1 |
kindness |
nezaket |
n. |
|
- Kindness wizards, while very rare, are extremely powerful.
- Nezaket sihirbazları çok nadir olmakla birlikte son derece güçlüdür.
- You know, like listening to your partner, kindness, respect.
- Bilirsiniz, eşinizi dinlemek, nezaket, saygı gibi.
- Thank you, sir, for your kindness.
- Nezaketiniz için teşekkür ederim efendim.
- Thank you, sir, for your kindness.
- Nezaketin için teşekkür ederim bayım.
- We are thankful for your kindness.
- Nezaketiniz için minnettarız.
- I really appreciate your kindness.
- Nezaketinize gerçekten minnettarım.
- I am deeply grateful to you for your kindness.
- Nezaketiniz için size minnettarım.
- Kindness is a virtue.
- Nezaket bir erdemdir.
- We're thankful for your kindness.
- Nezaketiniz için minnettarız.
- I'll always remember your kindness.
- Nezaketini her zaman hatırlayacağım.
- Kindness is born out of strength.
- Nezaket güçten doğar.
- I'm quite aware of your kindness.
- Nezaketinizin gerçekten farkındayım.
- I deeply appreciate your advice and kindness.
- Tavsiyenize ve nezaketinize derin minnet duyuyorum.
- I am much obliged to you for your kindness.
- Nezaketiniz için size çok minnettarım.
- I will never forget your kindness as long as I live.
- Ben yaşadığım sürece, nezaketini asla unutmayacağım.
- He talked of her kindness and humility.
- Onun nezaketinden ve alçakgönüllülüğünden bahsetti.
- Tom appreciated Mary's kindness.
- Tom, Mary'nin nezaketine minnettar oldu.
- I'll never forget your kindness.
- Nezaketinizi asla unutmayacağım.
- I wish to express my deep appreciation for your kindness.
- Senin nezaketin için derin takdirimi ifade etmek istiyorum.
- Thank you very much for your kindness.
- Nezaketiniz için çok teşekkür ederim.
- Kindness is the only way to bring peace to this planet.
- Bu gezegene barış getirmenin tek yolu nezakettir.
- Kindness does more than violence.
- Nezaket şiddetten daha fazla işe yarar.
- Tom will never forget Mary's kindness.
- Tom Mary'nin nezaketini asla unutmayacak.
- She took advantage of his kindness.
- Onun nezaketinden yararlandı.
- You might at least have appreciated his kindness.
- En azından onun nezaketini takdir edebilirdin.
- By example, parents should teach their children kindness.
- Örnek olarak, ebeveynler çocuklarına nezaketi öğretmelidir.
- His kindness touched me.
- Nezaketi beni etkiledi.
- We'll never forget your kindness.
- Nezaketinizi asla unutmayacağız.
- Justice and kindness are virtues.
- Adalet ve nezaket erdemdir.
- I am much obliged to you for your kindness.
- Ben nezaketin için sana çok minnettarım.
- I am grateful to you for your kindness.
- Nezaketiniz için size minnettarım.
- I thank you very much for your kindness.
- Ben nezaketiniz için çok teşekkür ederim.
- I will never forget your kindness.
- Nezaketinizi asla unutmayacağım.
- I deeply appreciate your advice and kindness.
- Tavsiyen ve nezaketin için içten minnettarım.
- Thank you very much for all your kindness.
- Tüm nezaketiniz için çok teşekkür ederiz.
- I can't thank you enough for your kindness.
- Nezaketiniz için size ne kadar teşekkür etsem azdır.
- I thank you very much for your kindness.
- Nezaketiniz için çok teşekkür ederim.
- We know Jamal's character, his great kindness, his courage.
- Jamal'ın karakterini, büyük nezaketini ve cesaretini biliyoruz.
- The boy had the kindness to show us around.
- Çocuk bize etrafı gösterme nezaketini gösterdi.
- Pardon the bother, and many thanks for your kindness.
- Rahatsız ettiğim için özür dilerim ve nezaketiniz için çok teşekkürler.
- I'm deeply grateful for your kindness.
- Nezaketiniz için size minnettarım.
- I'm thankful for your kindness.
- Nezaketiniz için minnettarım.
- I was very moved by her kindness.
- Nezaketinden çok etkilendim.
- His kindness is only a pose.
- Onun nezaketi sadece bir poz.
- I appreciate your kindness.
- Nezaketinize minnettarım.
- He had the kindness to show me the way.
- Bana yolu gösterme nezaketini gösterdi.
- We are grateful to you for your kindness.
- Nezaketiniz için size minnettarız.
- Tom's kindness affected her.
- Tom'un nezaketi onu etkiledi.
- I will never forget your kindness so long as I live.
- Yaşadığım sürece nezaketini asla unutmayacağım.
- Thank you for your kindness.
- Nezaketin için teşekkür ederim.
- His kindness touched me.
- Onun nezaketi beni etkiledi.
- His kindness is only a pose.
- Nezaketi sadece bir poz.
- Tom appreciated Mary's kindness.
- Tom Mary'nin nezaketini takdir etti.
- His kindness affected her.
- Nezaketi onu etkiledi.
- I've always treated you with kindness.
- Sana her zaman nezaketle davrandım.
- We are thankful for your kindness.
- Nezaketin için teşekkür ederiz.
- I appreciated your kindness.
- Nezaketinize minnettarım.
- I appreciate your kindness.
- Ben nezaketin için teşekkür ederim.
- I'll never forget your kindness.
- Nezaketini asla unutmayacağım.
- She showed me great kindness.
- O bana büyük nezaket gösterdi.
- I shall never forget your kindness no matter where I may go.
- Nereye gidersem gideyim nezaketinizi asla unutmayacağım.
- He had the kindness to show me the way.
- Bana yolu gösterecek nezaketi vardı.
- She thanked him for his kindness.
- Nezaketi için ona teşekkür etti.
- I'll never forget their kindness.
- Onların nezaketini asla unutmayacağım.
- I can't thank you enough for all your kindness.
- Nezaketiniz için size ne kadar teşekkür etsem azdır.
Show More (62)
|
2 |
kindness |
iyilik |
n. |
|
- Kindness wizards, while very rare, are extremely powerful.
- İyilik büyücüleri çok nadir görülseler de son derece güçlüdürler.
- Kindness wizards, while very rare, are extremely powerful.
- İyilik büyücüleri, çok nadir olmalarına rağmen, son derece güçlülerdir.
- Mary takes Bill's kindness for granted.
- Mary, Bill'in iyiliğini hafife alıyor.
- We know Jamal's character, his great kindness, his courage.
- Jamal'ın karakterini, büyük iyiliğini, cesaretini biliyoruz.
- We are grateful to you for your kindness.
- İyiliğiniz için size minnettarız.
- I can't thank you enough for all your kindness.
- Bütün iyiliğin için sana yeterince teşekkür edemiyorum.
- They always extend kindness to their neighbors.
- Komşularına her zaman iyilik yaparlar.
- Your kindness against another person is unforgettable.
- Başka birine karşı olan iyiliğiniz unutulmaz.
- I would like to repay your kindness in the near future.
- Yakın gelecekte senin iyiliğini ödemek istiyorum.
- I am thankful for the kindness of strangers.
- Yabancıların iyiliği için minnettarım.
- They always extend kindness to their neighbors.
- Onlar komşularına hep iyilikte bulunurlar.
- I will never forget your kindness so long as I live.
- Yaşadığım sürece senin iyiliğini asla unutmayacağım.
- He took advantage of her kindness.
- O kızın iyiliğinden yararlandı.
- He did it out of kindness.
- İyilik olsun diye yaptı.
- Kindness is born out of strength.
- İyilik güçten doğar.
- Her kindness was misunderstood.
- Onun iyiliği yanlış anlaşıldı.
- I'll never forget your kindness as long as I live.
- İyiliğini yaşadığım sürece unutmayacağım.
- I can't thank you enough for your kindness.
- Ben senin iyiliğin için ne kadar teşekkür etsem azdır.
- God never forgets even a small kindness.
- Allah en ufak iyiliği bile asla unutmaz.
- I am deeply grateful to you for your kindness.
- İyiliğin için sana derinden minnettarım.
- We can not rely on her kindness.
- Onun iyiliğine güvenemeyiz.
- Her kindness has become a burden to me.
- Onun iyiliği benim için bir yük haline geldi.
- I am grateful to you for your kindness.
- İyiliğiniz için size minnettarım.
- Your kindness against another person is unforgettable.
- Başka birine karşı yaptığınız iyilik unutulmaz.
- Tom will never forget Mary's kindness.
- Tom, Mary'nin iyiliğini asla unutmayacak.
- God never forgets even a small kindness.
- Tanrı küçük bir iyiliği bile asla unutmaz.
Show More (23)
|
3 |
kindness |
kibarlık |
n. |
|
- I don't do kindness.
- Ben kibarlık yapmam.
- His kindness affected her.
- Kibarlığı onu etkiledi.
- Her kindness was misunderstood.
- Onun kibarlığı yanlış anlaşıldı.
- I'm deeply grateful for your kindness.
- Kibarlığın için derinden minnettarım.
- Mary takes Bill's kindness for granted.
- Mary, Bill'in kibarlığını cepte gürüyor.
- Her kindness has become a burden to me.
- Onun kibarlığı bana yük olmaya başlamıştı.
- I really appreciate your kindness.
- Kibarlığını gerçekten takdir ediyorum.
Show More (4)
|
4 |
kindness |
iyi yüreklilik |
n. |
|
- I'm quite aware of your kindness.
- İyi yürekliliğinin tamamen farkındayım.
Show More (-2)
|
5 |
kindness |
iyilikseverlik |
n. |
|
- She did not forget his kindness as long as she lived.
- Yaşadığı sürece onun iyilikseverliğini unutmadı.
Show More (-2)
|