|
- The key to the enlarged community has to be the integrity of the single market.
- Genişlemiş topluluğun anahtarı tek pazarın bütünlüğü olmalıdır.
- The key to improving employment cannot be found in the greater labour-market flexibility for which he calls.
- İstihdamı artırmanın anahtarı, çağrıda bulunduğu daha fazla işgücü piyasası esnekliğinde bulunamaz.
- It can help with family planning, the key to stability for Bangladesh.
- Bangladeş için istikrarın anahtarı olan aile planlamasına yardımcı olabilir.
- Yet there is one key to democracy in the region, and that key lies in Teheran.
- Oysa bölgede demokrasinin bir anahtarı var ve bu anahtar Tahran'da yatıyor.
- That is the key to development.
- Kalkınmanın anahtarı budur.
- That is the key to trade.
- Ticaretin anahtarı bu.
- The key to those proposals was to take the balanced approach.
- Bu önerilerin anahtarı dengeli bir yaklaşım benimsemekti.
- The key to this method is the parallel introduction of action values and limit values that should never be exceeded.
- Bu yöntemin anahtarı, eylem değerlerinin ve asla aşılmaması gereken sınır değerlerin paralel olarak sunulmasıdır.
- These problems must be resolved and we hold the key to the solution.
- Bu sorunlar çözülmelidir ve çözümün anahtarı da bizim elimizdedir.
- A fair and, indeed, generous deal with them remains the key to lasting peace in the Middle East.
- Onlarla adil ve gerçekten de cömert bir anlaşma, Orta Doğu'da kalıcı barışın anahtarı olmaya devam etmektedir.
- However, as everyone knows, the key to resolving the Cyprus problem is to be found in Ankara, not in Cyprus itself.
- Ancak herkesin bildiği gibi Kıbrıs sorununu çözmenin anahtarı Kıbrıs'ta değil Ankara'da bulunmaktadır.
- Do both Tom and Mary have a key to your apartment?
- Tom ve Mary'de dairenizin anahtarı var mı?
- Tom had a key to the room.
- Tom'da odanın anahtarı vardı.
- I'm the one who has the key to the truck.
- Kamyon için anahtarı olan kişi benim.
- I think I have the key to that drawer.
- Sanırım o çekmecenin anahtarı bende.
- Sami had the key to the house.
- Sami'de evin anahtarı vardı.
- Do you have the key to this door?
- Bu kapının anahtarı sende mi?
- Here's the key to your room.
- İşte odanızın anahtarı.
- Tom gave the key to me and I still have it.
- Tom anahtarı bana verdi ve hâlâ bende.
- Did you give the key to Tom?
- Anahtarı Tom'a verdin mi?
- Who has keys to this lock?
- Bu kilidin anahtarı kimde?
- Who has the key to this lock?
- Bu kilidin anahtarı kimde?
- Does Tom have a key to your apartment?
- Tom'da dairenin anahtarı var mı?
- I still have the key to Tom's house.
- Tom'un evinin anahtarı hâlâ bende.
- We tend to forget that exercise is a key to good health.
- Egzersizin sağlığın anahtarı olduğunu unutmaya eğilimliyiz.
- Does Tom have a key to Mary's apartment?
- Tom'da Mary'nin dairesinin anahtarı var mı?
- I don't have the key to this door.
- Bu kapının anahtarı bende değil.
- Does Tom have a key to Mary's flat?
- Tom'da Mary'nin dairesinin anahtarı var mı?
- Where can I find the key to your heart?
- Senin kalbine girmek için anahtarı nerede bulabilirim?
- The key to cooking good food is using high-quality, fresh ingredients.
- İyi yemek pişirmenin anahtarı kaliteli ve taze malzemeler kullanmaktır.
- Do you still have a key to Tom's apartment?
- Tom'un dairesinin anahtarı sende hâlâ var mı?
- Tom has a key to Mary's house.
- Tom'da Mary'nin evinin anahtarı var.
- I have a key to this room.
- Bu odanın anahtarı bende.
- Tom handed the key to Mary.
- Tom anahtarı Mary'ye uzattı.
- This letter is the only key to the mystery.
- Bu mektup, gizemin tek anahtarı.
- Tom gave Mary the key to his house.
- Tom, Mary'e evinin anahtarı verdi.
- Sami's key to Layla's house doesn't work.
- Sami'nin Layla'nın evinin anahtarı çalışmıyor.
- Here's the key to my apartment.
- İşte dairemin anahtarı.
- Tom doesn't have a key to the closet.
- Tom'un dolap için bir anahtarı yok.
- This is the key to the whole mystery.
- Bu tüm gizemin anahtarı.
- Tom handed the key to Mary.
- Tom anahtarı Mary'ye verdi.
- Tom has a key to my house.
- Tom'da evimin anahtarı var.
- I'm the only one with a key to this room.
- Bu odanın anahtarı sadece bende var.
- Do you have the key to this?
- Bunun anahtarı sende mi?
- My husband, my son and I each have a key to the flat.
- Kocamın, oğlumun ve benim her birimizin daire için bir anahtarı var.
- Who has a key to your apartment?
- Evinin anahtarı kimde var?
- It is education that is key to the success.
- Başarının anahtarı eğitimdir.
- Tom handed the key to Mary and she opened the door.
- Tom anahtarı Mary'ye uzattı ve o kapıyı açtı.
- How many people have a key to your apartment?
- Dairenizin anahtarı kaç kişide var?
- Here's the key to your room.
- İşte odanın anahtarı.
- I don't know which key to use.
- Hangi anahtarı kullanacağımı bilmiyorum.
- Do you still have a key to the house?
- Evin anahtarı hala sende mi?
- Are you the only one who has a key to this door?
- Bu kapının anahtarı bir tek sende mi var?
- Aren't you the only one who has a key to this door?
- Bu kapı için anahtarı olan tek kişi sen değil misin?
- Give the key to Tom.
- Anahtarı Tom'a ver.
- Tom doesn't have a key to the closet.
- Tom'da dolabın anahtarı yok.
- Tom gave the key to me and I still have it.
- Tom anahtarı bana verdi ve hala bende.
- I have a key to this room.
- Bu odanın anahtarı bende var.
- I have the key to the safe.
- Kasanın anahtarı bende.
- Reading is the key to learning Berber vocabulary.
- Berberice kelime öğrenmenin anahtarı okumaktır.
- Are you the only one who has a key to this door?
- Bu kapı için anahtarı olan tek kişi sen misin?
- I'm the one who has the key to the truck.
- Kamyonun anahtarı bende.
- Here's the key to my apartment.
- İşte benim apartmanın anahtarı.
- The key to the so-called mastery of any language is bringing the words and grammar to life through context.
- Herhangi bir dilde sözde ustalaşmanın anahtarı, kelimeleri ve grameri bağlam yoluyla hayata geçirmektir.
- How many people have a key to your apartment?
- Evinin anahtarı kaç kişide var?
- Who has a key to your apartment?
- Dairenizin anahtarı kimde var?
- Where is the key to this room?
- Bu odanın anahtarı nerede?
- I don't have a key to this room.
- Bu odanın anahtarı bende yok.
- Does Tom still have a key to your apartment?
- Tom'da hala dairenin anahtarı var mı?
- Do you still have a key to Tom's apartment?
- Tom'un dairesinin anahtarı hâlâ sende mi?
- Tom handed the key to Mary and she opened the door.
- Tom anahtarı Mary'ye verdi, o da kapıyı açtı.
- Aren't you the only one who has a key to this door?
- Bu kapının anahtarı elinde olan tek kişi sen değil misin?
- Aren't you the only one who has a key to this door?
- Bu kapının anahtarı bir tek sende yok mu?
- Do you have the key to this room?
- Bu odanın anahtarı sende var mı?
- My husband, my son and I each have a key to the flat.
- Kocam, oğlum ve bende dairenin birer anahtarı var.
- Do you still have the key to Tom's apartment?
- Tom'un dairesinin anahtarı hala sende mi?
- Do you have the key to this suitcase?
- Bu bavulun anahtarı sende mi?
- Tom is the one I gave the key to.
- Anahtarı verdiğim kişi Tom'du.
Show More (75)
|
