|
- That kitten is so cute.
- O yavru kedi çok tatlı.
- Tom's cat had nine kittens.
- Tom'un kedisinin dokuz yavru kedisi vardı.
- I like kittens a lot.
- Yavru kedileri çok severim.
- Tom likes kittens.
- Tom yavru kedileri sever.
- I'll take care of your kitten while you're gone.
- Siz yokken yavru kedinize ben bakarım.
- She held the kitten like a mother gorilla would hold her own baby.
- Yavru kediyi bir anne gorilin kendi bebeğini tuttuğu gibi tuttu.
- The kitten died.
- Yavru kedi öldü.
- I'll take care of your kitten while you're away.
- Sen yokken yavru kedinle ilgileneceğim.
- Tom and Mary rescued an orphaned kitten.
- Tom ve Mary yetim bir yavru kediyi kurtardılar.
- The kitten slept soundly.
- Yavru kedi mışıl mışıl uyudu.
- I named the kitten Tama.
- Yavru kediye Tama adını verdim.
- Kittens are curious.
- Yavru kediler meraklıdır.
- I'll give these kittens to whoever likes cats.
- Bu yavruları kedi sevenlere vereceğim.
- The kitten is playing in the rain.
- Yavru kedi yağmurda oynuyor.
- The kitten wants to sleep.
- Yavru kedi uyumak istiyor.
- Kittens are cute and friendly.
- Yavru kediler sevimli ve arkadaş canlısıdır.
- The kitten lapped up the milk I poured into the saucer.
- Yavru kedi tabağa döktüğüm sütü yalayıp yuttu.
- Did she hurt that kitten?
- O yavru kediyi incitti mi?
- The kitten is taking a nap.
- Yavru kedi kestiriyor.
- The kitten wanted in.
- Yavru kedi içeri girmek istedi.
- Tom called the fire brigade when his kitten got stuck up a tree.
- Tom, yavru kedisi ağaçta mahsur kalınca itfaiyeyi aradı.
- The kitten is sleeping between my legs.
- Yavru kedi bacaklarımın arasında uyuyor.
- My daugther wants a kitten.
- Benim kızım bir yavru kedi istiyor.
- Do you want to see my kitten?
- Yavru kedimi görmek ister misin?
- Every day grandfather and grandmother gave the kitten plenty of milk, and soon the kitten grew nice and plump.
- Büyükbaba ve büyükanne her gün yavru kediye bol bol süt verdiler, kısa sürede yavru kedi güzelce büyüdü ve tombullaştı.
- I'll take care of your kitten while you're gone.
- Sen gidince yavru kedine bakacağım.
- Newspapers and television stations around the world told the story of Koko and her kitten.
- Dünyanın dört bir yanındaki gazeteler ve televizyon kanalları Koko ve yavru kedisinin hikayesini anlattı.
- Do you want to see my kitten?
- Yavru kedimi görmek istiyor musun?
- I'll take care of your kitten while you're away.
- Siz yokken yavru kedinize ben bakarım.
- The kitten couldn't get down from the tree.
- Yavru kedi ağaçtan inemedi.
- The kitten plays with the ball.
- Yavru kedi topla oynuyor.
- The kitten was drinking milk under the table.
- Yavru kedi masanın altında süt içiyordu.
- He got a kitten for his birthday.
- Doğum gününde yavru kedi alınmış.
Show More (30)
|