ettim.
- We have no objection to your joining us in our club.
- Kulübümüzde bize katılmanıza bir itirazımız yok.
- She was supposed to join us for lunch.
- Onun öğle yemeği için bize katılması gerekiyordu.
- I tried to persuade Tom to join us.
- Bize katılması için Tom'u ikna etmeye çalıştım.
- Maybe Tom can join us.
- Belki Tom bize katılabilir.
- Will you and Randy join us?
- Sen ve Randy bize katılacak mısınız?
- We took it for granted that he would join us.
- Bize katılacağına kesin gözüyle bakıyorduk.
- I asked them to join us.
- Onların bize katılmasını istedim.
- Tom didn't join us for lunch.
- Tom öğle yemeğinde bize katılmadı.
- I tried to persuade Tom to join us.
- Tom'u bize katılması için ikna etmeye çalıştım.
- I wish you had joined us.
- Keşke sen de bize katılsaydın.
- Will you join us?
- Bize katılır mısınız?
- Tom will join us shortly.
- Tom birazdan bize katılacak.
- We'd love for you to join us for dinner.
- Akşam yemeğinde bize katılmanı çok isteriz.
- I'd be delighted if you could join us for dinner.
- Akşam yemeğinde bize katılırsanız çok memnun olurum.
- Ask them to join us.
- Onların bize katılmasını iste.
- Why don't you join us for dinner tonight?
- Neden bu akşam yemekte bize katılmıyorsun?
- It would be great if you could join us for dinner.
- Akşam yemeğinde bize katılırsan harika olur.
- Ask him to join us.
- Ondan bize katılmasını iste.
- She joined us.
- O bize katıldı.
- It would be great if you could join us.
- Bize katılabilsen harika olur.
- Do you want to join us for a drink afterwards?
- Daha sonra bir şeyler içmek için bize katılmak ister misin?
- I took it for granted that you would join us.
- Bize katılacağına kesin gözüyle bakıyordum.
- He could not join us because he was ill.
- Hasta olduğu için bize katılamadı.
- Would you ask him to join us?
- Onun bize katılmasını ister misin?
- Won't Tom be joining us?
- Tom bize katılmayacak mı?
- Come join us.
- Gelin bize katılın.
- I wish you had joined us.
- Keşke bize katılsaydın.
- I'm sorry that you can't join us.
- Bize katılamayacağın için üzgünüm.
- Would you ask them to join us?
- Onların bize katılmasını ister misin?
- We tried to persuade Jim to join us.
- Jim'i bize katılması için ikna etmeye çalıştık.
- We'd be pleased if the two of you could join us.
- İkiniz de bize katılırsanız memnun oluruz.
- He will join us later.
- O, daha sonra bize katılacak.
- Please come and join us.
- Lütfen gel ve bize katıl.
- I hope you'll join us.
- Bize katılacağını umuyorum.
- Why don't you join us for dinner tonight?
- Neden bu akşam yemek için bize katılmıyorsun?
- Do you plan to join us for a drink afterwards?
- Daha sonra bir şey içmek için bize katılmayı planlıyor musunuz?
- It's a pity that you can't join us.
- Bize katılamaman çok yazık.
- Mary joined us.
- Mary bize katıldı.
- Ask them to join us.
- Bize katılmalarını iste.
- Would you like to join us?
- Bize katılmak ister misin?
- He will join us later.
- Daha sonra bize katılacak.
- We'd love for you to join us for dinner.
- Akşam yemeği için bize katılmanızı istiyoruz.
- Ask him to join us.
- Onun bize katılmasını iste.
- We hope that you will be able to join us at this seminar.
- Bu seminerde bize katılabileceğini umuyoruz.
- He could not join us because he was ill.
- O, hasta olduğundan dolayı bize katılamadı.
- Would you ask Tom to join us?
- Tom'a bize katılmasını söyler misin?
- You should have asked her to join us.
- Bize katılmasını istemeliydin.
- You're welcome to join us.
- Bize katılabilirsin.
- I hope you will join us in the parade and march along the street.
- Umarım geçit töreninde bize katılır ve cadde boyunca yürürsünüz.
- It is a pity that you can't join us.
- Bize katılamaman çok üzücü.
- Did you want to join us?
- Bize katılmak istedin mi?
- Why not join us for lunch?
- Neden öğle yemeğinde bize katılmıyorsun?
- Please come and join us.
- Lütfen gelip bize katılın.
- I'm glad you could join us.
- Bize katılabildiğine sevindim.
- I wish I could've persuaded Tom to join us.
- Keşke Tom'u bize katılmaya ikna edebilseydim.
- I'd like you to join us.
- Bize katılmanı istiyorum.
- You're welcome to join us if you want.
- İstersen bize katılabilirsin.
- One more person will be joining us later.
- Daha sonra bir kişi daha bize katılacak.
- Do you want to join us for some drinks?
- Bir şeyler içmek için bize katılmak ister misin?
- They joined us.
- Onlar bize katıldı.
- Would you ask her to join us?
- Onun bize katılmasını ister misin?
Show More (206)
|