|
- The European Union has very strict labelling rules for irradiated foods.
- Avrupa Birliği ışınlanmış gıdalar için çok katı etiketleme kurallarına sahiptir.
- Finally, I would like to address the issue of GMO-free labelling.
- Son olarak, GDO'suz etiketleme konusuna değinmek istiyorum.
- We must therefore wait for the first results before making the labelling of processing aids mandatory.
- Bu nedenle işleme yardımcılarının etiketlenmesini zorunlu hale getirmeden önce ilk sonuçları beklemeliyiz.
- Thanks to the labelling of genetically contaminated products, consumers are given the option of not buying them.
- Genetiği bozulmuş ürünlerin etiketlenmesi sayesinde tüketicilere bunları satın almama seçeneği sunuluyor.
- On the subject of labelling, people want as much information as is possible.
- Etiketleme konusunda insanlar mümkün olduğunca fazla bilgi istiyor.
- I do, however, still have a comment on labelling.
- Bununla birlikte, etiketleme konusunda hala bir yorumum var.
- In addition, there is an issue of labelling.
- Ayrıca etiketleme konusu da var.
- Secondly, labelling will identify the country or countries of origin of beef.
- İkinci olarak, etiketleme sığır etinin menşe ülkesini veya ülkelerini tanımlayacaktır.
- The Council has met us halfway as regards another point, namely the labelling of flavourings.
- Konsey bir başka konuda yani tatlandırıcıların etiketlenmesi konusunda bizi yarı yolda bıraktı.
- Labelling serves the purpose of informing consumers and users and allowing them to exercise choice.
- Etiketleme, tüketicileri ve kullanıcıları bilgilendirme ve seçim yapmalarına olanak sağlama amacına hizmet eder.
- Furthermore, I welcome the proposal for labelling where the proportion of an ingredient is in excess of 2%.
- Ayrıca, bir bileşenin oranının %2'den fazla olduğu durumlarda etiketleme önerisini memnuniyetle karşılıyorum.
- A transparent system of traceability and labelling will allow blood to be traced from donor to recipient and back.
- Şeffaf bir izlenebilirlik ve etiketleme sistemi, kanın donörden alıcıya ve geriye doğru izlenebilmesini sağlayacaktır.
- Labelling on all products tested on animals must now become compulsory with immediate effect.
- Hayvanlar üzerinde test edilen tüm ürünlerin etiketlenmesi derhal zorunlu hale getirilmelidir.
- If labelling were honest, consumers would not buy the products.
- Eğer etiketleme dürüst olsaydı, tüketiciler bu ürünleri satın almazlardı.
- The Eurostat figures clearly show that most consumers want effective labelling.
- Eurostat rakamları tüketicilerin çoğunun etkin etiketleme istediğini açıkça göstermektedir.
- Labelling on all products tested on animals must now become compulsory with immediate effect.
- Hayvanlar üzerinde test edilen tüm ürünlerin etiketlenmesi artık derhal zorunlu hale getirilmelidir.
- I voted for the measure on the labelling of beef.
- Sığır etinin etiketlenmesine ilişkin tedbir için oy kullandım.
- That is what we have tried to do with the revised Directive 18/2001/EC, traceability and labelling.
- 18/2001/EC sayılı revize edilmiş Direktif, izlenebilirlik ve etiketleme ile yapmaya çalıştığımız şey de budur.
- This comes under compulsory labelling, where it has no place to be.
- Bu konu zorunlu etiketleme başlığı altında yer almaktadır ve burada hiç yeri yoktur.
- I regard it as progress that a certain element of labelling is associated with the ".EU" domain.
- Belirli bir etiketleme unsurunun ".EU" alan adıyla ilişkilendirilmesini bir ilerleme olarak görüyorum.
- Consumers must be able to choose, and labelling is crucial to this.
- Tüketiciler seçim yapabilmelidir ve etiketleme bunun için çok önemlidir.
- In the case of these products, more detailed labelling is expected.
- Bu ürünler söz konusu olduğunda, daha ayrıntılı etiketleme yapılması beklenmektedir.
- Those who legislate are to establish that this is the case before requiring labelling.
- Yasa koyucuların etiketleme zorunluluğu getirmeden önce durumun böyle olduğunu tespit etmeleri gerekmektedir.
- We also know that many of the Member States want the mandatory labelling of GM derivatives.
- Ayrıca birçok Üye Devletin GD türevlerinin zorunlu olarak etiketlenmesini istediğini de biliyoruz.
- This proposal only deals with the issue of traceability and labelling for genetically modified organisms.
- Bu teklif sadece genetiği değiştirilmiş organizmalar için izlenebilirlik ve etiketleme konusunu ele almaktadır.
- It is good that we now have a couple of directives aimed at labelling genetically modified organisms.
- Genetiği değiştirilmiş organizmaların etiketlenmesini amaçlayan birkaç yönergeye sahip olmamız iyi bir şey.
- I oppose the idea that there should be a requirement for the labelling of products from animals fed GM feed.
- GDO'lu yemlerle beslenen hayvanlardan elde edilen ürünlerin etiketlenmesi zorunluluğu getirilmesi fikrine karşıyım.
- There must be labelling and transparency.
- Etiketleme ve şeffaflık olmalıdır.
- As a solution, labelling is a good idea only at first sight.
- Bir çözüm olarak etiketleme sadece ilk bakışta iyi bir fikirdir.
- The Council has met us halfway as regards another point, namely the labelling of flavourings.
- Konsey bir başka konuda, yani tatlandırıcıların etiketlenmesi konusunda bizi yarı yolda bıraktı.
- Certain alcoholic drinks, such as wine, must obey specific rules on labelling.
- Şarap gibi bazı alkollü içecekler, etiketleme konusunda belirli kurallara uymak zorundadır.
- This is why labelling is needed; this is why safety is paramount.
- İşte bu yüzden etiketleme gereklidir; işte bu yüzden güvenlik her şeyden önemlidir.
- That is why we have proposed further legislation on traceability and labelling.
- İşte bu nedenle izlenebilirlik ve etiketleme konusunda yeni bir mevzuat önerisinde bulunduk.
- Labelling is only an initial step.
- Etiketleme sadece bir ilk adımdır.
- The labelling of genetically-modified additives is particularly important in this respect.
- Genetiği değiştirilmiş katkı maddelerinin etiketlenmesi bu açıdan özellikle önemlidir.
- Clearly, labelling and rules must be the same for imported products too.
- Etiketleme ve kuralların ithal ürünler için de aynı olması gerektiği açıktır.
- This sort of product-related labelling is the only feasible way forward.
- Ürünle ilgili bu tür bir etiketleme ileriye dönük tek uygulanabilir yoldur.
- Labelling should tell consumers how to use vitamin and mineral products correctly.
- Etiketleme, tüketicilere vitamin ve mineral ürünlerinin nasıl doğru kullanılacağını anlatmalıdır.
- Finally, I want to express my approval to the rapporteur regarding labelling.
- Son olarak, etiketleme konusunda raportöre katıldığımı ifade etmek istiyorum.
- Now, it is, however, a question of labelling and traceability.
- Ancak bu bir etiketleme ve izlenebilirlik meselesidir.
- Labelling these products, however, does create such an impression.
- Ancak bu ürünlerin etiketlenmesi böyle bir izlenim yaratıyor.
- Labelling must allow for accurate health messages, such as for folic acid.
- Etiketleme, folik asit gibi doğru sağlık mesajlarına izin vermelidir.
- Labelling must therefore be perfect and not have the opposite of the intended effect.
- Dolayısıyla etiketleme mükemmel olmalı ve amaçlanan etkinin tam tersini yaratmamalıdır.
- Thanks to the labelling of genetically contaminated products, consumers are given the option of not buying them.
- Genetiği bozulmuş ürünlerin etiketlenmesi sayesinde tüketicilere bu ürünleri satın almama seçeneği sunulmuştur.
- One of my main concerns in this case was, at the time, labelling.
- Bu davadaki temel endişelerimden biri, o zamanlar etiketleme konusuydu.
- We are trying to put in place a labelling and information scheme that makes the choice a reality.
- Seçimi gerçeğe dönüştüren bir etiketleme ve bilgilendirme planını uygulamaya çalışıyoruz.
- Meat producers, for example, will be able to avoid using GM feed for the first time through labelling.
- Örneğin et üreticileri, etiketleme yoluyla ilk kez GD yem kullanmaktan kaçınabilecekler.
- A couple of words, then, about the social labelling scheme.
- Sosyal etiketleme programı hakkında birkaç söz söylemek istiyorum.
- If we are going to insist on retrospective labelling, how will they be able to compete?
- Eğer geriye dönük etiketleme konusunda ısrar edeceksek, nasıl rekabet edebilecekler?
- That is why we have proposed further legislation on traceability and labelling.
- Bu nedenle izlenebilirlik ve etiketleme konusunda ilave mevzuat önerdik.
- In my own experience, labelling materially affects one's decision.
- Kendi deneyimlerime göre etiketleme kişinin kararını önemli ölçüde etkilemektedir.
- Mr Davies, B&Q/Kingfisher will be able to continue to use their labelling scheme.
- Bay Davies, B&Q/Kingfisher etiketleme programını kullanmaya devam edebilecek.
- I would particularly like to highlight the rules on labelling for products that trigger allergic reactions.
- Özellikle alerjik reaksiyonları tetikleyen ürünlerin etiketlenmesine ilişkin kuralların altını çizmek istiyorum.
- This sort of product-related labelling is the only feasible way forward.
- Ürünlerle ilgili bu tür bir etiketleme ileriye dönük tek uygulanabilir yoldur.
- Labelling and traceability do not automatically guarantee safety.
- Etiketleme ve izlenebilirlik otomatik olarak güvenliği garanti etmez.
- If labelling were honest, consumers would not buy the products.
- Eğer etiketleme dürüst olsaydı, tüketiciler bu ürünleri satın almazdı.
- Labelling issues are often more complex than they at first appear.
- Etiketleme konuları genellikle ilk bakışta göründüklerinden daha karmaşıktır.
- We therefore need to be vigilant on definitions and labelling.
- Bu nedenle tanımlar ve etiketleme konusunda dikkatli olmamız gerekmektedir.
- We have debated the new labelling directives most intensively today.
- Yeni etiketleme direktiflerini bugün çok hararetli bir şekilde tartıştık.
- Labelling, therefore, only solves a small part of the problem.
- Dolayısıyla etiketleme, sorunun sadece küçük bir kısmını çözmektedir.
- Hence, the need for a directive on the labelling of these allergenic additives.
- Dolayısıyla, bu alerjen katkı maddelerinin etiketlenmesine ilişkin bir yönergeye ihtiyaç duyulmaktadır.
- We have always been in favour of this principle with its one-percent margin, below which there is no labelling.
- Biz her zaman, altında etiketleme yapılmayan yüzde birlik marj ile bu ilkeden yana olduk.
- Labelling should not function as a warning sign.
- Etiketleme bir uyarı işareti olarak işlev görmemelidir.
- Nonetheless, labelling will be difficult for industry and will provide no honest information for the consumer.
- Bununla birlikte etiketleme endüstri için zor olacak ve tüketici için dürüst bilgi sağlamayacaktır.
- Labelling must therefore be perfect and not have the opposite of the intended effect.
- Bu nedenle etiketleme mükemmel olmalı ve amaçlanan etkinin tersini yaratmamalıdır.
- How secure is the situation in the European Community regarding labelling obligations?
- Avrupa Topluluğu'nda etiketleme yükümlülüklerine ilişkin durum ne kadar güvenli?
- I have gone into labelling in great depth and also got to grips with its practical implementation.
- Etiketleme konusunu derinlemesine inceledim ve pratik uygulamasını da ele aldım.
Show More (64)
|
