juggle - Inglés Turco Frases
Inglés Turco
juggle hokkabazlık yapmak v.
  • Tom could hardly keep from laughing when he saw Mary trying to juggle some balls.
  • Tom, Mary'nin toplarla hokkabazlık yapmaya çalıştığını gördüğünde gülmemek için kendini zor tuttu.
  • The most difficult thing I've ever done was to learn how to juggle.
  • Şimdiye kadar yaptığım en zor şey hokkabazlık yapmayı öğrenmekti.
  • Anyone can learn to juggle with a bit of practice.
  • Herkes biraz uygulama ile hokkabazlık yapmayı öğrenebilir.
Show More (12)
juggle topları havaya atıp tutmak v.
  • Mike took three balls and started juggling with them.
  • Mike üç top aldı ve havaya atıp çevirmeye başladı.
Show More (-2)
juggle (aynı anda birden çok işi, sorumluluğu) yönetmek v.
  • She was exhausted juggling between her job and school.
  • İşi ve okulu bir arada yürütmeye çalışmaktan çok yorulmuştu.
Show More (-2)
juggle düzenlemek v.
  • The assistant had trouble with juggling around the demands.
  • Asistan, talepleri bir düzene koymakta zorlandı.
Show More (-2)
juggle dengelemek v.
  • In today's busy world, many people are constantly juggling home, work and social commitments.
  • Günümüzün yoğun dünyasında pek çok insan sürekli olarak ev, iş ve sosyal sorumluluklarını dengeliyor.
Show More (-2)
juggle oynamak v.
  • I can juggle three balls.
  • Üç top oynayabilirim.
Show More (-2)